
Avrupa’da yapılan kapsamlı bir kamuoyu araştırması, halkın büyük çoğunluğunun kuantum teknolojisini duyduğunu ancak ne olduğunu tam olarak anlamadığını ortaya koydu. Fransa ve Almanya’daki katılımcıların %78’i kuantum teknolojisine aşina olduğunu söylerken, yalnızca üçte biri bu konuda derinlemesine bilgiye sahip olduğunu belirtti.
Kuantum nedir, neden önemlidir?
Kuantum bilimi, atom altı parçacıkların davranışlarını inceleyen ve klasik fizikten oldukça farklı kurallara dayanan bir alandır. Elektronlar, protonlar ve fotonlar gibi parçacıklar üzerine çalışan kuantum fiziği, GPS sistemlerinden MRI tarayıcılarına kadar birçok teknolojinin temelini oluşturuyor. Ancak bu teknolojinin potansiyeli henüz tam anlamıyla keşfedilmiş değil.
Kamuoyu kuantumdan umutlu
Ankete katılanların %49’u kuantumu duyduklarını ancak tam olarak ne olduğunu bilmediklerini ifade ederken, %47’si kuantum teknolojisinin önümüzdeki beş yıl içinde ülkelerine olumlu katkılar sağlayacağını düşünüyor. Sağlık, enerji, siber güvenlik ve iklim değişikliği gibi alanlarda kuantumdan büyük beklentiler var.
Kuantum sensörler sayesinde daha hassas tıbbi görüntüleme mümkün hale gelebilirken, kuantum bilgisayarlar ilaç keşfi, çevresel izleme ve veri güvenliği gibi alanlarda devrim yaratabilir.
Avrupa yatırım yapıyor ama geride
Avrupa Birliği, kuantum teknolojilerinde ilerlemek için geçtiğimiz yıl 65 milyon euroluk bir fon çağrısı yaparken, toplam yatırım planı 200 milyon euroya ulaşmış durumda. AB ayrıca, Avrupa’da üretilecek yerli bir kuantum çipi ve olası bir Kuantum Yasası üzerinde çalışıyor.
Ancak tüm bu çabalara rağmen, uzmanlara göre Avrupa, Çin ve ABD’nin gerisinde kalmış durumda. Yatırım eksikliği, altyapı yetersizliği ve özel sektörün düşük ilgisi, Avrupa’nın küresel kuantum yarışında geri planda kalmasına neden oluyor.
Yarının teknolojisini anlamak şart
Kuantum teknolojisi giderek daha fazla günlük yaşama nüfuz ederken, Avrupa halkının bu alandaki farkındalığını artırmak, toplumsal adaptasyon ve inovasyon için kritik önem taşıyor. Uzmanlar, sadece teknoloji üretmenin değil, toplumu bu değişime hazırlamanın da en az onun kadar önemli olduğuna dikkat çekiyor.