• Biz Kimiz
  • Künye
logo
MEDOC
logo
  • Anasayfa
  • ICT Etkinlik
  • Gündem
  • Bilişim
  • Telekom
  • Savunma
  • Enerji
  • e-Mobilite
  • Oyun
  • Kariyer
  • Röportaj
  • Dergi
  • Yazarlarımız
MEDOC
  1. Anasayfa
  2. Röportaj
  3. “Denetim elemanları sürekli kendilerini geliştirmek zorunda; çünkü çağın gerisinde kalan hayatta kalamaz!”
“Denetim elemanları sürekli kendilerini geliştirmek zorunda; çünkü çağın gerisinde kalan hayatta kalamaz!”

“Denetim elemanları sürekli kendilerini geliştirmek zorunda; çünkü çağın gerisinde kalan hayatta kalamaz!”

ICT Media ICT Media
16 Şubat 2023 16:47
Paylaş

Murat PEHLİVAN: Kamu İç Denetçileri, bir dernek statüsü içerisinde örgütlenmeye ve kendilerini ifade etmeye çalışıyor. Bize KİDDER kim, neler yapıyor biraz anlatır mısınız?

Mustafa BEGEN: Kamu İç Denetçileri Derneği; kamuda iç denetçi olarak fiilen görevli veya iç denetçi adayı olan ya da bu kapsamda akademik çalışmaları olan ya da sertifikası olan fiilen iç denetçi olmasa bile iç denetime gönül vermiş kişilerden kâr amacı gütmeyen bir mesleki örgütlenme. Meslektaşlarımıza gerek eğitim gerek sertifikasyonu anlamında destek sağlamak adına birtakım faaliyetlerimiz var. Eğitim faaliyetlerimiz var. Çünkü biz de iç denetçiler bir sertifikasyona tabiler. Her yıl sertifikalarını güncel tutmak adına almak zorunda oldukları yönetmelik gereği 30 saatlik bir eğitim gereksinimleri var. Bu gereksinimlerini ortadan kaldırmak onlara yardımcı olmak adına kendi aramızda çeşitli konularda güncel başlıklarda eğitimler düzenliyoruz. Danışmanlık hizmetleri veriyoruz. Kamu kurum ve kuruluşlarında, “İç denetim nedir?” “Nasıl kurulur?” mevzuat anlamında süreç yönetimi belki bir örnek denetimle birebir uygulamalı danışmanlık faaliyetleri icra ediyoruz. Bununla beraber mesleki gelişim faaliyetleri kapsamında ICT MEDIA’nın da katkısıyla çeşitli paneller düzenledik. Konferanslar düzenliyoruz. Bunlarla beraber akademik yanımız var. Akademik kurumlarla, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi ile ortak çalışmalarımız oluyor. Eğitmen veya öğretim görevlisi olarak destek çıktığımız arkadaşlarımız var. TRDizin’de taranan yılda 2 sayı olarak yayınladığımız “Denetişim” adında hakemli dergimiz var.

Murat PEHLİVAN: İç denetimi genelde biz bir müfettişin bir kurumda yolsuzluk, usulsüzlük soruşturması olarak algılıyoruz. Denetim deyince aklımıza müfettiş geliyor. Bu doğru bir algı mı? İç denetimden ne anlamalıyız?

Mustafa BEGEN: İç denetim aslında tam da sizin söylediğiniz o algıyı yıkmaya yönelik bir mekanizma. Dünya üzerinde 1960’lı yıllardan itibaren kabul görmüş bir mekanizma. Ülkemizde özel sektörde 1980’li yılların sonundan itibaren hayata geçirilmiş bir mekanizma olmakla birlikte Kamu iç denetimle 2003 yılında yürürlüğe giren 5018 sayılı Kamu Mali ve Kontrol Kanunu ile tanıştı. 2006 yılından itibaren de uygulamalarını Kamu’da görmeye başladık. Başta Bakanlıklarda olmak üzere Yükseköğretim Kurumlarında, yerel yönetimlerde iç denetçi kadroları ihdas edildi ve buralara iç denetçiler atandı. Gelelim Teftiş ile farkına… Bir teftiş mekanizması varken niye bir de iç denetim çıktı sorusunun cevabına... Denetimde iki başlılık mı oldu acaba diye sorular akla gelebilir. Aslında Teftiş ve İç Denetim birbirinin rakibi değil, birbirinin bütünleyicisi. Yani bir kuruluşta her iki mekanizma da aktif bir şekilde çalışmalı. İç denetimin teftişten farkı daha proaktif bir anlayışla rehberlik ederek danışmanlık yaparak biraz önce söylediğiniz gibi bir suiistimal ya da yolsuzluk olmasın diye önceden tedbirleri almak adına çalışan bir mekanizma. Teftiş sorunların tespiti, tespitin ardından müsebbiplerin belirlenmesi adına yapılan çalışmaları içeriyor. Aramızdaki en temel farklılık bu aslında. İç denetim daha çok denetimin metodolojisi itibari ile de teftişten oldukça farklı olmakla birlikte tespitleri ve bulgularına getirdikleri önerilerle sistemi iyileştirmeye, kontrol mekanizmalarını artırmaya yönelik önerilerde bulunuyor. Daha yapıcıdır. Biz kişilerle ilgilenmeyiz. Bizim derdimiz sistemledir. Sistemi iyileştirmek, sistemi düzeltmek, sistem içerisindeki kontrol mekanizmalarının etkin çalışıp çalışmadığını veya var olup olmadığını, eğer yoksa hangi kontrol mekanizmalarının olması gerektiğini yönelik öneriler getiriyoruz. Bu şekilde risklerin etkilerini ve olasılıklarını minimize etmeye çalışıyoruz.

Murat PEHLİVAN: Dijitalleşmeyle birlikte kişisel verileri korumak kavramı ön plana çıktı. Bununla ilgili olarak da Kişisel Verileri Koruma Kanunu çıkarıldı. KVKK’yı değerlendirir misiniz? Tespit ettiğiniz eksiklikleri var mı? Varsa iyileştirmek için neler yapılması gerekiyor?

Mustafa BEGEN: İç denetimin temelinde olan risk kontrol ikilisinden risklerin önceliği zaman zaman dönemsel gelişmelere göre farklı riskleri ön plana çıkarabiliyor. Son yıllarda dijitalleşmenin getirdiği riskler ve kişisel verilerin korunmasına dair endişeler bizim de risk değerlendirmemizin üst sıralarına tırmandı. Gerek vatandaşlarımızın gerekse kurum içerisindeki personellerin kişisel verilerinin korunması büyük önem arz ediyor. Bu konuda KVKK ile ilgili yönetmelik yol gösterici nitelikte. Ancak kanunda bu denetimi kimin yapacağına dair açık ve net bir ifade yer almıyor. Biz Kamu İç Denetçileri Derneği olarak burada taşın altına elimizi sokmamız gerektiğini değerlendirdik. Kurumların içerisinde bu denetimleri en iyi yapabilecek mekanizmanın İç Denetim olacağını değerlendiriyoruz. Bu sebeple İç Denetçilerimize, meslektaşlarımıza yönelik Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve Yönetmeliği çerçevesinde bir farkındalık oluşturmak için paneller serisi başlattık. Bu toplantıların ilkini ICT MEDIA’nın da desteğiyle Ankara’da 2022 yılı Mart ayında, ikincisini de Kasım ayında İstanbul’da gerçekleştirdik. Toplantılarımıza özellikle özel sektörden kişisel verileri oldukça yoğun kullanan, toplayan, kaydeden, bunları saklayan, imha eden bu aşamalardan geçiren kurum ve kuruluşların özel sektör temsilcileri katıldı. Hem deneyimlerini paylaştılar hem de mevzuat anlamında yapılması gerekenlerle ilgili bilgi paylaşımında bulundular. Geleneksel hale getirmeyi planladığımız toplantıları 2023, 2024 yıllarında da tekrarlamayı düşünüyoruz.

Murat PEHLİVAN: Dünya değişiyor, büyük bir dönüşüm içerisindeyiz. Bu dönüşümde dijitalleşme büyük rol oynuyor. Dijitalleşme sizlerin işlerini kolaylaştırıyor mu? İç Denetimciler olarak dijital dönüşüme hazır mısınız?

Mustafa BEGEN: Dijitalleşme artık önüne geçemeyeceğimiz bir olgu, fenomen haline geldi. Büyük veri kavramı hayatımıza girdi. Sosyal medya hayatın her alanında. Dolayısıyla kişisel verilerin korunması güvenliği, yönetimi oldukça önem arz ediyor. Dijital Dönüşüm Ofisi yayınlamış olduğu Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi kamu iç denetçilerini bu konuda bir görev veriyor. Bu nedenle dijitalleşen bu dünyada biz hem verilerin kullanımını öğrenmeli hem de bu verilerle işlerimizi daha kolaylaşmalıyız. Nasıl mı? Şöyle: Burada ihtilaflı bir durum var aslına bakarsanız. Dijitalleşme işlerimizi hem kolaylaştırıyor hem de zorlaştırıyor. Zorlaştırması şöyle; muhatap olduğumuz verilerin büyüklüğü burada veri madenciliğini ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla iç denetçilerin ya da denetim elemanlarının veri madenciliği nedir? Nasıl kullanılır? Nasıl hayata geçirilir noktasında kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Bu anlamda işimizi zorlaştırıyor. Sürekli bir mesleki gelişime ayak uydurmak zorunda bırakıyor. Çağın gerisinde kalan denetim elemanları tabiri caizse bu süreçte hayatta kalamayacak. Dolayısıyla sürekli kendisini geliştirmek zorunda olacak. Büyük verilerle oynamayı öğrenecek. Ve onlarla birlikte bir denetim yürütecek.

Murat PEHLİVAN: Dijital Dönüşüm Ofisinin iç denetimle ilgili size yüklediği görevler, sorumluluklar yeterli mi? Şunlar da olsa daha kapsamlı bir sağlık bir iş yürütebiliriz dediğiniz hususlar var mı?

Mustafa BEGEN: Hiçbir sistem dört başı mamur değildir. Başlangıç için harika bir seviye gerçekten. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisine böyle kıymetli bir çalışmayı hayata geçirdikleri için çok teşekkür ediyorum. Özel sektör her türlü konuda öncü davranırken Dijital Dönüşüm Ofisi bu konuda kamu anlamında öncü oldu. Biz İç Denetçiler olarak bu sürece hazırlıklı mıydık? Bu tartışılır. Dijital Dönüşüm Ofisi Rehberinin bize vermiş olduğu görevi nasıl hayata geçireceğimizi yetkinliğimizi arttırmak için neler yapabileceğimizi oturup düşündük. Yaklaşık 6 aydır 7 farklı gruba özel sektörde dahil her türlü kurum ve kuruluştan arkadaşlarımız başvurdu. Yaklaşık 380 meslektaşımızı Ankara’da eğitimden geçirdik. Onlar da gidip kendi kurumlarında denetimlerini yaptılar ve raporlarını Cumhurbaşkanlığımıza sundular. Yani başlangıç için gerçekten harika bir seviye. Tabii ki geliştirilmeye muhtaç, geliştirilmesi gereken alanlar var. Biz bu konuda çeşitli öneriler kaleme aldık. Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisiyle paylaşacağız.

Murat PEHLİVAN: Denetim elemanları özlük haklarıyla ilgili sorunlar da yaşıyor. KİDDER olarak bu konuda neler yaptınız?

Mustafa BEGEN: Sessiz Çığlık başlığıyla basın ve sosyal medyada yer alan metne KİDDER olarak atan 15 dernekten biriyiz. Metnin hazırlanmasında da aktif görev aldık. Bu metin neyi içeriyor? Kamuda iki farklı denetim mekanizması var: Teftiş Kurulları ve İç Denetim Birimleri. İç Denetim birimleri Yükseköğretim Kurumları, üniversiteler yani Yerel Yönetimler ve Bakanlıklar olmak üzere tüm kamu kurumlarında teşkil edilmiş bir mekanizma. Teftiş Kurulları ise mesela Yükseköğretim Kurumlarında yok. Onların görevlerini de iç denetim birimleri yürütüyor. Yerel yönetimlerde var. Biz bu birimleri bir elmanın iki yarısı olarak görüyoruz. Bu süreçte birlikte hareket etmeye karar verdik. Devlette Eğitim Elemanları Derneği (DENETDE) önderliğinde 15 denetim elemanı derneği bir araya geldik ve bir metin hazırladık. Özü şu; 1990’lı yıllardan itibaren denetim elemanlarının özlüklerinde bir azalma söz konusu. 2011’de çıkan 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile birlikte denetim elemanlarının özlükleri Bakanlıklar da Daire Başkanlarının altında bir konuma yerleştirilmiş durumda. Talebimiz denetimini yapmış olduğumuz birim yöneticilerinin daha üzerinde bir pozisyonda özlük anlamında konumlandırılarak denetimin bağımsızlığının sağlanmasını talep ediyoruz. 3 başlık altında biz taleplerimizi ilettik. Burada birinci talebimiz ek göstergeyle ilgiliydi. Ek göstergemiz 3600’dü. 3600 ek gösterge malumunuz birçok meslek grubuna verildi. Diğer meslek gruplarına da tabiri caizse bir haksızlık olmasın diye 600 puanlık bir artış öngörüldü. Ancak bu artışın maaş ya da emekli maaşına bir faydası maalesef yok. Dolayısıyla biz ek göstergenin minimum 4800, mümkünse daha üst seviyelere çıkarılmasını istiyoruz. Ki asıl esas talebimiz şuydu: Kamuda bir denetim mekanizması var ama bu denetim mekanizmasının içerisinde farklı kanunlara tabi olan Sayıştay Denetçileri, Adalet ve YSK Müfettişleri, Mülkiye Müfettişleri de bizimle aynı işi yapıyorlar. Sahip oldukları unvan dolayısıyla özlük hakları bizlerden oldukça farklı. Temmuz 2022 döneminde çıkan torba kanunda HSK ve Adalet Baş Müfettişlerine bir iyileştirme yapılmıştı. Biz bu iyileştirmenin gerekçesiyle birlikte aynısını kamudaki tüm denetim elemanlarına da yapılması talebinde bulunduk. Geldiğimiz noktada Sayıştay, Adalet ve Mülkiye Müfettişlerinin özlükleri ile diğer kamu denetim elemanları özlükleri arasında iki katı oranında bir farklılık var.

Murat PEHLİVAN: Denetimleriniz sırasında tespit ettiğiniz en önemli sorunlar nelerdir? Meslektaşlarınızın tespit ettiği ve size yansıttığı sorunları bizimle paylaşır mısınız?

Mustafa BEGEN: İç Denetim olarak öncelikle kendi kanayan yaralarımızdan bahsetmek istiyorum. 5018 sayılı Kanunla biz ihdas edilmiş bir mekanizmayız. Bununla beraber biz iç denetim birimleri kamu kurum ve kuruluşlarında kuruluş yasalarında yer almadığı için tabiri caizce kadük kaldı. Dolayısıyla bir teşkilat yasasında yer almadığımız için organizasyon şemasında nereye konumlandırılacağı çok net değil. Bu yıllardır uğraşmamıza rağmen çözemediğimiz bir problemimiz. Bir diğeri ise üst yönetimin sahiplenmesi mevzusu. İç denetim üst yöneticiye yani Bakanlıkta Bakana, üniversitede Rektöre, yerel yönetimde Belediye Başkanına raporlama yapar, onun adına denetim yapar. Dolayısıyla o ne kadar süreci sahiplenir, iç denetimi sahiplenirse etkinliği de o kadar artar. Sahiplenilmeyen bir iç denetimin verimliliğinden bahsetmek pek mümkün değil. Bu anlamda biz üst yöneticilere yıllardır bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. KİDDER olarak çeşitli ziyaretler gerçekleştirdik. İç denetimin faydasını, önemini, daha verimli hale nasıl getirir, katma değer nasıl sağlar gibi hususlarda bilgilendirme yapıyoruz. Bir diğer konumuz buydu. Üst yönetimin yeteri kadar sahiplenmemesi. Üçüncüsü de üst yönetici kavramını 5018’de yapılan değişiklikle birlikte farklılaşmasından ötürü bize çeşitli geri dönüşleri oldu. Üst yönetici önceden kurumun en üstündeki yönetici sıfatındaki bakan belediye başkanları rektörler iken 5018’de yapılan değişiklikteki amacı aslında harcama sürecinin biraz daha kolaylaştırılması maksadıyla Bakan Yardımcıları da üst yönetici olarak tanımlandı. Bakan Yardımcılarının üst yönetici olarak tanımlanmasından sonra bazı Bakanlıklarda iç denetim birimleri Bakan Yardımcılıklarıyla bağlandı. Organizasyon şemasında organik yapıda oraya konumlandırıldı. Bunu denetimin fonksiyonel bağımsızlığını zedeleyecek bir husus olarak değerlendiriyoruz. Bunda da aslında bütün denetim birimlerinin doğrudan Bakana bağlı olması gerektiği kanaatindeyiz. Ki denetimin bağımsız şekilde yerine getirilebilmesi için. Üçüncü sorunumuz da bu. Diğerini biraz önceki başlıkta Özlük anlamında değerlendirmiştik zaten. Dört temel başlıkta şu anda sorunlarımız mevcut. Bununla beraber tabii ki meslek içi uygulamada karşılaştığımız zorluklar var. Mesleki eğitim eksikliğimiz var. KİDDER olarak elimizden geldiğince bunu bertaraf etmeye çalışıyoruz. Meslektaşlarımıza fayda sağlamaya çalışıyoruz. 81 ilde teşkilatlanması olan bir mekanizmayız. Yani Şırnak’tan Hakkari’den Edirne’ye Kırklareli’ne kadar bütün illerde meslektaşlarımız aktif olarak çalışıyor. Maalesef eğitim noktasında onlara yetişemiyoruz. Pandemi sürecini faydaya çevirip dijital olarak eğitimler sunmaya başladık. Online çevrimiçi eğitimlerde yüz yüzeden elde ettiğimiz verimi maalesef elde edemedik.

Murat PEHLİVAN: Bu yıl Cumhuriyet olarak bir asrı devirmiş olacağız. Türk devletleri için bir yüzü devirdikten sonra gerisi kolaydır diye söylenir. 100. yıl kapsamında KİDDER’in Kamu İç Denetçileri Derneği olarak ne tür etkinlikler ne tür faaliyetler gerçekleştireceksiniz?

Mustafa BEGEN: Bütün kamu kurumlarının olduğu gibi KİDDER’in de Cumhuriyetimizin 100. yılına yaraşır hedefleri var. Rutin işlerimize devam edeceğiz. Rutinden kastım Denetişim Dergisi’nin bu ay içerisinde 2023’ün ilk sayısını çıkaracağız. Temmuz ayında ikinci sayısını. Dolayısıyla akademik çalışmalarımız aktif olarak devam ediyor. Bununla birlikte eğitim faaliyetlerimiz hız kesmeden devam edecek. Dijital Dönüşüm Ofisinin yayınlamış olduğu rehberin uygulamasına yönelik erişemediğimiz bizden yardım talebinde bulunan meslektaşlarımız da başta olmak üzere eğitim faaliyetlerimize hız vereceğiz. Bununla birlikte özellikle BT denetimleri konusunda talepte bulunan kurum ve kuruluşlara danışmanlık faaliyetine devam edeceğiz. 2022’de iki defa gerçekleştirmiş olduğumuz toplantılara 2023 yılında da Kişisel Verilerin Korunması ve Denetimde Dijitalleşme başlıklarında olmak üzere yine birini bahar diğerini sonbaharda yapmak üzere iki adet panel planlıyoruz. Bu panellerden bir tanesini daha geniş katılımlı bir konferansa çevirmeyi planlıyoruz. Ancak takdir edersiniz ki ülkemiz bir seçim atmosferinde, bir seçime gidiyor. Seçim takvimi belli olduktan sonra biz de takvimimizi netleştirip faaliyetlerimizi hayata geçirmeyi planlıyoruz.

Murat PEHLİVAN: Sayın Başkanım KİDDER’e kimler üye olabiliyor?

Mustafa BEGEN: Her ne kadar adımız Kamu İç Denetçileri Derneği olsa da üye isteyenlerin kamuda aktif olarak, fiili olarak iç denetçi olması gerekmiyor. İç denetime ilişkin bir sertifikasyona sahip olanlar fiili olarak iç denetçi olsa da üye olabilirler. Ayrıca iç denetime ilişkin akademik çalışmaları olanlar üye olabilir.

Dergimizde özetine yer verdiğimiz programın tamamını ICT MEDIA TV YouTube kanalından izleyebilirsiniz.

Paylaş
kidder Mustafa BEGEN Murat Pehlivan

Röportaj Kategorisinin En Yenileri

“Yakınsama teknolojileriyle sabit iletişim altyapısını mobil dünyayla bir araya getiriyoruz”
“Yakınsama teknolojileriyle sabit iletişim altyapısını mobil dünyayla bir araya getiriyoruz”
16 Haziran 2025 10:23
"Dijital Dönüşüm Değil, Yapay Zekâ Dönüşümüne Odaklanmalıyız"
7 Mayıs 2025 16:49
"Veriye Dayalı Reklamcılıkta Dünyanın En Büyük Teknolojisine Sahibiz"
4 Nisan 2025 14:48
“Türkiye’yi Teknoloji Üssü Haline Getirmeye Çalışıyoruz”
“Türkiye’yi Teknoloji Üssü Haline Getirmeye Çalışıyoruz”
4 Nisan 2025 14:34
"2 Trilyon Dolarlık Pazara Türk Çözümü”
6 Mart 2025 10:25
YAPAY ZEKÂ SİSTEMLERİ, KİŞİSEL VERİ İHLALLERİ VE ALGORİTMİK ÖNYARGI GİBİ RİSKLER BARINDIRIYOR
YAPAY ZEKÂ SİSTEMLERİ, KİŞİSEL VERİ İHLALLERİ VE ALGORİTMİK ÖNYARGI GİBİ RİSKLER BARINDIRIYOR
6 Şubat 2025 15:18
ICT MEDIA DERGİSİ TEMMUZ 2025 SAYISI ÇIKTI!
Dergi

ICT MEDIA DERGİSİ TEMMUZ 2025 SAYISI ÇIKTI!

Copyright © 2022. All Rights Reserved. Paragon Teknoloji

Webmail

play store app store

Bu websitesi Odeaweb sunucularında barındırılmaktadır.