
Türkiye, 2016 yılına kadar, güneş ışığından daha fazla yararlanılmasını olanaklı kıldığı savunulan yaz saati uygulamasını benimsemekteydi. Bu uygulama kapsamında, yılın Mart ayında saatler ileri, Eylül ayında ise geri alınmaktaydı. 2016 yılında bu uygulamanın kalıcı hale getirilmesiyle, saatlerin ileri veya geriye alınması dönemi de sona erdi. Vatandaşlar, mevcut saat uygulaması nedeniyle sabahları gün ışığından daha az yararlanabildiklerini ve özellikle uyanmakta güçlük çektiklerini dile getiriyor.
Eski TEDAŞ Genel Müdürü Osman Nuri Doğan, Enerjiden Fısıltılar’ın yeni bölümünde yaz saati uygulamasının kalıcı hale getirilmesi hakkında da açıklamalarda bulundu. Bu uygulamanın, Türkiye’de elektrik sıkıntısı çekilen bir dönemde başlatıldığını söyleyen Doğan, uygulamanın sürekli hale getirilmesinin vatandaşları daha erken uyanmaya zorlamasının yanı sıra elektrik tüketimi üzerinde de olumsuz etkilere yol açtığını şöyle dile getirdi: “Bunu siz kışın da yapmaya çalışırsanız çok erken saatte insanları kaldırmak zorunda kalıyorsunuz. İnsanlar uyanınca ne yapacaklar? Elektrik tüketecekler. Siz elektrik tüketimi artırıyorsunuz. Şimdi hele bugünlerde, enerji tüketimini artırmayı doğru bulmuyorum.”
Doğan, uygulamanın kalıcı hale getirilmesinin Türkiye ve Avrupa arasında iki saatlik zaman farkına yol açtığının altını çizerek, sadece vatandaşların değil, işletmelerin de sıkıntılar yaşamaya başladığını ifade etti. Doğan, Özellikle bankalarda, Avrupa ve Amerika’ya göre iyice geciktiği için çalışanlar geç çıkmak zorunda kalıyor. Birçok sektörü doğrudan etkileyen bir yapısı var. Bu işin süratle yeniden gözden geçirilmesinde yarar var. Ismarlama raporlarla böyle şeyler yapılması doğru değil” dedi.