
Euronews’in haberine göre, Almanya'da 2025 seçimleri sırasında sosyal medyada yayılan oy manipülasyonu iddiaları, internet üzerindeki yanlış bilginin etkisini ve kullanıcıların bu tür dezenformasyonlardan nasıl korunabileceğini yeniden gündeme getirdi. Küresel ve jeopolitik gelişmelerle birlikte artan dezenformasyon dalgası, Avrupa başta olmak üzere dünya genelinde endişe yaratıyor.
Örneğin, Almanya’daki son federal seçimlerde sosyal medyada yayılan bir iddiaya göre, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin Leipzig'deki bir adayının adı oy pusulasında yer almıyordu. Ancak Leipzig yetkilileri, tüm pusulaların standart şekilde basıldığını belirterek bu iddiayı hızla yalanladı.
Dezenformasyon, özellikle seçim dönemlerinde veya kritik küresel olaylar sırasında artarken, uzmanlar yanlış bilgileri tespit etmenin üç temel yoluna dikkat çekiyor:
Şüpheli ifadelere dikkat: Katar’daki Northwestern Üniversitesi’nden Prof. Marc Owen Jones, "Batı medyası size söylemiyor" veya "Ana akım medya bunu gizliyor" gibi ifadelerin sıkça dezenformasyonun bir parçası olarak kullanıldığını belirtiyor.
Yapay zeka destekli içeriğe karşı uyanık olun: Yapay zeka ile üretilen deepfake videolar ve görseller, gerçeklik algısını bozabiliyor. Jones, görsellerdeki simetri bozuklukları veya yapay nesnelerin varlığı gibi detayların sahte içerikleri tespit etmek için önemli ipuçları sunduğunu ifade ediyor.
Kaynakları çift kontrol edin: Vrije Universiteit Brussel’den Prof. Ike Picone, bir haberin doğruluğunu anlamak için birden fazla kaynaktan teyit edilmesi gerektiğini vurguluyor. Ana akım medya ve bağımsız kaynakları karşılaştırmak, yanlış bilgiden korunmanın en etkili yollarından biri olarak öne çıkıyor.
Uzmanlar, medya okuryazarlığını artırmanın, dezenformasyonla mücadelede kritik bir rol oynadığını belirtiyor. Özellikle sosyal medyada hızla yayılan içerikler karşısında, kullanıcıların doğruluk kontrollerini ihmal etmemesi gerektiği vurgulanıyor.