
KKTC’de özellikle alt yapı konusunda son yıllarda önemli adımlar atılıyor. Kasım ayında 4G ve 5G frekans ihalesi neticelendi, geniş bant fiber bağlantıyla ilgili çalışmalar ise devam ediyor. ICT MEDIA TV youtube kanalında yayınlanan Açık Açık programına konuk olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanı Erhan Arıklı hedeflerinin Kıbrıs’ı bilişim adası haline getirmek olduğunu söyledi. ICT MEDIA Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Murat Pehlivan’ın sorularını cevaplandıran Arıklı, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti her açıdan avantajlı bir ülke. Coğrafyası, demokrasisi ve insan hakları ile birçok ülkede olmayan zenginliğe sahibiz. Kıbrıs’ı bilişim adası haline getirebilirsek, yurtdışındaki beyinleri ülkemize getirme imkanına kavuşuruz” dedi.
Murat PEHLİVAN: Açık Açık programı için Kıbrıs’tayız. Konuğumuz Kuzey Kıbrıs Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanı Sayın Prof. Dr. Erhan Arıklı. Sayın Bakanım, 4,5G ihale sürecini tamamladınız. Süreç nasıl geçti, bize bir değerlendirmesini yapar mısınız?
Erhan ARIKLI: Yurt dışında uzun süre Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni temsil ettim. Birçok ülkenin 4,5-5G’ye geçişte hızlı davrandığını gördüm. Ülkemin hala 3,5G’de kalmış olması beni çok yaralıyordu. Ulaştırma Bakanı olduğumda da fırsat elime geçti. Benden önce birçok Bakan arkadaşım oldukça ciddi gayretler gösterdi ama bunu bir türlü başaramamışlardı. Çıkarılan engelleri aşmak kolay olmamıştı. Ben bir hedef koydum ve dedim ki: “2022’nin sonuna kadar 4G-5G ihalesini bitireceğiz.” Hatta bürokratlarımı topladığımda da “Bu konuda engel çıkartmaya çalışanı derhal görevden alırım. Siyasi irade 4,5-5G’nin yıl sonuna kadar bitmesini istiyor, buna ayak uyduran bürokrat devam edecek, ayak uyduramayan arkadaşımızla da yollarımızı ayıracağız.” diyerek öncelikle bürokratlarımızı zapturapt altına aldık. Sonrasında gerekli şartnameleri hazırlamak için çalıştık. Bu da kolay olmadı. İlgili firmalarla şartname ve fiyatlar konusunda uzun süren pazarlıklar yaptık.
Sonuçta oldukça karlı bir iş yaptığımızı düşünüyorum, yaklaşık 1 milyar TL civarında Hazine’ye gelir sağladık. Bu paranın yarısına yakınını peşin aldık geri kalanını da taksitlendirdik. İki firmayla kıyasıya bir pazarlıktan sonra önce Turkcell ile arkasından yine iyi bir pazarlık ve karşılıklı restleşmelerle Vodafone ile işi çözdük. Şükür rahatladık, sözümüzü de tutmuş olduk. Yıl sonuna kadar bitecek demiştik ve yılsonuna kalmadan bitti. Her iki firmanın da 4G’ye geçiş için sözleşmeye göre önlerinde 10 aylık süre bulunuyordu. Onlara dedim ki bunu “Haziran’a kadar bitirebilirsiniz, Haziran’a kadar istiyorum.” Her ne kadar yasal süreleri Eylül’de bitiyor olsa da bu tarihten önce bitireceklerini düşünüyorum.
Murat PEHLİVAN: Yani Haziran’la ilgili talebimiz geçerli…
Erhan ARIKLI: Tabiiki. Her iki firma da ciddi bir rekabet içinde. Onları yarışa soktuk. Biri diğerinden geri kalmamak istiyor. 3G’yi kullanan Afrika’daki 1-2 tane ülke kaldı. 3G’yi Türkiye’den önce getirmiştik, hızlı bir şekilde 4,5-5G’ye geçmek gerekiyordu ama onu ıskaladık. Bizden sonra birçok ülke 4G’ye geçti. Biz ise 2008’den bu yana 3G’de takıldık kaldık. Turizm ülkesisiniz, hizmet sektörüne dayalı bir ekonominiz var, 24 tane üniversiteniz bulunuyor. Üniversitelerde veya turizm sektöründe hızlı internet artık çağın gereği, bir ihtiyaç. Girne bölgesinde golf sahası işleten, devasa yatırım yapan bir dostum var. Diyor ki, “Ayda nereden baksanız 4-5 müşteri kaybediyorum. Neden? Çünkü müşteri golf oynarken tatil için geldiğinde işlerini tatil yaptığı yerden yapıyor, odasında yapıyor ve ilk soruları da internet hızınız nedir? oluyor. 3G’deyiz deyince iptal ediyorlar.”
Teknopark kurmak için çalışıyorsunuz ama gerekli altyapıya internet ortamına sahip değilsiniz olacak şey değil. Onun için kararlı durduk, kararlı davrandık. Allah’tan hükümet ortaklarım bana destek verdiler, engel çıkarmadılar ve engel çıkaranlara karşı verdiğimiz sert mücadelede yanımda durdular. Hep birlikte başardık. Hem ülke olarak para kazandık hem de çağdaş bir hizmete kavuşmuş olacağız.
Murat PEHLİVAN: Yeni teknolojiler ülkelere sürekli bir gelişim de sağlıyor. Buradan havalimanı konusuna gelmek istiyorum. Sayın Bakanım havalimanıyla ilgili gelişmeler hangi aşamada? Havalimanında 5G teknolojisini kullanacağınızı açıkladınız. Bu konuda bilgi verir misiniz?
Erhan ARIKLI: Havalimanı bizim bitmeyen senfonimiz. Havalimanı fiziki olarak bitti, şimdi teknik cihazların monte edilmesi gerekiyor. Bu teknik cihazlar yurt dışında özel olarak üretiliyor. Her havaalanının kendine mahsus birtakım özellikleri var. Bu özelliklere uygun olarak üretiliyor. Pandemi dolayısıyla üretici firmalarda ciddi bir yığılma oldu. Türkiye Ulaştırma Bakanlığı Devlet Hava Meydanları İşletmeleri, bu firmaların oldukça iyi bir müşterisi. Onların da baskısıyla hücrelerin büyük bir kısmı geldi, çok az bir kısmı kaldı. ALS cihazı geldi, trafolarda yetişiyor inşallah. Hedefimiz havaalanını Mart’ın ortalarına doğru deneme uçuşlarını gerçekleştirecek hale getirmek. Allah nasip ederse turizm sezonuna yetiştireceğiz. Açılışını görkemli bir şekilde yapacağız.
2012’den bu yana aşağı yukarı 10 yıl geçti. Türkiye Cumhuriyeti İstanbul Havaalanı gibi devasa bir havalimanını kaç senede bitirdi? Bizimkinin 10 senede bitmemesi acı ama burada tek sıkıntı yüklenici firmadan kaynaklanmıyor. Bizden de kaynaklanan eksiklikler var, onu da itiraf etmemiz lazım. Sadece yer tesliminden dahi yıllarca kaybettik. Söz verdiğimiz o alanı ilgili firmaya vaktinde teslim edemedik.
Havaalanından çok ciddi bir gelirimiz var. Geçen yıl takriben 250 milyon TL kazandık. Şu andaki şartlarda o havaalanını yaptırmaya kalksak 1 milyar doların üzerinde bir paraya yaptırmamız gerekecek. Sürenin sonunda yani 25 yılın sonunda adamlar ceketini alıp gidecekler havaalanı bize kalacak. Dolayısıyla bir kaybımız yok kazancımız devam ediyor. Şimdi limanların özelleştirilmesine geçildi. Telekom’un özelleştirmesini de yapacağız. Ercan Havaalanındaki özelleştirmeden ders alarak özelleştirmeler yapacağız. Ercan; ihalesi, şartnamesi ve özelleşmesiyle ilk tecrübemizdi. Tecrübesizliğimizden kaynaklanan çeşitli sıkıntılar yaşadık ama bundan sonraki özelleştirmelerde çok daha dikkatli olmak durumundayız.
Murat PEHLİVAN: Antalya’da gerçekleştirilen Kamu BİP toplantısındaki konuşmanızda yerlilik vurgusu yaptınız; “Biz yeni havalimanımızda ULAK Haberleşme ile beraber 5G’yi kuracağız” dediniz. Yerlilik noktasındaki vurgunuz önemli...
Erhan ARIKLI: 4,5-5G ihalesini yaparken belli bir yüzde de yerli malzeme kullanılmasını özellikle istedik ve şartnameye koyduk. Bunu üreten de Türkiye’de, ULAK. Devletin bir şirketi yani. Çin’de Huawei neyse bizde de Ulak o. Çin bu firmayı desteklemeye devam ediyor. Desteklediği için Huawei bugünlere geldi, uluslararası bir şirket oldu. Bizim de ULAK’ı aynı şekilde desteklememiz gerekiyor. Biz üzerimize düşeni yapalım dedik ve ihaleyi kazanan firmalara %20 oranında yerlilik şartı getirdik. ULAK yöneticilerine dedik ki “Sizin için de bir tecrübe olur. Ercan havaalanına gelin 5G’yi kurun. Hem de sistemi denemiş olursunuz. Kabul ettiler. 5G’ye Dünya’daki birçok ülkeden önce biz Ercan Havaalanında geçmiş olacağız inşallah. Dolayısıyla 5G’nin de reklamını yapmış olacağız.
Murat PEHLİVAN: Yerlilik oranlarına uyulması konusunun da sanıyorum takipçisi olacaksınız.
Erhan ARIKLI: BTK oldukça güçlü bir kurum ve teknik olarak da kabiliyetleri yüksek. Her türlü teknik cihazları aldık sürekli takip ediyoruz. Dolayısıyla kaçarı yok, canlarına okuruz!
Murat PEHLİVAN: Kuzey Kıbrıs için önemli bir konu da Telekom Dairesi ve geniş bant alt yapısı... Telekom Dairesini özelleştirecek misiniz? Bununla ilgili projeleriniz ve stratejileriniz nelerdir?
Erhan ARIKLI: İyi bir altyapı yapmazsanız ne turizmi geliştirebilirsiniz ne yüksek öğrenim sektöründen beklediğiniz geliri elde edersiniz, ne de teknoparkların oluşmasına imkân verirsiniz. Öncelikli şart, iyi bir altyapı. Mesela biz Teknokent Yasasını hayata geçirdik. Onları teşvik ediyoruz ama şu ana kadar ciddi bir teknoparkımız olmadı. AR-GE çalışması için ülkeye gelen de yok. Neden? Çünkü altyapı hazır değil. Bunun yolu da telekomünikasyondan geçiyor. Telekomünikasyonun güçlü olması, gerekli altyapıyı hazırlaması lazım.
Yaklaşık 20 yıl önce telekomünikasyonun özelleştirilmesi için düğmeye basılmış. O günden bu yana telekomünikasyon altyapısının güçlenmesi için hiçbir şey yapılmadığı gibi özelleştirme için de adım atılmamış. Düşünce var ama fiiliyat yok. İhmal edile edile Telekomünikasyon Dairesi adeta içi boş bir daire haline gelmiş. Gerekli yatırımlar da yapılmadığı için adeta telefonu herkes unutmuş. Benim evimde 2008’de sabit hatlı iki tane telefon vardı. Bozuldu. 14 yıl önce aradım telefon dairesini “Bizim iki tane hat var pek kullanmıyoruz. Ama ihtiyaç olabilir.” Tamam dediler sonra ben yurtdışına göreve gittim. Geçenlerde hatırladım, ne oldu diye eşime sordum. Bana bağlı müdürü aradık, sağ olsunlar gelip tamir ettiler. Ama kimsenin sabit telefon kullandığını zannetmiyorum. 80 bin civarında abone var. Sabit hat kullanan var ama yatırım yapmadığınız zaman o boşluğu GSM operatörlerini doldurdu.
Telekomünikasyon Dairesinin ciddi bir borcu var. Kooperatif Merkez Bankası’na 5 milyar TL civarında bir borcu birikti ve faiz de sürekli çalışıyor. Telekomünikasyon Dairesini önce güçlendirip sonra yap-işlet-devret ya da kamu özel iş birliğinde bir modelle özelleştirmeniz gerekiyor. En iyisi evden eve fiber döşeyerek başlayalım dedik. Çalışmalara başladık. Bir ay içerisinde haritalanması için bir proje fizibilite ihalesine çıkıyoruz. Lefkoşa’nın hemen yanında büyük bir kent haline gelen Gönyeli’yi de pilot bölge ilan ettik. Düz bir alan, alt yapısı hazır. Kazmak çok daha kolay olacak. Burayı pilot bölge seçmemizin bir amacı daha var. Evden eve fiber projesinin takribi maliyeti 30 milyon dolar civarında olduğu hesaplanıyor. Arkadaşlarımız tarafından çıkartılacak olan bakır tellerinde takribi değeri 30 milyon dolar. Dolayısıyla bakırı kullanarak ihaleyi daha ucuza getirmenin formüllerini arıyoruz. Yani gelecek olan firma önce o fiberi döşeyecek, sonra bakırları çıkaracak. O bakırı birlikte değerlendireceğiz. Örnek veriyorum: Projenin değeri 30 milyon bakırın değeri 25 milyon dolarsa, biz 5 milyon dolar ödeyeceğiz. Bakırın o günkü değeri 35 milyonsa 5 milyonu biz alacağız. Böylece maliyeti düşüreceğiz. Çünkü biz de 30 milyon dolar kadar büyük bir para yok. Maliyenin böyle bir gücü yok. Evden eve fiberi döşedikten sonra Telekom Dairesinin değeri artacak. Bir de üçüncü GSM hattımız var onu da Telekom Dairesine ayırmıştık. Şu anda ihtiyaç yok ya da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üçüncü GSM operatörünü kaldırmaz diyorlar ama neticede o da bir değer. Gelecek olan firma onu da değerlendirebilir.
Murat PEHLİVAN: Teknoparklar Yasası Türkiye’dekine benzer bir modelle geçti. Adada teknoparklarla ilgili yol haritası nasıl şekillenecek?
Erhan ARIKLI: Teknopark ve AR-GE’ler Ekonomi Enerji Bakanlığı’na bağlı, onların bu çalışmaları yürütülmesi gerekiyor ama onların altyapısını hazırlamak da bizim görevimiz. Bu altyapıyı hazırladıktan sonra gerekli düzenlemeleri yapabileceğiz ve onunla ilgili plan, projeyi daha rahat konuşabileceğiz. Bizim Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde de bir teknoparkımız var ama amaca hizmet etmiyor. Aynı şekilde Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde de bir teknopark var. 2-3 tane firma ancak geldi. Bunlardan biri Aselsan. Bu firmalarda çok verimli bulmuyorlar. Çünkü gerçekten altyapı hazır değil. Altyapıyı hazırladıktan sonra paydaşları, ilgili firmaları çağırarak, onlarla konuşarak ortak bir strateji belirlemek bana çok daha doğru bir yöntem geliyor.
Murat PEHLİVAN: AR-GE firmaları için, teknokentte faaliyet gösteren firmalar için Kıbrıs hem rahat bir bölge hem iklim açısından rahat bir coğrafya. Bunun üstüne altyapı da doğru ikame edilirse firmaların buraya gelmemek için bir nedeni olmaz diye düşünüyorum…
Erhan ARIKLI: Gerekli vergi kolaylıklarını sağladıktan, altyapıyı oluşturduktan, gerekli teşvikleri verdikten sonra niye gelmesinler ki? Tanınmayan bir devletiz bunun sıkıntılarını yaşıyoruz ama bir yazılım firmasının tanınıp tanınmamakla alakası yok. Yeter ki altyapıyı hazırlayın ve o firmaya cazip bir ülke yaratın. Vergi kolaylıkları sağlayın, birtakım teşvikler verin o zaman firmalar koştura koştura gelir. Hindistan bugün yazılımdan milyarlarca dolar para kazanıyor. Benim burada 24 tane üniversitem var her üniversitede bilgisayar fakülteleri var, yazılımla ilgili bölümler var ama bunu fiiliyata geçirebilmek ve onu değerlendirebilmek için firmaların buraya gelmesi lazım. Firmalar için de bizim altyapı oluşturmanız gerekiyor.
Murat PEHLİVAN: Kıbrıs’ın bir avantajı da Londra bağlantısı. ICT sektörü anlamında, melek yatırımcılar özelinde Londra bir borsa gibi. Kıbrıs’ın bu bağlantıları bir avantaj olarak değerlendirilebilir mi?
Erhan ARIKLI: Elbette. Yani bizim yurtdışına gönderdiğimiz binlerce öğrenci var. Türkiye’nin dışında Avrupa’da, Amerika’da devlet bursuyla okuttuğumuz binlerce öğrencimiz var ve bu öğrenciler okulu bitirdikten sonra buraya gelmiyorlar. Çünkü iş imkânı yok. Birçok yazılımcı arkadaşın ülkeye gelmediğini ve başka şirketlerde iş bulduklarını biliyoruz. Burayı bilişim adası haline getirebilirsek, işte o zaman yurtdışındaki beyinleri bu ülkeye getirme imkanına kavuşuruz. Çünkü gerçekten sizin de söylediğiniz gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti her açıdan avantajlı bir ülke. Yani coğrafyası, demokrasi, insan hakları vs. birçok ülkede olmayan zenginliğe sahibiz. Onun için sıfırdan başlamak gerekiyor. Kararlı, inançlı ve istikrarlı olmak gerekiyor. Çünkü sıkıntımız bizim şu: Mesela güney ile mukayese ettiğimizde güney, birçok konuda bizden ileri. Niçin? Çünkü güneyde bir başkanlık sistemi var. O başkanlık sistemi 1960 Cumhuriyeti ile kurulmuş bir sistem. Onu aynen devam ettiriyorlar. 1974’ten sonra orada 14 tane hükümet kurulmuş başkanı seçiyorlar. Başkan teknokentlerden kabine atıyor. Bakanlar Kurulunu oluşturuyor. Bir hükümet oluşturuyor. Meclisin görevi de hem denetim hem yasa çıkarmak. Dolayısıyla orada böyle bir sistem, böyle bir istikrar var. Biz de ise 40 yılda 44 tane hükümet kurulmuş. Ortalama hükümetlerin ömürleri 11 ay. Mesela, Ekonomi Enerji Bakanı olduğum dönemde o kadar çok hayalim, projelerim, yasa çalışmalarım vardı. Ama görevde 9 ay kalabildik. Onların bir kısmı kaldı. Şimdi neden 2022 yılında bitirmek şartını koştum 4,5-5G’de? Ocak-Şubat ayını göremiyordum. Fiber konusunda da aynı çalışmayı şart koşuyorum. Çünkü zamanla yarışıyoruz. Yarın ne olacağını bilemiyoruz. Türkiye’deki seçimler bizi nasıl etkiler, buradaki istikrarın devamına etki eder mi, etmez mi bunları bilemiyoruz. Onun için çok hızlı olmak zorundayız. Bir an evvel 4.5-5G’yi yaptığımız gibi o evden eve fiber ihalesinin de en azından altyapısını oluşturalım.
Murat PEHLİVAN: Sayın Bakanım, Enerji ve Ekonomi Bakanı olduğunuz dönem enerji hatları ile ilgili sanırım bir projeniz vardı. Çalışmalar hangi aşamada? Hala takip ediyor musunuz?
Erhan ARIKLI: O dönemde başlattığımız çalışmalar benden sonraki arkadaşlar, özellikle Sayın Başbakan tarafından da takip edildi. Biz Türkiye’den kablo elektrik getirmeye çalışıyoruz. En son ziyaretimiz de Sayın Cumhurbaşkanı siyasi iradesini ortaya koydu ve dedi ki “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne kablo ile elektrik gidecek.” Niçin? Çünkü Türkiye’deki birçok kesim Avrupa Birliği’nin İletim Hatları Birliği kurumu var. İletim Hatları Birliği’ne Yunanistan ve Güney Kıbrıs üye dolayısıyla Türkiye’de İletim Hatları Birliği’ne gözlemci üye. Oradaki bazı arkadaşların “Türkiye’nin İletim Hatları Birliği’ne üyelikten yaklaşık 2 milyar dolar yıllık geliri var. Biz bunu riske atamayız” gibi düşünceleri vardı. Oysa biz bir ada ülkesi olarak ana karaya bağlanmak istiyoruz. Bakın nasıl altyapı, iletişim, bilgi teknolojilerinden bahsediyorsak enerji de yine alt yapıdır, olmazsa olmazdır. Onu da gündemimize aldık ve “Türkiye’den kablo elektrik getirmek zorundayız” dedik defalarca bunu konuştuk. En son ziyaretimizde Sayın Cumhurbaşkanı’nın yardımlarını rica ettik. Sayın Cumhurbaşkanı da “Ne pahasına olursa olsun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sudan sonra elektrikte de yardımcı olacağız ve elektrik götüreceğiz” diye tavrını ortaya koydu. Şimdi önümüzdeki hafta büyük ihtimalle bununla ilgili bir firmayla anlaşmamızı yapacağız ve 3,5 yıl içerisinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne elektrik getireceğiz. Elektriğin gelmesi ile ucuzlamanın yanı sıra güneş enerjisinden de bol miktarda faydalanma imkanına kavuşmuş olacağız. Yani arz güvenliğini kabloyla sağladıktan sonra Allah’ın bir lütfu olan güneş enerjisinden de bol miktarda faydalanma imkânımız olacak. Bununla ilgili de bir çalışma yapıyoruz. Hükümet bu konuda oldukça kararlı ben de bu konularda birazcık tecrübe sahibi birisi olarak hükumetteki arkadaşlara yardımcı oluyorum.
Murat PEHLİVAN: Enerjinin buraya kabloyla bağlanması, Avrupa sistemine entegre olmanızı sağlayacak. Türkiye’de bir bölgede elektriğin kesilmesi diğer hattın gelmesi gibi bu enterconnecte dahil olmuş olacaksınız. Öyle değil mi?
Erhan ARIKLI: Hem Sayın Cumhurbaşkanı hem de daha önceki Bakanlara anlattım. Geçenlerde bana gelen Avrupa Birliği yetkililerine de anlattım. Amerika Büyükelçiliği’nden buraya heyet beni ziyarete geldi onlara da kabloyla elektrik iletiminin önemini anlattım. Güney Kıbrıs şu anda Eurasia diye bir proje geliştirmeye çalışıyor. İsrail, Kıbrıs, Girit, Yunanistan yaklaşık 1000 km civarında bir hat. Yerin 1500 metre derinliğine kablo döşeyecekler. Yaklaşık 3,5-5 milyar dolarlık bir proje. Avrupa Birliği de bunu destekliyor ve 600 milyon dolar hibe yardımında bulundu. Güney Kıbrıs’la İsrail’in arası 350 km, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin arası 70 km. Dedim ki bunu bizim Yunanistan’a, Güney Kıbrıs’a anlatmamız lazım, Avrupa birliğine anlatmamız lazım yani Güney Kıbrıs’ta bizim gibi bir ana karaya bağlanıp arz güvenliğini sağlamak istiyorsa elektrikte buyursun buradan alsın. Yunan elektriğini Türkiye ile Yunanistan arasında enterconnect olmuş sistem. Biz de bunu getireceğiz. Güney Kıbrıs da bizim üzerimizden Yunan elektriğini alacak. Bunu anlatırsak bunun barış köprüsü olmasına zemin hazırlarız. Bunu öğleden sonra da zaten Cumhurbaşkanı ile bir toplantımız var, orada da anlatacağız. Buna karşı çıkması için Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın aklını peynir ekmekle yemiş olması lazım veya fanatizmin zirvesinde dolaşıyor olmaları lazım. Yunan elektriğine ihtiyacın varsa Türkiye ve Kuzey üzerinden al. Şu anda biz zaten güney ile kuzey arasında iki noktada enterconnectteyiz. Yani, ihtiyacımız olduğunda biz onlardan, onlar ihtiyaç duyduğunda bizden alıyor. Güney Kıbrıs’ta santral patladığında 2010 ya da 2011’de aylarca biz oraya elektrik verdik. Bunun siyasi tanınma anlamına da gelmediği çok açık formülünü de bulmuşuz. Dolayısıyla kablolu elektrik benim için aynı 4,5-5G ihalesi gibi hayati önem taşıyor.
Murat PEHLİVAN: Sayın Bakanım haberleşme sektörü ile ilgili regülasyonlar ve haberleşme alt yapısına dair bir strateji veya bir planlamanız olacak mı? Bununla ilgili çalışmalar nelerdir?
Erhan ARIKLI: Arkadaşlar 5-10 yıllık bir projeksiyon üzerinde çalışıyor. Hem haberleşme hem limanlar hem de hava yolları konusunda ciddi bir projeksiyon üzerinde çalışıyoruz. Detaylarını önümüzdeki günlerde hep birlikte öğreneceğiz inşallah ama şunu bilin ki mevcut hükümet birkaç yıl dayanabilirse, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti her yıl çok daha ileri noktalara gelecek. Güneyle, ekonomik açıdan aramızdaki farkı kapatacağız. KKTC olarak kendi ayaklarımız üzerinde duracak bir yapıya kavuşacağız.
Murat PEHLİVAN: Sürdürülebilirlik açısından devamlılık açısından istikrar çok önemli. İnşallah devam eder Sayın Bakanım. Umarım Kıbrıs’ta da istikrar tesis edilmiş olur, yatırımlar da buna göre hızlı bir şekilde devam eder.
Erhan ARIKLI: Bizi seçenler buraya gönderenler, iş yapmamız için gönderdiler. Hem ben hem de diğer bakan arkadaşlarım geçmişte yapılamayan birçok işi şimdi yapmaya çalışıyoruz. Kıbrıs’taki sıkıntılar malum. Hem ekonomik sıkıntılar var hem de elektrik kesintileri. Pik değerin üzerinde elektrik tükettiğimiz için mevcut jeneratörler faaliyete geçmiyor ve 2 tane jeneratör önceki gece devre dışı kaldı. Elektrik veren bir başka özel kuruluşunda jeneratörlerinin ikisi devre dışı kalınca ülke saatlerce karanlığa gömüldü. 21. yüzyılda bir turizm adasındasınız ve altyapı eksikliklerinden dolayı bu tip sıkıntılarla karşılaşıyorsunuz. Gelen turiste bunu anlatmanız mümkün değil. Dolayısıyla bir gelen bir daha gelmez. Onun için yapmamız gereken çok şey var ve yapacağız inşallah.
Dergimizde özetine yer verdiğimiz programın tamamını ICT MEDIA TV youtube kanalından izleyebilirsiniz.