Mülk Takibi CEO Selim HALLAÇ:
“Kiralama, Hukuk ve Muhasebe Arasındaki Kopukluğu Gideriyoruz”
Pandemi süreci, birçok sektörde dijital dönüşümün kapılarını aralarken, yazılımcı Selim HALLAÇ bu dönemde ortaya çıkan fırsatları değerlendirerek gayrimenkul yönetiminde fark yaratan bir girişime imza attı. Tekstil yazılımları geliştirirken 2017’de bir müşterisinin talebiyle kapalı devre olarak oluşturduğu sistem, COVID-19 döneminde çevrimiçi ortama taşınarak Mülk Takibi’ne dönüştü. “Açık Açık” programında ICT MEDIA Dergisi yazarları Şakir KURTER ve Adnan PEHLİVAN’ın sorularını yanıtlayan HALLAÇ, şirketin vizyonunu şu sözlerle anlattı: “Bizim hedefimiz, varlık yönetimi ve kiracı yönetiminde uzmanlaşmak. Kiralama, hukuk ve muhasebe arasındaki kopukluğu gideren entegre bir yapı oluşturduk.” Veri güvenliğine büyük önem verdiklerini vurgulayan Hallaç, Mülk Takibi’nin hem Türkiye’de hem de yurt dışında büyümeyi hedeflediğini söyledi. Dergimizde özetine yer verdiğimiz röportajın tamamını ICT MEDIA TV YouTube kanalından izleyebilirsiniz.
Şakir KURTER: Selim Bey bize öncelikle biraz firmanız ve kendinizden bahseder misiniz? Genç girişimci olarak firmanızın bugünlere getirilmesinde ne tür zorluklarla karşılaştınız? Karşılaştığınız engeller neydi? "Yeni bir deneyim, Türkiye'nin dijitalleşme serüveninin önünde siz de biz de varız" sloganıyla yola çıkıyorsunuz. Faaliyet gösterdiğiniz alandaki ihtiyaçları belirlerken temel parametreleriniz neler oldu? Nelere dikkat ettiniz ve bunlarla ilgili nasıl bir süreç izlediniz? Kısaca açıklar mısınız?
Selim HALLAÇ: Mülk Takibi'nin kurucusu ve yazılımcısıyım. On iki yılı aşkın süredir sektördeyim. Mülk Takibi'nden önce, özellikle örme sektörüne yönelik tekstil yazılımları ve Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) sistemleri geliştiriyordum. Bu ERP'ler; muhasebe, stok, kalite kontrol, depo ve sevkiyat gibi alanların takibini sağlıyordu.
Mülk Takibi'nin doğuşu, 2017 yılında, mevcut örme programı müşterilerimizden birinin talebiyle gerçekleşti. Müşterimiz, "Yaklaşık 150 kiracımız var ve bunların takibinde zorlanıyoruz. Bize kapalı devre çalışan bir uygulama geliştirebilir misiniz?" dedi. Biz de bu uygulamayı geliştirdik. Başlangıçta, bu uygulama sadece o müşterinin sunucularında çalışıyordu.
Elbette, hayatımı idame ettirmek zorundaydım ve o dönemde tekstil sektörüyle devam ediyordum. Dönüm noktası, 2019'da patlayan ve 2020'de etkisini gösteren pandemi oldu. Üretim firmaları bu durumdan çok etkilendi. Tekstil sektörüne hizmet verdiğim için, şirketimdeki diğer arkadaşımla birlikte biz de bu süreçte evlere kapandık. İki kişi çalışıyorduk. "Bu dönemde ne yapabiliriz?" diye düşünürken, aklımıza geliştirdiğimiz o program geldi. "Bizim böyle bir programımız vardı, bunu online bir platforma taşıyabilir miyiz?" dedik.
Mülktakibi.com'un ilk tohumları işte o zaman atıldı. Alan adının (domain) boş olduğunu gördüm, satın aldım ve siteyi online olarak kullanıma açtık. Ancak tabii oradan gelir elde etmiyorduk. Pandemi döneminde oldu. Ben tekstil sektöründe devam ediyordum. Başlarda ayda 500 TL, 1000 TL falan para gelmeye başladı. Fakat hala odak noktamız değildi. Çünkü bizi geçindirecek paralar değildi. Bir gün telefon çaldı ve İstanbul'da büyük bir vakıf, "Biz ürünü beğendik, satın almak istiyoruz, ancak bizde işler online kredi kartıyla al gibi yürümüyor. Bir yönetim kurulu var, bir satın alma var, onay süreçleri var, vs. İstanbul'daysanız buyurun gelin, bir bakalım, konuşalım" dediler. Gittik, konuştuk. Ürünü zaten beğenmişlerdi. Sonra ilk satışımızı, yani büyük anlamda satışımızı gerçekleştirdik. Aslında Mülk Takibi'nin hikayesi bu şekilde başladı. Ben bu işe odaklanmak lazım galiba dedim. Çünkü pandemiden sonra şöyle bir olay oldu: Kira fiyatlarında olağanüstü artışlar olmaya başladı ve hem mülk sahibi tarafında hem de kiracı tarafında takip edilmesi gereken parametre sayısı çoğaldı. Bize talep artmaya başladı ve Mülk Takibi bugünkü konumuna ulaştı.
Adnan PEHLİVAN: Pandemi sürecinde birçok ihtiyaç da dijitale döndü.
Şakir KURTER: Pandemi sizin için bir fırsat olmuş.
Selim HALLAÇ: Aynen öyle.
Adnan PEHLİVAN: Doğru bir fırsat. Tekstil sektörü out olurken mülk sektörü tap oldu.
Selim HALLAÇ: Böyle bir girişimde bulunacağım ya da farklı bir sektörden gelip bu sektöre yöneleceğim aklımın ucundan bile geçmezdi.
Şakir KURTER: Sonuç itibarıyla doğru zamanda doğru yerde durmuşsunuz. Malumunuz, Türk ekonomisinin ağırlıklı olarak üzerine inşa edildiği sektörlerden biri inşaattır. İnşaat sektörü, Türkiye'nin her aşamasında ve her ilinde çok hızlı bir şekilde kendine yer edinmiştir. Siz de tekstil sektöründe edindiğiniz tecrübeyi bu alana aktararak, potansiyeli olan ancak kimsenin bugüne kadar dikkat etmediği veya dikkat çekmediği bir noktaya odaklanmışsınız. Bu alanda ciddi bir çalışma ortaya koyarak, yaptığınız faaliyet hem işletmeler hem vakıflar ve dernekler hem de devlet nezdinde önemli bir boşluğu doldurmuş. Yani buradan bakıldığında, yabana atılmayacak bir yazılıma imza atmışsınız.
Adnan PEHLİVAN: Türkiye’de yaklaşık olarak kaç milyon konut vardır Şakir Bey?
Şakir KURTER: Türkiye'de şu anda rahatlıkla 20 milyon konut vardır. İş yerleriyle birlikte bu sayı daha da artar, daha ciddi bir meblağa ulaşır. Zaten birçok insanın belki de zorlandığı, çoğu zaman takip etmekte güçlük çektiği bir alanı doldurmuşsunuz. Yani bazı işletmelerin çok fazla mülkiyeti, çok fazla mal varlığı var. Devlet nezdinde olsun, özel işletmeler bazında olsun takibi bugüne kadar hep manuel olarak, Excel tabloları üzerinden gerçekleşiyordu. Siz artık bunu insanlara daha kolay ve daha hızlı bir şekilde takip etme imkânı sağlamış, aynı zamanda personelden de tasarruf ettirerek yeni bir modelleme gerçekleştirmişsiniz. Peki, tam burada şunu sormak istiyorum: Bugüne kadar mülk sahiplerinin karşılaştığı o manuel girişle birlikte, az önce bahsettiğimiz zorluklar nelerdi? Bu dağınık bir yönetim sistemiydi. Siz ortaya koyduğunuz yazılımla mülk sahiplerinin yaşadığı bu handikapları nasıl avantaja çeviriyorsunuz?
SELİM HALLAÇ: Mülk Takibi şunu yapıyor: Biraz önce de bahsettim, pandemiden sonra mülk sahiplerinin ve kiracıların aynı zamanda takip etmesi gereken parametre sayısı çoğaldı. Yani düşünsenize, 100 tane mülkünüz var. Bu, 100 ayrı kiracı demek, 100 farklı tarihte kontrat demek. Bunların artış tarihleri, bitiş tarihleri ve aynı zamanda başka parametreler de devreye giriyor.
Beş yılda bir kira tespit davası açma hakkınız var, 10 yılda bir tahliye davası açma hakkınız var. Bunlar için belirli bir dönem öncesinden aksiyon alınması gerekiyor. Aksi takdirde bu haklarınızı kaybedebilirsiniz. İşte burada Excel'den ziyade, yöneten, hatırlatan, hatta önerilerde bulunan bir yazılıma ihtiyaç duyuluyor. Özellikle büyük firmalarda, holding seviyesindeki şirketlerde gördüğümüz en büyük problem – beni izleyenler şimdi anlıyor olacaktır – kiralama, hukuk ve finans ya da muhasebe arasında inanılmaz bir kopukluk olması. Örneğin, kiracı ödemesini yapmadığında, icra veya hukuk tarafı bir aksiyon alacak. Ancak ilk başta kiralama departmanından sözleşmeyi istiyor, sonra muhasebeden finansal hareketleri talep ediyor. Bunlar gerçekleşene kadar zaten bir hafta geçiyor. Hukuk tarafı bir aksiyon aldığında ise kiralama departmanının haberi olmuyor, muhasebenin haberi olmuyor. Bizim Mülk Takibi yazılımımız, bu kopukluğu tamamen gideriyor ve sistemlerin entegre bir şekilde çalışmasını sağlıyor.
Şakir KURTER: Bu entegrasyonu sağladığınız işletmelere de büyük bir avantaj sağlamış oldunuz. O dağınık çalışma disiplinini ortadan kaldırmanız, aynı zamanda personel sayısı anlamında da işletmelere büyük bir avantaj sağlıyor. Bu avantajları biraz daha detaylandırabilirsiniz.
Selim HALLAÇ: Tabii ki. Aslında burada personel avantajından ziyade, bahsettiğim gibi, takip edilmesi gereken hukuksal bir süreç var. Hukuk birimi bu süreçte aksiyonlar alıyor ve mülk sahibinin haklarını koruyor. Ancak, örneğin kira tespit davası açmak istiyorsam, yasal süreçten belirli bir süre önce harekete geçmem gerekir. Mülk sayısı arttıkça, bu aksiyonların alınması gereken tarihleri de farklılaşıyor ve bunların tek tek titizlikle takip edilmesi gerekiyor.
Biz, az personelle daha fazla mülk yönetimini sağladığımız için önemli bir verimlilik sunuyoruz. Örneğin, her ay yüzlerce veya binlerce fatura kesiliyorsa, Mülk Takibi bu süreci otomatize ediyor. Türkiye'deki tüm yerel muhasebe programlarıyla entegrasyonumuz var. Tek bir tuşla Mülk Takibi, faturaları kesip ilgili muhasebe programlarına gönderebiliyor ve entegrasyonu tamamlıyor.
Aynı şekilde, yine Türkiye'deki tüm bankalarla da entegrasyonumuz mevcut. Kiracı, parayı mülk sahibinin hesabına yatırdığı anda, bu işlem otomatik olarak kiracının cari hesabına işleniyor ve eş zamanlı olarak muhasebe programına da iletiliyor.
Adnan PEHLİVAN: Yani otomatik işleniyor.
Selim HALLAÇ: Aynen öyle.
Şakır KURTER: Tabii, Adnan Bey de uzun yıllar bankacılık yaptı, hatta şube müdürlüğü seviyesine kadar yükseldi. Bu nedenle işin muhasebe tarafına da vakıftır. Ben, özellikle muhasebe konusunda, Adnan Bey'in hem soru hem de katkılarıyla daha detaylı bir şeyler ifade etmesini rica ediyorum.
Adnan PEHLİVAN: Şimdi, bir kişinin yüz tane mülkü var diyelim. Personel tasarrufundan ziyade, hukuksal ve vergisel riskleri ortadan kaldırıyorsa bu iş, bu program inanılmaz fayda sağlar. Selim Bey'in dediği gibi, orada hukuk ayrı bir departman, satın alma ayrı bir departman, tahsilat birimi ayrı bir departman. Bankaya bir kira parası geliyor, öbür tarafta hukuk birimi "Kira yatmadı, ihtarname çek" diyor. Halbuki kira yatmış. Bunları engelliyor mu? Bu riskleri engelleyen bir program mı?
Selim HALLAÇ: Şimdi bizde sistem online ve mobil uygulama destekli olduğu için, birimlerdeki kişiler ya da yöneticiler istedikleri her yerden bunlara ulaşabiliyor. Biz Mülk Takibi'ni kullanmaya başladığınızda size diyoruz ki: "Bütün evraklarınızı dijital olarak buraya bir yükleyin ilk başta. Daha sonra o verileri direkt sisteme girin." Ve istediğiniz zaman, internetin olduğu her yerden, mobil uygulamadan tapulara, evraklara, kiracıyla ilgili evraklara, sözleşmelere ulaşabilirsiniz. Siz hukuk departmanında çalıştığınızı varsayalım. Kiracıyla ilgili bir bilgiye ihtiyacınız var. Kimseye telefon etmeden mobil uygulamadan giriş yapıp ıslak imzalı kira sözleşmelerine, kiracıyla ilgili tüm muhasebe hareketlerine ulaşabilirsiniz, çünkü firmadaki muhasebe programına entegreyiz.
Şakir KURTER: Bunun için firmanın merkezindeki, bilgisayarın başında oturmaya gerek yok. Yani herhangi bir yerden bunu takip edebiliyorsunuz.
Selim HALLAÇ: Evet. Biz kurumsal müşterilerimize şunu söylüyoruz: Siz mevcut düzeninizi bozmadan, muhasebe hesaplarınızı ve hesap planlarınızı koruyorsunuz. Biz, sizin sisteminize entegre oluyoruz. Gayrimenkulleriniz, varlıklarınız ve kiracılarınızla ilgili tüm süreçleri buradan takip ediyoruz. Ancak, iş muhasebeleşmeye geldiğinde, sizin düzeninizi bozmadan ilgili evrakları size gönderiyoruz. Bu sayede, muhasebenin zaten var olan kendi düzeni ve hesap planı hiçbir şekilde bozulmuyor. Biz varlık yönetimi ve mülk takibi tarafını üstleniyoruz.
Adnan PEHLİVAN: Alarm sistemleri var mı? Mesela kirayı üç ay yatırmadı. Sizin sistem mi yönetiyor bunu? Mülk sahibine hatırlatma yapıyor musunuz?
Selim HALLAÇ: Mülk Takibi, kira artış dönemlerinde, sözleşme bitiş tarihlerinde, kira tespit davası açabileceğiniz ve tahliye davası açabileceğiniz yasal dönemlerde sürekli hatırlatmalar ve bildirimler sağlar. Bunlar haftalık ve aylık raporlar şeklinde sunulur. Takip ettiğimiz konular sadece bunlar da değil. En önemli hususlardan biri de teminat mektuplarıdır. Sisteme teminat mektuplarının bitişine yakın, "Bu mektubun geçerliliği kalmıyor. Kiracıyla iletişime geçin ve yenilemesini sağlayın," uyarısı düşer. Ayrıca, sigortaların bitiş zamanları gibi süreçleri de takip ediyoruz. Bir varlığınızla ilgili takip edilmesi gereken süreçler, o varlığın giderleri, vergiler (örneğin vergi ödemelerinden önce gelen hatırlatmalar) dahil olmak üzere, varlıkla ilgili tüm süreçler sistemimiz kapsamındadır.
Adnan PEHLİVAN: Programda yapay zekâ kullanıyor musunuz? Öyle bir hazırlık var mı?
SELİM HALLAÇ: Trendler bizi sürekli yapay zekâya doğru itiyor. Bu yöndeki çalışmalarımız son hızla devam ediyor ve çok yakın zamanda bir güncelleme duyuracağız. Bu güncelleme kapsamında, özellikle müşteri deneyimini geliştirmek amacıyla, ileri düzey bir Optik Karakter Tanıma (OCR) teknolojisi kullanacağız. Örneğin, tapu evrakı sisteme sürükle-bırak yöntemiyle yüklendiğinde, belgedeki tüm bilgiler okunarak Mülk Takibi'ne otomatik veri girişi sağlanacak. Kira sözleşmelerinde de aynı şey olacak. Islak imzalı bir kira kontratı varsa, onu PDF'inden okuyup sürükle-bırak yaparak başlangıç tarihleri, bitiş tarihleri, kiracısı, aylık/yıllık kira artış bilgileri vesaire direkt sözleşmenin içerisine yüklüyor olacağız.
Şakir KURTER: Peki, burada bir şey sormak istiyorum. Diyelim ki bir işletmenin veya bir vakfın kendi bünyesinde 100 kalem mülkü var. Ancak vakıf, yeni mülk edinme yoluyla bu sayıyı artırmaya devam ediyor. Şimdi, 100 kalem mülkiyet için bir ölçeklendirme kullanıyorsunuz. Mülk sayısı arttığı zaman bu ölçeklendirme değişiyor mu? Yoksa bu ölçeklendirme, yazılım içerisinde birbirini tekrar eden, havzayı kendi içinde belirleyen bir yapıya mı sahip?
Selim HALLAÇ: Bir mülk sınırı yok. İstediğiniz kadar mülk ekleyebilirsiniz.
Şakir KURTER: Sayısız yani. Bunun içerisinde işte ev, iş yeri, arsa, tarla, bağ, bahçe...
Selim HALLAÇ: Farklı tiplerde varlıklar da mevcut. Sonuçta bu da bir varlıktır. Eğer bu varlığı sisteme tanımladığınızda üzerinde bir kontrat oluşuyor, başlangıç ve bitiş tarihi belirleniyorsa, elbette bunu da takip edebilirsiniz.
Şakir KURTER: Bunu özellikle sorma nedenim şudur: Özel teşebbüslerden ziyade, özellikle kamu kurumlarında ve Anadolu'nun birçok yerinde kamuya ait ciddi varlıkların yeterince takip edilemiyor olmasıdır.

Adnan PEHLİVAN: Farklı varlıklar da takip ediliyor mu?
Şakir KURTER: Tabii. Bahsedilen varlıkların içinde mandalina bahçesi, zeytin bahçesi, mezarlık ve iş yeri gibi farklı tipler de bulunuyor. Bu mülklerin birçoğu takip edilmediği için, yıllara dayalı alışkanlıklarla yerel halk tarafından o bahçelerin veya mülklerin ürünleri toplanıp işlenmeye devam ediliyor. Bu durum, tamamen takipsizlikten kaynaklanıyor. Diğer yandan bakıldığında, sizin geliştirdiğiniz bu yazılımla takip gerçekleştiği an itibarıyla, artık o mülkün hangi dönemlerde kime verilmesi gerektiğine, hatta ihaleye çıkıp çıkmaması gerektiğine kadar tüm bilgileri bizzat ilgili kurumlara sunmuş oluyorsunuz.
Selim HALLAÇ: Doğru. Bahsettiğiniz konuyla ilgili olarak şunu söyleyebiliriz: Biz aslında büyük fotoğrafın, yani büyük resmin görünmesini sağlıyoruz. Mülklerimin kümülatif olarak nerede bulunduğunu ve bunların piyasa değerinin ne olduğunu görebiliyorsunuz. Ayrıca, kiracılar üzerinden elde edilen getirilerin ne olduğunu da sunuyoruz.
Şakir KURTER: Değer ölçeklemesini belediyelere entegre olarak mı yapıyorsunuz?
Selim HALLAÇ: Değer ölçeklemesini belediyelere entegre olarak yapmıyoruz. Şu anda entegre çalıştığımız kurumlar ve veri sağlayıcılarımız var. Onlar aracılığıyla dijital değerleme alabiliyoruz.
Şakir KURTER: Bir şey daha sormak istiyorum. Ben uzun yıllar SAP kullandım ve anahtar kullanıcılarından biriyim. Sizin bahsettiğiniz bu yazılım, muhtemelen SAP'den de alıntı yapıyor olmalı.
Selim HALLAÇ: Entegrasyon sağlayabiliyoruz.
Şakir KURTER: Evet. Bu yazılım sayesinde, siz bu iş kolunda SAP gibi uygulamalarla entegre olabilen merkezi bir toplayıcı platform haline geliyorsunuz.
SELİM HALLAÇ: Aslında tam tersi bir yaklaşımımız var: Biz sadece bu alanda, yani varlık yönetimi ve kiracı yönetiminde uzmanlaşmak istiyoruz. Uzmanlaşmak istediğimiz ana alan budur.
Bazı müşterilerimiz, uygulamamızın sade ve kullanışlı tasarımını beğenerek, "Personel takip modülünü de ekleyin ki ön muhasebeyi de takip edelim," diyorlar. Ancak biz o alana girmek istemiyoruz, çünkü bunun sonu yok. Biz bu alanda kalmaktan ve kira iş takibini ve varlık takibini en iyi şekilde yapmaktan memnunuz.
Şuna dikkat etmek gerekir: Zaten 500 mülkünüz olduğunda büyük bir kurumsunuzdur ve ayrı bir muhasebe departmanınız vardır. Bu departman, sizin personelinizi ve diğer giderlerinizi zaten takip eder. Bizim odak noktamız ise kira ve gayrimenkul ile alakalı tüm bilgileri dışarıdan alıp Mülk Takibi üzerinden izlemek ve size diğer alanlarda entegre olmaktır.
Adnan PEHLİVAN: Aslında doğru bir şey. Her şeyi yapmak zorunda değil ya bir platform.
Selim HALLAÇ: Zaten bunu yapamayız. Geniş bir alanda çalışmaya kalkarsak, o güncellemelerin hepsine yetişemeyiz. Biz sadece buradaki temel soruna odaklandık. Muhasebenizde bir hesap planı veya mevcut bir düzen varsa, biz zaten oraya entegre oluyoruz. Ancak diğer programlara baktığınızda, "o da olsun, bu da olsun" mantığıyla ilerleniyor. Bu yaklaşım, yazılımın hiçbir modülünde yeterince derinleşilememesine neden oluyor.
Şakir KURTER: Onlar çoklu modülle çalışıyorlar.
Selim HALLAÇ: Bazı kurumlarla çalışıyoruz. Milyon dolarlık programlar kullanmalarına rağmen bizim programı kullanmak zorundalar. Biz çok iyi olduğumuz için söylemiyorum bunu. Biz sadece bu konuya odaklandık. Bu konuda çözüm üretiyoruz ve bu konuda iyiyiz demeye çalışıyoruz.
Şakir KURTER: Bir şey daha sormak istiyorum. Günümüzdeki ödeme sistemlerinde tahsilatların birçoğu artık nakit yerine kredi kartı veya dijital yöntemlerle yapılıyor. Bu bağlamda, programınızda bu dijital ödeme yöntemlerini sisteme nasıl entegre ediyorsunuz? Ayrıca, kredi kartıyla yapılan ödemelerde bankaların uyguladığı komisyon oranlarıyla ilgili sisteminizde herhangi bir düzenleme veya takip mekanizması var mı?
Selim HALLAÇ: Tabii. Burada bir de kiracı tarafı var. Kiracılar, mobil uygulama üzerinden giriş yaparak kendi hesap ekstrelerini ve sözleşmelerini görüntüleyebiliyorlar. Ayrıca, şikâyet, öneri ve taleplerini doğrudan uygulama aracılığıyla iletebiliyor; kira ve aidat ödemelerini sistem üzerinden kredi kartıyla yapabiliyorlar. Kredi kartı ödemelerinde ortaya çıkan komisyon oranı, işlem hacmine göre belirleniyor. Bu komisyon, uygulamayı kullanan mülk sahibinin tercihine bağlı olarak ister mülk sahibine ister kiracıya yansıtılabiliyor.
Şakir KURTER: Tekrar söylemek istiyorum, hakikaten çok doğru ve boşluk olan bir alanı doldurmuşsunuz. Türkiye'de ihtiyaç olan bir alanı doldurmuşsunuz.
Adnan PEHLİVAN: Siz tek misiniz bu alanda?
Selim HALLAÇ: Tek değiliz. İlk çıktığımızda tektik ancak şu anda tek değiliz. Rakiplerimiz geliyor ve bu benim çok hoşuma gidiyor açıkçası.
Şakir KURTER: Çünkü rekabet gelişimi destekler, değil mi?
Selim HALLAÇ: Kesinlikle. Hem rekabet gelişimi destekliyor hem de biz müşterilerimize gittiğimizde sıkça şunu duyuyoruz: "Gerçekten böyle bir şey var mıydı? Biz yıllarca bunu defterlerde, Excel'de bir şekilde takip etmeye çalışıyorduk. Siz tam hayalimizdeki şeyi yapmışsınız." Aslında rakiplerimiz de müşterilere gidip bu uygulamaları anlattıklarında, gayrimenkul ve PropTech alanında bu tür çözümlerin var olduğunu hep birlikte duyurmuş oluyoruz.
Adnan PEHLİVAN: Şakir Bey "rakiplerimiz de var" dediğiniz için soruyorum: Mülk sahipleri niye sizi tercih etsin? Farkınız ne olacak onlardan?
Selim HALLAÇ: Farklarımızdan değil de, güçlü olduğumuz yönlerimizden bahsedebilirim. Biz entegrasyon anlamında çok ciddi yatırım yaptık. Bu anlamda baktığınız zaman sadece bankalar değil, çeşitli e-fatura portalleriyle, çeşitli SMS entegratörleriyle ve Türkiye'deki yerel tüm ERP sistemleriyle, buna isim vermek gerekirse SAP de dahil, tüm yerel ERP'lerle de entegrasyonumuz var. Yani bir müşteri bize geldiği zaman, dediğim gibi, yerelde kurulu bir düzeni varsa onu bozmadan, yani "kontak çevrilecek, sistem çalışacak" diyorsunuz. Biz direkt çok kısa bir sürede entegrasyon sağlayabiliyoruz.
Adnan PEHLİVAN: Maliyetler açısından baktığımızda, arada rakiplerle çok büyük marjlar var mı?
Selim HALLAÇ: Yok, çok büyük farklar olduğunu düşünmüyorum. Biz fiyatlarımızı internet sitemizde açık olarak yayınlıyoruz.
Adnan PEHLİVAN: Oradan şeffaf bir şekilde görebiliyorlar.
Şakir KURTER: Rekabetten bahsettiniz. Hakikaten ben de çok önem atfediyorum o kısmı. Rekabetin gelişimi desteklediği ve teknolojik uyarlamaları hızlandırdığı aşikâr. Mülk Takibi olarak, teknoloji çağının bu hızlı ilerleyişinde, gelecekle ilgili yatırım, yeni entegratör ve entegrasyon planlarınız var mı?
Selim HALLAÇ: Aslında her gün yeni bir teknolojik gelişme haberleriyle uyanıyoruz. Biz de uygulamayı sürekli geliştiriyoruz. Özellikle, başka nerelere entegre olabiliriz diye sürekli araştırıyoruz. Yapay zekâ, tabii ki odaklanmak istediğimiz ana konulardan biri. Çünkü mülk sahiplerinin bazı konularda yönlendirilmeye ihtiyacı var. Örneğin, binlerce mülkünüz varken, "Hangi mülkü satmalıyım?" sorusunun cevabını pratik bir şekilde verebilmek bence çok önemli. Ya da "Kiralayıp mı satsam, yoksa tadilat ettirip mi satsam?" gibi soruların cevaplarını bir ön filtreden geçirebilecek çözümlere odaklanmaya ve bu yönde çok güzel geliştirmeler ve yatırımlar yapmaya başladık.
Şakir KURTER: Yani birçok insanın aslında düşünmesi gerektiği şeyi siz onlara hazır olarak sunacaksınız.
Selim HALLAÇ: Yani bir ön filtreden geçirmiş olacağız. Dediğiniz gibi, bu sayede karar alma süreçleri hızlanacak. Özellikle kurumlarda veriler dağınık olduğunda, doğru bir karar verebilmek için süreçlerin en baştan toparlanması, analiz edilmesi ve belki de kıyaslama (benchmark) çalışmaları yapılması gerekir.

Adnan PEHLİVAN: Türkiye'deki X kuşağı ve üstü yaş gruplarının dijital platformlara olan mesafesini merak ediyorum. Biliyorsunuz, bu kişiler elektrik faturasını yatırırken bile bankaya gidip fiziki olarak sıraya girebiliyorlar. Bu alışkanlığı kırabildiniz mi?
Selim HALLAÇ: Bence kırıldı. Bu kırılma, bizim çabamızdan ziyade pandemi döneminde gerçekleşti. Pandemiyle birlikte uzaktan çalışma, eve sipariş verme ve bazı işlemlerin doğrudan evden yapılabilmesi gibi durumlar bu bariyeri kırdı.
Şakir KURTER: Peki, biraz da şundan bahsedelim. Ciddi bir veri birikimi söz konusu ve artık tüm şirketler bulut teknolojisini kullanıyor. Mülk Takibi'nin de kendine ait özel bir bulut teknolojisi kullandığı doğru. Ancak, günümüzün en büyük sorunlarından biri olan siber saldırılara karşı, Mülk Takibi bu bulut teknolojisini kullanarak ne tür önlemler alıyor? Yazılımınız, kiracıyı, kiralayanı ve mülk sahibini bu tehditlere karşı nasıl bir güvence altında tutuyor?
Selim HALLAÇ: Doğru. Bu hem hassas hem de çok önemli bir konu; hatta geceleri beni uyutmayan bir mesele. Bu hassasiyetle, yazdığımız kodları sürekli gözden geçiriyoruz. Belirli periyotlarla penetrasyon testleri yaptırıyor ve bu testler sonucunda tespit edilen zafiyetlere karşı hızla aksiyon alıyoruz. Veri güvenliği konusunda yedekleme politikamız da çok sıkı: farklı lokasyonlara ciddi yedeklemeler yapıyoruz. Çalıştığımız kurumların talebi doğrultusunda veriler zaten Türkiye'de tutuluyor. Yazılımdan geldiğim için ben de sürekli öğrenmeye ve gelişmeleri takip etmeye çalışıyorum. Teknoloji her gün gelişse de biz belirli aralıklarla sıkı testler ve penetrasyon testleri yaparak zafiyetleri hızlı bir şekilde gideriyor ve uygulamamızı sürekli güncel tutuyoruz.
Adnan PEHLİVAN: Çalışan personel sayınız kaç?
Selim HALLAÇ: Benle birlikte 15.
Adnan PEHLİVAN: İlk başladığınızda iki kişiyiz demiştiniz.
Selim HALLAÇ: Evet, şu anda 15 kişi.
Şakir KURTER: Gördüğümüz kadarıyla çok gençsiniz. Bu yaşta böyle bir atılım ve yatırım yapmanız, ülkemiz açısından çok kıymetlidir. Sizin gibi insanların aldığı eğitimin neticesinde bu topraklara dönük yapacağı çalışmalar, memleketin gelişmişliği ve medeniyet tasavvuru için gerçekten değerlidir. Allah sayılarınızı artırsın. İşlerinizde başarılar diliyorum. Güzel bir program oldu.
Selim HALLAÇ: Çok teşekkür ederim.
Şakir KURTER: İnşallah ilerleyen zamanda yapacağınız yeni gelişmelerle ilgili tekrar bir araya gelmeyi arzu ederiz.
Adnan PEHLİVAN: Böyle büyüyüp, inşallah unicorn olursunuz.
Şakir KURTER: Tabii, dünya çapında rekabet edebilir düzeyde sizleri de görmek isteriz.
Selim HALLAÇ: İnşallah.
Adnan PEHLİVAN: Yurt dışındaki varlıklarla ilgili Türkiye'deki sahiplerine hizmet verebiliyor musunuz?
Selim HALLAÇ: Evet. Ev sahipleri, Türkiye'deki varlıklarını bizim üzerimizden takip edebiliyor. Örneğin, Almanya'da yaşayan birisi, Türkiye'deki varlıklarının takibini ve kiracı süreçlerini direkt bizden yürütüyor. Ancak globalleşme anlamında da denemelerimiz oluyor. Oralarda vergilendirme sistemleri, banka entegrasyonları ve diğer entegrasyonlar farklılık gösteriyor. Yavaş yavaş bunları inceleyip denemeler yapıyoruz. Her girişimin hayalinde globalleşmek vardır; inşallah biz de o seviyelere ulaşırız.
Şakir KURTER: İnşallah. Temennimiz bu yönde.
Adnan PEHLİVAN: Son olarak, genç girişimcilere söyleyeceğiniz bir mesajınız var mıdır?
Selim HALLAÇ: Tabii ki. Bakın, daha önce de söylediğim gibi, Mülk Takibi gibi bir fikir aklımda yoktu. Kendi işimi yapıyordum, ancak bir konuya odaklanınca, bir yerden size bir kapı açılıyor ve o kapı sizi yönlendiriyor. Önemli olan, belirli konulara odaklanmaktır.
Girişimcilik zor ama çok zevkli. Evet, bazı riskleri var, daha fazla çalışıyorsunuz ve yoğun mesai şartları gerektiriyor, ama çok zevkli. Fikri olan tüm arkadaşlara peşinden gitmelerini tavsiye ederim.
Şakir KURTER: O zaman sadece genç değil, bir fikri olan herkese şunu diyoruz: Girişimcilik sadece gençlikte olur diye bir algı var ama aslında bir fikrin varsa, ona odaklandıysan ve içinde bir tutku yanıyorsa, yaşın, şartların ya da zamanın hiçbir önemi yok. Fikrini değere dönüştürecek gayret ve çabadan uzak durmayacaksın. Bunu yaparken daha çok değere odaklı çalışacaksın. Para zaten kendiliğinden gelir. Değer ortaya çıktığı an, para bir şekilde kendiliğinden gelecektir.