
COVID-19 pandemisinden çıkış süreci, aşılama çalışmalarının devam etmesi ve ekonomilerin normalleşmesiyle birlikte devam ediyor. Normalleşmenin seyrine dair önemli verilerden birisi olan elektrik tüketimine dair yeni bir araştırma yayımlandı. Londra merkezli çevreci düşünce kuruluşu Ember, küresel elektrik üretimi ve tüketimine dair çalışmasının sonuçlarını açıkladı. Çalışmada sunulan verilere göre, küresel düzeyde elektrik talebi ve elektrik üretimine bağlı emisyonlar, pandemi öncesindeki düzeyin yüzde 5 oranında üzerine çıktı.
Araştırma raporuna göre, pandemi sırasında geçici bir düşüş yaşayan enerji talebinde görülen artış, çevre dostu elektrik üretimi tekniklerinin yaygınlaşmasını sekteye uğratacak biçimde gerçekleşti. Raporda 2020 yılında dünya çapındaki elektrik üretiminin yüzde 61’inin fosil yakıtlar yoluyla gerçekleştirildiğine dikkat çekildi. Asya kıtasının kömür kullanarak üretilen elektriğin yüzde 77’sini ürettiğine işaret eden rapor, küresel sera gazı salınımını azaltmaya yönelik tedbirlerin gereken hızla alınmadığı uyarısında bulundu.
Küresel sera gazı emisyonlarının, Paris Anlaşması’nın imzalandığı, 2015 yılına göre yüzde 2 oranında yüksek olduğunun belirtildiği raporda, rüzgar ve güneş enerjisinin toplam küresel elektrik üretimi içindeki payının arttığı da vurgulandı. Buna göre 2020 yılında rüzgar ve güneş enerjisi üretimi yüzde 15 oranında artış gösterdi. Bu artış sonucunda toplam elektrik üretimi içinde rüzgar ve güneş enerjisinin payı, 2020 yılı sonunda yüzde 9.4’e yükseldi. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik bu artışla ilintili olarak, kömür yoluyla elektrik enerjisi üretimi yüzde 4 oranında azaldı.