
Murat PEHLİVAN: Öncelikle Bilişim Vadisi’nin kuruluş hikayesini sormak istiyorum. Bilişim Vadisi ne zaman kuruldu? Kurulduğu tarihten bu yana neler yaptı?
Ahmet Serdar İBRAHİMCİOĞLU: Bilişim Vadisi’nin kuruluş süreci eskiye dayanıyor. 2011 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın, Silikon Vadisi gibi teknoloji ekosistemini bir araya getirecek bir merkezi alan oluşturma fikriyle süreç başladı. O günden sonra üç il yarışmaya başlıyor; İstanbul Ankara ve Kocaeli. İstanbul, kalkınma planlarında finans ve ticaretin başkenti olsun diye düşünüldü. Geriye Kocaeli ve Ankara kaldı. Kocaeli; Ankara, İstanbul ve İzmir illerinin ortasında uygun bir lokasyon oluşturduğu için tercih edildi. Bilişim Vadisi’nin hemen yanında TÜBİTAK'ın en büyük kampüsüde yer alıyor.
Murat PEHLİVAN: Gebze’de yer alan kampüs mü?
Ahmet Serdar İBRAHİMCİOĞLU: Evet. Dolayısıyla bu alan bilimin bilişime giden yolunda bir lokasyon olarak tercih edildi. Büyük, doğru bir lokasyon olarak tercih edilmiş oldu. Kent, sanayi kenti. Sanayiyle birlikte iki güçlü kasımızı da burada görebiliyoruz. Biri otomotiv. Bugün otomotivin yerine artık mobiliteyi kullanmaya başladık. Bir saatlik bir yarıçap çizdiğinizde bütün mobilite sektörünün üreticilerini burada görebiliyorsunuz. İkincisi de kimya alanı, o da burada. Bilişim sanayinin dijitalleşme sürecini hızlandıran bir katalizör etkisi oluşturuyor. Milli Teknoloji Hamlesiyle bu katalizör etkisini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.
Kuruluş sürecini kısaca anlatmam gerekirse; 2015 yılında ilk olarak şu an içinde bulunduğumuz binanın fiziki temelleri atıldı. 2019 yılı Aralık ayında Togg’un prototip aracının lansman töreniyle Bilişim Vadisinin açılışı yapıldı. 2021 yılında da Bilişim Vadisinin birinci etabı tamamlanmış oldu. Bir sene sonra Mart ayında İzmir'in temellerini attık. Nisan ayında da Bilişim Vadisi İstanbul'u açtık. Şu anda orada firmalarımız çalışıyor. Bunu şöyle ifade etmek lazım; Bir metafor olarak söylediğimizde Milli Teknoloji Hamlesiyle mega teknoloji koridoru kurma vizyonunun adı Bilişim Vadisi’dir.
Murat PEHLİVAN: Bu bir misyon aslında!
Ahmet Serdar İBRAHİMCİOĞLU: Bilişim Vadisi’nin ne olduğunu sorduklarında biz bunu söylüyoruz. Milli Teknoloji Hamlesi ile kurulacak bir mega teknoloji koridorunun adı Bilişim Vadisi’dir. Bilişim Vadisi bir lokasyon değildir, aslında bir fikirdir ve lokasyonları vardır. Kocaeli'de, İstanbul'da, İzmir'de, yarın Bakü'de başka bir zaman başka bir ülke veya şehirde de olabilir.
Murat PEHLİVAN: Teknokentler ile ilgili zaman zaman dile getirilen bir eleştiri var: Teknokentler emlakçılık mı yapıyor? Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Emlakçılık mı yapıyorsunuz? Veya emlakçılık dışında neler yapıyorsunuz?
Ahmet Serdar İBRAHİMCİOĞLU: Bu bize sıkça sorulan bir soru.
Murat PEHLİVAN: Eminim canınızı da sıkıyordur?
Ahmet Serdar İBRAHİMCİOĞLU: Hayır, canımı sıkmıyor. Bu konuda rahatım, emin olabilirsiniz. Sıkça sorulmakla kalmıyor aslında bu zaten söyleniyor. Siz emlakçısınız deniliyor.
Murat PEHLİVAN: Biraz önce Bilişim Vadisi’ni İzmir'de de açtığınızı söylediniz. Niye İzmir'de açtınız?
Ahmet Serdar İBRAHİMCİOĞLU: Ulusal Girişimcilik Strateji Belgesi yayınlandı. Orada Bilişim Vadisi ile ilgili bir paragraf var. Diyor ki; Bilişim Vadisi teknoparklar arasında ulusal bir girişimcilik ağı kurar, iş birlikleri ağı kurar, bu iş birlikleri ağını kurarken de çeşitli dikeylerde kümelenme faaliyetleri yürütür.
Murat PEHLİVAN: Yani bir görev tanımı var.
Ahmet Serdar İBRAHİMCİOĞLU: Bizi bir insansız hava aracı gibi düşünürseniz buralar bizim yer istasyonlarımız. Her yer istasyonumuz Bilişim Vadisi içinde kendi dikeylerini ve bölgesindeki kümelenme faaliyetlerini yürütüyor. Biz iş birliklerini artıracak bir ağ kuruyoruz. Bu ağ hem fiziksel hem de bulutta yer alıyor. Ayrıca çeşitli dikeylerde kümelenme faaliyetlerini yürütmek ve bunları desteklemek de bizim görevimiz. 300 milyon liralık bir Girişim Serbest Yatırım Fonumuz var. Biz ekosistemimizi de fonluyoruz.
Murat PEHLİVAN: ICT sektörünün çalışanları, yöneticileri, firma sahipleri para kazanıyorlar ama kazandıkları parayı nereye nasıl yatıracaklarını veya nasıl değerlendireceklerini tam olarak bilmiyorlar. Genellikle gayrimenkule yatırım yapıyorlar. Siz fon kurmakla başka bir kültürel dönüşüme öncülük ettiğiniz anlaşılıyor. Bu konuyu biraz açar mısınız?
Ahmet Serdar İBRAHİMCİOĞLU: Kültürel dönüşüm meselesini çok önemsiyoruz. Evet bir kültürel dönüşüm sağlamaya çalışıyoruz. İlk stratejik planlarımızı hazırladığımız süreçte duvarsız teknoparklardan bahsetmiştik. Bizi farklı farklı lokasyonlara taşıyan bu duvarsız teknoparklardı. Ayrıca fon kurduk. Buraya gelen insanları ya da hızlandırma programlarıyla uğraştıklarımızı fonlayalım. Yeni bir fonu daha hayata geçirdik. Bu fon kültürel dönüşümü sağlayacak.
4691 sayılı kanun kapsamında ar-ge teşviklerinden Kurumlar Vergisi istisnası alan firmaların yüzde 2 oranında aldıkları muafiyeti bir fona ya da bir kuluçka şirketine yatırma zorunlulukları var. Bu yasal bir zorunluluk. Biz de onlara bir kapı açtık. Minimum 20 bin TL'si olan herhangi bir kişi gelip bizim kurduğumuz 4. Sanayi devrimine özel 4. Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’na yatırımlarını yapabilirler. Bu fondan tüm gördüğünüz teknoloji geliştirme ekosistemindeki girişimci firmalara tohum yatırımları yapmayı hedefliyoruz. Yatırımcıyla henüz şirket kurmamış girişimciliği buluşturduğumuz hızlandırma programlarımız var. Meyve sebze tüccarını oyun yazılımcılarıyla buluşturduğumuz bir alan. Bilişim Vadisinde kültürel dönüşüm işte böyle bir şey.
Murat PEHLİVAN: Türkiye’nin kalkınması gelişmesinde bilişim sektörü çok kıymetli bir noktada. Küçük veya büyük yatırımcılarımızın bu tarafa ilgi ve alakaların olması lazım. O nedenle yaptığınız fon girişimleri son derece kıymetli. Peki Bilişim Vadisi olarak buradaki firmalara nasıl bir katma değer salıyorsunuz? Neden bir firma Bilişim Vadisi’ne gelsin?
Ahmet Serdar İBRAHİMCİOĞLU: İçerisinde bulunduğumuz kampüs %97 doluluk oranında yani devasa bir kampüs. 4000 üzerinde AR-GE çalışanının olduğu bir kampüs. Baktığımızda devasa bir fabrika gibi çalışan bir alandan bahsediyoruz. AR-GE personeli son 3 yılda geldi. 3 yıl öncesinde 258 kişinin çalıştığı bir yerden bugün 4000 binlere çıkan bir kampüsten bahsediyoruz. Bu insanları buraya getiren bir sürü sebep var. Bunlardan bir tanesi etkinlik ve organizasyonlar. Bu organizasyonlar şunun için önemli: Bir ekosistemi geliştirdiğinizde ekosistemin içerisinde yaptığınız hızlandırma programlarıyla yeni bir etkileşim oluşuyor. Etkileşim etkinliklerle oluşuyor.
Bizim bir satış destek hizmet programımız var. Burada bulunan firmaların satış durumlarını takip ediyoruz. Ayrıca Organize Sanayi Bölgelerin içerisinde bir yerdeyiz. Organize Sanayi Bölgelerinde ihtiyacı olan sanayici ile girişimcilerimizin ürünlerini buluşturuyoruz. 3 sene önce 5 kişi çalışanı olan şirketlerimiz aldıkları yatırımlarla tesisler kurdular. Bu bölgede büyüyüp 70 çalışana ulaştılar. İhracat kapasitesi ciddi manada artan şirketlerimiz oldu.
Marka günümüzde çok önemli. Bilişim Vadisi bir marka. Şirketler burada olmak istiyor. Bilişimle ilgili, teknolojiyle ilgili, yazılımla ilgili bir teknolojik işe ürüne mi ihtiyacınız var? Bir probleme çözüm mü arıyorsunuz? Bilişim Vadisi'nde bir firma bulunur. Tabiri yerindeyse eskinin kapalı çarşısı gibi… Kapalı çarşıya gideyim orada bir şey bulurum. Yani ya halı bulurum ya kilim bulurum ya kuruyemiş bulurum ihtiyacımı görürüm. Biz de işte bunu yapmaya çalışıyoruz. Firmalarda bunu hissediyorlar, yaptığımız işin farkındalar. O nedenle buraya geliyorlar.
Diğer taraftan kariyer portalımızla insan kıymeti yetiştirmeye ve bu kaynağa aktarmaya çalışıyoruz. Kampüsün içerisinde bir yazılım okulumuz var. 360 tane kursiyer öğrencimiz var. 7/24 buradalar. Yani ekosistemin insan kaynağı ihtiyacını da kendisi görecek. Sürdürülebilir, süreklilik arz eden bir yapı oluşturmuşuz. Bütün bunlar şunu dedirtiyor: Ben Bilişim Vadisi'nde olmalıyım. Bu tabela önemli. İçerisine girdiğimde insan kıymetiyle ilişki kurabilirim. Beni ulusal ve uluslararası alanda çeşitli daha büyük yatırımcı ya da tedarikçi listesine girebileceğim firmalarla buluştururlar. Gelir bana yatırım yaparlar. İşte bunlar bu ekosistemi canlı tutuyor ve burada olmak istiyor firmalar. Bu sayede 3 yılda markamızı İstanbul'a, İzmir'e taşımız olduk.
Murat PEHLİVAN: Merak ettiğim bir soru var. Togg niye burada? Bu soru önemli çünkü burası Togg gibi Sanayi Bakanı himayesinde. Benim zihnimde dönen şu: Sayın Bakan dedi git Togg’a orası boş orayı doldur mu dedi? Togg’un burada yer alma sürecini anlatır mısınız?
Ahmet Serdar İBRAHİMCİOĞLU: Togg CEO’su Gürcan Bey bunu kendi sunumlarında zaman zaman anlatıyor. Kendisiyle 2019 Ocak veya Şubat tarihinde bir araya geldik. Ancak ondan önce biz bir bir stratejik plan hazırlamıştık. Planda şunu söyledik: Biz sivil teknolojiler alanında çalışacağız ama birinci dikeyimiz mobilite olacak. Öyle bir iş yapalım ki Türkiye mobilitenin merkezi olsun. Bilişim Vadisi içinde bulunduğumuz Kocaeli kampüsüyle beraber mobilitenin merkezi olsun. Bir mobilite hub’ı oluşturalım. Hem şirketleri çekelim hem de bu konuda bir çalışma yapalım. Tabii bunları yaparken bu konuları sayın bakanımıza da arz ettik. Kendisinin çok ciddi destekleri oldu. Bunu neye göre belirledik derseniz? Bir saatlik yarıçapta otomativ sektörünün içindeyiz ama otomotivin şekli değişiyor. Sektör artık bilişimle anılıyor. Bugün arabadan değil akıllı cihazdan bahsediyoruz. O zaman neyi koymamız lazım? Bilişimi. Dolayısıyla Bilişim Vadisi birinci dikeyle mobiliteyi alıp bir de yapı olarak da buna uygun hale gelince biz bunların hepsini Gürcan Bey'e anlattık. Sağ olsun kendisi bunları dinledikten sonra espriyle de şöyle demişti: Bu arkadaş bizi anlamış! Süreç öyle başladı.
Murat PEHLİVAN: Buradan şu sonucu çıkardım. Sayın Bakanın talimatıyla Togg buraya gelmedi. Bilişim Vadisi’ni kendisi seçti…
Ahmet Serdar İBRAHİMCİOĞLU: Tam olarak böyle. Togg bizi seçti. Bizi seçmesinin de kritik nedenleri var. Çünkü mobiliteyi hub olarak kurgulamış ve bir ekosistem kuracak. Bunun için burada altyapı var. Ayrıca bölge otomotiv bölgesi ancak mobiliteye dönüşmesi de lazım. Bütün bunlar bir bütün olarak Togg’un burayı seçmesinde etkili oldu.
Murat PEHLİVAN: Sayın Bakan “iş birliklerini kendiniz oturup geliştirin, birbirinizle liyakatlı bir şekilde iş yapın” modelini mi uyguluyor?
Ahmet Serdar İBRAHİMCİOĞLU: Evet, aslında tam olarak söylediğiniz gibi. Bakan Bey ile 4 yıldır bir aradayız, beraber çalışıyoruz. Kendisinin çok büyük desteğini gördük. Burada bir ekip var çalışıyor ama bu çalışmalarda liderlik önemli. Sayın Cumhurbaşkanı’nın vizyonu sonrasında Bakan Bey'in bu vizyonu misyon olarak desteklemesi, bizim de ekiplerimizle beraber çalışmamızla çok kısa zamanda Bilişim Vadisi bir marka değeri oluşturdu. Sanayi ve Teknoloji dünyasının ihtiyaçlarını çok iyi görüp ona göre liderlik ortaya koyan bir bakanla çalışıyoruz. Bizim için bu büyük bir şans.
Murat PEHLİVAN: Esenler’de ne işiniz var?
Ahmet Serdar İBRAHİMCİOĞLU: Şimdi bizim dikeylerimizden bir tanesi akıllı şehirler. Esenler'de Nar İnovasyon Şehri diye doğuştan bir akıllı şehir kuruluyor. Şimdi bir şehrin inşaat gibi teknolojik ve teknik altyapılarının da bir ekosisteme ihtiyaç var. Biz doğuştan bir akıllı şehrin kurulmasında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı adına bir paydaş olarak yer aldık. Yaklaşık 300 bin insanın yaşayacağı kendi enerjisini üreten, tamamıyla elektrikli ve otonom araçların olduğu bir şehir olacak. Hatta dronla teslimatların yapılabileceği bir uygulama şehrinden bahsediyoruz. Aynı zamanda yeni teknolojilerin yaşarken uygulanabileceği tüm datayı toplayıp bu data ile yönetilen bir şehirden bahsediyoruz. Nar İnovasyon Şehrinin bilişim altyapılarının kurulması, bilgiyle yönetilen bir şehir haline gelmesini sağlayacak ekosistemin kurucu unsuru Bilişim Vadisi olacak.
Murat PEHLİVAN: Son sorum şu olacak Serdar Bey. Yasa gereği teknoparklarda faaliyet gösteren firmaların cirolarından %2'lik pay ayrılması ve yılın sonunda da elde ettikleri cironun yüzde 2’sinin teknoparkın veyahut da Bakanlığın belirlediği bir havuza aktarmaları gerekiyor. Bununla ilgili de herkes bir şeyler yapıyor. Sizin bir çalışmanız var mı? Bu konuyla ilgili neler yapıyorsunuz?
Ahmet Serdar İBRAHİMCİOĞLU: 4691 sayılı kanununda en son çıkan uygulama yönetmeliğindeki değişiklikle beraber Kurumlar Vergisi istisnası tutarı 1 milyonun üstünde olan kurumların %2’sini ya Girişim Sermayesi Yatırım Fonuna ya da bir kuluçka şirketine yatırmaları gerekiyor. Resmi anlamda kuluçka olan ve bu kuluçkada ikamet eden 0-3 yaş arasındaki kuluçka şirketlerine yatırılması gerekiyor. Bunun için son tarih ise 31 Aralık 2022. Burada bir boşluk var biz de bununla alakalı 4. Girişim Sermayesi Yatırım Fonunu kurduk. Şu anda biz %2'lere bu fon aracılığıyla talibiz. Bu fonu kurmamızın sebebi sektörde boşluk olarak gördüğümüz tohum yatırımlar konusu. Çünkü bir sürü teknoparkta kuluçkalar var bu kuluçkaların içerisinde bir sürü şirket bulunuyor. Bu girişimci şirketlere tohum yatırımı diyebileceğimiz ölçekte yatırımlar yapmak istiyoruz.
Bu fonu taahhütsüz bir fon olarak kurduk. Taahhütsüz dememin özellikle sebebi bireysel yatırımcının da gelip %2'lik dilimden de gelip 20 bin lirayla yatırım yapabileceği bir fon. Bu fonun yatırımlarında da yüzde 2'lik tüm paylara talibiz. Buyursunlar fonumuza iştirak etsinler. Fon yatırımcısı, fonun ortağı olsunlar. Bu fonda paydaşlardan oluşturduğumuz bir komitemiz var. Teknopark genel müdürleri de, kuluçka genel müdürleri de komitede yer alıyor. Ekosistemi bilen arkadaşlarla güzide bir komite kurduk. Bu komitenin ardında da Bilişim Vadisi var.
Özetine yer verdiğimiz programın tamamını ICT MEDIA TV youtube kanalından izleyebilirsiniz.