ICT Media
Ankara Sanayi Odası (ASO) öncülüğünde, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ev sahipliğinde 11 Aralık 2025 – BTK Konferans Salonu'nda “Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Yüzyılında Yazılımın Sanayileşmesi Zirvesi” gerçekleştirildi. Zirvenin açılışında kürsüye sırasıyla ASO 35. Meslek Komitesi Başkanı Nuray Başar, ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan ve TBMM Yapay Zekâ Araştırma Komisyonu Başkanı Fatih Dönmez çıktı. Konuşmacılar, Türkiye’nin ikinci yüzyılında kalkınmanın artık demir-çelikten değil, koddan geçtiği konusunda ortak karar açıkladılar.
Nuray Başar – ASO 35. Bilgisayar Yazılım Sanayi Meslek Komitesi Başkanı
“Bizler alın terinin yanına akıl terini koyan bir sektörün temsilcileriyiz. Hangi işi yaparsanız yapın, yolunuz dijitalleşmeden geçiyor. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri teknolojiyi üreten, ürünleştiren, markalaştıran ve ihraç eden ülkelerdir. Biz bu vizyonla ürettiğimiz teknolojiyi küresel ölçekte markalaştırmak için sektörümüzdeki eksikliği görerek bugün bu zirveyi organize ettik.”
Başar, gençlere ve eğitime yapılan yatırımları şu sözlerle vurgularken; “Eğitim bizim kırmızı çizgimiz. Mamak’taki 85 bilgisayar öğretmenimize ve Ankara’daki 360 meslek lisesi öğrencimize üretken yapay zeka ve Python eğitimi verdik. Bugün bu gençlerimizin ödüllerini takdim edeceğiz. Sektörümüzün en önemli sorunlarından biri beyin göçü. Bu göçü durdurmanın yolu gençleri yüksek donanımlı yetiştirmekten geçiyor. Stant ve sponsorluk gelirlerimizin tamamını ASO Eğitim Vakfı’na bağışlayacağız. Çünkü güçlü yazılım ekosistemi ancak güçlü eğitim altyapısıyla mümkün.” dedi.
Başar sözlerini Atatürk’le noktalarken; “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi: ‘Bir millet sanattan ve sanayiden mahrumsa tam bir hayata sahip olamaz.’ Biz teknolojiyle büyüyen, yazılımla güçlenen bir Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz.” şiarına dikkat çekti.
Seyit Ardıç – ASO Yönetim Kurulu Başkanı
“Son yıllarda teknolojik gelişmeler doğrusal olmaktan çıktı. Dijitalleşme, yapay zeka, otomasyon, nesnelerin interneti birbirini besleyen çarpan etkisiyle ilerliyor. Bugün sanayide üretim hatları sadece tezgâhlardan ibaret değil; sensörlerle veri toplayan, uzaktan izlenebilen, yazılımla güncellenebilen akıllı sistemler haline geldi. Klasik makine parkına sahip olmak artık tek başına rekabet avantajı değil.”
Ardıç, rakamlarla durum tespiti yaparken; “Dünya yazılım pazarı 2024’te 731 milyar dolar, 2030’da 1,4 trilyon doları aşacak. Endüstriyel yazılım pazarı yıllık %12-13 büyüyor. Türkiye’nin BİT pazarı 2024’te %53 büyüyerek 1 trilyon 203 milyar TL’ye ulaştı ama küresel pazardan aldığımız pay binde 7. Hizmet ihracatımızda bilişim teknolojilerinin payı sadece %4,2. İrlanda’da bu oran %50’nin üzerinde.” ifadelerini kullandı.
En çarpıcı tespiti ise şöyleydi:
“Türkiye’de proje zenginliği var, ürün fakirliği var. Müşteri ihtiyaçları özelleştirilmiş projelere dönüşüyor ama ölçeklenebilir, küresel markalar yeterince çıkmıyor. Bunu değiştirmek zorundayız.”
Yeşil dönüşümle yazılım arasındaki ilişkiyi “rüzgâr ile yelken” benzetmesiyle açıklayan Ardıç, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sanayi kuruluşlarımızla yazılım firmalarımızın sürekli ve sistematik iş birliği kurması kritik. Organize sanayi bölgelerimizdeki imalatçılarımızı teknoparklarımızdaki yazılımcılarla daha sistematik buluşturmalıyız. Sanayi artık yazılımsız olmaz. Bu zirvedeki tartışmalar Türkiye’nin yazılımda ürün ve marka ülkesine dönüşümünü hızlandıracak.”
Ömer Abdullah Karagözoğlu – BTK Başkanı
“Eskiden bir ülkenin gücünü limanları, fabrikaları, demiryolları temsil ederdi. Bugün bu listeye görünmeyen ama her şeyi belirleyen bir güç daha eklendi: Yazılım. Yazılım çağımızın dilidir. Kim bu dili iyi öğreniyorsa, geleceği daha yüksek sesle konuşuyor.”
Konuşmasına dijital egemenlik vurgusuyla devam eden Karagözoğlu; “Bir satır kod bir ülkenin en zayıf halkası da olabilir, en güçlü kalkanı da. Yarın kritik altyapıda güncelleme için başka ülkeden onay bekliyorsak bu tam bağımsızlık değildir. BTK olarak USOM ve SOME’larımızla 7/24 görev başındayız ve Avcı, Azat, Kasırga, Atmaca, Kule gibi tamamen yerli yazılımlarımızı kullanıyoruz.” diyerek yerlilik ve millik vurgusu yaptı.
Gençlere de seslenen Karagözoğlu “BTK Akademi 2 milyon 750 bini aşkın kullanıcıya ulaştı. Gençlerimizi yazılım, yapay zeka, siber güvenlik alanında destekliyoruz. Bugün burada Türkiye’nin ikinci yüzyılının kodlarını satır satır birlikte yazıyoruz.” dedi.
Dr. Ömer Fatih Sayan – Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı
“Yazılımı tek cümleyle tanımlayacak olsam ‘yeni dünyanın alfabesi’ derim. Sabah alarmımızdan trafik lambalarına, market kasasından ev kombisine kadar her şey yazılım. Yazılım eşittir her şey.”
Yazılımın zanaatten endüstriye dönüşümünü anlatan Sayan; “Nasıl sanayide kalite standartları varsa, yazılımda da kodlama kuralları, güvenlik protokolleri standartlaşıyor. Nasıl fabrikalarda makineler üretimi hızlandırıyorsa, yazılımda otomasyon araçları kod yazmaktan test etmeye kadar her şeyi hızlandırıyor. Eskiden aylar süren işler bugün günlere indi.” diyerek otomasyona işaret etti.
5G ve sonrası için net mesaj veren Sayan; “4.5G’de yerlilik oranı %1’ler seviyesindeydi, bugün %45’leri aştık. 5G’de yerliliğin yanına ‘milliliği’ ekledik. Tasarım, donanım, patent Türk mühendisine ait olacak.”
“Teknolojiyi sadece kullanan değil, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke olmanın yolu yazılımdan geçiyor. Doğru adımlarla Türkiye’nin kalkınma lokomotifi yazılım olacak.” sözleri ile konuşmasını bitirdi.
Fatih Dönmez – TBMM Yapay Zekâ Araştırma Komisyonu Başkanı
“1950’de Alan Turing ‘Can machines think?’ diye sordu. 1958’de Cahit Arf Erzurum’da halka aynı soruyu sordu: ‘Makineler öğrenebilir mi, düşünebilir mi?’ Bugün o sorunun tam ortasındayız. Deep Blue Kasparov’u yendiğinde farkına vardık ama o sadece taktik öğrenmişti. Artık insan gibi düşünen, hatta bazen daha iyi düşünen sistemler var.”
Dönmez, komisyon çalışmalarını ş özetlerken; “Yüzden fazla uzmanı dinledik. Rapor yazılırken bile güncelliğini yitiriyor. Kasım 2025’i milat kabul ettik. Amerika ‘ilerle görelim’ diyor, Avrupa sıkı regülasyon istiyor, Çin tamamen devlet kontrolünde. Türkiye üç modeli de inceleyerek kendine özgü bir model geliştirmeli. Bazı etik kuralları baştan koymalıyız.” dedi.
Türkiye’nin avantajlarını sıralayan Dönmez; “e-Nabız gibi uygulamalarımız, bankacılık, enerji, haberleşme sektörlerindeki devasa verilerimiz var. Bu verileri anonimleştirerek kontrollü açarsak, eğitim, sağlık, finans, tarım ve enerji alanlarında bölgesel lider oluruz.” İfadelerini kullandı.
Konuşmasının sonunda ise Dönmez; “Rekabet çok sert, yatırımlar milyar dolarlar seviyesinde. Ambargo riskine karşı hazırlıklı olmalıyız. Milli Teknoloji Hamlesi’ni yapay zeka ve yazılımla taçlandırırsak, ikinci yüzyıl gerçekten Türkiye yüzyılı olur.” mesajını verdi.
Zirvenin Öne Çıkan Mesajları
Proje yapan değil, ürün çıkaran ve küresel marka yaratan bir Türkiye…
Beyin göçünü durduracak, dünyayla yarışacak gençler…
Yeşil dönüşümün rotasını çizen yerli yazılımlar…
Dijital egemenlik ve tam bağımsızlık…
Türkiye, ikinci yüzyılına “kod satırlarıyla” giriyor.
Zirve, paneller, ödül törenleri ve B2B görüşmeleriyle gün boyu devam etti.
