
Son dönemde İran-ABD müzakereleri, Rusya'nın Ukrayna'daki nükleer söylemleri ve Hindistan-Pakistan gerilimiyle birlikte, nükleer silahların yapım süreci ve uranyumun rolü yeniden gündeme geldi.
Atom bombasının doğuşu
Nükleer silahların bilimsel temeli, 19. yüzyılda başlayan radyoaktivite araştırmalarına dayanıyor. 1789’da Martin Klaproth’un uranyumu keşfetmesi, 1896’da Henri Becquerel’in bu elementin radyoaktif özelliklerini ortaya koymasıyla başlayan süreç, Marie ve Pierre Curie’nin çalışmalarıyla hız kazandı.
1938’de Otto Hahn ve Fritz Strassmann’ın uranyum atomunun nötronlarla parçalanabileceğini kanıtlaması, nükleer fisyonun kapılarını açtı. Bu gelişme, ABD’nin II. Dünya Savaşı’nda başlattığı Manhattan Projesi ile askeri alana taşındı. Projede, zenginleştirilmiş uranyum-235 ve yapay olarak üretilen plütonyum-239 kullanılarak, “Little Boy” ve “Fat Man” bombaları üretildi.
Nükleer bombanın çalışma mantığı
Atom bombası, atom çekirdeğinde saklı enerjinin zincirleme fisyon tepkimesiyle ani bir şekilde açığa çıkması prensibine dayanır. Bir nötronun ağır bir çekirdeğe çarpmasıyla başlayan bu reaksiyon, yeni nötronlar üreterek çok kısa sürede büyük miktarda enerji ortaya çıkarır.
Bu sürecin etkinliği, özellikle U-235 izotopunun doğadaki düşük oranı nedeniyle zenginleştirme işlemini zorunlu kılar. Silah üretimi için genellikle %90’ın üzerinde zenginleştirilmiş uranyum gerekir.
Uranyum izotoplarının farkı
Uranyum doğada U-238 ve U-235 izotopları şeklinde bulunur. U-235, zincirleme fisyon reaksiyonu oluşturabilen tek doğal izotoptur. Ancak doğada yalnızca %0,7 oranında bulunur. Bu nedenle nükleer silah üretimi için uranyumun zenginleştirilmesi şarttır.
Zenginleştirme süreci: Gaz santrifüjleri
Zenginleştirme işlemi genellikle uranyum hekzaflorür gazı kullanılarak santrifüjlerde yapılır. Bu yöntemle U-235 izotopu fiziksel olarak U-238'den ayrılır. Elde edilen uranyum, kullanım amacına göre düşük (%20’nin altı) veya yüksek (%20 üzeri) oranda zenginleştirilmiş olabilir.
Sivil nükleer enerji santralleri genellikle %3-5 oranında zenginleştirilmiş uranyum kullanırken, nükleer silahlar için %90 ve üzeri “silah sınıfı uranyum” gereklidir.
Plütonyum alternatifi
Uranyuma alternatif olarak nükleer silahlarda plütonyum da kullanılır. Doğada bulunmayan bu element, reaktörlerde kullanılmış yakıttan elde edilir. Özellikle Pu-239 izotopu, Nagazaki’ye atılan bombada kullanılmıştır.
Dünyada nükleer silah durumu
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2024 itibarıyla dünyada yaklaşık 12 bin 121 nükleer savaş başlığı bulunuyor. Bu başlıkların 9 bin 585’i aktif askeri stoklarda tutulurken, 3 bin 904’ü konuşlandırılmış durumda. Yaklaşık 2 bin 100 başlık ise yüksek alarm seviyesinde bekliyor.
En fazla nükleer silaha sahip ülkeler:
Rusya: 5.580
ABD: 5.044
Çin: 500
Fransa: 290
İngiltere: 225
Hindistan: 172
Pakistan: 170
İsrail: 90
Kuzey Kore: 50
Nükleer silahların bilimsel altyapısı ve küresel dağılımı, uluslararası politikada denge unsuru olmayı sürdürüyor.