ICT Media
Vodafone, Vodafone Vakfı ve Save the Children yardım kuruluşu, Avrupa'daki politika yapıcıları çocukların çevrimiçi ortamda güvenliğini sağlamak amacıyla daha kapsamlı ve uyumlu önlemler almaya çağırdı. Üç kuruluşun ortaklaşa hazırladığı “Yetkilendirme Yoluyla Koruma: Çocukların Çevrimiçi Korunması” isimli rapor, dijital dünyada güvenli bir bağlantı kurabilmelerini sağlamak için koordineli ve acil bir eylem planı gerektiğini savunuyor. İngiltere ve Fransa başta olmak üzere Avrupa’nın önde gelen uzmanlarının kanıt ve araştırmalarına dayanan rapor, AB’nin Dijital Hizmetler Yasası (DSA) ve Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) gibi mevcut düzenlemeleriyle uyumlu bir çerçeve çiziyor.
Vodafone Grubu Dış İlişkiler ve Kurumsal İlişkiler Direktörü Joakim Reiter, ulusal düzenlemelerin farklılık göstermesi ve yeni dijital risklerin sürekli ortaya çıkması nedeniyle, Avrupa'daki çocukların hâlâ zararlı içeriklere ve bağımlılık yaratan algoritmaların etkisine maruz kaldığını belirtti. Çocukların dijital dünyanın olanaklarından en iyi şekilde yararlanabilmesi için teknolojiyi güvenli ve bilinçli kullanmaları gerektiğini vurgulayan Reiter, çevrimiçi korumayı güçlendirmek amacıyla politika yapıcılara yönelik, kullanıcı haklarını ve özgürlüklerini gözeten beş etkili önlem belirlediklerini ifade etti. Save the Children CEO’su Moazzam Malik ise çocukların dijital dünyanın sunduğu fırsatlardan güvenli bir şekilde yararlanabilmesi için, dijital ortamların çocuk haklarını ve yüksek yararını gözeterek tasarlanmasını sağlamak amacıyla Avrupa genelinde yapılan bu ortak çağrının önemine dikkat çekti.
Kuruluşlar, çevrimiçi ortamda çocukların korunmasını sağlamak amacıyla alınması gereken beş acil aksiyonu şu şekilde sıraladı:
1. Zorunlu Yaş Doğrulaması: Çocukların yaşlarına uygun olmayan içeriklere erişimini engellemek için, tüm dijital platformların gizliliği koruyan yaş doğrulama sistemlerini devreye alması gerekiyor. Özellikle yüksek riskli platformlarda, yaş tahmini veya beyana dayalı yöntemler yerine, üçüncü taraf hizmetleri aracılığıyla yaş doğrulaması yapılmalıdır. Bu doğrulama, içerik görüntülenmeden önce ve tüm cihazlarda eşit derecede etkili olmalıdır.
2. Bağımlılık Yaratan Tasarım Özelliklerinin Kısıtlanması: Platformların otomatik oynatma, sonsuz kaydırma gibi bağımlılık yaratan tasarım özellikleri, çocukların aşırı ekran süresi geçirmesine ve zararlı içeriklere maruz kalmasına neden oluyor. Bu tür özelliklerin çocuklara yönelik hizmetlerde tamamen engellenmesi veya varsayılan olarak kapalı olması gerekiyor.
3. Tasarım Aşamasında Hesap Verebilirlik: Sadece en büyükler değil, tüm sosyal medya ve içerik paylaşım platformları, tasarım aşamasında şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerini benimsemelidir. Algoritma tasarımlarında çocuklara özgü risk değerlendirmesi yapılmalı ve 18 yaşın altındaki kullanıcılar için varsayılan öneri ayarları güvenlik odaklı olmalıdır.
4. Çocuk İstismarı Materyallerine Erişimin Engellenmesi: Mevcut yasal belirsizlikler ve AB'deki ağ tarafsızlığı uygulamaları nedeniyle, çocuk cinsel istismarı materyallerine erişimin engellenmesi konusunda kısıtlamalar yaşanmaktadır. Yeni bir AB yönetmeliği, telekom şirketlerinin güvenilir URL listelerini kullanarak bu tür içeriklere erişimi engellemelerine olanak tanıyan açık hükümler içermelidir.
5. Bütüncül Dijital Okuryazarlık Politikası: Çocuklar, ebeveynler ve eğitimcilerin teknolojiyi güvenli ve akıllıca kullanmaları için gereken bilgi ve becerilere sahip olması şarttır. Dijital refah ve çevrimiçi güvenlik konuları, eğitim süreçlerine bütüncül bir şekilde dahil edilmeli, öğretmen ve ebeveynlerin bilgi ve becerileri geliştirilmelidir. Vodafone Vakfı’nın ödüllü Skills Upload Jr. programı gibi kapsayıcı programlar bu konuda model teşkil etmektedir.
Vodafone, bu global çağrıya ek olarak, ebeveyn denetimleri, güvenlik araçları ve yasa dışı içerikle mücadele eden Internet Watch Foundation gibi kuruluşlarla işbirlikleri içeren kapsamlı bir çevrimiçi güvenlik paketi sunmaktadır. Vodafone Vakfı'nın Skills Upload Jr programı ise 8 Avrupa ülkesinde 10 milyon öğrenci ve öğretmene ulaşmış; Türkiye’de de dijital refah atölyeleri 81 ildeki ortaokul ve lise eğitimlerine dahil edilmiştir.
