
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) 10. Konferansı: Dünya Enerji Görünümü 2019 Türkiye Lansmanı, bu yıl "Küresel Enerji, İklim Gelişmeleri ve Türkiye için Çıkarımlar" temasıyla gerçekleştirildi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 10'uncusu düzenlenen konfereransta önemli açıklamalarda bulundu. Dönmez, "Ben elektriğimi tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrikten kullanmak istiyorum” diyen tüketicilerimiz için yeni bir tarife modeli çalışmasını başlattık. Bu tarifeyle vatandaşlar ya da işyerleri istedikleri takdirde sadece yenilenebilir enerji tüketebilecek" dedi. Bakan Dönmez, enerji sektörü özelinde oldukça kutuplaşmış bir dünya görüldüğünü söyledi. İklim değişikliği koşundaki söylemlere karşın emisyon oranlarının yükselmeye devam ettiğini belirten Dönmez, dünyada kömür tüketimi 1983’ten günümüze iki kat arttığını söyledi. Daha fazla temiz kömür teknolojileri konusunda Ar-Ge yapılması gerektiğine işaret eden Dönmez, Türkiye’nin doğalgaz altyapısını çok kısa bir sürede güvenilir seviyeye çıkardığını belirtti. Dönmez, "Geçtiğimiz günlerde Avrupa Birliği tarafından açıklanan “Yeşil Yeni Düzen” paketinin tanıtımını da izledik. İngilizcesi itibariyle 1933-1938 yılları arasında ABD’de uygulanan “Yeni Düzen-New Deal” paketini anımsatan ve büyümekte zorlanan bir AB ekonomisini yeşil politikalar ve sınır korumacılığıyla hareketlendirmeye çalışan bu paketi takip ediyoruz. Enerji daima bir kalkınma projesi olabilir. Fakat sınır vergileri, emisyon fiyatlamasıyla ekonomilerdeki yükler ve tüketici korkusu arttırılarak daha uzun süreli bir düşük büyüme dönemi riski de oluşabilir. Türkiye olarak biz de yenilenebilir enerjide bir kalkınma ve sanayi geliştirme stratejisi izliyoruz. YEKA modelimiz ile yerli bir sanayi inşa etmekte sonuna kadar kararlıyız. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin yenilenebilir ve temiz enerji teknolojilerinde bölgenin merkez oyuncusu olması için yeni stratejilerimiz olacak. Enerji sanayi stratejimizi Ar-Ge stratejimizle de eşgüdüme getirerek buna start-up ekosistemini de entegre edeceğiz. Enerji sektöründe çok önemli yeniliklerin merkezi olmaya adayız." dedi.
Bakan Dönmez, Şubat ayında EPDK ile “Elektrik Piyasalarının Geleceği” Konferansını düzenleyerek, şebeke, piyasa yapısı, tarife ve tüketici alanlarında oturumlar yapacaklarını açıkladı. Yine Arama Buluşmaları süreçleriyle de uzun bir kamu istişaresi süreci başlatacaklarını bildiren Dönmez şöyle devam etti: “Bu noktada bizim kadar sektör oyuncularının da dönüşümü çok önemli. Tüm lisanslı oyuncularımızından Standart Girişimcilik Modeli adını verdiğimiz modeli hayata geçirmelerini istedik. Enerji altyapımızın dijitalleştirilmesi ve sektörün Ar-Ge, inovasyon temelli büyümesi için gerektiği yerde düzenleyici ve denetleyici rolümüzü kullanıyoruz. Uluslararası Enerji Ajansı’nın raporunda da belirtildiği üzere devletler bu konularda öncü bir rol üstlenmeli.”
Etkinlikte konuşan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Simone Kaslowski ise, yeni politika odağının verimli büyümeye çevrilmesi gerektiğini belirterek, "Önümüzdeki dönemin hedeflerini arz güvenliğinin yanı sıra sürdürülebilirlik, verimlilik, kaynak optimizasyonu, çevreye uyumluluk ve güçlü altyapı olarak konumlandırmalıyız" ifadesini kullandı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı da, yatırımlar için öngörülebilirlik ve finansal sürdürülebilirlik üzerinde çalışmaya devam edilmesi gerektiğini belirtti. Güler Sabancı, enerji sektörünün her halkada daha verimli işletilmesi gerektiğini ifade ederek, "Enerji verimliliği ve karbon yoğunluğunun azaltılmasına katkı sağlayacak teknolojileri desteklemeliyiz. Önümüzdeki dönemde tüm paydaşların, iş birliği içinde bu alanlara odaklanması gerektiğine inanıyoruz" diye konuştu.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol ise IEA Dünya Enerji Görünümü 2019 raporunun sunumunu gerçekleştirdi. Küresel enerji sektöründe şu andaki en önemli başlığın enerji bolluğu olduğunu söyleyen Birol, "Petrol, doğal gaz, kömür ve diğer kaynaklar olmak üzere enerjide bolluk dönemine giriyoruz. Böyle bir dönemde, karar alıcıların enerjiyi makul fiyatlarla ve çevreye en az zararla nasıl vatandaşa ulaştıracağını belirmesi gerekiyor çünkü ucuz enerji kaynağı her zaman çevreye duyarlı olmuyor, çevreye duyarlı olan da pahalı olabiliyor" dedi.