2000’li yılların başında evlere internet yavaş yavaş girmeye başlamıştı. Türk Telekom o dönem altyapıya da bir hayli yatırım yaparak erişim hızlarını megabitler seviyesine çıkarmıştı. Daha yüksek hız veya bir başka deyimle daha fazla band genişliği daha fazla gelir demekti. Bu durumda ilk akla gelen katma değerli servislerdi. Böylece hem internet abone sayısı arttırılmış olacak hem de yüksek hızlı abonelere sahip olunacaktı.
Bu nedenle gündeme IP-TV geldi. Yani internet üzerinden televizyon yayınları aktarılacak, çanak antene gereksinim kalmayacaktı. 2004 yılında ilk denemelere Netaş olarak katıldık. Uygulamalı olarak göstermek amacıyla önce İskitler şebeke merkezine bağlı eski adıyla Kömür Durağı şimdiki adıyla Türkiye Patent Enstitüsü’nün olduğu yerdeki Telekom Kablo Bakım Merkezi’nde testlere başladık. Bir sonraki adım olarak da bir telekomcunun evine bu servisi vermeyi önerdik. İlgili birimdeki telekomcu arkadaşlar ev içinde yapılacak test ve ölçümlerin birkaç günü alacak olması nedeniyle bu testleri kabul etmediler. Çaresiz ben kabullendim. Sonrasında benim evde sistem kuruldu. Nortel-İspanya’dan gelen konunun uzmanı bir mühendis arkadaş ile 3 gün çalıştık. Ev üç katlı olduğu için diğer katlara BPL ¹cihazlar kullanarak görüntü sinyalini aktarmayı başardık. Sonuçlar iyi sayılırdı. Daha sonra bize middleware sağlayacak olan firma Minerva’nın² yetkililerinden birini Türk Telekom’un sorularını cevaplandırması için ABD’den davet ettik. Firmanın kurucusu ve aynı zamanda genel müdürü olan İtalyan asıllı Mauro Bonomi kalktı, ülkemize geldi.Mauro Bonomi
Netaş, Türk Telekom ile yapılacak olan toplantıyı benim organize etmemi ve Mauro’ya da eşlik etmemi istedi. Bonomi mütevazi ve sıcakkanlıydı. Telekom’daki toplantı gayet başarılı geçti. Öğle vaktire biraz zaman vardı. Ben de kendisini –biraz Ankara tarihi uzmanıyım- Ankara kalesine götürdüm. Önemli yerleri gösterip anlatırken en son olarak Ankara’nın bilinen ilk camisi olan Alaaddin Cami’neӠgötürdüm.
Camii hakkında bilgi verirken içeriden imam efendi çıktı. İmam birkaç sorudan sonra misafirimizi tanımış oldu. Heyecanla İslam hakkında bilgi vermeye başladı. İmamın dediklerini çevirebildiğim kadar aktardım. Mauro ilgiyle dinliyor ve imamın söylediklerini sürekli kafa sallayarak onaylıyordu. İmam daha da hevesle anlatmaya başlamıştı. Camiinin ufak avlusunda bir saati bulan sohbet bir hayli ilerlediği için kesmek zorunda kaldım. İmam misafirin halen merakla dinlediğini bildiği için bana bir hayli kızdı ve “Tam Amerikan gavurunu imana getirecektim, alıp götürüyorsun” diye bana çıkıştı.
Ramazan ayıydı. Misafirimi Ankara’nın büyük AVM’lerinden Armada’ya götürdüm. Uludağ Kebapçısında onun adına İskender sipariş ettimGarson verilen tek sipariş tabağını Mauro’nun önüne koyup, bana bir şey getirmeyince, Mauro bana “Sen niye yemiyorsun” diye sordu. Oruçlu olduğumu izah ettim. İskendere henüz batırdığı çatalı ağzına götürmeden elinden bıraktı, önündeki tabağı hafif iteleyip “Ben de yemeyeceğim, iftar vaktinize kadar” dedi. İmam gerçekten etkilemişti anlaşılan. Yemekten kalktık, restorandan ayrıldık. Mauro’yu otele bırakırken, sorduğu için iftar zamanını da belirterek yanından ayrıldım. İhaleyi maalesef alamadık. Mauro’nun dediğine göre alan firma birçok teknik özelliği Minerva’nın sisteminden yararlanarak sağlamış.
Ancak daha sonra TTNET’de işe başladığımda ilk ticari aboneliği yapmak bana nasip oldu. O sıra Netaş’ta çalışan bir bayan arkadaşın eşi Garanti Koza konutlarının da üst yönetiminde idi. Levent bey teknolojiye ilgi duyuyordu. Ziyarette beni iyi karşıladı. Her ne kadar ilk IPTV kullanıcısı ben olsam da Resmi olarak ilk sözleşmeyi Garanti Koza ile imzaladık.
Ispartakule Garanti Koza Konutları
Kısaca TTNET’in IPTV servisinin resmi ismi olan TiViBU’nun nasıl ortaya çıktığından da bahsederek bu sayıdaki anılarımızı geçmişe yolculuğumuzu tamamlamış olalım.
TTNET’de çalışırken bir oteldeki IPTV tanıtımına dönemin Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile Sanayi Bakanı Nihat Ergün de katılmıştı. Konuşma sonrası Binali bey stantları dolaşırken benim bulunduğum TiViBU standına da geldi. Kendisine nasıl kaliteli yayın yapıldığını vs. anlatırken, Binali bey her zamanki esprili davranışıyla “Benim eve getirip taktınız ve iki aydır TV izleyemiyoruz. Hanımdan da her gün fırça yiyoruz!” diye şikâyetçi olunca ben de arkasındaki basın grubuna dönerek “Lütfen bu kısmı sansürleyin” demek zorunda kalmıştım.
Binali beye TiViBU’yu anlatıyoruz
İsim belirlemek için TTNET firma içinde anket yaptı. Ben NetTV önermiştim. Daha sonra reklamcı firmamızın önerisi üzerine TiViBU ismi kabul edildi. Pek hazzetmedim ama …