Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile ilgili merak edilenler:
Ülkemizde Teknoloji Geliştirme Bölgeleri konusunda, merak edilen birçok konu başlığı bulunmakta. Masa başında 23 yıllık bir geçmişi bulunan bu yapıları Vergi Cenneti, Vergi Kaçırma Merkezleri vb. gibi yakıştırmalarla yaftalamak, zan altında bırakmak, işin en kolay tarafı.
Merak edenler ve bilgi dağarcıklarını geliştirmek isteyenler için işte teknoparklar ve Genç Girişimciler ile ilgili T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğü Etki Değerlendirme Dairesi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen “Teknogirişim Sermaye Desteğinin Değerlendirilmesi (1512 BİGG)” başlıklı çalışmadan özet bilgiler.
Teknogirişim Sermaye Desteği TÜBİTAK tarafından genç girişimcilere sağlanan bir destek türü. Bu destek faaliyeti uygulayıcı kuruluşlar olan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri aracılığı ile gerçekleştiriliyor. Bu çalışma kapsamında, ön değerlemesi gerçekleştirilen, iş planları hazırlanan, projeler son değerleme için TÜBİTAK’a aktarılır ve TÜBİTAK değerlendirmesinden sonra, kazanan girişimler, Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde firmalarını kurarak iş hayatına başlamış olurlar.
İlgili rapora gelecek olursak; Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğü Etki Değerlendirme Dairesi Başkanlığı Çalışma kapsamında Program’dan destek alan toplam 2.147 girişimi analiz etmiş. Bu girişimlerin; 339’u 2015 yılında, 280’i 2016 yılında,401’i 2017 yılında, 697’si 2018 yılında ve 430’u 2019 yılında desteklenmiş.
Sonuçlar aşağıdaki şekilde sıralanmış:
Destekten faydalanan girişimlerin kuruluş aşamasındaki büyüklükleri incelendiğinde, %95’inin mikro ölçekli olduğu tespit edilmiştir.
Girişimlerin kuruluş dönemindeki çalışan sayılarının dağılımına bakıldığında ise %78’inin çalışan sayısının 2 ve altında olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, destek sonrasında 749 girişimin 53’ünün (%6,7) ölçek açısından daha üstte bir gruba geçebildiği, %90,5’inin ölçeğinin sabit kaldığı tespit edilmiştir.
Girişimlerin hayatta kalma oranlarını tespit etmek için Gelir İdaresi Başkanlığı kayıtlarındaki faal olma kriteri5dikkate alınmıştır. Buna göre, destek alan girişimlerin %91,2’si faaliyetlerine devam etmektedir. Bu şu anlama gelmektedir. Destek alan her 100 girişimcinin 92’si Ölüm Vadisi dediğimiz noktayı geçmeyi başarmışlar.
Programdan yararlanan 2.147 girişim; 2019 yılı sonu itibarıyla toplam; 101 marka, 12 tasarım, 11 faydalı model ve 69 patent tescili gerçekleştirmiştir. Patent ve tasarım sayılarının özellikle 2018 yılından itibaren yükseldiği ve markalaşma sürecine giden işletmelerin yarıya yakınının bilgisayar programlama, danışmanlık ve ilgili faaliyetler alanında olduğu görülmektedir.
2015-2019 yılları arasında destekten yararlanan girişimlerin yanı sıra, tüm girişimlerin ve destekten yararlanan girişimlerle aynı sektörlerdeki girişimlerin Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları (FSMH) sayıları karşılaştırılmıştır. Buna göre 2019 yılında, ekonomideki tüm girişimler dikkate alındığında 1.000 girişim başına tescillenen toplam FSMH sayısı 1,5 adet iken destekten yararlanan 1.000 girişim başına FSMH sayısının 30 olduğu görülmüştür. Destekten yararlanan girişimlerle aynı sektörlerde yer alan girişimlere bakıldığında ise bu sayının 2,3 olduğu görülmüştür.
Buraya kadar olan veriler maddi kaygılarını gidermemiş olabilir, sektörü bilmeyenlerin ama bundan sonraki verilere dikkat edelim lütfen…
Destekten faydalanan girişimlerin ihracat durumlarını belirlemek üzere aynı sektördeki diğer girişimler ile tüm girişimler esas alınarak bir karşılaştırma yapılmıştır. Bu kapsamda 2019 yılı itibarıyla, ihracat yapan işletmelerin, ortalama ihracat miktarı hesaplandığında;
► ekonomi genelindeki girişimlerde 8.993 $,
► destekten yararlanan girişimlerle aynı sektördeki diğer girişimlerde 9.371 $ ve
► destekten yararlanan girişimlerde ise 10.860 $ girişim başına ihracat değerine ulaşıldığı görülmüştür.
Destekten faydalanan girişimlerin verimlilik gelişimlerini incelemek ve ekonomi genelindeki verimlilik gelişmeleriyle karşılaştırmak amacıyla, girişim düzeyinde ortalama verimlilik hesaplamaları yapılmıştır. Bu kapsamda çalışan kişi başına katma değer ve çalışan kişi başına toplam üretim serileri incelenmiştir. Buna göre, beş yıllık dönem incelendiğinde, çalışan kişi başına katma değerde ve çalışan kişi başına toplam üretimde sağlanan gelişmelerin ekonomi geneline paralel olduğu görülmektedir.
Programın başarılarına gelecek olursak;
Programın başarımlarını görmek amacıyla, destekten yararlanan girişimlerin satış hasılatı, ihracat, istihdam ve Ar-Ge harcaması büyüklükleri incelenmiştir. Bu kapsamda, parasal göstergeler (toplam destek tutarı, toplam satış hasılatı, toplam Ar-Ge harcaması), 2019 fiyatlarına çekilmiş ve toplulaştırılarak oranlanmıştır.
Bir diğer karşılaştırma için ise girişimlerin ihracatları toplulaştırılmış, verilen destek tutarları Dolar’a çevrilmiş ve oranlanmıştır. Verilen desteklerin istihdam etkisini görebilmek amacıyla, girişimlerin istihdam sayıları toplulaştırılmıştır.
Buna göre;
► Sağlanan 1 TL destek başına 5,4 TL, toplamda 901 Milyon TL satış hasılatı elde edilmiş,
► Sağlanan her 1 TL destek ile 0,29 TL yeni Ar-Ge harcaması yapılmış,
► Sağlanan her 905 Bin TL destek ile yeni bir FSMH tescili gerçekleştirilmiş,
► Toplam 2.512 yeni istihdam oluşturulmuş ve
► 1,3 Milyon $ mal ve 29,1 Milyon $ hizmet ihracatı gerçekleştirilmiştir.
Zaman içinde desteğin tasarımındaki değişimlerin etkilerini karşılaştırabilmek amacıyla 2015-2016 dönemi ile 2018-2019 dönemi sonuçları ayrıştırılarak değerlendirilmiştir. Zaman aralığının her bir karşılaştırma döneminde eşit olması amacıyla ikişer yıllık dönemler seçilmiştir.
Buna göre 2015-2016 döneminden 2018-2019 dönemine geçildiğinde;
► Sağlanan 1 TL destek başına hasılat, 0,73 TL’den 2,09 TL’ye,
► Toplam satış hasılatı, 42 Milyon TL’den 149 Milyon TL’ye,
► Firma başına hasılat, 67,8 Bin TL’den 132,2 Bin TL’ye,
► Oluşturulan yeni istihdam, 385 kişiden 928 kişiye,
► Her 1 TL destek ile sağlanan özel sektör Ar-Ge harcaması, 0,20 TL’den 0,37 TL’ye,
► Toplam mal ihracatı, 148 Bin Dolar’dan 351 Bin Dolar’a ve toplam hizmet ihracatı, 11,1 Milyon Dolar’dan 12,3 Milyon Dolar’a çıkmış ve
► İlk dönemde sağlanan her 149 Bin TL destek ile yeni bir istihdam sağlanırken, sonraki dönemde her 77,5 Bin TL ile yeni bir istihdam sağlanmıştır.
Burası çok önemli. Bakın her 77,5 Bin TL ile bir yeni istihdam sağlanmış. Yine T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı birimlerinden olan KOSGEB, bir istihdam için iki yıl geri ödemesiz, 150 Bin TL’ye varan hibeler sunmaktadır.
İstihdam konusunda 2021 yılı raporundan gerçekleştirilen alıntı ise şu şekilde: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yatırım teşvik belgesi istatistiklerinden, enerji sektörünü dışarda bırakarak yaptığı hesaplamalara göre, bir kişiyi istihdamın maliyeti 2017 yılına göre yüzde 31,7 artış gösterdi. Sektörel bazda ise 2021 yılı 9 aylık sonuçlarına göre, maliyet tarımda 664 bin lira, madencilikte 881 bin lira, imalatta 614 bin, hizmetler sektöründe ise 874 bin lira olarak hesaplandı.
Yazmaktan öte rakamlar ile durumu anlatmak istedik. Çünkü rakamlara çok takar olduk, son zamanlarda. Ama nasıl Savunma Sanayi ülkemiz için kritik bir sektör ve tartışmaya kapalı ise Teknoloji Geliştirme Bölgeleri de aynı şekilde kritik bir öneme sahip olduğunu son 23 yıllık dönemde kanıtlamış oldu.
Üstelik unutmayalım, o vergi cenneti gibi tariflerle önemsizleştirmeye çalıştığınız bu yapılardan, Savunma Sanayimiz için çok önemli olan İHA’lar, SİHA’lar, Pandemi döneminde ise hiçbir ülkede olmayan Solunum cihazları ortaya çıkarıldı.
Sağlık Bakanlığından, İçişleri Bakanlığına, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresinin kullandığı yazılım altyapısına kadar birçok ürün, bu yapılar içerisinde yer alan firmalar tarafından ortaya çıkarıldı.
Üstelik Teknoloji Geliştirme Bölgeleri başıboş yapılar da değiller. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Resmi Gazete’de ilan edilerek, 4691 Sayılı Kanun kapsamında oluşturulan yapılar. Bu yapıların kontrolü ve denetlemesi yine T.C. Sanayi ve Teknoloji Geliştire Bölgeleri tarafından gerçekleştiriliyor.
Bakanlık sistemde gördüğü aksaklıklara ilişkin denetlemeleri gerçekleştiriyor hatta uyarı gerekiyorsa da yapıyor.
Aşağıda bir örneği sizlerle paylaşayım.
“Yönetici Şirketin girişimcileri etkin bir seviyede denetlemediği, bazı TGB’lerde gelir vergisi istisnasından yararlanan personelin fiilen çalışıp çalışmadığının denetlenmesi için gereken giriş çıkış takibi, kamera kaydı ile izleme vb. sistemin kurulmadığı, izleme ve denetleme sistemlerinin kurulması ile bazı TGB’lerde binaya giriş-çıkış kontrolünün sağlanması için güvenlik görevlisi istihdam edilmesinin gerektiği”
Gördüğünüz üzere, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri öyle sadece kira alan, denetlemesi olmayan kurumlar değil. Vergi ise bunu Bakanlık zaten, ilgili diğer bakanlıktan daha fazla önemsiyor.
Buraya kadar olan rapor ile ilgili olarak sonuç ise şu şekilde:
Destekten faydalanan girişimlerin büyük bir çoğunluğunun (%90,2) faaliyetlerine devam ettiği ve yüksek bir hayatta kalma oranı yakalandığı tespit edilmiştir.
♦ Destekten faydalanan girişimlerin ölçek (çalışan sayısı) açısından zaman içerisinde kısıtlı büyüme sağladığı görülürken verimlilik düzeylerinde artış olduğu tespit edilmiştir.
♦ Destekten faydalanan girişimlerin diğer girişimler ile karşılaştırıldığında yüksek bir FSMH başarısına sahip olduğu görülmüştür.
♦ Destekten faydalanan girişimlerin ihracat başarısının sınırlı olduğu görülmekle birlikte ortalamalarının ekonomi geneli ile uyum gösterdiği belirlenmiştir.
♦ Toplamda;
► 2.512 yeni istihdam oluşturulmuş ve
► 1,3 Milyon $ mal ve 29,1 Milyon $ hizmet ihracatı gerçekleştirilmiştir.
♦ Sağlanan 1 TL destek başına;
► 5,4 TL satış hasılatı elde edilmiş ve
► 0,29 TL yeni Ar-Ge harcaması yapılmıştır.
♦ Zaman içinde yaşanan tasarım değişimlerinin desteğin etkinliğine olumlu katkı sağladığı görülmüştür.
Bu rapor ve sonuçlarına T.C. sanayi ve Teknoloji Bakanlığı web sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz.
Birazda istatistiklere bakalım.
Büyüğü ile küçüğü ile devlet destekli veya değil. Sonuçta rakamlar ortada. Ülkemizin lokomotif sektörü Teknoloji Geliştirme Bölgeleri.
Yukarıda bahsi geçen rakamlar, 4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri kanunu ve 5746 Sayılı ArGe kanunu sayesinde gerçekleşmiş rakamlar.
Şimdi bir de Teknoloji Geliştirme Bölgelerine bugüne kadar yapılan yatırım tutarına bakalım:
Gerçekleştirilen Yatırımlar(2004-2023 Yılları Arası |
Firmaların Satış Tutarı |
TGB’lere Verilen Destek Tutarı: 5.4 Milyar TL |
Yurtiçi Satışlar:515 Milyar TL |
|
Yurtdışı satışlar:10.6 Milyar Dolar |
İşte size karşılaştırma:
5.4 Milyar TL’lik yatırımın dönüşü 515 Milyar TL Yurtiçi Satış ve 10.8 Milyar Dolar ihracat.
Durum böyle iken, Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde sağlanan avantajları kısıtlamak, her fırsatta Teknoloji Geliştirme Bölgelerinden Vergi Cenneti diye bahsetmek ne kadar adil.
Buradaki avantajları kaldırdığımızda siz zannediyor musunuz, çalışan sayısı aynı kalacak. Birçok firma personel çıkarmak zorunda kalacak. Buralarda yer alan Nitelikli İnsan kaynağı yurtdışına kaçacak. İhracatta bir dolara ihtiyacımız var iken 10 Milyar dolarlık bir ihracat rakamından vazgeçmek zorunda kalacağız. Ülkemizin en kritik sektörlerinde yerli malı ürünler kullanılamayacak. Vb. gibi.
Teknoloji Geliştirme Bölgelerinin bir diğer yansıması ise PATENT konusu. Kısaca bu konuya da değinelim istiyorum.
Patent Effect tarafından hazırlanan Patentpreneurs platformu verilerine göre; en az 1 patent/faydalı model başvurusu veya tescili olan teknoloji odaklı girişim (startup) sayısının 1160 olduğu tespit edilmiştir.
Patentpreneurs olarak adlandırdığımız bu startup firmaların 200 tanesinin (%17) ise en az bir kere yatırım almayı başardığı tespit edilmiştir. Yatırım alan patentli girişimlerin 34 tanesi (%17) ise akademisyenler tarafından kurulmuş akademik spin-off şirkettir.
Türkiye’de kurulmuş patentli startupların aldıkları yatırımların yıllara göre eğilimi incelendiğinde; 2023 yılında yatırım alan Patentpreneurs sayısının 50’ye yükseldiği ve patentli girişimlerin aldığı yatırım miktarının da bir önceki seneye göre %10 artış gösterdiği tespit edilmiştir. 2023 yılında 50 adet patentli startup firmaya toplamda 55,2 milyon $ yatırım yapıldığı tespit edilmiştir.
1160 adet patentli startup firmanın (Patentpreneurs) 880 tanesi (%76) teknoparklarda yer almaktadır.
Akademisyenler kanun gereği sadece Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde yer alabilir ve şirket kurabilirler.
Madem rakamlar ile konuşacağız işte rakamlar. Herhangi bir destek sağlanmadan, iş fikirleri patentlenmiş ve sonuç 55,2 milyon $’lık bir yatırım.
Burada en korkunç olanı nedir derseniz, o konuya da değinelim hemen. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile ilgili bir dernek mevcut. Bu dernekten bugüne kadar hiçbir şey duymadık, konuya ilişkin. Ya derneğin faaliyet alanından bihaberler ya da öncelikleri farklı.
Sonuç olarak; her zaman söylediğimiz gibi sistemin açıkları yok mu? Elbette var. Düzenlenmesi gereken kısımlar yok mu? Elbette var.
Sistemdeki aksaklıkların giderilmesi amacıyla, Başta T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olmak üzere, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yönetimleri, Teknoparklarda yer alan firmalar, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Kurumu ve Kamu Gözetimi Muhasebe ve Standartları Kurumu’nun bir araya gelerek, geniş kapsamlı bir çalışma yapması elzem.
Diğer türlü,
İlgili taslak olduğu gibi geçer ise 2025 tarihi itibarı ile Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, Anadolu’dan başlamak üzere birer birer kapanmaya başlayacak ve sonuçta herkes için hüsran olacak.