2025'E HAZIR MISINIZ?

2025'te şirketleri neler bekliyor, şirketler için fırsatlar ve riskler nelerdir, fırsatları nasıl değerlendirmeli, riskleri nasıl bertaraf etmeli? Biraz fütüristik, biraz realist durumsal davranış modelleri sergilemenin zamanı 2025 yılı.

Yeni yılda kanaatimce iki çeşit şirket yönetici karakteristiği ön plana çıkacaktır:

1. Bardağın boş tarafını görenler: Son beş yılda yaşananlar nedeniyle haklılar.

2. Bardağın dolu tarafını görenler: Son beş yılda yaşananlar nedeniyle, sorunlara çözüm üretenler olarak bu kişilerde haklıdır.

COVID-19 pandemi süreçlerinde bu fark daha iyi anlaşıldı. O dönemde medya, yazılım ve bilişim sektöründe pandemi süreci bir turnusol görevi gördü. Mevcut durumun yaşattığı olumsuzluklar dağ gibi büyürken, bu sektörlerde bazı firmalar yaşanan sıkıntılı süreçten başarıyla çıkabildiler.

ICT Media olarak bu süreçte konvansiyonel yayıncılıktan hızla dijital yayıncılığa evrilerek, iş yapış şekillerini inove ettik. Özellikle teknokent firmalarını motive etmek, sektörü büyütebilmek için hibrit modelli TV yayınları ve konferanslar, etkinlikler gerçekleştirdik. Teknokentlerdeki firmalardan bardağın dolu tarafını görmeye çalışanlar, hızlıca yeni duruma intibak edip, stratejilerini değiştirdiler. Toplumun ve sağlık sektörünün ihtiyaçlarına hızlıca çözümler ürettiler.

Bardağın boş tarafını görenler, tarihsel olarak da yaşanan olumsuzluklar sonrası elde edilen sonuçlar nedeniyle "ben haklıydım" derler. İşin kolayıdır olumsuzlukları sıralamak. %50'dir olumlu/olumsuz sonuç elde etmek. Bu nedenle bardağın boş tarafına oynayarak, %50 haklı çıkarlar. Bardağın dolu tarafını görenler için de bu değerlendirme geçerlidir. Onlar da bardağın %50'sine oynadıkları için onlar da haklı çıkarlar.

Biz buna tecrübe perspektifi diyoruz. Yaşanmışlıklar sonrası oluşan bakış açısı. Kimi şirket yöneticileri bardağın boşunu görmek isterken kimi yöneticiler dolu tarafını görerek şirketlerini yönetirler. Bu biraz da batı ve doğu kültürünün meselelere yaklaşımlarından da etkilenen yönetim tarzlarıdır.

2019'dan beri global ve yerelde yaşanan dalgalanmalar, fırtınalar her şeyi birbirine karıştırdı. Batı ve doğu kültürleri yaklaşımı birbirine girdi. 21. yüzyılın ilk çeyreğinde öngörülemez olaylar silsilesi yaşandı ve yaşanıyor. İnsani ve ticari değerler altüst oldu. Dijital çağ tüm değerleri altüst etti. Dünyanın ilk 10 şirket sıralaması 20 yıl öncekine göre tamamen değişti. Konvansiyonel şirketler "out", dijital şirketler "in" oldu. Coğrafyalar birbirine yaklaşırken, insanlar birbirinden uzaklaştı. Hatta bireyler kendilerinden bile uzaklaştı. Sanal "in", gerçek "out".

2025 Yılı İçin Riskler ve Fırsatlar

Riskler:

- Bölgesel ve kıtalararası savaş riskleri

- İnsani felaket riskleri

- Ticari savaşlar

- Tek kutupluluktan çok kutupluluğa evrilme çabaları

- Enerji krizi ve temel gıdaya ulaşım krizleri

- Yeşil ekonomi yutturmacaları (elektrikli oto vb.)

- ABD'de 2. Trump döneminin başlaması (Bazı sektörler için risk)

- Gelir adaletsizlikleri

- Dünyadan bi-haber elitist yönetici sınıfları

- Artan nüfus ve kaynakların yetersizliği

- Dengesiz emtia fiyatları

- Tedarik zincirlerindeki kopmalar

- Fakirleşen Avrupa, zenginleşen Amerika, her zamanki gibi kapalı kutu Çin

- Türkiye ekonomisinin "yapısal reform" çıkmazları

- Ülkemizin ara malı ikameli üretimden, diğer bir deyişle montaj ekonomisinden kurtulamama hastalığı

- Ülkemizdeki anayasa tartışmaları ve öngörülememezlik katsayımızın artması

- Enflasyon kısır döngüsü, gelir adaletsizliği, ülkenin fakirleşmesi

Fırsatlar:

- Belli sektörlerde, savaşın yarattığı talep patlaması

- Çok kutupluluk girişimlerinin yarattığı ekonomik ve konjonktürel fırsatlar

- Avrupa'nın güvenlik arayışının Türkiye'nin önüne getirdiği imkanlar

- Yakın coğrafyadaki savaşlar nedeniyle enerji arz güvenliği arayışlarının Türkiye'ye sunduğu fırsatlar

- Yaşlanan Avrupa nüfusuna karşı, ülkemizdeki genç nüfus işgücü

- Avrupalı şirketlerin, Çin-ABD arasındaki ticari ambargolar nedeniyle, ucuz işgücü ve coğrafi komşusu Türkiye'ye olan ilgisi

- ABD'de 2. Trump döneminin başlaması (Bazı sektörler için fırsat)

- Hükümetin uyguladığı "üretimi destekleyen" teşvik sistemi

- TL'nin diğer ülke paralarına göre güçsüzlüğü neticesinde ihracatta nispeten rekabet gücü (görecelidir)

- Afrika'nın artan talepleri ve devlet politikası olarak Afrika'nın desteklenmesi fırsatları içinde barındırmaktadır

- Ülke risk primindeki iyileşme sonucu, yurtdışı kaynaklı daha ucuz kredi imkanları

- Rusya'nın siyasi gücünün azaldığı, Türk Cumhuriyetleri'ndeki yeni fırsatlar

Riskler ve fırsatlara baktığımızda risklerin daha fazla olduğu görülmektedir. Ancak riskleri fırsata dönüştürmek marifettir. Bardağın boş tarafını doldurmak şirket yöneticileri için fırsattır. Klasik temel bakış açısını değiştirmekle işe başlanabilir. Risklerin yapılandırılarak fırsata çevrilmesi, yani risklerin öngörülebilirliğinin sağlanarak yeni fırsatlar oluşturulabilir. Risklerin kategorize edilmesi, bir şirket için hangi risklerin alınabilir, hangilerinin alınamaz olduğunun tespit edilmesi ve kurgunun bu temel üzerinde yapılması gerekmektedir. Alınabilecek risklere göre A, B ve C senaryo planları da mutlaka yapılmalıdır. En az üç duyarlılık senaryosu ile hareket edilmelidir. Bu senaryolarda finansal kaynak planlamalarında da minimum üç senaryo ile hareket edilmelidir: Yerel bankalar, uluslararası bankalar ve uluslararası örgütlerin finans kaynakları.

Özellikle uluslararası örgütlerin finans kaynaklarına ulaşım çok değerlidir. Devletimizin çıkarları ve politikaları çerçevesinde, uluslararası örgütlere uygun projeler geliştirilebilir. Projeleri birlikte hayata geçirmek uygun finans kaynaklarına da ulaşımı sağlar. Yani şirketlerin bu kulvarda oyun kurucu olması, kendisi proje geliştirip bu kurumlara götürmesi, karar süreçlerinde yer almasını sağlayacaktır. Örneğin Rusya-Ukrayna savaşında, devletimizin hayata geçirdiği "tahıl koridoru" çözümü gibi. Örneğin Azerbaycan-Ermenistan arasında yaşanan 2. Karabağ Savaşı sonrası, 3+3 Güney Kafkasya Bölgesel İşbirliği Platformu'nun hayata geçirilmesi gibi. Karabağ'da savaş sonrası bölgenin ihyası için yapılan devletlerarası girişimler yeni ticari fırsatları içinde barındırmaktadır.

ABD seçimleri sonrası daha önce de başkanlık yaptığı için yapacakları öngörülebilen Trump'ın ikinci kez başkan seçilmesi durumu değerlendirilmelidir. Trump'ın ABD'nin içine odaklanacağı, "Büyük Amerika" vizyonu, ABD ekonomisini yeniden şahlandıracağı politikalara yönelmesi, ABD'yi "coin" merkezi yapacağı, Rus-Ukrayna savaşını bitirme, Çin ve İran cephesini yeniden açma gibi politika anonsları, ülkemiz şirketleri için bazı fırsatları ve riskleri içinde barındırmaktadır. Türk şirketleri için önemli olan, birçok fırsatı ve riski görüp gerekli stratejileri hayata geçirmektir.

Ticari girişimlerde "oyun kurucu" rolünü üstlenmek her zaman fırsatları beraberinde getirmektedir. Ticari oyun kurmak, önce ihtiyacı tespit edip ihtiyacın talep edilmesini sağlamakla başlıyor. Diğer bir deyişle "ön almak". Talep edilen ihtiyacın nasıl, nereden ve hangi finans kaynaklarıyla projelendirileceği ikinci aşama. İhtiyaç sahibi tarafa bunun paket halinde sunulması, sizi tercih etmesindeki en önemli etken olarak ön plana çıkacaktır.

2025 yılında şirketlerin "oyun kurucu" olabileceği, paketlenmiş projeler sürdürülebilirlik açısından daha anlamlı olacaktır. Bunun için şirketlerin insan kaynağı, pazar ve proje geliştirici kadrolarının yeterli donanıma sahip olması gerekmektedir. Şirketlerin danışman kadrolarına; profesyonel dış siyaset uzmanlarını, ampirik sosyoloji uzmanlarını, uluslararası yerel pazar uzmanlarını ve pragmatik uluslararası ticaret hukuku uzmanlarını eklemeleri ve bu danışmanlardan profesyonel hizmet almaları, şirket stratejileri oluştururken fayda sağlayabilir.

2025 stratejisi oluştururken, organizasyon üyelerinin katılımıyla "KJ Metodolojisiyle Beyin Fırtınası" yapılması, stratejiyi daha kapsayıcı, izlenebilir ve uygulanabilir hale dönüştürür.

Diğer önemli nokta, şirketin tedarik ekosisteminin de aynı stratejilere kanalize edilebilmesidir. Dünya siyaseti ve ekonomisinin gidişatı konusunda vizyoner olunması, bardağın boş ve dolu tarafını harmanlayabilen ve yenilikçi üçüncü bir bakış açısı yaratan kaptanların başarı şansı yüksek olacaktır.

2025 yılının üçüncü bakış açısına sahip, kapsayıcı yöneticilerin çoğaldığı bir yıl olması temennisiyle, sağlıklı ve huzurlu bir yıl olmasını dilerim.