Eğitim öğretim sürecinden geçen her birey için öğretmenlerin önemi tartışılmaz. Onlar, sadece bilgi aktaran değil, aynı zamanda yaşam yolculuğunda bize rehberlik eden kıymetli varlıklardır. Atatürk’ün başöğretmenlik unvanını kazandığı 24 Kasım, 1981 yılından bu yana Türkiye’de “Öğretmenler Günü” olarak kutlanıyor. UNESCO ise 1994 yılında 5 Ekim’i dünya genelinde “Öğretmenler Günü” ilan etti. Öğretmenlerimizin bu özel günlerini kutluyor, onlara minnet ve saygılarımızı sunmayı bir borç biliyoruz.
ICT sektörünün temelini haberleşme altyapısı oluşturuyor. Bunun üzerine inşa edilen bilişim sektörü, teknolojinin sunduğu imkanları günlük yaşamımıza ulaşmasını sağlayan en önemli unsur. Mobil sektörün hızlı gelişimi, diğer sektörleri de doğrudan etkileyerek kaçınılmaz bir dönüşüm yaratıyor. Her yeni gelişmeyle birlikte internet hızlarının bir önceki nesil teknolojilere kıyasla ne kadar yavaş kaldığına hepimiz şahidiz.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın, 5G teknolojisinin ülkemizde zamanında hayata geçebilmesi için BTK ile Haberleşme Genel Müdürlüğü aracılığıyla hazırlık yaptığını ve 700 MHz bandını boşalttığını biliyoruz. Ancak, 5G’ye tahsis edilen bu frekans bandının nasıl ihale edileceği önemli bir soru olarak karşımızda duruyor. Operatörler sadece bireysel kullanım için mi bu ihaleye katılacak yoksa ülkemizin üretim gücünü artırmak amacıyla sanayi sektörüne de katkı sunmayı taahhüt mü edecekler? Sanayiciler ve fabrikalar dijital dönüşüme tek başlarına mı hazırlanacak, yoksa operatörlerden uçtan uca destek alabilecekler mi?
Bu soruları sormamızın nedeni, fabrikalarda robot kullanımının artış göstermesi... Fabrikalarda insandan çok robotların çalışacağı gerçeği, bu robotların kendi aralarında hızlı bir şekilde haberleşmesini gerektiriyor. Dolayısıyla fabrikaların münhasır olarak frekans satın alıp bunu kurmaları, sanayicilerimizi sadece potansiyel teknoloji tüketicisi konumuna koymayacak mı? 2025 yılında 5G frekans ihalesi yapılacaksa, süreçlerin doğru ve sağlıklı bir şekilde planlanması büyük önem arz ediyor.
Vatandaşların ülkelerine karşı duydukları aidiyetin temelini oluşturan unsurlar arasında hukuk inancı ve adalet duygusu önemli yer tutar. Hukuk; devletin, toplumun ve bireylerin hareketlerini düzenleyen, yetkili organlarca oluşturulan ve kamu gücüyle desteklenen normlar sistemidir. Birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve menfaatleri gözetir.
Hukuk ve adalet kavramları perspektifinden meseleye baktığımızda, BTK’nın haberleşme sektörünü düzenleme görevini yerine getirirken sektör içindeki haksız rekabeti önleme ve ülke çıkarlarını gözetme sorumluluğu bulunuyor. Son günlerde NetGSM ile Turkcell arasında yaşanan sorun, bu bağlamda dikkat çekiyor. BTK’nın aldığı kararlara her iki tarafın da uyması ve pazarı büyütme arayışında olmaları gerektiğine inanıyoruz. Sektör oyuncularının, çıkarlarını kısa vadeli kazanç odaklı değil, uzun vadeli güven inşasına dayalı bir perspektifle değerlendirmesi önemlidir. Turkcell gibi büyük bir operatörün sektördeki diğer oyuncuları kendisine rakip değil, iş ortağı olarak görmesi hem kendisinin hem de sektörün yararına olacaktır.
Ülkemizde ve dünyadaki sektörel gelişmelere baktığımızda, Türkiye’de de artık bir İletişim ve Teknoloji Bakanlığı'nın ihdası elzemdir. Sektörün iletişim merkezi olarak bunu dile getirmeyi kendimize görev biliyoruz.
Bir yılı daha bitiriyoruz. Şimdiden herkesin yeni yılını kutluyoruz. Umuyor ve diliyoruz ki 2025 yılı, 2024’ten çok daha güzel bir yıl olsun.
Dergimizin Aralık sayısında; “Dijital İkiz Teknolojisi ve Üretim Süreçlerine Etkisi”ni ele aldık. Sektörün önde gelen firmaları bu teknolojinin üretim süreçlerinde önemli dönüşümler yaparak, işletmelere büyük avantajlar sunduğuna dikkat çektiler. Yeni sayımızda Medoc Genel Müdürü Hasan OĞUR ile yaptığımız röportajda yer alıyor. Bilişim sektörünün hızla geliştiğine dikkat çeken OĞUR, “Dünyaya ayak uydurmak için bizim de bilişim sektörünü büyütmemiz gerekiyor.” dedi. Yazarlarımızın değerli yorumları ile sektörle ilgili haberlerin yer aldığı son sayımızı ilgiyle okuyacağınızı umuyorum.