İnternet kullanımını artırabilmek için yeni uygulamalar geliştirilmesi gerekiyordu. IPTV, yüksek bant genişliğiyle iyi bir çözümdü. İlk müşterimiz Garanti Koza Evleri'ydi. Garanti Koza Evleri'nin site yönetiminin başında bulunan kişi Netaş'tan bir arkadaşımın eşiydi. Ofisine gittik, kısa bir demo yaptık. Beğendi ve “Ne zaman kurmaya başlarsınız ve ne kadar süre alır?” diye heyecanla sordu. Ekibi tamamen Garanti Koza Evleri'ne sevk ettik. Bir haftaya kurulumu yapıp IPTV’yi çalıştırdık. Bu arada TTNET'de ödüllü bir yarışma düzenlendi. IPTV’ye bir isim verilmesi gerekiyordu. Ben “TVNET” diye yazmıştım ama heyet “TİVİBU” ismini beğendi ve böylece kaldı.
İkinci adresimiz İhlas (Marmara) Evleri idi. Bunda Genel Müdürünün o sitede ikamet etmesinin de önemli bir etkisi vardı. İhlas Holding’in Yenibosna’daki ofisine Netaş’ta iken çok gidip gelmiştim. Yani yabancısı değildim. Teknik sorumlu ile ön görüşmeyi yapıp Tivibu hizmetini kısa sürede buraya da vermeye başladık.
Bir diğer projemiz Mardin projesiydi. Eski Mardin’in tarihi doku ve görünümünü bozan çanak antenler yerine Tivibu kuralım, dedik. Belediye başkanının da projeye sıcak bakması ile Mardin girişinde yeni açılan otelde bir tanıtım toplantısı yaptık. Sunumumuzu gerçekleştirdik ve akşam da tarihi bir Mardin evinde yemekli toplantı yaptık. Genel Müdür, gün içinde İstanbul’a dönünce TTNET’de en kıdemli ben kalmışım. Yemeğe biraz geç katıldım. Davetli şarkıcı Göksel’di. Muzip bir arkadaşımız vardı. Göksel’in masasına gitmiş ve ben salona girerken “Bizim Genel Müdür geliyor” diye fısıldamış. Göksel Hanım, yanındaki sandalyeyi boşalttırıp bana yer verdi. Bana son derece nazik ve kibar davranıyordu. Yemekten sonra otele dönünce bu tavır ve davranışların nedenini anlamış olduk.
Mardin’den döndük ama proje bir türlü hayata geçmedi. Çok sonra anladık ki bazı terörist uzantıların temsilcileri belediyeye baskı yapmışlar. Proje, Mardin’de örgüt propagandası yapan illegal kanalları izletmemek için hayata geçirilen bir proje diye algılanmış. Bu nedenle maalesef eski Mardin’e yapmayı planladığımız IPTV projesini gerçekleştiremedik.
Daha sonra TTNET, Ankara’daki en büyük otellerden birinde bir IPTV tanıtım organizasyonu yaptı. Tanıtıma Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün de davet edilmişti. Kokteyl sonrası stantlar dolaşılmaya başlandı. IPTV standında bakanları ben karşıladım. Binali Bey'e IPTV hakkında biraz teknik bilgi verdikten sonra avantajlarını da anlatmaya başladım. Bakan Bey elini ağzına götürmüş, hafif tebessümlü bir yüz ifadesiyle bir iki kez bana baktı. Sonra dayanamadı ve “Kardeşim, ne anlatıyorsun? Bizim eve de getirdiniz ve bir aydır doğru dürüst çalışmıyor. Her akşam hanımdan sizin yüzünüzden fırça yiyoruz” demez mi? Kısa bir şaşkınlığın ardından gülerek, gazeteci ve basın mensuplarına “Aman Bakanımızın bu konuşmasını sansürleyin, sakın yayınlamayın” dedim. Salonda ufak da olsa bir kahkaha krizi koptu.
Ertesi gün durumu TTNET’de başta Genel Müdür olmak üzere ilgililere haber verdim. Neyse ki Bakanımız iki gün içinde Tivibu’yu rahat rahat izlemeye başladı.
Sonrası malum. Şener Şen bizim tanıtım yüzümüz oldu. Bu vesileyle Sakarya’nın tarihi ilçesi olan Taraklı’yı da kamuoyuna sayemizde tanıtmış olduk.
Özellikle bazı maçların da yayın haklarını almaya ve geniş yerli yabancı kanallarla anlaşma yapmaya başlayınca Tivibu abonelikleri ciddi seviyede arttı. Böylece internet satışındaki artış bizim de yüzümüzü güldürmeye başladı.