TEKNOLİBERTERYENİZMDEN TEKNOFEODALİZME: DİJİTAL KÖLELİK VE ULUSAL DEVLETLERİN SONU

Bir grup uluslararası seçkin sınıf, tüm insanlığı kandırıyor ve uyutuyor.

Her şey, internetin icadıyla başladı. WWW uzantılı sanal dünya hikayesiyle başlayan süreç dördüncü aşamaya geldi.

İlk olarak internet, ardından cep telefonu ve teknoloji güzellemesi yapıldı. Geldiğimiz son noktada ise yapay zekâ güzellemesi ile karşı karşıyayız. Tüm bu sürecin, insan hakları temeline oturtularak gerçekleştirildiği iddia ediliyor. Önce insanlığı sanal alem güzellemesiyle internete alıştırdılar. Sonra teknolojinin iyi yönlerini sürekli vurgulayarak, insanların olumsuz taraflarını düşünmesini engellediler. Cep telefonlarına tüm dünyayı hatta evreni sığdırdılar; ancak sadece görmek istediklerini gösterdiler. Daha fazlasına erişim yok. İnsanların teknolojiyle olan deneyimlerini yönlendirdiler. Örneğin, cep telefonlarının binlerce faydalı yönünü deneyimledik. Ancak beta ve alfa kuşağının sosyal medya mecralarında birer dijital köle olacağını bize asla hissettirmediler. İnternet hızı ve batarya süresi, bu nesil için sudan, havadan ve yemekten daha önemli hale geldi. Yeni nesil, telefonunun şarjı bittiğinde veya internet yavaşladığında adeta kıyameti koparıyor. Kolaysa çocuğunuzun elinden telefonunu ya da tabletini alın; bakalım ne oluyor sonrasında?

Peki, yaşadığınız ülkenin internet sisteminin tamamen kesildiğini hayal edebiliyor musunuz? 2024'te yaşanan “mavi ekran” krizini düşünün. Yaşamın her anına teknolojiyi entegre ettiler. Hatta yapay zekâ, “Ben senin yerine düşünürüm, beynini yorma.” diyerek insanları düşünmekten bile uzaklaştırdı. İnsanlar düşünmeyi bile unuttu.

Teknoliberalizm aldatmacasıyla bireyleri dijital köle haline getirdiler. Şimdi ise sıra tekno-feodalizm aşamasına geldi. Dijital kölelik aracılığıyla devletleri köleleştirme sürecine geçtiler. Bunu da diktatoryal yönetimler üzerinden başlattılar. Trump 2.0’ın ilk cilalanmış hali olan Musk, Avrupa’da faşizan partilere destek vermeye başladı. Almanya ve İngiltere’nin siyasi yarışlarına X platformu üzerinden müdahale ediyor. Öte yandan, Çin ile arka planda iş birliği yapmaya devam ettiğini izliyoruz. X ve Meta gibi platformlarda istedikleri her türlü dezenformasyonu yayabiliyor, kitleleri yönlendirebiliyorlar.

Teknofeodaller, medya organlarının tamamını yönetiyor. Bilgi, yalnızca onların istediği şekilde ve istedikleri zaman insanlıkla paylaşılıyor. Musk’ın X platformunda bazı algoritmalarla oynadığı ortaya çıktı. Örneğin, siz bir kullanıcı olarak X’te bir mesaj paylaştığınızda, sistem size “başarıyla yayınlandı” bildirimi veriyor. Hatta beğeni sayısını bile görüyorsunuz. Ancak bu mesaj, algoritmalara takılırsa kimse tarafından görülmüyor ve beğeni işaretleri de gerçekte yalnızca sizin ekranınızda görünüyor. İsrail-Gazze savaşında Meta’nın uyguladığı sansür gibi şimdi de X’te algoritmalar devrede. Tekno-feodallerin izin verdiği kadarını görebiliyor ve beğenebiliyoruz. Beğendiğinizi zannettiğiniz mesajı dahi sizden başka kimse göremiyor. Son üç aydır bu algoritmalar aktif olarak kullanılıyor. Türkiye gündeminde öne çıkan X etiketlerine bakarsanız, çoğunlukla spor ve eğlence içerikli olduğunu fark edebilirsiniz. Karşınıza çıkan haberler ise sürekli iç karartıcı, insan psikolojisini yıpratan üçüncü sayfa haberlerinden ibaret. Toplumun gerçek gündeminden uzaklaştırılıyoruz.

Artık, dijital köleler haline geldiğimiz için bilinçaltımıza X’teki gündemin gerçek gündem olduğu fikri işleniyor. Bu feodalizmi önlemek için ulusal devletlerin yapabileceği çok az şey kaldı.

İsveç, Finlandiya, Fransa ve İngiltere gibi ülkeler, reşit olmayan bireyler için cep telefonu ve sosyal medya sınırlandırması getirmek için çabalıyor. Eğitim sistemini eskiye döndürmeye çalışıyorlar. Ancak 2000 sonrası kuşaklar için bu artık çok geç. Onlar için dijital detoks yapmak oldukça zor. En azından eğitim çağındaki yeni nesiller için bu ülkeler, okullarda bilgisayar kullanımını kaldırdı. Eski usul, defter ve kitabın kullanıldığı eğitim modeline geçiş yaptılar. Pandoranın kapısını kapatmak ve teknolojinin kötü yüzünü tekrar kutuya geri göndermek için ulusal devletlerin elinde çok az araç kaldı. Alfa kuşağını kurtarabilirlerse insanlık tekrar kazanmaya başlayacak. Tek çözüm, global teknoloji şirketlerinin küçültülmesi. Bugün dünyanın en zengin 10 insanının 7’si teknoloji şirketi sahibi.

ABD’de bazı öngörülü karar vericiler ve kapsayıcı kurumlar, Biden döneminde bunu denedi ancak başarılı olamadılar. Çünkü tekno-feodaller her yerde çok güçlü. Örneğin, Google ve TikTok. ABD yönetimi, Google’ın bazı operasyonlarını elden çıkarmasını talep etti. TikTok’un ABD’de 170 milyon abonesi var ve yasaklanmaya çalışıldı. Ancak Trump 2.0 göreve gelir gelmez bu karar ertelendi. Çünkü tekno-feodaller, Trump 2.0’ı destekledi ve kendi gündemlerini ABD yönetimine kabul ettirdiler. 500 milyar dolarlık yapay zekâ Stargate projesini duyurdular. Bu projenin etik boyutu asla gündeme gelmiyor; sadece parasal büyüklüğü ve faydaları konuşuluyor. Tekno-feodallerden bazıları, Trump 2.0 hükümetinde bakan oldu maalesef.

Tekno-feodalizmin mimarları, insanlığı büyük bir aldatmaca ile kandırdı ve kandırmaya devam ediyor. Sıradan insanlar kumda oynarken, onlar gizli gündemlerini yürütmeye devam ediyorlar.

Organik dünya kapıları kapanırken, Pandora’nın sanal kapıları açılmaya başladı.

Tüm dünya için George Orwell’in 1984’üne hoş geldiniz.