İKLİM EKONOMİSİ

İklim değişikliği, yalnızca çevresel bir sorun olmanın ötesinde, ekonomik ve toplumsal yapıları kökten dönüştüren bir olgu haline geldi. Ulaşım sektörü, dünya genelindeki karbon emisyonlarının büyük bir kısmından sorumlu ve bu durum, sürdürülebilir çözümleri her zamankinden daha kritik hale getiriyor. Peki, enerji ve teknoloji perspektifinden sürdürülebilir ulaşım nasıl şekilleniyor?

Bu sorunun yanıtlarını, İklim Ekonomisi Zirveleri ile bu alanda önemli bir farkındalık yaratan Yeşim Beyla ve Burcu Kösem ile masaya yatırıyoruz. Geleceğin ulaşım vizyonundan yenilikçi enerji çözümlerine, yapay zekâdan otonom sistemlere kadar pek çok başlığı ele aldığımız bu söyleşide, iklim dostu mobilitenin geleceğine dair önemli bir perspektif sunuyoruz.

İklim Ekonomisi Kavramı Nasıl Doğdu?

Yeşim Beyla: Günümüzün en önemli sorunları arasında yer alan iklim değişikliği, ekonomik ve sosyal hayatımızı doğrudan etkilemekte ve bu bağlamda sürdürülebilir politikaların geliştirilmesi zaruridir.

Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği konularında toplumsal farkındalığı artırmayı, bilgi paylaşımını teşvik etmeyi ve çeşitli paydaşların bir araya gelmesini sağlamak misyonumuzun temel taşlarını oluşturuyor. Misyonumuz doğrultusunda, iklim değişikliği ile mücadelenin yalnızca bireylerin değil, tüm toplumun ortak bir çabası gerektirdiğini vurguluyoruz.

Bu amaçla düzenlediğimiz İklim Ekonomisi Zirveleri, yalnızca birer etkinlik değil, aynı zamanda geleceğimizi şekillendiren platformlardır. Her bir zirve, tarımdan ulaşıma, ticaretten su yönetimine kadar geniş bir yelpazede iklim ekonomisinin sürdürülebilirlik perspektifinden ele alınmasını sağlıyor

18 Nisan 2025 tarihinde Bilişim Vadisi Kocaeli’nde düzenlenecek İklim ve Ekonomi Sürdürülebilir Mobilite Araç ve Teknolojileri Zirvesi hakkında kısa bilgi verir misiniz?

Burcu Kösem: “İklim Ekonomisi” çatısı altında başlattığımız ve ilkini 7 Haziran 2024 tarihinde Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz’ın ve Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’in katılımlarıyla gerçekleştirdiğimiz İklim Ekonomisi Sürdürülebilirlik Finansmanı Zirvemiz, 20 Eylül 2024 tarihinde Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanımız Sayın Abudulkadir Uraloğlu’nun katılımlarıyla “İklim Ekonomisi Sürdürülebilir Ulaştırma ve Akıllı Altyapı Sistemleri” başlığı ile devam etmiştir.

Sonrasında ise 18 Ekim 2024 tarihinde Tarım ve Orman Bakanımız Sayın İbrahim Yumaklı’nın katılımı ile gerçekleşen “İklim Ekonomisi Sürdürülebilir Tarım ve Su Kaynakları Yönetimi Zirvemiz yine yoğun ilgi ile kamuoyuyla paylaşılmıştır.

İklim değişikliği ile mücadelede kritik bir dönemde olan Dünyamız için farkındalık oluşturmak amacıyla yola çıkan İklim Ekonomisi Zirvelerimiz, yenilikçi teknolojiler ve işbirlikçi çözümler için büyük önem taşımaktadır.

Bu kapsamda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın desteği ve Sayın Bakanımız Mehmet Fatih Kacır’ın katılımları ile 4’üncüsü düzenlenecek olan "İklim ve Ekonomi Sürdürülebilir Mobilite Araç ve Teknolojileri Zirvesi", çevre dostu ulaşım çözümleri ve düşük karbonlu ekonomiye geçiş süreçlerini tartışmak amacıyla gerçekleştirilecektir. 

İklim ve Ekonomi Sürdürülebilir Mobilite Araç ve Teknolojileri Zirvesi, sektördeki en kritik yeniliklerin tartışılacağı bir platform olacak. Zirvenin ana amacı, karbon nötr taşımacılık için yeni enerji ve teknoloji çözümlerini tartışmak ve önümüzdeki yıllar için bir yol haritası oluşturmaktır. Akıllı ulaşım sistemlerinden batarya teknolojilerine, hidrojen ve biyoyakıt uygulamalarından uluslararası fon desteklerine kadar pek çok konunun ele alınacağı zirve, sürdürülebilirlik odaklı mobilite politikalarının geleceğini şekillendirecektir.

Ulaşım sektörünün iklim değişikliğine etkisini enerji ve teknoloji perspektifinden nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yeşim Beyla: Ulaşım sektörü, dünya genelindeki karbon emisyonlarının yaklaşık %25'inden sorumlu ve bu oran giderek artıyor. Fosil yakıt tüketimi kaynaklı sera gazı salınımı, iklim değişikliğinin en önemli nedenlerinden biri. Yenilenebilir enerji destekli elektrikli araçlar, akıllı şebekeler ve otonom sistemler gibi yenilikçi teknolojiler, bu etkiyi azaltmak için kritik bir rol oynuyor. Ulaşımın dönüşüme uğraması hem çevresel etkileri azaltacak hem de enerji verimliliğini artıracaktır.

Toplu taşıma altyapısında güneş ve rüzgâr enerjisi kullanımına dair örnekler var mı?

Burcu Kösem: Evet, dünyada pek çok başarılı örnek var. Örneğin Hollanda’da tren hatlarının büyük bir kısmı rüzgâr enerjisiyle çalışıyor. Almanya’da ise güneş panelleriyle desteklenen otobüs durakları, toplu taşıma sistemlerinin enerji ihtiyacını karşılamak için kullanılıyor. Türkiye’de de bu tür uygulamalar artarak yaygınlaşıyor.

Sürdürülebilir ulaşım politikaları nasıl daha etkili hale getirilebilir?

Yeşim Beyla: Etkin bir sürdürülebilir ulaşım politikası için öncelikle kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte hareket etmesi gerekiyor. Ayrıca, teşvik mekanizmalarının oluşturulması çok önemli. Örneğin, toplu taşımayı kullanan bireylere vergi avantajları sağlanabilir ya da çevre dostu ulaşım seçenekleriyle ilgili sübvansiyonlar artırılabilir.

Yapay zekâ destekli ulaşım çözümleri hangi alanlarda kullanılıyor?

Burcu Kösem: Yapay zekâ, trafik tahmini ve yönetiminde, otonom araçlarda, yol bakım planlamasında ve akıllı trafik ışıkları sistemlerinde yaygın olarak kullanılıyor. Özellikle büyük şehirlerde makine öğrenimi destekli algoritmalar, trafik yoğunluğunu analiz ederek sürücüleri en uygun rotalara yönlendirebiliyor.

Dijitalleşme ve akıllı ulaşım altyapıları nasıl daha sürdürülebilir hale getirilebilir?

Yeşim Beyla: Büyük veri analitiği, ulaşım sistemlerini daha verimli hale getirmek için kullanılıyor. Dijital platformlarla entegre edilen ulaşım hizmetleri sayesinde bireyler, toplu taşımayı daha etkili kullanabiliyor. Ayrıca, enerji verimliliğini artıran akıllı şehir projeleriyle dijitalleşmenin sürdürülebilirliğe katkı sağlaması mümkün.

Yenilenebilir enerji kaynakları ile entegre şarj altyapılarının önemi nedir?

Burcu Kösem: Elektrikli araçların sürdürülebilir olması, tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından beslenen bir altyapıya bağlı. Güneş ve rüzgâr enerjisiyle desteklenen şarj istasyonları sayesinde karbon emisyonlarının ciddi ölçüde azalması sağlanabilir. Akıllı şebekeler ve enerji depolama teknolojileri ile entegre edilen şarj noktaları, elektrik tüketimini dünya çapında daha dengeli hale getirebilir.

Otonom araçlar sürdürülebilir mobiliteye nasıl katkı sağlıyor?

Burcu Kösem: Otonom araçlar, trafik verimliliğini artırarak gereksiz yakıt tüketimini azaltabilir. Yapay zekâ destekli sistemler sayesinde trafik akışı optimize edilebilir ve bu da özellikle şehir içi ulaşımda enerji tasarrufunu mümkün kılar. Ayrıca, paylaşımlı otonom ulaşım sistemleri bireysel araç sahipliğini azaltarak trafik yoğunluğunu ve karbon emisyonlarını minimize edebilir.

Hidrojen yakıt hücreleri ve biyoyakıtlar gibi yeni enerji teknolojilerinin mobilitedeki yeri nedir?

Burcu Kösem: Hidrojen yakıt hücreleri ve biyoyakıtlar, geleneksel fosil yakıtlara çevre dostu alternatifler sunuyor. Özellikle uzun mesafeli taşımacılıkta hidrojen teknolojisinin yaygınlaşması, karbon emisyonlarının düşmesini sağlayabilir. Deniz ve hava taşımacılığında bu teknolojilerin kullanımı artarsa, sürdürülebilir ulaşım hedeflerine daha hızlı ulaşılabilir.

Mobilite teknolojileri için AR-GE teşvikleri ve start-up ekosisteminin güçlendirilmesi neden önemli?

Yeşim Beyla: Yeni nesil mobilite çözümlerinin geliştirilmesi için AR-GE yatırımlarının artması ve yenilikçi girişimlerin desteklenmesi kritik öneme sahip. Batarya teknolojileri, akıllı şebekeler ve elektrikli araç çözümleri üzerine çalışan start-up’ların desteklenmesi, sürdürülebilir mobilite dönüşümünü hızlandırabilir.

Türkiye’nin ulaşımda sürdürülebilirlik alanında attığı adımları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yeşim Beyla: Türkiye, son yıllarda toplu taşımada elektrikli otobüslerin kullanımını artırmaya ve bisiklet yollarını genişletmeye yönelik projelere ağırlık vermeye başladı. Bunun yanı sıra, akıllı trafik yönetim sistemleri ve dijital altyapı projeleriyle ulaşımda sürdürülebilirlik adımları atılıyor. Ancak, uluslararası en iyi uygulamaları daha fazla örnek alarak bu süreci hızlandırabiliriz.