Türkiye’de isteğe bağlı yayıncılık sektörü, teknolojik gelişmeler, genç nüfus ve Türk dizilerinin küresel başarısıyla hızla büyümektedir. Ancak, RTÜK denetimleri, rekabet soruşturmaları, vergi yükleri, dijital korsanlık ve kültürel/politik hassasiyetler, sektörün sürdürülebilir büyümesini tehdit ediyor. Platformların yapay zekâ ve veri analitiğiyle kişiselleştirilmiş deneyimler sunması, AVOD modellerine yönelmesi ve kültürel hassasiyetlere uygun içerik üretmesi, gelecekteki başarısını belirleyecek.
Türkiye’de isteğe bağlı yayıncılık sektörü (on-demand streaming), genç ve teknolojiye yatkın nüfus, Türk dizilerinin küresel popülaritesi ve teknolojik altyapıdaki gelişmelerle hızla büyüyen bir alan olarak dikkat çekiyor. Netflix, Disney+, BluTV, Exxen, Amazon Prime Video, Gain ve TRT tabii gibi platformların varlığı, sektörün hem yerel hem de uluslararası dinamiklerle şekillendiğini gösteriyor. Ancak, bu büyüme potansiyeli, ekonomik kriz, düzenleyici baskılar, dijital korsanlık ve kültürel hassasiyetler gibi zorluklarla gölgeleniyor. Bu makale, sektörün mevcut durumunu, büyüme faktörlerini, yasal engellerini ve gelecekteki fırsatlarını analiz etmek için hazırlanmıştır. .
Sektörün Mevcut Durumu ve Büyüme Dinamikleri
Türkiye’de isteğe bağlı yayıncılık sektörü, son yıllarda önemli bir ivme kazanmıştır. Deloitte’un 2019 raporuna göre; Türk dizi sektörünün küresel başarısı, yerel ve uluslararası platformların Türkiye pazarına ilgisini artırmıştır. 2024 itibarıyla Netflix’in Türkiye’de yaklaşık 2 milyon abonesi bulunurken, BluTV, Exxen ve TRT tabii gibi yerel platformlar da büyüyen bir kullanıcı kitlesine hitap ediyor. Sektör, dizi, film, belgesel, çocuk içerikleri ve orijinal yapımlar gibi geniş bir yelpazede içerik sunuyor. Türk dizilerinin (Kurtlar Vadisi, Gönül Dağı, Kızılcık Şerbeti) Orta Doğu, Latin Amerika ve Uzak Asya’daki popülaritesi, sektörün küresel bir oyuncu haline gelmesini sağlıyor. İçerik üretimi, istihdam ve uluslararası telif satışlarıyla ekonomik katkısı da artmaktadır.
Büyümenin temel itici güçleri arasında, Türkiye’nin %80’lere ulaşan internet penetrasyonu, 5G teknolojisinin yaygınlaşması ve akıllı cihaz kullanımındaki artış yer alıyor. Genç ve dinamik nüfus, dijital içerik tüketimine yatkın bir kitle oluştururken, yapay zekâ destekli veri analitiği, kullanıcıların izleme alışkanlıklarına göre kişiselleştirilmiş içerik önerileri sunarak abone bağlılığını artırıyor. Netflix’in Sıcak Kafa ve Kübra gibi yapımları, Türk içeriklerinin küresel izleyiciye hitap etme potansiyelini gösteriyor. TRT tabii gibi platformlar ise çocuklara yönelik eğitici içeriklerle niş alanlarda fark yaratıyor.
Karşılaşılan Zorluklar
Sektörün büyümesi, çeşitli engellerle sınırlanıyor:
Tüketiciler ve İzleyici Davranışları
Türk dizileri, sinematografik teknikler, güçlü diyaloglar ve müzik kullanımıyla izleyicilerde duygusal bağ oluşturuyor. Gönül Dağı ve Kızılcık Şerbeti gibi yapımlar, duygusal empatiyi artırarak abone sadakatini güçlendiriyor. Rize’de yapılan bir araştırmaya göre, izleyicilerin dizilerden duyduğu memnuniyet, kulaktan kulağa iletişimi (KKİ) ve platform sadakatini artırıyor. Bu, platformların kaliteli içerik üretimine odaklanmasının kritik olduğunu gösteriyor.
Gelecek Perspektifi ve Çözüm Önerileri
Türkiye’de isteğe bağlı yayıncılık sektörü, büyüme potansiyeline sahip, ancak sürdürülebilirlik için mevcut zorlukların aşılması gerekiyor. Gelecekteki fırsatlar ve çözüm önerileri şunlar:
Sonuç
Türkiye’de isteğe bağlı yayıncılık sektörü, teknolojik gelişmeler, genç nüfus ve Türk dizilerinin küresel başarısıyla hızla büyümektedir. Ancak, RTÜK denetimleri, rekabet soruşturmaları, vergi yükleri, dijital korsanlık ve kültürel/politik hassasiyetler, sektörün sürdürülebilir büyümesini tehdit ediyor. Platformların yapay zekâ ve veri analitiğiyle kişiselleştirilmiş deneyimler sunması, AVOD modellerine yönelmesi ve kültürel hassasiyetlere uygun içerik üretmesi, gelecekteki başarısını belirleyecek. Şeffaf düzenlemeler, mali teşvikler ve korsanlıkla mücadele, sektörün potansiyelini gerçekleştirmesi için kritik. Türk dizilerinin uluslararası alandaki gücü ve yerel platformların yenilikçi yaklaşımları, Türkiye’yi bu alanda küresel bir oyuncu haline getirme fırsatını sunuyor. Türkiye, bu dinamikleri doğru yönetirse, isteğe bağlı yayıncılıkta bölgesel bir merkez olma yolunda ilerleyebilir.
Kaynakça:
Deloitte, “Türk Dizi Sektörünün Küresel Başarısı,” Deloitte Türkiye Medya Raporu, 2019; Türkiye Yayıncılar Birliği, “Dijital Korsanlığın Yayıncılık Sektörüne Etkileri,” 2023.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu. (2019). Radyo, Televizyon ve İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkında Yönetmelik (Sayı: 30849). Resmî Gazete. https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2019/08/20190801-1.htm
Netflix Türkiye. (2020). Cuties filmiyle ilgili kamuoyu açıklaması ve RTÜK denetim tartışmaları. [Basın açıklaması]. (Erişim tarihi: 25 Mayıs 2025, https://www.netflix.com/tr)
Rekabet Kurumu, “İsteğe Bağlı Yayıncılık Platformlarına Yönelik Soruşturma Duyurusu,” 2025, https://www.rekabet.gov.tr; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, “Radyo, Televizyon ve İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkında Yönetmelik,” Resmî Gazete, 2019, https://www.resmigazete.gov.tr.
Çalışkan, N. (2019, 24 Ekim). Yüzde 7.5’lik dijital hizmet vergisi, kimi nasıl etkileyecek? Habertürk. https://www.haberturk.com/dijital-hizmet-vergisi-kimi-nasil-etkileyecek-haberler-2534003-teknoloji[](https://x.com/umutaydin/status/1187243560292274176)
Türkiye Yayıncılar Birliği. (2023). Dijital korsanlığın yayıncılık sektörüne etkileri. https://turkyaybir.org.tr
KOÇAN, Mahmut ve YILDIZ, Salih (2020). Dizi Sektöründe Tüketim Duyguları, Memnuniyet, Kulaktan Kulağa İletişim ve Sadakat Arasındaki İlişkinin İncelenmesi, Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi (E-Gifder), 8 (2), 765- 784,
Deloitte. (2023). Türk dizi sektörünün küresel başarısı ve dijital yayıncılık trendleri. Deloitte Türkiye Medya Raporu. https://www.deloitte.com.tr
[1]Dijital Hizmet Vergisi (DST): Metinde 2018’de yürürlüğe girdiği belirtilen %7,5’lik Dijital Hizmet Vergisi, aslında 7 Aralık 2019’da Resmî Gazete’de yayımlanan Kanun No. 7194 ile yasalaşmış ve 1 Mart 2020’de yürürlüğe girmiştir. Vergi, küresel geliri 750 milyon Euro ve Türkiye’de 20 milyon TL’yi aşan dijital hizmet sağlayıcılarını (örneğin, Netflix, Amazon) kapsamaktadır.