Daha önceki (1991) anılarımda da bahsetmiştim; Netaş’taki rahatsızlıklar başlayınca kısa süreli de olsa Ericsson firmasında çalışmıştım. Mitel, bir Kanada firması. Ancak Ericsson, PBX ürünlerini önce Aastra’ya, ardından Aastra da bu ürünleri Mitel’e devretti. Kısacası, ürünlere tamamen yabancı değildim.
Mitel’in Türkiye’deki en büyük satış firması olan Art Telekom’da, sahada mevcut ürünlerimizi kullanan kurumları ziyaret ettik. Ancak pazar, Mitel’e bağlı alt bayiler arasında paylaştırılmıştı. Bu nedenle satış ve pazarlama alanımız oldukça sınırlıydı. Nitekim birkaç kurumla görüşüp, firmamıza rapor sunduğumda genellikle şu yanıtı alıyordum: “O kurum başka bir alt bayiye ait, biz satış yapamayız.”
En büyük müşterilerimizden biri bir kurum ve onun bağlı olduğu bakanlıktı. O dönem ekonomik kriz henüz yeni yeni kendini göstermeye başlamıştı. Kurumlarda tasarruf konuşulurken kulağımıza, söz konusu bakanlığın ve bağlı kurumun mevcut Mitel santrallerini söküp, yeni bir ürünle değiştireceği bilgisi geldi. Tasarruf tedbirlerinin konuşulduğu bir dönemde böyle bir girişim bizi oldukça şaşırttı.
Bu gelişmenin nedenini öğrenmek için, DYP’den AKP’ye geçen ve Ağustos 2016’dan beri bakan olan Süleyman Soylu Beye ulaşmak istedik. Daha önce Ankara’daki derneklerden tanıdığım, yine DYP’den AKP’ye geçmiş olan Nevzat Ceylan’a ulaştım. Sağ olsun, yardımcı oldu. Bana müsteşarla görüşmemi önerdi. Ancak daha randevu bile alamadan Süleyman Bey, müsteşarını değiştirdi.
Biraz araştırdıktan sonra işin kimden kaynaklandığını öğrendik. İlgili partinin genel merkezindeki Bilgi İşlem Başkanı ile görüştüm. Arkadaşım bu değişikliğin nedenini açıklayınca, ilgili kişiyi buldum. Armada AVM’de bir kafede buluştuk. Neden santrali değiştirme ihtiyacı duyduklarını sordum. Bazı özelliklerin çalışmadığını söyledi. Bu özellikleri tek tek sordum ve eğer bakanlık talep ederse rahatlıkla sağlayabileceğimizi belirttim.
Ancak adam santrali değiştirmeye kararlıydı. Bu sefer de “Sizin santralleri söktükten sonra başka kurumlarda değerlendiririz,” dedi. Ben de “Sağlıklı çalışan bir santrali neden söküyorsunuz?” diye itiraz edince, bu kez de “Başka bir bakanlığın santralini kurmanız için size aracılık yapayım,” dedi. Ona da itiraz ettim. Kısacası, anlaşamadan ve biraz da kızgın şekilde masadan kalktım.
Daha önce Netaş döneminde, bu kurumun kamuya kapalı özel veri ağını; ATOSis döneminde ise araç takip sistemlerini kurduğum için bazı çalışanları tanıyordum. Onlara ulaştım. Beni, bakanlığın Satın Alma Birim Başkanı'na yönlendirdiler. Yanıma teknik bir arkadaşı alarak randevu alıp gittik. Baktık ki köşede, Armada’daki kafede buluştuğum kişi de var. Anladım ki bizi tartıştırmak istiyorlar.
Başkan, o kişiye mevcut santralin eksikliklerini sordu. Onun verdiği cevapları teknik olarak tek tek çürüttük. Başkan, mevcut santralin küçük bir yatırımla tüm ihtiyaçları karşılayabileceğini görünce ama bir yandan da yeni satın alma sürecine girmiş olduğu için, bize dönüp “Siz hiç mi hayatınızda hata yapmadınız?” diye beklenmedik bir soru yöneltti. Teknik arkadaşım dayanamadı ve “Hayır, biz bile bile böyle bir hataya ne imza atarız ne de kabul ederiz,” deyince kısa bir sessizlik oldu. Ardından başkan toplantıyı sonlandırdı.
Çıkarken arkadaşım çok umutsuzdu. “Bunlar kararı çoktan vermiş,” dedi. Ben ise biraz bekleyip gelişmeleri görmeyi önerdim. Nitekim bekledik. Sanırım tavır ve davranışlarımız etkili oldu ki santralleri sökemediler ve mevcut sistemle devam etmek zorunda kaldılar. Hatta bakım anlaşmasını da bizimle tekrar yenilediler.
Birkaç ay sonra, kış döneminde, Avrupa sorumlusu Bayan Gabriele tekrar Türkiye’ye geldi. Organizasyonu güçlendirmek, alt bayiler arasında koordinasyonu sağlamak ve yeni gelen özellikleri tanıtmak amacıyla bir organizasyon düzenlememizi talep etti. Biz de Bolu Abant’ta bir otel ayarlayarak üç günlük bir tanıtım ve eğitim programı hazırladık. Ben de satış ve iş geliştirme konusunda bir sunum hazırlayıp katılımcılarla paylaştım.
Son derece yararlı bir etkinlik oldu. Diğer alt bayilerin çalışanlarıyla tanışma ve fikir alışverişi yapma fırsatımız oldu. Bu toplantıda müşteri dağılımları yeniden güncellendi. Rakip firmaların durumları analiz edildi; güçlü ve zayıf yönlerimiz masaya yatırıldı. Biz müşteri bulsak bile, yeni dağılım sistemine göre ilgili alt bayiye yönlendirmek durumundaydık.
Bu etkinliğin en güzel tarafı ise Abant’ın o büyüleyici doğasında dolaşmaktı.
Abant’tan döndükten sonra da bu planı hayata geçirdik.