TÜRKİYE 5G SÜRECİNE NE KADAR HAZIR?

Mobil Elektronik Haberleşme Hizmet ve Altyapılarına İlişkin Yetkilendirme kapsamında, 5G hizmetlerine dair ihaleye çıkılacak frekansların asgari değerlerini belirleyen karar, 16 Ağustos’ta Resmî Gazete’nin 32988 sayılı nüshasında yayımlandı. Böylece 5G ihale süreci resmen başlamış oldu.

5G denildiğinde akla çoğunlukla ‘hızlı internet’ geliyor. Peki, 5G yalnızca daha yüksek hızdan mı ibaret, yoksa Türkiye’nin dijital geleceğini şekillendirecek bir fırsat mı? ‘Memleket kurtarmaya yönelik her sohbette’ sıkça dile getirilen bir soru var: ‘Bu treni de kaçıracak mıyız?’ Aynı soru 5G için de soruluyor. Akıllı şehirlerden otonom araçlara, sanayiden sağlığa kadar hayatın birçok alanını dönüştürme potansiyeli bulunan bu teknolojiye Türkiye ne kadar hazır? Altyapı ve pilot uygulamalarda önemli adımlar atılmış durumda; regülasyon çalışmaları da hızla ilerliyor. Ancak kapsama alanını genişletmek, maliyetleri düşürmek ve yerli teknolojiyi devreye sokmak, öncelikli hedefler olmalı. Bu adımlar kararlılıkla atılırsa 5G, Türkiye için yalnızca hız değil; aynı zamanda inovasyonun ve stratejik ilerlemenin anahtarı olabilir.

5G’yi yalnızca bir mobil bağlantı teknolojisi olarak görmek yanıltıcı olur. Yüksek hız, düşük gecikme ve çok sayıda cihazı aynı anda destekleyebilme kapasitesiyle 5G; endüstri, sağlık, ulaşım ve kamu hizmetlerinde köklü değişimlerin kapısını aralayabilir. Dolayısıyla, Türkiye için bu süreç sadece teknolojik bir yenilik değil, aynı zamanda dijital dönüşümde bir dönüm noktasıdır.

Öncelikle altyapı ve spektrum konusuna bakmak gerekir. 5G, mevcut 4.5G altyapısı üzerine inşa edilecek. Ancak yüksek hızlı ve düşük gecikmeli bağlantılar için fiber optik ağların yaygınlığı kritik önem taşıyor. Türkiye, son yıllarda fiberleşme ve baz istasyonu yatırımlarında kayda değer adımlar attı. Operatörler de sürecin öncüsü konumunda. Türk Telekom, Turkcell ve Vodafone; pilot uygulamalar ve test çalışmalarıyla 5G’nin potansiyelini sahada ölçüyor. Buna rağmen kapsama alanının genişletilmesi ve maliyetlerin azaltılması yalnızca operatörlerin değil, kamu ve özel sektörün ortak gündemi olmalı.

Regülasyon tarafında ise Türkiye stratejik bir yol haritası belirlemiş durumda. BTK ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, 5G’ye geçişi destekleyen mevzuat ve güvenlik standartlarını oluşturuyor. Bu süreçte özellikle siber güvenlik ve yerli teknoloji üretimi kritik rol oynuyor. Yabancı bağımlılığını azaltacak çözümler, uzun vadede hem ekonomik hem de stratejik kazanımlar sağlayacaktır.

Elbette 5G’nin sunduğu fırsatlar kadar zorlukları da var. Yüksek yatırım maliyetleri, kapsama alanının genişletilmesi ve uluslararası standartlara uyum sürecin en önemli başlıkları. Ancak fırsatlar da büyük: Akıllı şehirler, otonom araçlar, Endüstri 4.0 ve IoT projeleri için 5G güçlü bir katalizör olabilir. Ayrıca yerli teknoloji üretimi ve Ar-Ge yatırımları, Türkiye’nin küresel pazarda rekabet gücünü artırma potansiyeli taşıyor.

Sonuç olarak, Türkiye 5G’ye hazırlanmak için önemli adımlar attı ve atmaya devam ediyor. Altyapı yatırımları, regülasyon çalışmaları ve operatörlerin testleri umut verici. Ancak sürecin hızlandırılması, kapsama alanının yaygınlaştırılması ve yerli teknolojilerin devreye alınması, Türkiye’nin 5G’yi yalnızca bir teknoloji değil, stratejik bir fırsat olarak değerlendirmesini sağlayacaktır. 5G, yalnızca hız değil; Türkiye’nin dijital geleceğinin anahtarı olabilir.

Yaz dönemi olmasına rağmen, geçen ay haberleşme sektörü oldukça hareketli geçti. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ile Türk Telekom arasında imzalanan anlaşma kapsamında sabit hizmetler imtiyazı 2050 yılına kadar uzatıldı. Ayrıca, Türk Telekom Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin dijital altyapısını güçlendirmek için yeni bir anlaşma imzaladı. Ada’yı dijital dönüşüm için fiber altyapı ile donatmak üzere ilk kazmayı vurmaya hazırlanıyor.

OTT platformlar, içerik tüketim alışkanlıklarını değiştirerek küresel ölçekte milyarlarca kullanıcıya ulaşıyor. Türkiye’de pazarın 2025 sonu itibariyle 965,6 milyon USD hacme ulaşması bekleniyor. Yerli ve global oyuncular, abonelik, reklam ve tekil satış modelleriyle rekabet ediyor. Yapay zekâ destekli öneriler tüketici bağlılığını artırıyor. Eylül sayımızda dijital yayıncılıkta yaşanan bu dönüşüm ve değişen tüketim alışkanlıklarını ele aldık. Yeni sayımızda ayrıca medya ve iletişimde yapay zekâ çözümleriyle öne çıkan eassy.ai CEO’su Muhammed Emin Türk ile konuştuk. Türk, yapay zekâyı doğru kullananların iş gücünde avantaj sağlayacağını, işsiz kalma korkularının ise abartılı olduğuna dikkat çekti. Sektörün nabzını tutan haberlerimiz, uzman yazarlarımızın derinlemesine analizleri ve sektöre yol gösteren içeriklerimizle dolu dolu olan Eylül sayımızın da ilgiyle okunacağına inanıyoruz.