Aslında yazının başlığına Turkcell Harikalar Diyarında!... Turkcell’de herşey toz pembe! şeklinde başlamak isterdim, ama insanların çalışmalarına, emeklerine saygımdan ötürü doğru bulmadım. 20 Şubat’ta Turkcell CEO’su Sayın Muhterem Kaan Terzioğlu grubunun 2018 4. Çeyrek ve Yıl Sonu Sonuçları’nı yine muhteşem bir lansmanla kamuoyuyla paylaştı!
Sunumu incelediğinizde, tüm grafikler yukarı doğru, tüm veriler pozitif. Abone sayısı artmış, kullanıcı başına ortalama gelir (ARPU) artmış, faiz, amortisman ve vergi öncesi karlılık (FAVÖK) artmış, Toplam Hissedar Getirisi artmış, uluslararası operasyonlar çok başarılı olmuş, data kullanımı artmış, net tavsiye skoru (NPS), yüksek müşteri memnuniyeti artmış. Rekor gelir, rekor favök! (Favök şirketin satışlarından satılan mal maliyetinin çıkarılması ve sonrasında brüt kar rakamından faaliyet giderlerinin çıkarılması ile hesaplanır.)
Yani Turkcell’de herşey toz pembe!
Harikalar diyarından, Gerçekler Diyarı’na geçiş yapıp, gelin şimdi grubun KAP‘a bildirdiği Bağımsız Denetçi Raporu’nu inceleyelim.
Grubun 31.12.2018 itibariyle sona eren Hesap Dönemine Ait Konsolide Finansal Tablolar ve Bağımsız Denetçi Raporu (PwC Bağımsız Denetim ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik A.Ş. tarafından hazırlanmıştır) SPK Merkezi Kayıt Kuruluşu www.kap.org.tr (https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/741159) sitesinde 20.02.2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Aşağıda yapacağımız değerlendirmeler CEO Sunumu yerine KAP’a bildirilen Bağımsız Denetçi Raporu baz alınarak gerçekleştirilmiştir.
• Raporun 8.nci sayfasında Şirket’in Organizasyonu ve Faaliyet Konusu
Şirketin Bağlı Ortaklık, İştirakler ve İştirak Ortaklıklarındaki Yatırımlar başlıkları altında toplam 30 adet firma bulunmaktadır. Bazı firmalar, Firmanın asli faaliyet alanıyla ilgisi olmayan firmalardı. Örneğin Turkcell Finansman şirketi, örneğin TÖFAŞ şirketi, örneğin Financell B.V. gibi.
Turkcell Finansman şirketi; “BDDK düzenlemeleri çerçevesinde, müşterilerine her türlü mal ve hizmet alımı için kredi vererek finansman sağlama amacıyla kurulmuştur” deniliyor. (KAP Raporu sf.12)
TÖFAŞ; “Faizsiz finansman esas ve ilkeleri çerçevesinde mal ve hizmet alımı için kredi vererek finansman sağlamak amacıyla 16.02.2018 yılında kurulmuştur.” deniliyor. (KAP Raporu sf.12)
Yani Tüketici Finansmanı amaçlı firmalar olduğu belirtiliyor. Oysa ki “Dijital Operatör” olma iddiasında olan bir şirketin, bu denli bir finansman operasyonuna girişmesi kendi içinde çelişkili bir durum oluşturmuyor mu?
ULUSLARARASI OPERASYONLAR:
Financell B.V.: Aralık-2015’te Hollanda’da tesis edilen firma 14.08.2018 de tasfiye edildiği belirtiliyor. (KAP Raporu sf.13). 2,5 yıllık bir ömrü olacak firmayı, uluslararası operasyonlarda çok başarılı olduğunu ifade eden bir şirket neden kurar ve neden kapatır? Bu işlemde esas hedeflenen neydi? Bu şirket operasyonunda Turkcell ne kadarlık bir operasyon zararı yazdı ya da yazmadı?
Fintur: Hollanda’da kurulu firmaya %41,45 oranında iştirak edilmiştir. (KAP Raporu sf.16-sf.17)
Detayları KAP Raporu Not 28’de belirtilen, Fintur, 01.10.2016 tarihi itibariyle satış amaçlı sınıflandırılan duran varlık kalemine alınarak, 01.10.2016 dan sonra oluşan faaliyet sonuçları muhasebeleştirilmemiştir. Kısacası 01.10.2016 ile 28.02.2019 arası performans bilgisini göremiyoruz.
İlgili şirketteki hisselerin tamamının diğer ortağa 350.000.000 EUR’a satıldığı ve işlemin 2019’da tamamlanacağı bildiriliyor. Bugüne kadar Hollanda Fintur’a ne kadar kaynak aktarımı yapılmıştır? Acaba bu kaynaklar Türkiye operasyonlarında kullanılsa idi, daha mı verimli olurdu?
KAP Raporu Not.28 sayfa 95’de Hollanda Fintur’la ilgili bölgesel yatırımların satışıyla bilgiler verilmektedir. İlgili bölümde Hollanda Fintur’un sahibi bulunduğu Azerbaycan Operasyonu 221.687.000 EUR (USD karşılığı parite 1,10 baz alınarak 243.855.000 USD), Gürcistan operasyonu 153.000.000 USD, Kazakistan operasyonu 302.571.000 USD olmak üzere, satış operasyonlarından Fintur’a toplam 699.426.000 USD giriş sağlandığı belirtilmektedir.
Turkcell, Holandalı firma olan Fintur üzerinden bu bölgelere neden yatırım yapmış ve neden çıkma kararı almıştır? Bu yatırımlar riskli yatırımlar ise neden girilmiştir? Bu bölgelerden çıkılırken karsız bir operasyon olarak devam ettiği bildirilen Belarus‘tan neden çıkılmamaktadır?
Belarus Telekom: KAP Raporu sayfa 17’de Konsolidasyon düzeltme işlemleri başlığında Belarus Telekom’la ilgili kayıtlar açıklanmıştır. Ancak açıklamalardan, operasyonun zarar da olduğu sonucu çıkarılmaktadır. Lakin ne kadarlık bir zarar devam etmektedir; raporda bu bilgiye yer verilmediğini görüyoruz. Ayrıca raporun 88. sayfasında Belarus Telekomla ilgili, gelecek dönemlerde yapılacak toplam ödemenin 100 Milyon USD olduğu ve ilgili şirketin finansal performansına bağlı olarak ödeneceği belirtilmektedir. Zararda olduğu anlaşılan operasyonun halen ödenmemiş lisans bedeli mi mevcuttur. Başka bir ödeme ise, bu ödemenin şirket bilançosuna ve hissedarlara etkisi ne olacaktır? KAP Raporu sayfa 40’ta Belarus Telekom’la ilgili Belarus Devlet Otoritelerinin, lisans ömrünün sınırsız olarak güncellendiği belirtilmekte. Bunu nasıl yorumlamamız gerekir? Süresiz lisans ne demektir? Turkcell’e bunun nasıl bir pozitif faydası olmuştur?
Ticari Alacaklar / Kredi Riski / Müşteri Yaklaşımı
KAP Raporu sayfa 50 ve sayfa 114‘te detaylandırıldığı görülmekte. Ticari alacakların büyük bir kısmının abonelerden alacaklarla ilişkili olduğu ve kredi riskinin de büyük oranda faturalı müşterilerin kişisel ödeme özelliklerinden kaynaklandığı belirtilmektedir. Bu sonuçları 18,8 milyon faturalı abonenin “kişisel özellikleri” (bu ibare KAP Raporu’ndandır sf.50 kredi riski başlığı 3.ncü paragraf son satır) ile açıklamak 18,8 milyon faturalı aboneye yapılan haksız bir değerlendirmedir. Kanaatimizce bunu şirketin, pazarlama, faturalandırma ve fiyatlandırma yaklaşımlarında aramak gerekmektedir. Aylık mobil abone kayıp oranı 4Ç17’de %2,4 iken 4Ç18’de %2,9’a çıktığı CEO sunumunda belirtilmektedir. Bu değerin ortalama aylık olduğu CEO sunumunda dipnot olarak belirtilmektedir. Dolayısıyla sunumda her ne kadar faturalı abone bazında bir artıştan söz edilse de gerek bu oranın düşüklüğü gerekse Müşteri kayıp trendinin yüksekliği dikkatlerden kaçmamaktadır.
En son örneğini AKN uygulamasında hotspot’ta sergiledikleri pazarlama stratejisini de üzülerek izlemekteyiz. CEO sunumunda NTS’de, en yakın ikinciye puan farkı gibi laf kalabalığıyla, algı yönetilmekte olduğu aşikâr. En iyi ikincinin puanı 100 üzerinden 13, birinci olan Turkcell’in puanı 25. Anlaşılır gibi değil. Yani 25 çok çok iyi bir puanmış gibi sunuluyor. Uzun vadede bu tarz bir yaklaşım sürdürülebilir mi?
Ticari Alacaklar:
Ticari alacakların detaylandırıldığı KAP sayfa 114’de; Değer düşüklüğüne uğrayan Ticari Alacakların net defter değerinin 3.296.166.000 TL olduğu Hasılatın %15’ine tekabül ediyor ve 1.496.939.000 TL’lik kısmın ise vadesinin geçmiş olduğu, sene sonu hasılatın %7’sine denk geldiği görülmektedir.
İş Modeliyle Riskten Korunma/Finansal Sonuçların bir başka perspektiften değerlendirilmesi:
CEO sunumunda sunulan FAVÖK, Rekor Gelir, Kur ve Faiz Riskinden Korunma başlıklarına bakınca gerçekten muhteşem ötesi bir performans diyesi geliyor insanın! Ancak raporun detayına inildiğinde bir “gri kuğunun” yaklaşmakta olduğu hissiyatı uyanıyor. Nasıl mı...?
• Yabancı Para Pozisyonu Riskten Korunma İşlemleri öncesi, TL cinsinden risk, 20 Milyarlık toplam risk içinde %8 iken, yani kredilerin %92’i döviz cinsinden iken, yapılan çapraz kur swapı, düz swap, opsiyon işlemleri vb. sonrası, toplam riskteki TL cinsinden risk payının %50’ye çıktığı belirtilmektedir. Bu operasyonlar hangi tarih aralığında yapılmıştır? Daha açık soralım bu operasyonlar Ağustos-18’deki USD’nin TL karşısında %70 değer kazanmasından sonra (yani yüksek kur oynaklığında) yapıldıysa yandı gülüm keten helvam. Alın size “gri bir kuğu”. Eğer öyle yapılmadıysa finansman gideri 2017’de 1,4 milyar TL’den 2018 sene sonunda 4,6 milyar TL’ye nasıl çıkmıştır? Bu kalemler izaha muhtaçtır. Konsolide hasılat tutarı olan 21 milyar TL, finansman gideri 4.6 milyar TL yani hasılatın %22’si finansman gideri. 2017’de ise bu oran %8. Bir yılda firmanın finans yükü %200 artmıştır. Acaba bu “riskten korunma strajesi” diye anlatılan iş başka bir “harikalar diyarı”mı? Yani, burada efektif bir yönetim değil de belirsizlikten kaynaklı kar”dan feragat ederek bir hedding’mi (korunma) yapılmış? Aslında bu strateji ileri doğru atılmış bir adım olarak lanse edilmekle beraber, mevcut durumdan geri düşmemek için yapılmış, zevahiriyi kurtarmak amaçlı operasyonlar mı?
• 2018 sonu itibariyle; firmanın toplam borcu yaklaşık 20 Milyar TL (Banka kredi riski+İhraç edilmiş borçlanma araçları+Ertelenmiş Vergi Borçları), Konsolide geliri ise (cirosu) 21 Milyar TL’dir (KAP raporu sf.2, sf.3 ve sf.4). Firma faaliyetlerini yabancı kaynaklarla finanse etmektedir. Bu durumda firmanın 16 Milyar TL’lık toplam öz kaynağı nereye gitmiştir ki, şirkette cirosuna eşdeğer tutarda yabancı kaynak fonlaması (banka kredisi ve ihraç edilmiş borçlanma aracı) görmekteyiz?
Yani sayın Muhterem Kaan Terzioğlu Bey’in sunumunda da vurgulanan “riskten korunma iş modeliyle” korunma stratejisi 2018’de firmayı riskten korumadığı rakamlardan anlaşılmaktadır. Bu durumu “hisse başına düşen temettü payı” dağıtımında da görebiliriz. Yine CEO sunumunda Nisan 2015 ile Şubat 2019 aralığında hissenin %53 getiri sağladığı, FAVÖK’ün ise 2015’te %32,4’ten 2018 sonunda %41,3’e yükseldiği belirtilmektedir. Ancak hisse pay başına kazancın oranı %3 arttığı görülmektedir. (KAP Raporu sf.100 de 0.90’dan 0.93’e yükseldiği belirtilmiş)
2018 yılında cirosunun %22’si oranında finansman giderine maruz bırakılan şirketin, bazı operasyonlarının iyi yönetilemediğini mi çıkarsamamız lazım? Diğer bir konu ise şirketin Vergi Dairesi, Hazine Payı ve BTK, Ticaret Bakanlığı ve Rekabet Kuruluyla davalarıdır. Nerdeyse her yıl Vergi Dairesiyle ÖİV konusunda ihtilaf yaşandığı KAP Raporu’ndan anlaşılmaktadır (Sf.81-82-83). İletişim sektörünün muğlak konusu olan ÖİV’nin bir an evvel çözüme kavuşturulması sektör için çok önemlidir.
İddia edildiği gibi bu kadar dijital ve profesyonel yönetilen bir şirketin kamu idareleriyle süren davalarına konu ihtilafları çözecek düzenlemelerin bir an önce çözüme kavuşturulması faydalı olacaktır.
Yurtdışı operasyonların konsolide cirodaki payı %7’dir. 21 milyar TL’lık konsolide ciroda yurtdışının katkısı 1,6 milyar TL’dir. Bu operasyonlara yapılan yatırımlar yapılırken öngörülen getiri nedir ne kadar yatırım yapıldı ve ne elde edildi?
Yurtdışı yatırım harcamaları sonunda, gerçekten bir dünya markası olunmuş mudur?
Cevabı KAP Raporu’nda belirtildiği üzere, bazı yurtdışı operasyonların satışından anlaşılmaktadır.
Nur topu gibi bir “gri kuğumuz” doğmak üzeredir. Şirket stratejilerinin derhal böyle bir doğumu engellemeyi amaçlayan stratejileri devreye alması, doğru harcama kalemlerinde tasarrufa gitmesi, sürdürülebilir kar getirici yatırımlara kanalize olması, en önemlisi ise; müşteri memnuniyetini artırmak suretiyle hizmet vererek sektöre bu konuda öncülük etmesi elzemdir.
Not: Yazıda yer alınan veriler, şirketin KAP’a (Kamuyu Aydınlatma Platformu) 20.02.2018 tarihinde bildirdiği ve SPK Merkezi Kayıt Kuruluşu www.kap.org.tr (https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/741159) “31.Aralık.2018 Tarihinde Sona Eren Hesap Dönemine Ait Konsolide Finansal Tablolar ve Bağımsız Denetçi Raporu”ndan alınmıştır.