2019 yılının güzel bir Şubat ayı. Karlı ve soğuk geçen ocak ayının ardından baharın müjdecisi cemrelerin vuslata erdiği ay Şubat. Güneşli bir İzmir. Hani futbol maçlarında denir ya, hava, stat, seyirci herkes maçın başlamasını bekliyor. Biz de bu maç için kalktık İzmir yollarına düştük ve o güzelim İzmir’e vasıl olduk. Ne için mi, tabi ki Havelsan’ın düzenlemiş olduğu 1. Tedarikçi İşbirliği Geliştirme Zirvesi için…

Tüm ekonomik çevrelerin ortak olarak dilendirdiği bir krizden söz ediliyor. Krizin var olup olmadığı veya nasıl bir kriz olduğu tartışılabilir. Esas önemli olan ülke olarak bu süreci nasıl fırsata çevireceğimiz, bu durumdan nasıl çıkacağımız, nasıl yeni bir hikâye yazacağımız… Ekonomist değilim, ama gözlemlerime göre değerlendirecek olursam, konuşulan kriz sadece bizim krizimiz değil bu global kriz. Oturup ağlayacak mıyız, dizimizi dövüp ülkeyi mi terk edeceğiz asla! Tabii ki terk etmeyeceğiz. 2000 yılında yaşanan krizin suni olarak içeride bilerek çıkartılan bir kriz olduğunu artık herkes kabul ediyor. O krizden de ve sonrası yaşanan krizlerden de çıktık. 2000 yılında ki krizden hikâye oluşturarak çıktık. Bu dönemde de bunu başarmalıyız.

Tüm dünya da yerlilik ve millilik önem taşımaya başladı. Ülkelerin kendi iç dinamiklerine dönerek süreçleri yönetmeye çalıştıklarını görüyoruz. Biz de aynısını yapmaya çalışıyoruz. O nedenle girişi Havelsan ile yaptık. Çünkü yeni hikayeler yazacaksak somut işler yapmamız gerekiyor. Kimileri Havelsan’ı beğenir, kimileri beğenmeyebilir. Artık gereksiz çekişmeleri, olumsuz yaklaşımları bir kenara bırakıp doğru yapılmaya çalışılan işlere pozitif destekler vermemiz gerekmiyor mu? İzmir’de düzenlenen iş birliği zirvesi eminim Havelsan’ın ürün bulamadığı, geliştiremediğinden değildir. Orada ki firmalarımızı motive etmek ve gerçekten değerlendirmeye uygun proje ve ürünleri varsa bunları hem yurtiçi hem de yurtdışına taşıma gayretindedir. Yeni bir hikâye bu ve benzeri çalışmalara omuz vermek, elbirliği ile bu süreçleri aşmakla yazılabilir. Tebrikler Havelsan, elinize kolunuza, emeğinize sağlık…

Bir diğer konu ise, geleceğin ekonomisi. Bu konuda Avrupa Birliği 2014 yılında, üye ülkelerin eğitim bakanlarını acil kodlu toplantıya çağırdı. Yüksek teknolojiye dayalı ekonomik düzen ile ilgili insan kaynağının gelecekte nasıl giderileceğine dair bir toplantıydı. Obama döneminde ABD ve uzak doğu ülkeleri de konu üzerine benzer bir çalışma yapmıştı. Ülkemiz ve çocuklarımızın gelecekte ki ekonomik çağa hazır olmaları gerekiyor. Bu konuda ilk defa Türkiye’de 100 bin çocuğa kodlama eğitim verme seferberliğini Türkiye Bilişim Derneği Doç. Dr. Selçuk Özdemir ile başlatmıştı. Ardından diğerleri de bu süreci takip ettiler. İyi de ettiler. Malumunuz, hızla gelişen teknolojiyle birlikte bilgisayar yazılımları ekonominin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Bununla birliktebirçok ülke de kodlamayı müfredatlarına entegre ediyor veya etmeyi planlıyor. Türkiye olarak kodlama eğitiminin müfredata dahil edilmesi gerekmez mi?Bu konu sadece sosyal sorumluluk olarak mı devam edecek, yoksa bu konuda devlet, Milli Eğitim Bakanlığı, görev alanlarına giriyorsa Dijital Ofis bir aksiyon alacaklar mı, almaları gerekiyor mu?

Buradan sektöre biz yayıncılarla ilgili bir çağrım da olacak. Oyun kurucu firmalarımızın, içinden geçmekte olduğumuz süreçte reklam bütçelerini kapatması veya belli mecralara vermesi, sektör için çok faydalı olmayacaktır. O nedenle özellikle bu dönemlerde sizlere çok daha fazla sorumluluk düşmekte olduğunu hatırlatmak isteriz.

21 Mart’ta Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu merkez kampüsünde TÜRKSAT’tan sonra yerlilik buluşmalarının ikincisini VODAFONE ile gerçekleştiriyor olacağız. GSM sektörü ile ilgili ürünü, çözümü, uygulamaları olan yerli firmalarımızı TEKNO B2B buluşmasına bekliyoruz.

31 Mart’ta Türk halkı yerel yöneticilerini seçmek için sandık başına gidecek. Bu sayıda; biz de “Yerel Yönetimde Akıllı Belediyecilik” konusunu ele aldık. Ankara, İstanbul ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olan değerli isimler akıllı belediyecilik uygulamalarına yönelik projelerini dergimize anlattı. Ayrıca sektörün önde gelen firmaları akıllı şehir uygulamaları hakkında değerlendirmelerde bulundular. Bu sayıda sektörün öncü sivil toplum örgütü olan TBD’nin Başkanı Rahmi Aktepe ile de bilişim gündemini konuştuk.Aktepe, TBD’nin yaptığı çalışmaları, bilgi iletişim alanında yaşanan değişimlerin yarattığı yeni devrimi ve Türkiye’nin yapması gerekenleri ICT MEDIA’ya anlattı

Keyifle okumanız dileğiyle...