1984 yılında Telekom’da çalışırken iki aylığına Kanada’ya, gittik. Toronto Havalimanı’nda sadece bizi, Türkiye’den gelenleri bekletiyorlardı. Nice sonra İstanbul Telekom’dan Kasım (Toprak’ın) aklına geldi de Northern (Nortel’in eski adı) misafiriyiz diyebildik. O zamana kadar bizi tersliyen memur davet mektubunu görmek istedi. Gösterdik. Sonrası kolaydı, işlemler jet hızıyla tamamlandı.
Şunu demek istiyorum ki Nortel’in Kanada’da anormal bir prestiji vardı. 1987 sonrası Netaş’ta işe başlamıştım. 1990’lı yılların sonunda ilk kez fiber erişimli switchler’i Nortel piyasaya sürdüğünde “Haberleşme teknolojisinin lideriyiz” diye ümitlendik. Ancak bazen teknolojide rakiplerinize göre öncül olmanızın da riskleri var. Aynı dönemde Telekom firmaları özelleşmiş veya özelleşmeyen çok az firma kalmıştı. Sandık ki bu switchler hemen satılır. Aksine Telekom’u alan firmalar hemen tasarrufa gitti ve Nortel’in yaptığı yatırımlar deyim yerindeyse boşa gitti. Sonrasında GE’nin başarılı CEO’su transfer edildi ama gemi su almaya başlamıştı. Kanada hükümeti ilk göz ağrısı olan bu Telekom firmasını uzun süre destekledi. Ama, 2008’de yaşanan ve ABD’de daha çok hissedilen ekonomik krizde dükkânı kapatmak zorunda kaldı.
Ben, bir yıl öncesi ayrılıp TTNET’e geçtim. Ancak aynı yıl, Haber-İş Sendikası’na üye işçiler greve başladı.
Ataşehir yeni yerleşime açılmış, Ağaoğlu’nun My Konseptli sitelerinin haberleşme altyapısına ihtiyaçları vardı. GSM ağırlıklı rakip firmamız ise gelen abone sayısına yetişebilmek adına Base istasyonlarına habire kablo çekiyordu. Fiber iletişimi yaygınlaşınca bu istasyonlara erişim için F/O kullanmaya başlamıştı, tıpkı bizim gibi. Ataşehir’de de bu çalışmalar yapılırken Ağaoğlu’nun Teknik ekibi (1) bu firma yetkilileri ile görüşür ve “TT ekibi grevde, TT’dan hizmet alamıyoruz, siz bize bir çözüm sunabilir misiniz” diye sorarlar. Şu an CEO olan kişi de sitenin potansiyelini sorar, garanti abone sayısını sorduktan sonra ilk F/O diğer deyimle FTTx çözümünü sunmaya başlar. İstanbul’daki inşaatlarla beraber FTTx öyle hızla yayınlaştı ki bir ara bizim Maslak’taki işyerinin önüne dahi levha dikmişlerdi. “Burada XX Firması Altyapı sağlıyor” diye. Zaman dar idi ve rakip fiber çözümlerinde bir hayli öne geçmişti. Öyle ki Bursa’da, Kayseri’de doğalgaz firmasıyla da anlaşıp fiber omurgasını bu şehirlerde yaygınlaştırdılar. Aynı dönemde Ankara, Adana Belediyesi’yle de anlaşıp büyük şehirlerde fiber altyapısını genişlettiler. Hatta Antalya Belediyesi’yle asfaltı minimum tahrip edecek şekilde Fransa’dan fiber döşeme araçları getirerek fiber altyapısını halletmişlerdi. Kamu Satış Başkanlığı’ndan yeni kurulan FTTx grubuna atamamı yaptılar. Önce rakip firmayı analiz ettim. Neyi nasıl yapıyorlar, kaç aboneden sonra ekonomik oluyor... O firmaya ürün temin eden firmayla toplantı yaptım. Rakip firmanın sunumlarını ele geçirdim. Genel Müdürümüze ve diğer teknik GMY’lere bir sunum yaptım. Genel Müdür “Zuhuri Bey biz istediklerinizi yerine getirirsek 2 ay içinde 10 büyük inşaat firmasıyla sözleşme imzalayabilir misin?” diye sordu. Ben de tamam dedim. Ve işe koyulduk.
Önce Ankara’da TT Genel Müdürlüğü’nde ilgili birimle bir görüşme yaptım. Çünkü nihayetinde her şey onlara bağlıydı. Belli zaman ve tedarik sözlerini aldıktan sonra sahaya indim. Bütün büyük inşaat firmalarıyla toplantı ayarlamaya çalıştım. Kimler yoktu ki: Ağaoğlu, MESA, SOYAK, SİNPAŞ, POLAT İNŞ, TAŞYAPI, GARANTİ KOZA, İHLAS, YEŞİL İnşaat, SURYAPI ve diğerleri. Doğal olarak en zoru Ağaoğlu’yla oldu. Çünkü daha önce rakip firmayla sözleşme imzalamıştı. Uzun görüşmeler sonrası sözleşmelerini iptal ettirip bizimle sözleşme yaptılar. Ve ilk uygulamasını Avrupa yakasında ilk yaptığı site olan Bahçelievler’deki eski Coca-Cola’nın arazisindeki site oldu. Hani şu boğaz köprüsünden inşaat araçlarını geçirirken gösteren reklamlardaki yer. Altyapı çekelim istediğimizde İBB bize bunun için müsaade etmedi. Nedeni ise İBB Havalimanına giden raylı sistemin yanından çektiği fiber hatlarını rakibimize yaptırtmış. Rakibim bu F/O çekerken hatların yarısını ücretsiz İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağışlamış. Dolayısıyla İBB, bize “Ya hattı bizden kiralarsınız ya da kazı yaptırtmayız” dediler. TT’nin iddiası ise müşterilerin faturalarına yansıyan vergilerin bir kısmından belediyelere pay ödendiğini ve bu payın amacının da kazı bedeli olduğunu iddia ettiyse de İBB’yi ikna edemedi.
Ben hepsini anlatmayacağım ama Garanti Koza’nın teknik müdürü benim Netaş’tan arkadaşım olan bir bayanın eşiydi. Teknik yapının sahibi bizim liseden (Haydarpaşa Erkek Lisesi) mezundu. İhlas Holding’e ise 1990’lı yıllarda ISP olduklarında data altyapısını Netaş olarak biz kurmuştuk ve birçok eski arkadaş teknik birimde halen çalışıyordu.
Sinpaş’ın Lagün Evler projesinde de ilk FTTx uygulamasını yaptık.
İki ay sonra genel müdürün karşısına çıktığımda otuz adet sözleşmeyle çıktım. Masanın üzerinde sözleşmeleri görünce “Biz on taneyi imzalatamaz diyorduk” diye şaşkınlığını belirtti.
Angora evleriyle anlaşma yapmak için Ankara’ya geldim. Site üst yönetimiyle bir toplantı yaptık. Yönetici eski Isparta Milletvekiliydi, yardımcıları M. Vehbi Dinçerler, Seyfi Saltoğlu gibi siyasetçilerden oluşuyordu. Vehbi Dinçerler de toplantıya katılınca rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile olan anılarımdan bahsettim. Çok mutlu oldu. Toplantı biter bitmez “Evrakları getirin sözleşmeyi imzalayalım” dedi. Ama buraya maalesef F/O altyapısını getiremedik. TT binalarının çoğunun müstakil olması ve maliyetli olması, daha önce yapılan bir bakır altyapı yatırımının olması nedeniyle sözümüzde duramadık.
Ofiste toplantı yaparken telefonum çaldı. Genel Müdür TT’dan üst düzey biri aradığını belirterek acilen İzmir’e gitmemi istedi. Görüşeceğim kişi Ekrem Pakdemirli’ydi. İzmir’de tamamen internet üzerinden derslerin verileceği bir üniversite kurmayı düşünüyormuş. Atladık gittik. Fevzi Paşa Caddesi üzerindeki ofisine gittiğimde, acil bir iş çıktığı için Ekrem Bey bir gün önce Ankara’ya geçmiş. Sekreteriyle görüştüm. Hatırladığım kadarıyla Karşıyaka tarafında iki dairesi varmış. Burayı sanal ortam üzerinden eğitim veren bir yere dönüştürmeyi düşünüyormuş. Sanırım stüdyo da kuracakmış. Buraya uygun fiyatla F/O getirilmesini talep ediyorlardı. Ben taleplerini alıp İstanbul’a döndüm. Raporumu genel müdürüme sundum. Ancak sonrasında onlar anlaşamamışlar.