YENİ SÜRÜM İNSAN

“İnsan çevre büyücüsünün çocuğudur…”

Siber zorbalık/dijital zorbalık ile ilgili yazı yazmak? Bu durum kaygılı ebeveynlerin en fazla ilgilendikleri ve çözmeye çalıştıkları problem durumu olarak karşımıza çıkmaktadır. İşin aslı belki de yaşaya duran problemler içinde görünür olan ve çözümü diğerleri ile kıyaslandığında en kolay olan problem olduğu söylenebilir. Dolayısı ile sonuç kısmında siber zorbalığa ilişkin bir iki bir şey söyleyebiliriz ancak bu yazıda görmek istemediğiniz lakin daha büyük olan yeni nesil problemler mercek altına alınacaktır. Gördüklerimizi göstermek zorundayız…

İnsan ve İnsan Yavrusunun İhtiyaçları:Gerçeklik terapisinin kurucusu Glasser’e göre bu ihtiyaçlar: Hayatta kalma, sevgi ve ait olma, güçlü olma, özgür olma ve eğlenme ihtiyacı olarak belirlenmiştir. Birey bu ihtiyaçlardan herhangi birinde sorun yaşadığı vakit yardıma ihtiyaç duymaktadır. İnsan ya da insan yavrusunun bütün davranışlarını bu beş temel ihtiyacı gidermek için organize ettiğini bilmek şuan için konuyu bağlamından saptırmamak adına önemli ve yeterlidir. Bu ihtiyaçları giderme görevine yönelmiş insan yavrusunun, hayatta kalmak adına önemli olan kritik dönemlerve o kritik dönemlerde kazanması gereken kritik davranışlarolduğu bilinmektedir. Kritik dönem: Kritik davranışların kazanılması gereken dönemdir. İlgili davranış ilgili dönemde kazanılmazsa daha sonraki dönemlerde kazanılamaz (telafi edilemez) veya kazanılması çok zor olur.

Örneğin, kedilerin görme duyularının gelişimi için 3-15 hafta arası kritik dönemdir. Bu dönemde uygun uyarıcılarla karşılaşmamış olan kedilerin görme duyuları gelişemez. İnsanlarla ilgili olarak ise 1800 yıllarında Fransa’nın güneyindeki ormanlık bölgede bulunan 10-11 yaşlarındaki Averyon’un vahşi çocuğu, Victor örnek verilebilir. Victor bulunduğunda hiçbir dili bilmez ve konuşamaz haldeydi. Yürümüyor “dört ayak üzerinde” gidiyordu. Bir şeye uzun süre dikkat edemiyordu. İnsanlardan korkuyor ve sosyal ilişkilerden kaçınıyordu. Beş yıllık bir eğitimden sonra birkaç kelime ve isimden başka bir şey söyleyemedi, biraz daha fazla kelime anladıysa bile, dil edindiğine söylemek zordu. Kendi başına yaşayıp sosyal ilişki kurmayı da öğrenemedi. Araştırmacılar, Victor’un durumunu iki önemli gelişim kuralı için örnek olarak göstermektedirler: İlki, kritik dönemdir. Gelişimde zamanlamanın önemini vurgulamaktadır. İkincisi de gelişimin yığışımlı bir özellik göstermesidir. Gelişimde her özellik daha önceki özelliklerin üzerine eklenir.

Victor’a benzer bir diğer kişi de 1970’li yıllarda Los Angeles’te 13 yaşında bodrumdan çıkarılan bir kız çocuğudur. Adı Genie olan bu kız, Victor’a göre biraz daha iyi bir dil gelişimi göstermiştir, ama düzeyi her zaman yaşıtlarından geride kalmıştır. Uygun gelişim döneminde uygun uyaranlarla karşılaşamayan insan yavrularının yaşayabileceklerine örnek olarak sunulan yukarıdaki vakalarda önemli kavramlar; gelişim dönem özellik ve görevleri, kritik dönem/kritik davranış ve uyarandır. Uyaran gelişimde ve insan hayatında önemli bir kavramdır, temel ihtiyaçlarınızı karşılamak için içsel ve dışsal uyaranların farkında olmanız ve bu farkındalıkla amaca yönelik davranış geliştirmeniz beklenmektedir. Victor ve Genie örneğinde uyaransız insan yavrularının gelebileceği noktaya dikkat çekilirken bir diğer önemli husus: Uyaran yokluğu ile çokluğu arasında insanda oluşan etki açısından bir fark olmayışıdır. Bu bölümü birkaç soru ile noktalamak istiyorum; Yeni yetişen nesiller özelinde, uyaran yokluğu/çokluğunu nasıl değerlendirirsiniz? Bireyin psikolojik ihtiyaçları açısından baktığınızda, yeni sürüm insan bu ihtiyaçlarının ne kadarını nereden karşılamakta veya karşılıyormuş gibi yapmaktadır? Kritik dönemler açısından, çocukların gelişiminde her şey yolunda ve güzergâhında ilerlemekte midir? Çevremizi ve bireysel yaşantılarımızı kabaca bir incelediğimizde, amaç yönelimli eylemleri başlatma ve sürdürme yetisindeki azalmanın farkında mıyız? Bu azalmanın yaşattığı ve yaşatacağı suçluluk duygusundan kurtulmanın yolunu yine internetin sınırsız ve sorumsuz dijital varoluşunda seçenlerin istisna olmadığını görebiliyor muyuz?

Aile Kurumunun Vazgeçtikleri…

Aile kurumunun vazgeçtiklerini görebilmemiz için öncelikle fonksiyonunun ne olduğunu bilmemiz gerekmektedir. Aile kurumunun fonksiyonları: Bireyin psikolojik, fizyolojik, ekonomik ve sosyolojik ihtiyaçlarını karşılanması ve bireyin bu ihtiyaçları kendi karşılayabilir hale getirilmesi aile kurumundan beklenenler ve ailenin de fonksiyonlarıdır.

Temel psikolojik ihtiyaçlar hem karşılanacak hem de bunların makul yollardan karşılanması öğretilecek. Bu ihtiyaçlar nelerdi? Hayatta kalma, sevgi ve ait olma, güçlü olma, özgür olma ve eğlenme ihtiyacı… Binlerce kişi üzerinde yapılan araştırma sonuçları değil sunacaklarım ancak biraz daha yakından bakalım: Akşam evde bir araya gelen aile fertleri, akşam yemeğinde ya bir araya geliyor veya gelmiyor. Ardından odalarına çekilen bireyler, ellerinde bir smartphone veya önlerinde bir başka ekran… Birbirlerini sevdiklerini oluşturdukları WhatsApp grubundan iletiyor ya da iletmiyorlar. Travmatik bir olay neticesinde bir araya geliyor ya da gelmiyorlar bu tür olaylarında “sanal dünya bilgeleri”tarafından çözülme girişimleri var… İdeal benlikleri ile sanal ortamlarda çok güçlü olduklarını düşünüyorlar. Özgür olduklarına kendilerini ikna ediyorlar ve çok eğleniyorlar…

1990’lı yılların sonlarından sonra dünyaya gelen jenerasyon başka türlü tutunuyor (!) hayata… Büyükanneleri TV, anneleri bilgisayar, kardeşleri internet ve akıllı telefonlarla mutlu görünüyorlar…!

Muhtemel Profil ve Yaşanacak Sorunlar

Her Konuda Birçok Şey Bilmenin Bilgeliği İle Kandırılıp Cehaleti İle Yok Olabiliriz:

Üretim ve yeni ufuklar açabilmenin, başka bakış açıları geliştirebilmenin, yaratıcılığın ihtiyaç duyduğu doğduğu topraklar micro ciplerin, kısa yolların, manyetik alanların kirlettiği zihinler değildir. Her doğum sancı ile gerçekleşir ve bu hazır sunumlar sancısız doğum vaat ediyor. Mümkün olduğunu sanmıyorum. Hedef pazar profilleri olarak, her defasında yeni sürüm bir uygulamayı almak için kendini paralayanlar olabiliriz. Ancak yeni sürüm ürünlerin yaratıcısı olmamız zor görünmekte… Yaratıcılığın önemli kavramlarından birisi olan “akış hali”için gereken sabır ve çalışmayı gösterecek adanmışlıktan alıkonabileceğimiz çok fazla uyaranla birlikte yaşıyoruz.

Aile Kurumumuz Fonksiyonlarını Yerine Getiremeyebilir:

Bu durumun sinyalleri epeydir alınmaktadır. Bu sinyaller; boşanma oranlarındaki hızlı artış, antidepresan tüketiminde her yıl bir önceki yılı katlayan artışlar sayılabilir. Bu köşeyi takip eden okuyucularımız bahse konu belirteçlere ayrı ayrı değindiğimiz yazıları hatırlayacaklardır. Bu noktada önemli bir hususun altını çizmeden edemeyeceğim. Unutulmamalıdır ki; “Aile kalpsiz bir dünyada son sığınaktır”.Aile kurumunun fonksiyonlarını yitirmesi ve zarar görmesi halinde toplumun ve sizi yarına taşıyacak aygıt ve kurumların sağlam kalması pek mümkün değildir.

Yeni Yetişen Nesli Bekleyen Ciddi Sağlık Problemleri İle Karşı Karşıya Kalabiliriz:

Bu mesele Türkiye’de sınırlı olmakla birlikte dünya genelinde araştırmacıların odağında ve sayısız araştırmanın yapıldığı bir husustur. Başlıca yaşanacak problemler sedanter yaşam tarzının (Günlük olarak belirli bir düzeyde fiziksel aktivitenin altında yaşayan kişilere de “sedanter birey” denilmektedir. Bu davranışı belirli bir rutine dönüştüren ve alışkanlık edinen kişilerin yaşam tarzları da sedanter yaşam tarzı olarak ifade edilmektedir) doğal sonucu olan her tür fizyolojik sorun… Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) her yıl düzenli olarak yayınladığı raporlarda, fiziksel aktiviteden giderek uzaklaşan nesillerin yetişmekte olduğu belirlenmiştir. 2015 yılında yayınlanan raporda dünyada önde gelen 10 ölüm nedeninden birinin yetersiz fiziksel aktivite olduğu tespit edilmiştir. Dikkat dağınıklığı, yüksek anksiyete, odaklanamama, süreğen mutsuzluk, depresif varoluş, ilişkilerden kaçınma ve bu alanda yetersizlik hissetme vb…

Potansiyelle Performans Arasındaki Makas Açılabilir, Mutsuz İnsanlar Ülkesi Olabiliriz:

Büyük umutların büyük hayallerin çocukları onlar, yapılan en kapsamlı çalışmanın rahmetli Kağıtçıbaşı’na ait olduğunu bildiğim “çocuğun değeri” araştırması yeniden yapılsa Türkiye’de, bizler bile şaşırabiliriz evlatlarımıza yüklediğimiz anlama… Adı geçen çalışmada ebeveynlerimizin bize yüklediği maksimum anlam; gelecek garantisi idi, bir dönüp bakın, ilk ağlamasına yüklediğiniz şiirsel ütopyalara… Ne diyorlardı size ve içinde yaşadığınız dünyaya? Neler yapacaklardı? Hangi mesleklere sahip olacaklardı? Nasıl mutlu ve müreffeh yaşayacaklardı? Ve bunların hepsini gerçekleştirebilecek potansiyelle dünyaya gelmişlerdi. Bir de resmetmeye çalıştığımız mevcut duruma bakın, başka bir yere gidiyorlar ve kendi istedikleri yerin orası olduğunu söyleyip sizi çıkmaza sürüklüyorlar.

Dünya’nın başka bir ülkesinde eğitim almak üzere gittikleri okulların dersliklerine akıllı telefonla girebilen çocuklar/gençler var mıdır çok merak ediyorum? Öğretmenlerin gelecekleri ile ilgili anlattıkları önemli şeyleri dinlemek yerine sosyal medyaya en son yaptıkları girdinin skoru ile canım nöronları meşgul edip snaptik bağlarını zayıflatan başka ülke çocukları var mıdır acaba? Yarınlarda hayatlarında önemli olacak uğraşlara değil, bugünün fenomeni olmaya odaklanmış bireyler, bugünü de yarını da kaçırabilir. Biz kaybederiz… İddialarımızdan vazgeçmek zorunda kalabiliriz. Çağı ıskalayabiliriz.

Mevcut Tabloya Nasıl Müdahale Edilir…

Çocuk ve gençlerin kendileri ve sevdikleri için ulaşmak istedikleri bir ideal edinmelerine yardımcı olunmalı,

Anlam dünyaları önceki nesillerden farklı olan çocuk ve gençlerimizin dünyasına yakından bakmayı anlamaya çalışmayı öncelemeliyiz,

Ev evdir/yuvadır internet cafe değildir. Akıllı çocuklar/gençler için evde iletişim kurulmalı, dertleşilmeli, kültürel birikimler ve değerler aktarılmalıdır.

Çocuk ve gençlerin algoritmik düşünmeyi, evde sıralı ve düzenli işlerle de yapabilir. Günümüz teknolojisinin mimarları sokak oyunları ve evlerde yetişti unutmayalım…

İnsanın psikolojik ihtiyaçları teknolojik ikamelerle karşılanamaz. Bizler kalpsiz robotlar değiliz bu ihtiyaçlara duyarlılığı yitirmemeliyiz…

Kök bilinci yani aile büyükleri önemlidir, çocuk ve gençlerin onlarla iletişim kanallarının açık tutulması gerekir.

Problem çözme becerisi kazanabilmek için problem durumları ile karşı karşıya kalmamız gerektiğini hepimiz biliriz. Kontrollü bir şekil çocuk/gençlere problem çözmeyi öğretmek zorundayız…

Kritik dönemlerde kritik davranışların kazanılmasına özen gösterilmedir. Evladınızın çok yaşamsal dönemlerinde kendinizle arasına iletişim bozucu bir aygıt yerleştirmesine izin vermeyin.

Dijital aygıtların hayatınızdaki yeri ve anlamını sorgulama ile işe başlayabilirsiniz. Her şey yerli yerinde mi? Aygıt olması gerektiği yerde ve işlevini mi görüyor? Yoksa Ailenin işlevinden rol mü çalıyor?

Ve kıskanç olun! Zaman akıyor birlikte aynı evin içinde nefes alabileceğiniz süre kısalıyor…

Unutmadan dijital zorbalık demiştik değil mi? Evet gerçekten bir zorba ile karşı karşıyayız. Evlerimizi işgal eden, sınır tanımayan, rollerimizi elimizden alan, farkında olmadığımız bir edilgenlikle karşısında şekilden şekle girdiğimiz bir zorba… Zorba ile nasıl mı başa çıkılır? Sahip olduklarınıza sıkıca tutunun ve takasa girmeyin, “ama herkes öyle yapıyor” limanına sığınmayın. Bir yanlışı herkesin tekrar etmesi onu doğru yapmaz, bu durumla mücadele zordur kabul ama ailelerimiz ve çocuklarımız için oturup düşünmek zorundayız. Unutulmaması gereken çevre bireyin yaşantısını şekillendirmede inanılmaz derecede etkin ve nedenle topyekûn mücadele şarttır. İnsan çevre büyücüsünün çocuğudur. O büyücü ki olmadık zehirleri derman diye içirir…