EYVAH ROBOTLAR GELDİ, İŞİMİZ ELİMİZDEN GİTTİ?

Mi acaba!

Son yıllarda sektörde en çok tartışılan konuların başında gelen bu meseleyi farklı pencerelerden değerlendirmek faydalı olacaktır.

2018 yılı Mart ayında ICT MEDIA olarak Gaziantep Üniversitesi’nde gerçekleştirdiğimiz Sayısallaşma Vizyonu ana temalı iki günlük etkinliğimizde, Gaziantep’te konuyla ilgili çok ilginç görüşler dile getirilmişti.

Özetle sayısallaşmanın insanları işsiz bırakacağı, yapay zekanın birçok işi yapacağı, robotların insanların elinden işlerini alacağı endişesi dile getirilmişti.

Bu konuya hangi pencereden baktığınıza bağlı olarak gördüğünüz de farklılaşacaktır.

Bir yerde bedenen çalışan bir işçiyseniz, işsiz kalma olasılığınız yüksek olacaktır.

Örneğin bir maden ocağında çalışan biri ilerleyen yıllarda farklı bir sektörde iş hayatına devam etme mecburiyetinde kalabilecektir.

Bir yerde akıl emeğinizle rutin bir iş yapıyorsanız, yine işsiz kalma olasılığınız yüksek olacaktır.

Örneğin bir muhasebe bürosunda, rutin evrak girişi yapıyorsanız, muhtemelen kısa bir süre sonra bu işinizi yazılım tabanlı robotlara bırakmak zorunda kalabilirsiniz.

Bir yerde akıl emeğinizle, rutin olmayan bir görevdeyseniz bir süre sonra görevinizi derin öğrenme tabanlı yapay zekâ robotlarına işinizi bırakma durumuyla karşı karşıya kalma ihtimaliniz gitgide artmaktadır.

Sanatçı iseniz iş değişir. Şimdilik işsiz değilsiniz. Bir ressam, bir tasarımcı, bir şarkıcı iseniz şimdilik iş değiştirme endişesine kapılmaya gerek yok. Günümüzdeki robotların insan gibi duyuları, duyguları, duygusal zekâları şimdilik yok. Ama yıkıcı icatların sonu gelmiyor.

İşiniz “degüstatör”lük ise de dert etmeyin bence. Robotlar insanlar gibi şarap tadıcısı olamazlar.

İşiniz “le nez” ise yine dert etmeyin. Robotlar koku uzmanı olamazlar.

Karanlık fabrikalar, karanlık bürolar, robot işçiler emek piyasasına hâkim olduğunda ise….

Otomobil fabrika sahibi bir şirket açısından baktığınızda, durum tam tersidir. Robot işçiler. Bu robotlar hastalanmaz, acıkmaz, sigara molası istemez, sağlık sigortası yoktur. Yaz tatili, okul tatili, evlilik izni, vefat izni ve mesai ücreti istemez. Çocuğu hastalanmadığı için, mesaisinde performansı azalmaz, hata payı olmaz vb. 24 saat esaslı çalışır. Bu fabrika sahibi emek yoğun bölümlerde insan işçi yerine robot işçi çalıştırarak hem personel giderini çok büyük ölçüde azaltacaktır hem de üretimini büyük oranda artıracaktır.

Kariyer meslekleri eskiden ömür boyu sürerdi. Örneğin bankacılık. Bankacılık sektörünün temeli Matematik. Matematiğin olduğu yerleri robotlar ilerleyen dönemde işgal edecekleri görülüyor.

İnsan bir ömre bir meslek sığdırırken, yeni çağda insanlar bir ömre birkaç meslek sığdırmak zorunda kalacaklar. Bugün maden ocağında çalışan bir maden işçisi, bir süre sonra robot şarj görevlisi olacak. Oradan belki robot tasarımcısı olacak. O da yetmeyecek bir ömrüne dördünce mesleği robot hukuk uzmanı olarak da devam edebilecek. Bilemiyoruz yıkıcı icatların ne getireceğini.

Ama duygusal zekâ gerektiren mesleklerin kale duvarları daha yüksek. Buraları robotlar tarafından biraz zor işgal edilecek gözüküyor. Belki kalenin bazı dehlizlerine girerler ama insan beyninin duygusal kalesine biraz zor girerler. Bir kere robotlar biz homo sapiensler gibi rüya göremeyecekler hiçbir zaman…

İşte bu da insanoğlunun en güçlü yanı olacaktır. Biz homo sapienslerin duygusal zekâ dehlizleri, karanlık fabrikaları aydınlatacaktır kanaatimce.

İnsanoğlu duygusal zekasını doğru kullanır, etik değerleri ve yeni çağın hukukunu tam konsensüsle oluşturursa eğer, robot teknolojisinin iyi yanlarını geliştirecek, kötü yanlarını kadük bırakacaktır.

Devletler “robot işçi vergisi” salarak, buradan yaratılan kaynaklarla, insanlara farklı iş alanları yaratma yoluna gidebileceklerdir. Böylece sermayedar ile işçi arasında bir problem yaşanmayacaktır. Ama bu tam konsensüs ve hukukun eşit şeffaf işlemesi ile sağlanabilecektir.

Sağlanacak tam konsensüs sonrası, robot işçiler yüzünden yaşanan işsizlik endişesi giderilecektir.

Bu endişenin yerini yeni iş alanlarını daha sancısız açan, müreffeh bir insan çağı alacaktır.

Tüm okurlarımıza müreffeh ömürler dileğiyle