SAYISALLAŞMA VE VERİ MADENCİLİĞİ

Bir kilobyte’ın bir şirket için yarattığı değerleme, bulunduğu şebekenin işlem ve bağlantı sayısıyla doğru orantılıdır veya ters bir açıdan bakmak gerekilirse, verinin transfer edildiği şebekenin büyüklüğü verinin kıymetini arttırır. Metcalfe’nin yasasına göre, bir telekomünikasyon şebekesinin değeri, şebekesine bağlı olan kullanıcılarının karesiyle doğru orantılıdır. 1980’lerde sunulan Metcalfe’nın yasası ilk olarak faks makinelerini örnek gösterip, tekil bir faks makinesinin bir şebekedeki değerinin sıfır olduğunu, şebeke büyüdükçe bağlantılar sayesinde o faks makinesinin şebekesinin değerinin de eksponansiyel olarak arttığını formülize etmiştir. Daha sonra, George Gilder tarafından 1990’larda sunulan yasa, EtherNet kullanıcılarını, ‘uyumlu iletişim kurabilen cihazlar’ olarak lanse eden araştırmalardan sonra bu yasa daha da geliştirilip, günümüzde Tencent’ın finansal değerlemesi için bile yatırım analizi aracı olarak kullanılmıştır.

Günümüzde bunlar, bilgisayarlar, IoT cihazları, M2M cihazları, telefonlar, uygulamalar ve analitik platformlar olarak değerlendirilebilir. Facebook’tan bir Bitcoin’nin değerlemesine kadar, IT sektöründe bulunan ekosistemlerin değerlemeleri bu yasa üzerine dolaylı olarak kuruludur. Yatırım dünyasında bir şebeke kritik hacim’e ulaştığında, değerlemesi eksponansiyel olarak artar. Yasaya göre, şebekenin içindeki bağlantı sayısı n(n-1)/2 olarak tanımlanır. İlkel bir örnek verilirse, 2 telefon bir bağlantı kurabılır, 5 telefon 10 bağlantı ve 12 telefon bir şebeke içinde 66 bağlantı kurabilir.

Mobcon’nun yasasına göre, bir şebekeye entegre edilebilirlik arttıkça, uygulamaların fiyatlamaları düşer. Github gibi açık kaynak kod paylaşımı ve geliştirme platformları, blokzincirleri ve kodlarının açıkça denetlenebilirliğinin sağlanması sayesinde popüler bir platform haline geldi. Github’da yazılımcılar kodlarını ve geliştirmelerini dünyaya açar. Projeleri kolaylıkla klonlanabilir veya çatallaştırılabilir. İşte tam burada Mobcon’un yasasının uygulanabilirliği ispatlanır. Shannon-Hartley teorimi, telekomünikasyonda veri iletiminin kanal kapasite sınırlılığını, gürültü kirliliği ile kıyaslar. Büyük veri ve madenciliğinin, veri açısından gürültü kirliliğinin ayıklanmasını sağladığını düşünürsek, işlenmiş verinin ham veriye kıyasla daha değerli olduğunu görebiliriz. Uber’in 2015’teki 50 milyar dolarlık değerlemesi, kullanıcı sayısından ziyade büyük verisini işleyebildiğinden kaynaklandığını analistler vurgulamıştı. Sadece veri madenciliği değil, veri analitiği de verideki gürültü kirliliğini ayıkladığı için, Shannon-Hartley teoremindeki gibi, finansal katma değerleri şirketlerin operasyonel faaliyetlerine ve bilançolarına ekler. Veri kirliliğini ayıklayabilme, makine öğrenimi ve derin öğrenme sayesinde gerçekleştirilebilir. Gelecekte değerler bu gelişmiş algoritmaları kullanabilen firmaların olacaktır. Sayısallaşmanın yarattığı fırsatlar işte, Metcalfe, Mobcon ve Shannon-Hartley teoremlerini iyi yorumladığımızda ortaya çıkar. Şebeke büyüklüğü, gürültü kirliliğinin ayıklanabilmesi veya optimize edilebilmesi ve şebekeye entegre edilebilirliğin kurallaştırılabilinmesi şirketler için katma değerler sağlayacaktır. Bu faaliyetleri yapamayan kurumlar ise rekabetin gerisinde tarihe karışacaktır. Yatırım kararları alınırken veya yeni pazarlara girilirken, sayısal analizler ve bu bahsettiğim teoremler dikkate alınmalıdır. Gelecekte sayısallaşmadaki fırsatlar veri ayıklama ve madenciliğini yapabilen ve derin öğrenme gibi çözümleri altyapısında kullanabilen ve entegre edebilen şirketlerin olacaktır.