Bülent TAŞ. Bulent.tas@yeniekonomi.com.tr
Nazmi KARYAĞDI. nazmi.karyagdi@yeniekonomi.com.tr
2019 yılının sonuna yaklaştığımız şu günlerde bilişim sektörü yeni bir vergiyle daha tanıştı: “Dijital Hizmet Vergisi”
Coğrafi sınırlara ve devletlerin egemenlik hakkına dayanan geleneksel vergileme düzeni, dijital ekonomide bir başka ifadeyle Yeni Ekonomi’de işlerin eskisi kadar kolay olmamasına neden oluyor.
Ülkeler, haklı olarak, kendi coğrafik sınırları içinde, kendi vatandaşları ve kurumları üzerinden elde edilen kazançların vergisini bir şekilde almak istiyor.
Aynı zamanda dolaylı vergiler yoluyla alması gereken vergileri tahsil etmek istiyor, ancak yeni ekonomik düzende alamıyor.
Ekonomik aktiviteler üzerinden vergi alınamaması nedeniyle de vergi gelirlerinde azalma söz konusu oluyor.
Ekonomik, İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Avrupa Birliği bünyesinde, yıllardır teorik bazda yürütülen, dijital ekonominin vergilemesine yönelik çalışmalar üzerinde herhangi bir konsensüse varılmamışken bu yıl içinde Fransa dijital hizmet vergisini yasalaştırdı ve yürürlüğe koydu. Daha sonra Avrupa Birliğinden Macaristan da Fransa’yı takip etmiş durumdadır.
Kasım ayında Ak Parti İstanbul Milletvekili Vedat Demiröz ve 97 Milletvekilinin Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, TBMM’de yasalaştı.
Böylece Fransa ve Macaristan’ı Türkiye de takip etmiş oldu.
Dijital Hizmet Vergisinin konusu nedir?
Türkiye’de sunulan ve aşağıda yer alan hizmetlerden elde edilen hasılat verginin konusuna giriyor:
· Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri (reklam kontrol ve performans ölçüm hizmetleri, kullanıcılarla ilgili veri iletimi ve yönetimi gibi hizmetler ile reklamın sunulmasına ilişkin teknik hizmetler dâhil) (aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat dâhil)
· Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin (bilgisayar programları, uygulamalar, müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzerleri dâhil) dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetler
· Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetleri (kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetin satılmasına veya satılmasının kolaylaştırılmasına yönelik sunulan hizmetler dâhil)
Hizmet Türkiye’de mi sunuluyor?
Dijital hizmetleri vergilendirmedeki zorluk daha Kanunun ilk maddesinde “Türkiye’de sunulan hizmetler” ibaresinde ortaya çıkıyor.
Sunucuları yurtdışında olan ve internet ağıyla erişilen dijital hizmetin Türkiye’de sunulduğunu kabul etmek mümkün müdür? İşte bunu çözmek için yasa yapıcılar Türkiye’de hizmet sunulması kavramını şu şekilde açıklanmışlar:
Hizmetin Türkiye’de sunulması, hizmetten Türkiye’de faydalanılması, hizmetin Türkiye’de bulunan kişilere yönelik gerçekleştirilmesi veya hizmetin Türkiye’de değerlendirilmesi (Değerlendirmeden maksat, hizmetin karşılığını teşkil eden ödemenin Türkiye’de yapılması veya ödeme yurt dışında yapılmışsa, Türkiye’de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır. Şu kadar ki, dijital ortamda sunulan reklam hizmetinin Türkiye’de bulunmayan kişilere yönelik gerçekleştirilmesi durumunda hizmet Türkiye’de değerlendirilmiş sayılmaz.).
Dijital Hizmet Vergisini gerçekte kim ödeyecek?
Yasaya göre; bir işlem vergisi olan Dijital Hizmet Vergisini vergi dairesine beyan edip ödeyecek olan dijital hizmet sağlayıcısı gerçek ya da tüzel kişilerdir.
Yasada (7183 sayılı Kanun, Md. 3) Türkiye’de yerleşik olan tam mükellef olup olmaması, dar mükellefiyette söz konusu faaliyetleri Türkiye’de bulunan iş yeri veya daimî temsilcileri vasıtasıyla gerçekleştirip gerçekleştirmemesi dijital hizmet vergisi mükellefiyetine tesir etmeyeceği ifade olunmuş durumdadır.
Dijital Hizmet Vergisi, hizmetin bedeli üzerinden ödenecek bir vergi olduğundan ve dijital hizmetlerin yararlananı da Türk vatandaşları olduğuna göre vergiyi hep birlikte ödeyeceğiz.
“Merkezi Türkiye’de olmayan şirketler Türkiye’de bir tomar kazanç elde ediyorlar. Hiç vergi ödemiyorlar” gerekçesiyle çıkılan yolda geldiğimiz nokta, Türk vatandaşlarından yeni bir vergi almak haline dönüşüyor.
Türkiye’de elde edilen hasılatı 20 milyon Türk lirasından veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon avrodan veya muadili yabancı para karşılığı Türk lirasından az olanlar dijital hizmet vergisinden muaf olacaklardır.
Türkiye’de Hazine Payı ödeyen GSM firmalarının hizmetleri, Özeli İletişim Vergisi kapsamındaki hizmetler, Bankacılık Kanunu kapsamındaki hizmetler, ödeme hizmetleri kuruluşlarınca ödenen hizmetler üzerinden ayrıca Dijital Hizmet Vergisi alınması söz konusu olmayacak.
Verginin oranı, beyan ve ödeme dönemleri
Dijital hizmet vergisi oranı %7,5 olup, fatura ve fatura yerine geçen belgelerde ayrıca gösterilmeyecektir.
Oranın Fransa’da %3 olmasına karşın Türkiye’de %7,5 olarak belirlenmesinin nedeninin Özel İletişim Vergisi ile aynı oranın kullanılması olduğunu yasa teklifinin TBMM’de Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelerinden öğreniyoruz.
Takvim yılının birer aylık dönemleri itibariyle ve vergilendirme dönemini takip eden ayın sonuna kadar ilgili vergi dairesine beyanname verilecek ve vergi ödenecektir.
Gelir İdaresine, erişimi engelleme yetkisi verildi
Beyanname verme ve ödeme yükümlülüklerini süresinde yerine getirmeyen dijital hizmet sağlayıcılarına veya Türkiye’deki yetkili temsilcisine, bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi için dijital hizmet vergisini tarha yetkili vergi dairesi tarafından internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler kullanılarak VUK’ta sayılan tebligat yöntemleri, elektronik posta veya diğer tüm iletişim araçları ile ihtarda bulunulacak ve bu durum Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinde ilan edilecek.
İlandan itibaren otuz gün içinde bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde, dijital hizmet sağlayıcılarının sunmuş oldukları hizmetlere erişimin, bu yükümlülükler yerine getirilinceye kadar engellenmesine Hazine ve Maliye Bakanlığınca karar verilecek ve bu karar erişim sağlayıcılarına bildirilmek üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderilecek.
Erişim sağlayıcıları, bildirimden itibaren yirmi dört saat içinde tarafından erişimi engelleyecekler.
VERGİALGI internet sitesinde konuyu ele alan İhsan Durlanık ve Naci Yıldırımın da yazılarında belirttiği üzere, 2004 yılına kadar fiziksel işyerleri için uygulanan ancak bu tarihte yürürlükten kaldırılan işyeri kapatma cezası yeniden getirilmiş olmaktadır.
Dijital hizmet vergisinde sorunlu durumlar
Bilişim sektörü için getirilen Dijital Hizmet Vergisine ilişkin birtakım sorunlar bulunuyor. Bunları şöyle sıralamak mümkündür:
· Yurtdışındaki dijital servis sağlayıcılardan vergi almak amaçlansa da vergiyi Türk vatandaşları ödeyecektir. Nitekim şimdiden bu tür firmalar fiyatlarına zam yaparak vergiyi kullanıcıya yüklemişlerdir.
· Yasa maddeleri uygulamada yorum farklılıkları oluşturacak şekilde kaleme alınmıştır. Özellikle verginin konusu uygulamada tartışma yaratacak niteliktedir.
· Muafiyet sınırlarını sıfıra kadar indirme yetkisinin Cumhurbaşkanına verilmiş olması verginin kapsamının ileride yerli firmaları da kapsayacak şekilde genişletilebileceği endişesi dolayısıyla yatırımcılar bakımından belirsizlik yaratmaktadır.