DİJİTAL HİZMETLER VERGİSİ

7194 sayılı Dijital Hizmetler Vergisi Kanunu 30971 sayılı ve 5.12.2019 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmişti. Kanuna göre 1 Mart 2020 tarihinden itibaren kanunda belirlenen dijital hizmetler karşılığında yeni vergiler tahakkuk etmeye başlayacak. Kanunun içeriği çok net olmadığı için kanunun kapsama alanının belirlenmesi için Gelir İdaresi Başkanlığından açıklayıcı yönetmelik bekleniyor, yönetmelik herhalde şubat ayı içerisinde çıkacaktır.

Bu kanun Fransa’da, İngiltere’de aynı konuda çıkarılmış kanunlar baz alınarak hazırlanmış, içerikleri hemen hemen aynı. Hedef Google, Amazon, Facebook gibi büyük Amerikan internet şirketleri, belki bazı Çin şirketleri de bu kanundan nasibini alabilir. Yalnız Davos zirvesinde de konuşulduğu gibi, mesela Fransa, kanunun uygulama tarihini 2020 yılı sonuna kadar erteledi. Tabii Trump yönetimindeki Amerika da bu tür özel vergilendirmelere karşılık veriyor, gümrük tarifelerinde bu tür kanunları uygulamaya koyan devletlere karşı özel ayarlamalar yapacaklarını belirttiler. Avrupa ülkeleri arasında dijital hizmetler vergilerini destekleyen de var karşı çıkanlar da. Aralarında tam bir uyum yok. Mesela yeni nesil internet şirketlerinin Avrupa merkezlerinin bulunduğu ve en düşük gelir vergisi oranlarını uygulayan İrlanda bu vergilere şiddetle karşı çıkıyor. Bu konuda toparlayıcı olarak OECD’nin bir karar vermesi bekleniyor ve birçok devlet OECD kararına uyacağını beyan etti, yalnız bu ülkeler arasında Türkiye yok.

Dijital hizmetler kanununu en temiz yazan ülkelerden birisi İngiltere, tam olarak ne istediğini neyi amaçladığını açık seçik yazmış, arama motorları, sosyal medya reklamları ve pazar yeri siteleri bu kanunun kapsamına giriyor. Mesela tam bir dijital servis olan isteğe bağlı müzik indirme veya dinleme siteleri ilginç bir şekilde kapsamda yok. Bununla beraber yine dijital servis sayılabilecek sanal ödeme sistemleri de kapsam dışında, sanki özel olarak 20 kadar büyük dijital hizmet şirketleri hedefe koyulmuş gibi. Aynı şirketler doğal olarak diğer devletlerde de hedefte.

Türkiye’de çıkarılan kanunda ise kapsam biraz farklı, bir şey hedeflenmiş belli ki ama net ifadeler olmadığından keyfi olarak başka yerlere de çekilebilir hale gelmiş. Mesela kanunda madde 1 kısım b’de “dijital herhangi bir içeriğin, bilgisayar programları gibi” diyor, bu tamamen kafa karıştırıcı bir ifade. Bilgisayarlarda çalışan lisanslı yüzlerce program var ve bunların hemen hemen tamamı internet üstünden indirilebiliyor ve bedeli de yine internet üstünden ödeniyor, bu işlem kanun kapsamına giriyor mu, bu da bir dijital hizmet sonuçta, nasıl değerlendirileceği belli değil. Eğer bu şekilde uygulanırsa çok büyük bir karmaşa çıkabilir, işletim sistemi veya veri tabanı olmayan, internet tarama veya arama motoru olmayan bilgisayar mı var ve bunların hepsi de ayrı ayrı lisanslı. Madem başkalarının kanunlarından alıntı yapıyorsunuz alın, olduğu gibi Türkçe’ye çevirin kullanın, neden tam hâkim olmadığınız kavramları da kanunlara ekleyip işi çorbaya çeviriyorsunuz, karmaşa yaratıyorsunuz, anlaşılır gibi değil. Ayrıca uygulanacak vergi oranı da diğer ülkelerin 2 katından daha fazla ve doğrudan satış hasılatı üstünden alınıyor, vergi tanımlamasının ruhuna da aykırı, normal olarak vergiler, değeri yaratmak için harcanan kanunen kabul edilebilir maliyetler çıktıktan sonra elde edilen kar üstünden alınır, burada alınan vergi biraz ceza gibi olmuş. İşin ilginci bu vergiyi çıkaran diğer ülkeler de bu şekilde yapmışlar, herhalde şirketlerin bu kazançları elde etmek için bir harcama yapmadıklarını ve satışlarının tamamının kar olduğunu düşünüyorlar. Bu arada kanun, dijital hizmet vergisini %1 e indirme veya 2 katına yanı %15 e çıkartma yetkisini de cumhurbaşkanına vermiş.

Mart başında bu vergiler uygulanmaya başladığımızda büyük ihtimal ile Amerika bize misilleme yapıp bazı ihraç ürünlerimizin, demir çelik gibi, gümrük tarifeleri ile oynayacak, bu ürünlerin Amerika’ya ithalatını güçleştirmeye çalışacak, buna hazırlıklı olmak lazım. Fransa’ya karşı da aynı şeyi yaptı, Fransa’dan ithal ettikleri bazı ürünlerin, peynir, marka çantalar ve şampanya gibi, gümrük tarifelerini yükselteceğini belirtti. Fransa dijital hizmetler vergisi uygulamasını 2020 yılı sonuna kadar uygulamayacağından Amerika da yeni gümrük tarifelerini uygulamaya koymadı. Bizim de bu konuda iyi bir muhasebe yapmamız lazım, bu vergilerden elde edeceğimiz kazanç ile Amerika’ya yapmakta olduğumuz ihracatın azalmasında kaybedeceğimiz miktarı iyi değerlendirmeli ve doğru karar vermeliyiz, en azından bu konuda OECD kararını bekleyebiliriz.