2018'DEN 2019'A, TURKCELL'DE BİR YILDA NELER DEĞİŞTİ?

“Gri kuğu” siyah kuğuya mı yoksa beyaz kuğuya mı evriliyor?

ICT Media Dergisi Mart-2019 sayısında Turkcell Grubu’nun 31.12.2018 itibariyle sona eren Hesap Dönemine Ait Konsolide Finansal Tablolar ve Bağımsız Denetçi Raporu (https://www. kap.org.tr/tr/Bildirim/741159) 20.02.2019 tarihinde yayınlanmış ve bu resmi raporu baz aldığımız bir 2018 yılı değerlendirmesi yapmıştık.

Turkcell Grubu’nun bu kez 31.12.2019 itibariyle sona eren Hesap Dönemine ait Konsolide Finansal Tablolar ve Bağımsız Denetçi Raporu (https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/820558)20.02.2020 tarihinde yayınlandı. Türkiye’in en büyük şirketlerinden Turkcell’de bir yıl içinde ne değişti, tekrar bir bakmak istedik.

2019 yılını da 2018 yılını denetleyen Bağımsız Denetim Şirketi denetlemiş. Rapor önsözünde “KİLİT DENETİM KONULARI” başlığında, geçen yıl dikkati çektiğimiz üç konunun ele alındığı görülüyor.

1-Karşılıklar ve koşullu borçlar (Vergi ve dava konusu yasal yükümlülükler)

2-Hasılatın Muhasebeleştirilmesi (Önemli gelir akışlarını faturalandıran sistemlere ilişkin faturalama, ücretlendirme, servis, kampanya ve tarife tanımlanması, fiyat değişikliklerinin onaylanması, konuşma ve data kayıtlarını oluşturan alt süreçler vb.)

3-Türev Araçların Ölçülmesi

Denetim şirketi her üç kilit konuda da “Yapılan denetim çalışmalarımız sonucunda, önemli bir bulguya rastlanmamıştır.” ifadesini kullanmakla beraber, bazı noktaların halen gri, flu olduğu görülmektedir. Gri alanlara, yazımızın ilerleyen bölümlerinde ilgili başlıklarda yer verilecektir.

Şimdi gelin 2018’den 2019’a neler değişti, hangi rakamlar olumlu, hangi rakamlar olumsuza evrildi, Turkcell’de kimler geldi kimler geçti bakalım. Entegre Telekom sektörü liderliğinde farkı açtığını duyuran Turkcell’de hadi biraz yolculuğa çıkalım.

Öncelikle en önemli değişim şirketin CEO koltuğunda yaşanan Kaan Terzioğlu’nun yerine Murat Erkan Bey’in atanması oldu. Ardından bunu genel müdür yardımcısı ve altta direktör vb. bazı değişimler takip etti. Plaza dedikodusuna girmeyeceğim, kişilerle ilgili değiliz. Zaten derdimiz kişiler değil kurumsal kimlik ve sürdürülebilirlik bizim için önemli olan. Ülkenin bir değeri olarak düşündüğümüz şirketin KAP’a gönderdiği rakamlar üzerinden objektif bir değerlendirme yaparak, okurlarımıza ve kamuoyuna gördüğümüz tabloyu ifade etmek, haberdar etmek naçizane. Ancak, Sayın CEO Murat Erkan Bey’in 21.02.2020 tarihli KAP‘ta yayınlanan basın bülteninde ön plana çıkarttığı dört başlıktan iki tanesine itirazımızı yapmadan geçemeyeceğim. Çünkü KAP’a bildirilen ve 114 sayfalık denetçi raporunun dipnotları Murat Erkan Bey’in söylediklerinin tersini söylüyor bizlere. 20.02.2020 tarih 820560 nolu KAP bildirim ekinde yayınlanan denetim raporu basın bülteninden alınan ifadeler şu şekildedir:

“Farkı açıyor: Bu sonuçlarla Turkcell 2019 yılında en yakın ikinci rakibi ile arasındaki ciro farkını yüzde 6’nın üzerine çıkararak, sabit ve mobil pazarın toplamını oluşturan entegre telekom sektöründe liderliğini pekiştirdi.”

En yakın rakibin 31.12.19 cirosu 23.657.000.000 TL iken Turkcell’in cirosu 25.137.135.000 TL aradaki fark 1.480.000.000 TL’dir. (Kap raporu sf. 78 Dipnot 26.1) Bu hesaba göre %6 fark vardır. Ancak Turkcell’in cirosundan, telekom sektörünün asli kalemlerinden olmayan ve Bankacılık Sektörü ürünü olan Finansal Operasyon Geliri 1.140.873.000 TL + 132.300.000 TL Şans Oyunları Geliri=Toplam 1.273.173.000 TL’yi indirdiğimizde 2019 cirosu 23.863.962.000 TL’ye gerilemektedir.

Sadece entegre telekom sektörü ürünleri dikkate alındığında böyle bir fark görülmemektedir maalesef. Yani elmayla elmayı toplamakla her zaman için toplam sonuç elma çıkmakla beraber, elmayla armudu topladığımızda sonuç %6 çıkmaktadır. Basın bülteninde devamla, “Faturalı abone sayısı 1,5 milyon arttı: Turkcell 2019 yılında 1,5 milyon faturalı müşteri kazanırken, toplam abone sayısı içerisindeki faturalı abone oranı yüzde 62’ye yükseldi. Fiber hızında mobil internet sunan Superbox’ın abone sayısı ise 10 kat artışla 323 bine ulaştı.” denmektedir.

-İlgili basın bülteni sayfa 11. operasyonel özet başlığı:

• Yıllık Abone sayısı 2018’de 36,7 Milyon adet iken 2019 da 35,7 milyon adete düşmüş (-%2,7)

• Mobil Faturalı (milyon) 2018 de 18,8 iken 2019 da 20,4’e yükselmiş (%8,5) (1,6 mm adet artış)

• Mobil Ön Ödemeli (milyon) 2018 de 14,9 iken 2019 da 12,4’e düşmüş (%16,8) (2,5 mm adet düşüş)

Yani 2,5 milyon adet faturasız abone kaybı, 1,6 milyon adet faturalı abone artışı net nette 900.000 adet abone kaybı olduğu KAP ta yayınlanan basın bülteni sayfa 11’de belirtilmiş iken, 1,5 milyon faturalı müşteri kazanıldığını ön plana çıkartıp, gerçekte 900.000 abone kaybı olduğunu belirtmemek kamuoyunu eksik bilgilendirme yapmaktır ki SPK’nın “özel durumlar tebliğinin” özüne aykırı bir davranış sergilenmektedir.

Bir önceki CEO ile mevcut CEO’nun sunumlarını incelediğinizde, yıl sonu rakamlarına yaklaşımları, rakamlardan çıkardıkları sonuçlar açısından hiçbir farklı yaklaşım, değerlendirme görülememektedir. Her iki yönetimde de tüm grafikler yukarı doğru, tüm veriler pozitif.

Abone sayısı artmış, ARPU artmış, FAVÖK artmış, Toplam Hissedar Getirisi artmış, uluslararası operasyonlar çok başarılı olmuş, data kullanımı artmış. Rekor gelir, rekor FAVÖK! (FAVÖK: Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Karlılık. Şirketin satışlarından satılan mal maliyetinin çıkarılması ve sonrasında brüt kar rakamından faaliyet GD çıkarılması ile hesaplanır.)

Turkcell’de her şey 2018 de olduğu gibi 2019’da da toz pembe!

Grubun 2019 yılı için KAP‘a bildirdiği Bağımsız Denetçi Raporunu inceleyelim.

Aşağıda yapacağımız değerlendirmeler CEO Sunumu yerine KAP’a bildirilen Bağımsız Denetçi Raporu ve KAP’a bildirilen özet basın bülteni baz alınarak gerçekleştirilmiştir.

• Raporun 8-13.ncü sayfalarında Şirket’in Organizasyonu ve Faaliyet Konusu

Şirketin Bağlı Ortaklık, İştirakler ve İştirak Ortaklıklarındaki Yatırımlar başlıkları altında toplam 30 adet firma vardır. Bazı firmalar, Firmanın asli faaliyet alanıyla ilgisi olmayan firmalardır. Örneğin Turkcell Sigorta, Turkcell Finansman, TÖFAŞ şirketi, Financell B.V. İneltek gibi.

Turkcell Finansman şirketi; “BDDK düzenlemeleri çerçevesinde, müşterilerine her türlü mal ve hizmet alımı için kredi vererek finansman sağlama amacıyla kurulmuştur” deniliyor.

TÖFAŞ; “Faizsiz finansman esas ve ilkeleri çerçevesinde mal ve hizmet alımı için kredi vererek finansman sağlamak amacıyla 16.02.2018 yılında kurulmuştur.” deniliyor.

Oysa ki “Dijital Operatör” olma iddiasında olan bir şirketin, bu denli bir finansman operasyonuna girişmesi kendi içinde çelişkili bir durum oluşturmuyor mu?

Esas risk asli görevi GSM Operatörlüğü olan ve BTK denetimine tabi olan bir şirketin, BDDK gibi GSM piyasasıyla ilgisi olmayan ve finans sektörünün denetleyicisi ve düzenleyicisi olan bir kurumun denetlediği iş alanına girilmesi. Bir firma her işi yapmamalı, uzman olduğu konuda faaliyet gösterirken, diğer iş alanlarını da ilgili uzman firmalara bırakmalıdır. Aksi uygulandığı sürece kamu otoritelerinin denetiminde yetki karmaşası da gündeme gelebilecektir. Ayrıca ülke kaynaklarının uzmanı olmayan firmalar yönetiminde sağlıklı kullanılmamasına yol açabilecektir.

ULUSLARARASI OPERASYONLAR:

Fintur: Hollanda’da kurulu firmaya %41,45 oranında iştirak edilmiştir. (Kap raporu sf.13)

Detayları KAP raporu sayfa.83 Dip Not 31’de belirtilen, Fintur, 01.10.2016 tarihi itibariyle satış amaçlı sınıflandırılan duran varlık kalemine alınarak, 01.10.2016 dan sonra oluşan faaliyet sonuçları muhasebeleştirilmemiştir. Kısacası 01.10.2016 ile 31.12.2019 arası performans bilgisini göremiyoruz.

İlgili şirketteki hisselerin tamamının diğer ortağa 352.851.000 EUR’a (2,2 Milyar TL) satıldığı, işlemin 2019’da tamamlanarak, 772.436.000 TL satış karı elde edildiği bildirilmiştir. 1.825.292.000 TL ise satılan varlık net defter değeri olarak kayıtlanmıştır. Ayrıca aynı dipnotta 23.07.2019 tarihinde Fintur’un hissedar olduğu Kazaktelekom un satışından kaynaklı Kcell Hisse Devri Sözleşmesine istinaden 10.448.000 USD (59.244.000TL) tazminat ödendiği belirtilmektedir. Raporda detay bilgi bu kadar olduğu için bu tazminatın neden ödendiği, kime ödendiği vb. herhangi bir bilgiye ulaşılamamaktadır.

Satışa kadar Hollanda Fintur’a ne kadar kaynak aktarımı yapılmıştır? Acaba bu kaynaklar Türkiye operasyonlarında kullanılsa idi, daha mı verimli olurdu? Ya da daha mı az kredi riskine girilirdi?

Belarus Telekom: Kap raporu sayfa 75. Dipnot 24’te Diğer Uzun Vadeli Yükümlülükler başlığında Belarus Telekom’la ilgili kayıtlar açıklanmıştır.

Ayrıca sayfa 38’de Döviz Kuru Riski başlıklı bölümde “Belarus Telekom İktisabına ilişkin ertelenen ödemelerle ilişkili finansal yükümlülükler sebebiyle döviz kuru riskine maruz kalmaktadır” denmektedir. Sayfa 75’teki bilgiye göre 359.554.000 TL’lik bir yükümlülük rakamı olduğu belirtilmektedir.

2008 yılından beri %80 hissedarı olunan Be-

larus BEST şirketi 2018 yılında 292,9 Milyon

TL ciro ve 66 Milyon TL FAVÖK yaratması-

na rağmen 86 milyon TL net zarar, 2019 yıl

sonunda ise 365 milyon TL ciro 96,4 milyon

TL FAVÖK yaratmasına rağmen 89,8 milyon TL ile yılı zararla kapattığı KAP bildirilen basın bülteninde yer almaktadır (Sayfa.13) Zarar eden bu faaliyetten bugüne kadar ne kadar zarar oluştuğu zararın nasıl giderileceği ile ilgili; raporda bilgiye yer verilmediğini görüyoruz. Ayrıca raporun 75.nci sayfasında Belarus Telekomla ilgili, gelecek dönemlerde yapılacak toplam ödemenin 100 Milyon USD olduğu ve ilgili şirketin finansal performansına bağlı olarak ödeneceği belirtilmektedir. 2018 yılı KAP raporunda 2023 yılı ilk çeyreğinde 100 milyon USD ödemenin yapılacağı öngörülür iken, 2019 yılı KAP raporunda bu tarih 2026-2030 yılları arasında taksitler halinde Belarus Telekom’un performansına bağlı olarak ödeneceği ifade edilmektedir.

Zararda olduğu anlaşılan operasyonun halen ödenmemiş 100 milyon USD’lik ertelenmiş ödemenin ne olduğu KAP raporunda da net değildir. Eğer lisans bedeli değil de başka bir ödeme ise, bu ödemenin şirket bilançosuna ve hissedarlara etkisi ne olacaktır?

2018 KAP raporu sayfa 40‘ta Belarus Telekom’la ilgili Belarus Devlet Otoritelerinin, lisans ömrünün sınırsız olarak güncellendiği belirtilmekte. Bunu nasıl yorumlamamız gerekir? Süresiz lisans ne demektir? Turkcell’e bunun nasıl bir pozitif faydası olmuştur? 2019 KAP’a göre her yıl zarar yazan bir iştirak olarak Turkcell’e negatif bir etkisi olduğu sonucu çıkmaktadır.

Ticari Alacaklar / Kredi Riski

Ticari Alacaklar:

Ticari alacakların detaylandırıldığı KAP sayfa 54’te;

Ticari Alacakların net defter değerinin 3.133.975.000 TL olduğu hasılatın %12,5’ine tekabül ettiği görülmektedir. Ancak 2018’de 728.830.000 TL, 2019 da 620.247.000 TL Şüpheli Alacak Karşılığı ayrıldığı izlenmektedir.

2018’de 118.326.000 TL ve 2019 yılında 346.049.000 TL toplamda 464.375.000 TL alacağın Defterlerden Silinen Alacaklar olarak kaydedildiği görülmektedir. 464 Milyon TL iki yılda silinen alacak kalemi. Silinen bu rakamların reel yılı baz alınarak enflasyon ile yeniden değerleme yapıldığında, ilgili rakamın daha yüksek çıkacağı aşikardır.

Kullanılan Türev Ürünler/ Kullanılan Krediler-ihraç edilen bonolar-ticari borçlar/ Net Finansman Gideri:

Öncelikle riskten korunma amaçlı kullanıldığı belirtilen Türev Ürünlerden kaynaklı elde edilen kur farkı zararlarına yönelik BSMV ile ilgili olarak Bağımsız Denetim Şirketinin KAP raporunda detaylandırılmadığı anlaşılmaktadır. Kontrat vadesinde CCS (Cross Currency Swap) Swap işlemlerinde Banka lehine ama firma aleyhine oluşacak zarara BSMV ödenmediği durumda şirket kontrat bazında vergisel problemler yaşayabilir. 2018 yılı KAP raporunda “iş modeliyle riskten korunma” ve “risklerin minimize edilme amacıyla türev ürünlerin” kullanılması stratejisine geçildiği belirtilmiş idi.

Ancak sayfa 3’te Özkaynaklar da 2019 yılında Riskten Korunma Kazançları 155.002.000 TL zarar, Opsiyonların Zaman değerindeki değişiklikler 212.159.000 TL zarar yazıldığı görülmektedir.

KAP sayfa 82, Dipnot 30’a göre; 2018 yılı finansman geliri 1, 2 Milyar TL iken, finansman gideri 4,6 Milyar TL nette 3,4 Milyar finans gideri oluşmuşken, 2019 yılı finansman geliri 0,1 Milyar TL, finansman gideri 3,1 Milyar TL nette 3 Milyar TL finansman gideri dikkat çekmektedir.

Aynı dipnotta “31.12.2019 tarihi itibariyle finansal giderler içerisinde yer alan net kur farkı gideri (1.881.105.000 TL) esas olarak kredi ve ihraç edilen tahvillerden kaynaklanan kur farkı giderlerinden oluşmaktadır.” İfadesi ile TÜREV operasyonlarının beklenen korunma hedefini tam olarak sağlayamadığı anlaşılmaktadır.

Zararda olduğu anlaşılan operasyonun halen ödenmemiş 100 milyon USD’lik ertelenmiş ödemenin ne olduğu KAP raporunda da net değildir. Eğer lisans bedeli değil de başka bir ödeme ise, bu ödemenin şirket bilançosuna ve hissedarlara etkisi ne olacaktır?

KAP Raporu sf. 107. Likidite Riski başlığı altında grubun Türev harici Banka riskleri, ihraç edilen tahviller, Kira Yükümlülükleri, Belarus Telekom ertelenmiş ödemeler, Ticari Borçlar, Çapraz Kur Swap İşlemleri riskleri 2018 ve 2019 kısa, orta ve uzun vadeli olarak detaylandırılmıştır.

Bu tablo esasında grubun net fotoğrafını ve kredi gelişimini ortaya koyan bir tablodur.

Tabloda ticari borçlar, ilişkili taraflara borçlar ve kira yükümlülükleri banka riski olmamakla beraber, likiditeyi doğrudan etkileyen kalemler olarak tabloya eklendiği görülmektedir.

Defter değerine göre 2018 yılı toplam risk: 23.199.654.000-TL iken 2019 yılında 23.492.465.000 TL ye yükselmiştir. Toplam riskler içinde sadece banka kredileri, İhraç edilen tahviller ve Çapraz kur swap sözleşmeleriüç kalemin 2018 yılı defter değeri 18.906.854.000 TL iken 2019 da 18.859.289.000 TL’dir.

Kredi riskinde kayda değer bir düşüş olmamıştır.

Tüm risklerin vade yapısı incelemesinde ise;

• 2018 yılı 3 aydan kısa vadesi olan ödemeler: 5,5 Milyar TL/ 2019 da 4,4 Milyar TL

• 2018 yılı 3-12 aydan kısa vadesi olan ödemeler:4,4 Milyar TL/2019 da 6,3 Milyar TL

• 2018 yılı 12 aydan kısa vadesi olan ödemeler:9,9 Milyar TL/2019 da 10,8 Milyar TL

• 2018 yılı1-5 yıl arası vadesi olan ödemeler:8,9 Milyar TL/2019 da 12 Milyar TL

• 2018 yılı 5 yıldan uzun vadesi olan ödemeler: 8,7 Milyar TL/2019 da 9.7 Milyar TL

Vade yapılarında Defter değerinden farklı olarak, ana para + faizlerde eklenerek gösterilmiştir.

Bu çerçevede ana para+faiz toplamları;

2018 de 27.698.000.000 TL iken, 2019 da 32.640.085.000 TL’lik bir borç yükü izlenmektedir. 4.942.000.000 TL bir faiz yükü. Esasında kredi riski çok değişmemekle beraber, kredilerin 1-5 yıl arası vadeye kaydırılması ya da bu vadede kullanılması (3,5 Milyar TL ilave 2018’e göre) faiz yükünü arttırdığı izlenmektedir.

Operasyonların bankalardaki 10 Milyar TL nakit mevduat yerine halen banka kredisi ile yürütülmesi anlaşılamamaktadır. Denetim Şirketince rapor tarihi olan 20 Şubat’a kadar olan süreçte bankadaki hazır değerlerin nerelere kullanıldığı da dipnotlarda belirtilseydi neden kredi kullanımının düşmediği ve artış trendinde olduğunu bir nebze anlayabilirdik. KAP raporu sayfa 77 Dipnot 25.7’ye göre 31 Ekim 2019’da 1.010.000.000 TL temettü ödemesinin nakit olarak yapıldığı belirtilmektedir. KAP a bildirilen resmi basın bülteni sayfa 9 Toplam Nakit ve borç başlığında nakit paranın borç geri ödeme ve temettü ödemesi nedeniyle 736 milyon TL azaldığı belirtilmektedir.

Aynı sayfanın Net Finansman Gideri başlığı 3.ncü paragrafında net finansman giderinin 1.687 milyon TL’den 1.728 milyon TL’ye yükseldiği sebebinin ise banka mevduatlarındaki düşük faize karşın borçlanmaya daha yüksek faiz ödenmesinden kaynaklandığı ifade edilmektedir.

Bir şirket düşünün; parası varken gidip bankalardan kredi kullanıyor. Elindeki paraya daha az mevduat faizi alırken ve parası varken kredi kullanıyor ve daha fazla faizi bankalara ödüyor.

Bu hareket ticari hayatın olağan akışına terstir normal şartlarda. Şirketin; Nakit para varken neden kredi kullanılarak yüksek kredi faizine maruz bırakıldığı izaha muhtaçtır.

Aynı sayfada Turkcel Türkiye’nin borçlarının; 1.531 milyon USD + 816 Milyon Eur + 237 Milyon Çin Yuanı + ve geri kalan 1.272 milyonun ise Türk Lirası bazlı olmak üzere 15.994 milyon TL seviyesinde olduğu belirtilmektedir. Türkiye’de faaliyet gösteren ve TL gelir elde eden bir firmanın kredi riskinin %7 sinin TL olması ve %93 ünün yabancı para cinsinden olması da ayrı bir inceleme konusudur. Turkcell Türkiye’de ki abonelerinden faturalarını USD ya da EUR mu yada Çin Yuanı’yla mı tahsil etmektedir? Gelirleri TL olan bir T.C. firmasının bu kadar döviz riskine maruz bırakılması izaha muhtaç bir konudur.

İlginçtir ki; Cumhurbaşkanının vatandaşlara kendi ülkenizin parasını kullanın Türk Lirasına güvenin dediği dönemlerde, Turkcell’in Bankalardaki mevduatlarının %81’i ABD Doları, %12’si Eur ve sadece % 7’si TL para biriminden olduğu aynı basın bülteni sayfa 9’da belirtilmektedir. Basın bülteninde manşete çıkarılan şu ifade, firmanın mevduat dağılımını inceleyince içinin boş olduğu anlaşılıyor maalesef: 25 yıldır bu ülke için üretmeye ve Türkiye’ye değer katmaya devam eden ........ diye gidiyor açıklama.

Türkiye’de mevduatını döviz olarak tutarak ülkeye değer katıldığını da ilk kez öğrenmiş olduk böylece!...

Tabii ki döviz riskini hedge etmek için döviz mevduat tutulur. Ancak TL geliri olan bir firmanın döviz riskine girmesi de başka bir garabettir. Sonucunda biz tüketiciler bu girdileri faturalarımızla ödüyoruz.

Karşılıklar/Koşullu Varlık ve Yükümlülükler/Davalar/Vergiler

Kap raporu sayfa 66 Dipnot 19 ve sayfa 68 dipnot 19.3

1 Milyar TL temettü ödenirken, vergilerin ötelenmesi, ertelenmesi, davalar açılması izaha muhtaç konulardır. Burada esas olan prensip; önceliğin kamu borçlarının ödenmesi olduğunun akıldan çıkartılmaması gerektiğidir.

Şirketin Vergi Dairesi, Hazine Payı ve BTK, Ticaret Bakanlığı ve Rekabet Kuruluyla davaları devam etmektedir. Nerdeyse her yıl Vergi Dairesiyle ÖİV konusunda ihtilaf yaşandığı kap raporundan anlaşılmaktadır (Sf.66-67-68-69-70). İlgili açıklamalardan bazı vergi davalarına karşılık ayrılmadığı, BTK ya 2018 yılı telsiz ücretleri olarak 128.429.000 TL’nin ihtirazi kayıtla ödendiği ve akabinde dava açıldığı belirtilmektedir (sf 70). İletişim sektörünün muğlak konusu olan ÖİV’nin bir an evvel çözüme kavuşturulması sektör için çok önemlidir.

İddia edildiği gibi bu kadar dijital ve profesyonel yönetilen bir şirketin kamu idareleriyle süren davalarına konu ihtilafları çözecek düzenlemelerin bir an önce çözüme kavuşturulması faydalı olacaktır.

Üst Düzey İdari Personel ile yapılan işlemler:

KAP raporu sayfa. 51-52

Üst Düzey Personele Kısa Dönem Faydalar: 78.775.000-TL. Bu faydanın detayının şeffaflık prensibi gereği açıklanması faydalı olacaktır.

Ödenen Kıdem Tazminatı: 56.720.000 TL bu rakam 2018 de sadece 121.000 TL iken 2019 da 56.720.000 TL kıdem tazminatı kime ya da kimlere ödendiği, halka açık bir şirketin şeffaflık prensibi gereği deklare edilmelidir.

KAP Raporu sayfa 74. Dipnot 23 Niteliklerine göre giderler başlığında;

• Seyahat ve Konaklama giderleri: 102.467.000-TL

• Danışmanlık Giderleri: 84.574.000 TL

• Tahsilat Giderleri: 57.097.000 TL

Halka açık bir şirketin şeffaflık prensibi gereği bu kalemlerin detaylarının açıklanmasında fayda vardır. 84 MİLYON TL danışmanlık ücreti ödeyen bir şirketin karının çok daha yüksek, kredi riskinin çok daha düşük ve stratejilerinin çok farklı boyutlarda olması beklenir. Alınan danışmanlık hizmetlerinin neler olduğu, kimlerden bu hizmetin alındığı, bu hizmet sonrası nasıl bir performans sonucu elde edildiğinin açıklanması faydalı olacaktır.

Ayrıca firmanın 102 MİLYON TL seyahat ve konaklama gideri ile 57 MİLYON TL’lık tahsilat giderlerinin de detaylı olarak açıklanması gerekir. Çünkü bu kalemlerle ilgili olarak Denetim Raporunda tatmin edici bilgiler bulunmamaktadır.

KAP raporu sayfa 81 Dip not 27.2 başlığında 51.308.000 TL’lik bir danışmanlık gideri kalemi daha mevcuttur. Üst düzey uzman bu kadar çalışanı olan bir firma dışarıya neden bu kadar danışmanlık ücreti öder?

KAP raporu sayfa 81 Dip not 28.2 Esas Faaliyetlerden Giderler Başlığı altında;

• Dava ve Ceza Giderleri: 2018 de 87 milyon TL’den 2019 da 228 milyon TL ye çıkmıştır.

• Yeniden yapılanma giderleri 2018 de 9 milyon TL’den 91 milyon TL ye çıkmıştır.

• 2019 da “içerik giderleri” diye bir kalem açılarak 75.436.000 TL’lik bir gider yaratılmıştır.

• Ayrıca 2018 yılında 176.321.000 TL Bağış Giderleri kayıtlanmıştır.

Bu rakamların tamamının; hisseleri halka açık ve NewYork Borsasında kote olan bir şirketin ABD SOX yasaları ve SPK kurallarının gerektirdiği şeffaflık prensibi gereği detaylı açıklanması markaya fayda sağlayacaktır.

Kap Raporu sayfa 75, Dipnot 25.1 Sermaye başlığı altında şu cümle yer almaktadır:

“31 Aralık 2019 tarihi itibariyle çeşitli kuruluşlarca rehin olarak tutulan Şirket hisseleri 995.509 adettir (31.Aralık 2018: 995.509 adet) Toplam hisse adedi 2.200.000 adet ve toplamın 1.077.004 adedi (%48.95) halka arz edilen paylar olduğuna göre geri kalan %51’lik hisse adedi olan 1.122.000 adedin 995.509 adedi rehinli olduğu anlaşılmaktadır. Tüm hisselerin %4,52’sine denk gelmektedir.

Bağımsız Denetim raporundaki bilgi bu kadardır. Kime rehin verilmiştir, neden rehin verilmiştir, rehni serbest bırakılma şartları nelerdir? Gibi birçok sorunun cevabı raporda yer almamaktadır. Bu konuda da Turkcell’in kamuoyunu aydınlatması marka değeri açısından faydalı olacaktır. KAP raporu sayfa 87-88 Ertelenmiş Vergi başlığı altında sayfa 88 son paragraf dikkat çekici ifadeler yer almaktadır.

“31 Aralık 2019 tarih itibariyle Şirket 6.588.723.000 TL tutarındaki mahsup edilebilir mali zararlar üzerinden gelecekte vergiye tabi kar elde etmek suretiyle bu mali zararlardan yararlanmanın kuvvetle muhtemel olmaması nedeniyle 1.199.670.000 TL tutarındaki ertelenmiş vergi varlığını kayıt altına almamıştır. Üzerinden ertelenmiş vergi hesaplanmayan mahsup edilebilir mali zararların büyük bir kısmı Lifecell ve Belarus Telekom’dan gelmektedir.” denmektedir. Ayrıca mahsup edilebilir mali zararın 2,9 Milyar TL si 8 yılda 3,6 Milyar TL si ise “süresiz” bir vadede itfa planlandığı beyan edilmektedir.

Şimdi bu kadar danışmanlık ücretleri ödeyen bu kadar seyahat konaklama masrafları ödeyen 25 yıllık bir bilgi birikimi olan Turkcell firması Lifecell ve Belarus operasyonları ağırlıklı olmak üzere 6,5 milyar TL mali zararı nasıl yaratmıştır? Bu zarar neden oluşmuştur? Hangi yöneticilerin kararları sonucu bu zarar-

lar oluşmuştur? Bu zararı yaratanlarla ilgili olarak idari ve hukuki süreç yapılmış mıdır? Yapıldıysa sonucu ne olmuştur? Ayrıca bu mali zarar bitmiş midir yoksa gelecek yıllarda da artacak mıdır?

2018 yılı yazımızda Nur topu gibi bir “gri kuğumuz” doğmak üzeredir tespitinde bulunmuştuk. Ancak 2019 da gri kuğu “siyah kuğu” olarak doğmuştur.

Yönetimin hesaplara bir “T” çekerek reel anlamda şapkasını önüne koyarak bir durum tespiti yapması, akabinde gerekli önlemlerin belirlenerek hızlıca aksiyon alması elzemdir. Strateji; kontrolsüz büyüme yerine, sağlıklı ve sürdürülebilir karlılıkla büyüme odaklı olmalıdır.

Acil önlem önerileri:

Banka finansmanı kullanımı ve tahvil ihracı kısıtlanmalı, Banka riskleri ve tahvil borcu cironun %20 seviyesine kadar, finansman gideri FAVÖK’ün % 5 seviyesine inene kadar temettü ödemesi yapılmamalıdır.

Yeni yatırımlarda muhafazakar davranılmalı, kullanılan krediler havuz kredi kullanımı şeklinde değil, birebir proje bazlı ve projenin ödeyeceği şekilde, projenin geliriyle aynı para cinsinden kullanılmalıdır.

Operasyonel faaliyetler grubun öz kaynakları ve faaliyetinden yarattığı nakitle finanse edilmelidir.

Grupta tasarruf seferberliği ilan edilmeli, gelir yaratmayan ve devamlı zarar ettiren operasyonlardan hızlıca çıkma kararı alınmalıdır.

...........................................

NOT: Yazıda yer alınan veriler, şirketin KAP’a (Kamuyu Aydınlatma Platformu) 20.02.2020 tarihinde bildirdiği ve SPK Merkezi Kayıt Kuruluşu www.kap.org.tr (https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/820558 ) “31. Aralık.2019 Tarihinde Sona Eren Hesap Dönemine Ait Konsolide Finansal Tablolar ve Bağımsız Denetçi Raporu” ndan alınmıştır.