VİRÜSTEN ÖNCE!

Yılardır teknokentler diyorduk, teknoloji transferi diyorduk, girişimcilik diyorduk, start-up diyorduk ama farkındalığı bir türlü oluşturamıyorduk. Elin virüsü kapımıza geldi dayandı, teknoloji demeye başladık, yerli/milli üretim dedik yetmedi yerli ürün üreten ama virüsten önce yüzlerine bile bakmadığımız sanayicimizi sözleşme imzalamaya zorlar hale geldik.

Malum basın ile ilişkilerimizden kaynaklı olarak bu medikal firmalarının sorunlarına yönelik, birçok açıklama dinlemişliğim oldu. Üniversite hastanelerinin 40 aya varan vadelerle ürün almak istemeleri, kamunun yerli ürün varken ısrarla yabancı ürünlere rağbet göstermesi hatta bunu yaparken teknik şartnamelerde yabancı ürünleri tarif etmesi vb. gibi.

Peki neden yerli ürünlere karşı bu direniş? Birkaç teknik şartname yetkilisine sordum. Yanıt şu: Bizler sorumluluk almak istemiyoruz. Yerli üründe herhangi bir hata ortaya çıkarsa hesap, o şartnameyi hazırlayan ve ihaleyi gerçekleştiren yetkiliye kalıyor. Maalesef ki ülkemizde hiçbir babayiğitte böyle bir yükümlülüğün altına girmek istemiyor.

Ne kadar garip değil mi? Bir masanın etrafında oturur iken mangalda köz bırakmayan memleket sevdalısı, yetkililerimiz, iş başa düştüğünde elini taşın altına koymayı bir yana bırakın, elini taştan sakınıyor.

#evdekalsaglıktakal dediğimiz ve elimizden geldiğince evlerimizden işlerimizi yürütmeye çalıştığımız şu günlerde, sosyal medyada bazı paylaşımlar gözüme çarptı.

Biosys Biosys Biyomedikal Mühendislik…

Bilkent Cyberpark’ta yer alan değerli firmalardan bir tanesi. 2012 yılında kurulan firma, TÜBİTAK TEYDEP desteği ile tamamen yerli ve milli solunum cihazı prototipi ortaya çıkardı. Ve birçok kurum yöneticisi arka arkaya açıklamalarda bulunarak firmaya desteklerini bildirdiler. Şimdi destek açıklayanlar için birkaç sorum olacak:

Bu vb. kaç adet firma ile bugüne kadar bir kez olsun bir araya gelerek desteklerinizi açıkladınız?

Böyle bir firmanın varlığından ne zaman haberdar oldunuz?

Verdiğiniz siparişleri bu firmanın üretme kabiliyeti olup olmadığına bakara mı kararlaştırdınız?

Daha birçok soru sorulabilir ama sanırım fazla uzatmaya gerek yok. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Derneği Başkanı Faruk İNALTEKİN, sadece Biosys Medikal’in değil aşağıda yer alan firmalarında Covid-19 konusunda çalışma yaptığını sosyal medyadan bizler ile paylaştı.

Bilkent Cyberpark’ta faaliyet gösteren Sentebiolab-Covid 19 test kiti,

İTÜ ARI Teknokent’te faaliyet gösteren Sentromer DNA Teknolojileri-Covid 19 test kiti,

İTÜ ARI Teknokent’te faaliyet gösteren Money Shower-ATM’lerde yer alan kâğıt paraların tüm virüs ve bakterilerden yüzde 99 oranında arınmasını sağlayan sistem,

Niğde Teknopark’ta faaliyet gösteren Çağrı Elektronik-Korona virüse karşı termal kontrollü temassız geçiş sistemi,

Teknopark Ankara Nar Kuluçka Merkezinin Kalkan maske üretimi gerçekleştiriyor.

Yazımı hazırlar iken yerli ve milli ürünlere karşı açıklanan desteklerin ne kadar yerinde olduğu konusunu işlemiştim. Tamda yazımı ICT Media Yazı işlerine teslim ettiğim gün açıklanan bir karar ile şok yaşadım. Şimdi yazımı şu şekilde tekrar hazırlıyorum:

Lütfen yerli ve milli konusunda samimi olalım. Bir yandan firmalarımızı sözleşme imzalamak için bakanlıklarımıza davet ederken, diğer yandan sağlık ürünlerindeki gümrük vergisi oranını iyice aşağıya çekmeyelim.

Teknolojiye sadece sıkıştığımızda değil her zaman önem verelim ki, bu tür salgın durumlarında her ülkenin kendi derdine düşeceğinden, tek başımıza olacağımızı kafamıza kazıyalım.

Ülkemizin gelişmesi, üretmesi için sağlanan devlet desteklerini artık, gerçekten ihtiyaçlarımız doğrultusunda kurgulayalım. Evet her proje uygulayıcısı için değerlidir ama bakın 50 kuruşluk maske olmadığında o projeleri çalışmak için evinizden çıkamıyorsunuz.

Bu anlamda sadece firmalarımıza değil, firmalarımızın içerisinde yer aldığı teknoparklara da sahip çıkmamız gerekiyor. Biz ülke olarak teknoparkları vergiden kaçınma merkezleri olarak görsek te yabancı yatırımcılar için durum bunun çok ötesinde.

Şubat ayı içerisinde uluslararası bir yatırımın, ülkemizdeki bir teknopark ile görüşme gerçekleştirdi. 400 milyon dolarlık bir yatırım karşılığında, teknoparka ortak olmak isteyen yatırıma, ilgili teknoparkın yanıtı ne olur bilinmez ama buralara sahip çıkmaz isek, gün gelir bu alanları da elimizden kaçırırız.

Şimdi ilgili teknopark neden bu kadar değerli, uluslararası arenada diye düşünebilirsiniz?

Yanıtını defalarca söyledik. Ama bir kez daha söyleyelim:

  • Profosyonel Yönetim
  • Profosyonel Ekip
  • Liyakat,
  • Firmalara sağlanan olanaklar,
  • Firmal çalışanlarının kendilerini değerli hissetmeleri,
  • Network,
  • Uluslararasılaşma.