BAŞARILI BİR START-UP KURMAK ÖZVERİ, ADANMIŞLIK VE SABIR GEREKTİRİR

Covid-19 salgını bütün dünyayı kasıp kavuruyor adeta. Sağlık Bakanlığımızın #evdekal çağrılarına uyuyor ve sağlık çalışanlarımıza destek vermeye gayret ediyoruz.

Girişimcilik üzerine bir dizi inceleme gerçekleştireceğim bu süreçte, özellikle uluslararası uygulamalardan bahsediyor olacağım.

Öncelikle girişimcinin tanımına bakalım. Girişimci; ticaret, sanayi gibi alanlarda sermaye koyarak bir işi yapmaya girişen, kâr amacıyla riski üzerine alan kişidir (Vikipedi).

Başarılı bir start-up’ın temel bileşenleri, etkili bir konsept, rekabet edebilir avantajlar, güçlü bir pazar fırsatı, etkili bir iş, finansal plan ve deneyimli yönetim gibi unsurlardan oluşur.

Birçok konuda olduğu gibi bu konuda da dünyayı yeniden keşfetmemize gerek olmadığını düşünenlerdenim. Girişimcilik konusunda da yapmamız gerekenler için yurtdışında yer alan üniversiteleri incelememiz, bizleri doğru noktaya götürebilir.

PitchBook tarafından gerçekleştirilen “En Fazla Risk Sermayesi Çeken Girişimleri Üreten İlk 50 Üniversite” araştırma sonucu, 12 yıllık dönemde hangi üniversite mezunlarından kaç mezuna toplam ne kadarlık fon sağlandığı bilgileri aşağıdaki gibi sunuluyor.

En fazla fon çeken üniversite ve girişimci sayıları:

Stanford Üniversitesi'nin, 1178 girişimci, hayata geçirdikleri 1015 şirketle toplam 28.8 milyar dolarlık fon alarak birinci sırada yer alıyor.

California Üniversitesi (Berkeley) 1137 girişimci, 1012 şirket ve 20.8 milyar dolarlık fonla ikinci, Massachusetts Institute of Technology (MIT) 941 girişimci, 819 şirket ve 21.2 milyar dolarlık fonla üçüncü sırada yer alıyor.

Aynı araştırma sonuçlarına göre; Girişimcilik dünyasında 1 milyar dolar ve üzerinde değere sahip olan start-up’ları ifade eden “Unicorn”lar da incelenmiş. Buna göre, Stanford Üniversitesi yine listenin zirvesinde. Stanford mezunu olup kurduğu şirket 1 milyar dolarlık değeri aşan girişimcilerin sayısı 24. Harvard mezunu 16 ve MIT mezunu 13 girişimci kurdukları şirketlerle bu barajı aşmayı başarmış.

Stanford Üniversitesi, kendisini tanımlarken şu ifadeleri kullanıyor, “Yeni fikir ve keşiflerin kaynağı”.

Bugüne kadar 6000 üzerinde şirketin Stanford topluluk üyeleri tarafından kurulduğunu da düşünürsek, üniversitenin kendisini anlatırken kullandığı, yeni fikir ve keşiflerin kaynağı, tanımının ne kadar yerinde olduğu görülmektedir.

Stanford Üniversitesi tarafından yayınlanan bir kitapçıkta aynen şu ifadeler yer almaktadır. Stanford’un girişimci başarısının sırrını öğrenebilmek için Dünya çapında birçok ülkeden ziyaretçiler geliyor. Başarımızın sırrı, herhangi bir sırrın olmamasıdır: Bu bir zihniyet, yaklaşım ve Stanford kültürüdür.

Yapmamız gereken işte tam da bu. Başta üniversitelerimiz olmak üzere, Zihniyetimizi ve yaklaşımımızı değiştirmek. Üniversitelerimizi Kamu Personeli Yetiştirmeye gayret gösteren alanlardan çıkararak, girişimci nesiller yetiştirmek. Soru sorulduğunda içine kapanan nesiller değil, fikrini açıkça ifade edebilen, pratik, cesur, bilimi ve dünyayı takip eden, vatansever bir nesil yetiştirmek.

Girişimcilik içimizde hep var. Televizyon dizilerinde yalan yanlış aksettirilen girişimci tiplemelerine rağmen, hallederiz abi gibi, ya da en çok izlenen dizilerdeki bana icat çıkarmalara rağmen girişimci kültür içimizde var.

Unicorn şirketler çıkarmanın ne kadar önemli olduğunu, birçok kurum ve yöneticileri açıkladılar. Şimdi sıra üniversitelerimizde. Bir zihniyet değişimi ve farklı yaklaşımları onlardan da bekliyoruz.

Girişimcilik üzerine yazacağım bu birkaç sayıda TeknoKulis köşesine ara vererek, girişimcilik üzerine küçük bilgileri sizlere aktarıyor olacağım.

İŞE BAŞLARKEN

Başarılı bir start-up kurmak özveri, adanmışlık ve sabır gerektirir.

Bir start-up kurmaya karar verirken birkaç anahtar faktör göz önüne alınmalıdır:

  • Teknolojik Yenilik: Geniş bir patent koruması mümkün mü? Arka planda başkalarına ait olan patentler var mı? Firma ürün geliştirmede faaliyet serbestliğine sahip mi?
  • Zamanlama ve Gelişim: İlgili teknoloji ne zamandır var? Ürünü piyasaya sürmek için ne kadar zaman gerekiyor?
  • Maliyetleri ve Yatırım Getirisi: Yatırımcılar, istenen getiri oranlarını elde edebilirler mi? (5 yıl içinde 10X ilk yatırım)
  • Ürün Stratejisi: Teknoloji birden fazla ürün / platform gibi kendisi için fırsatlar yaratıyor mu?
  • Pazarlama: Pazar yeterince büyük mü? Birkaç oyuncu tarafından kontrol ediliyor mu? Sağlıklı bir büyüme eğilimi var mı?
  • Finansal Potansiyel: Ne kadar pazar payı elde edilebilir? Bu kadar çabaya değer mi?

Yukarıda belirtilen sorular, başarılı bir start-up kurmanın özeti niteliğinde. Eğer bu soruların tamamının yanıtlarını veremiyorsanız, iş fikrinizi bir süre ertelemenizde fayda olabilir.

Bir sonraki sayımızda çokça duymaya alışık olduğunuz Mentor, Melek Yatırımcı Venture Capital gibi kavramlar ile girişimcilik serimizi devam ettireceğiz.

Şimdiden önümüzdeki Ramazan Bayramınızı kutluyor, sağlıklı günler diliyorum.