UZAKTAN EĞİTİM/UZAKTAN ÇALIŞMAYI AVANTAJA ÇEVİREBİLMEK Author

Korona virüs salgınının da etkisiyle son günlerde uzaktan eğitim ve çalışma oranlarında hızlı bir artış yaşandı. Benim de bazı arkadaşlarım Bodrum, Marmaris’te ikamet ediyorlar ama -genel toplantılar hariç- uzaktan İstanbul veya Ankara’daki işlerini yürütüyorlar.

Sanırım bu konuda bir hayli tecrübem oluştu. Henüz Türkiye’de kişisel bilgisayarların elemanlara yeni dağıtıldığı öncü firmalardan birinde çalışıyordum. Amirimiz bize bir mail atarak Amerika’daki birim başkanı ile toplantı yapacağımızı ve toplantıya katılım sağlamak için yapılması gerekenleri (link adresi, şifre vs.) bildirdi. Şaşkınlıkla birlikte merak da vardı. İnternet yaygın değil ve hızı olabildiğince düşüktü. Toplantı başladı ve biz karşıdaki (ABD) kişiyi can kulağıyla dinlerken, o bir yandan konuşuyor diğer yandan ekranda slaytlar paylaşıyordu.

Geçtiğimiz yıllarda da bir arkadaşımın Hacettepe Teknokent’de geliştirdiği uzaktan eğitim-çalışma sistemleri konusunda hizmet veren firmasında bir yıl çalıştım. Jandarma Akademisi, AFAD, Sağlık Bakanlığı, Türk Telekom, bazı Üniversiteler ve özel okullar olmak üzere portföyü bir hayli zengindi. Son dönemde ekonomik nedenlerle çalışanlarını Akdeniz kıyısına eğitime götürmektense uzaktan eğitimi tercih eden kurumlarda var. Ülkemizdeki bu konuda bazı tecrübeli üniversitelerin (Anadolu Üniversitesi, Sakarya, İstanbul Üniversitesi vb.) bu hizmeti layıkıyla verdiğini biliyordum. TTNET’de Kamu satışa bakarken birkaç kez Anadolu Üniversitesi’yle uzaktan eğitimi sağlıklı sürdürebilmesi için fiber internet satış görüşmelerini yürütmüştüm. Fatih Projesi’nde danışmanlık yaparken de EBA sistemini incelemek, anlamak, anlatmak zorunluluğum vardı. Ayrıca eşim İstanbul Üniversitesi Tarih bölümünü kısmen uzaktan eğitim sistemiyle tamamladığı için de bu sisteme aşinalığımız bir hayli.

Ben olayın bu kez teknik boyunu değil de (ki o kısım ayın konusu dosyasında yeterince açıklanmıştır) sosyal boyutu hakkında değerlendirmelerde bulunacağım. Korona virüs olayından sonra evin her bir köşesinde bir masa, üzerinde bilgisayarla hafta içi hepimiz uzaktan eğitim sistemini kullanıyoruz. Ümitköy Anadolu İHL giden oğlum EBA’yı, ikinci Üniversiteyi/İç Mimarlığı okuyan eşim de mecburen uzaktan eğitim aldığı için Zoom’u ben de Ostim Teknik Üniversitesi’nde Kâtip Çelebi Üniversitesi’nin geliştirdiği uzaktan eğitim sistemini (https://ubys.ostimteknik.edu.tr/), sorun çıktığında ise MS TEAMS’i kullanıyorum. Şanslıyız hepimize evde bir bilgisayar düşüyor.

Olaya öğrenci tarafından bakacak olursak, eşim son derece rahatsız. Mimarlık uygulamaya dönük ve çok sık hocalardan dönüt alınması gerektiği ve de az da olsa ilerlemiş yaşı nedeniyle (umarım eşim bu kısmı okumaz?) çok zorlanıyor. Aşağıda ABD’deki öğrencilerin görüşlerini aktaracağım ama sorun evrensel gibi. Aynı konulardan şikâyetçiler. Öğrenci motivasyonu ister istemez etkileniyor. Hocaların -sanırım YÖK’ün baskısıyla- sürekli ödev vererek öğrencileri denetleme yöntemi de çok doğru değil (Maalesef ben de aynısını yapıyorum). İş yoğunluğu daha da fazla arttı.

Öğrencinin bir diğer sorunu da konsantrasyon; nasıl olsa ödevi bir ara yaparım, nasıl olsa bir ara çalışırım düşüncesi insanı ödev yapma yerine ev içi işleri bahane olarak kullanmaya sevk ediyor.

Eğitimciler yönünden bakacak olursak, sınıf da öğrenci zaman zaman sizi sorular sorarak yönlendirir. Zaman zaman gözlerinden anlattığınızı anladığını fark eder motive olursunuz. Şimdi karşıda pek de fazla konuşmayan sanal bir kitle var. Ve 40-45 dakikaya sığdırdığınız bir dersi 15-20 dakikada tamamlıyorsunuz. Sonrası tabii ki sorun, neyle nasıl dolduracaksınız? Sınavlar başlı başına bir sorun, nasıl yapacaksınız, evet online veya offline ama sınıftaki gibi yine de olmuyor. Duygu ve davranışlarını notlandıramayacaksınız. İkili ilişkilerdeki samimiyet ortadan kalkacak. Aşağıda ABD’li bir hocanın dediği gibi belirli bir yaştan sonra yeni teknolojiyi öğrenmek ve bunu sizden daha iyi bilen öğrencilere aktarmak çok daha zor.

New York Times’da 23 Nisan 2020 de yayınlanan Shonagh Rae’nin makalesinde[1] eğitimcilerin uzaktan eğitim konusunda yakındığı konular:

Öğretmenlerin görüşleri

  • Sınıfta öğrenci tepkileri bizi yönlendiriyordu. Öğrendiklerini gözlemliyorduk.
  • 66 yaşındayım bu saatten sonra 1. sınıf öğrencisi gibi Google Classroom öğreniyorum
  • Öğrenciler fakir ailelerin çocukları (Baltimore) çoğunun evinde bilgisayarı yok.
  • Zoom’un nasıl çalıştığını öğrenmeye çalışıyorum, sınıfımda çocuklarımı özlüyorum

Öğrencilerin görüşleri

  • Ev ortamında konsantrasyon sorunum var, babamın, kardeşimin kullandığı masayı kullanma zorunluluğu var.
  • Okula müracaat ettim. Online eğitim ile canlı eğitim arasındaki ücret farkını iade edin diye…
  • ABD’de okuyan Kuveyt’li bir bayan ise saat farkından yakınıyor. Okulum dokümanları yollayalım diyor ama gönderilmesi bana ulaşması sanırım dönem sonunu bulur.
  • Ödevleri teslim etmek, hepsi oldukça rahatsız edici.
  • Hocalardan yardım, destek alıyorduk, yaptıklarımız konusunda yönlendirmeler yapılıyordu. Hepsi gitti.

Katılım, birliktelik çok önemli. Öğrenci motivasyonu ve çabası üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Uzaktan eğitimle canlı eğitmenin liderliğini pasifize etmiş, koçluğunu yok etmiş oluyorsunuz.

Kısaca bir de çalışma hayatına bakacak olursak; Firmalar için en önemli konu çok kritik. Çalışanlar kritik öneme sahip konularda geleneksel ortamın dışında kalarak görevlerini nasıl gerçekleştirecek. Evde olmak ve çalışma iki tarafı keskin bıçak gibi, rahatlığı var, ulaşım derdi yok, patron/ların gözü önünde değilsin ama çalışmamak için bahanenizde çok. İnsanın kendi kendini disipline etmesi son derece zor.

MetaFilter adlı web bloğunda[2] özetlemiş

-Her gün saatini kurarak programını yap

- Evde çalışma alanını oluştur

- Sosyal yönden sanal alemde arkadaşların olsun

- Tek tip haberleşme, zenginleştir; yüz yüze görüşme Zoom, MS Teams, Skype, Whatsapp ve benzeri uygulamaları kullanmak, video konferanslar aracılığı ile etkileşimlerin verimliliğini artırılabilirsin.

Biraz da bardağın dolu tarafından bakalım; Her kriz aynı zamanda fark edene bir de fırsat/lar oluşturur. Türkiye uzaktan eğitimle uzun süredir tanışıyor ve tecrübeli. Orta öğretimde de ‘EBA’’ vasıtasıyla öğrenciler tanışıyordu. Uzaktan eğitim teknolojisi ve kullanımı anlamında bizim ODTU ile Massachusetts Teknoloji Üniversitesi’nin (MIT) farkı çok azdır. Bütün üniversiteler aynı yarış bandında başlayarak eğitim yöntemlerini değiştirecek.

Çalışma hayatında da şunu gördük ki birçok iş ofiste memur olmadan da yapılabiliyormuş. Bunun en güzel örneğini bankacılık sistemi verdi. ABD dahil birçok batılı ülkeden internet bankacılığı konusunda çok daha iyi durumdayız. Adalet bakanlığının ‘’UYAP’’ sistemleri de çok başarılı. E-devlet çok daha etkin ve netice alınır şekilde düzenlenirse kamuda çalışanların işlerini evden yapma yolu da açılmış olacaktır. Sanayi bakanlığının e-ticareti teşvik etmesi çok doğru bir yaklaşım. Sağlık sektöründe de uzaktan testler, gözlemler (Örneğin kalp atış hızı, ateşi vs.) yapılabilir. Milletimizin bu noktada dinamik bir yapısı var. Son virüs olayında adaptasyon noktasında ne kadar hızlı davrandığımız görüldü. Umarım bu hayata da çok hızlı sürede adapte oluruz. Virüssüz sağlıklı günler dilerim.

 

[1] https://www.nytimes.com/2020/04/23/education/learning/coronavirus-teachers-students-remote-learning.html?auth=link-dismiss-google1tap

[2] https://www.metafilter.com/