AKILLI TARIM

Tarımla ilgili ilk tecrübem 5-6 yaşlarında olmuştu. Rahmetlik annem öküzlerle tarlayı sürmesi esnasında kılavuz olarak beni kullanmıştı. Sürme güzergahından her sapmam sabana bağı öküzlerin de sapmasına dolayısıyla annemin de uyarısına neden oluyordu.

Akıllı tarım konusu olmamakla birlikte tarım noktasında içimi en çok yakan konu, verimli arazilerimizi sanayii kuracağız diye betona, çöplüğe, derelerimizi zehir akıtan kanalizasyona çevirmemiz oldu.

1970 yıllarda yatılı okuduğum İstanbul Haydarpaşa Lisesi’ne giderken Düzce-Adapazarı yol kenarlarında tarımsal ürünler satan köylüleri görebilirdim. Aşağıdaki haritaya göre -ki Tarım Bakanlığı’nı ziyaret ettiğimde duvarındaki panodan almıştım- en verimli alanlarımızın başında Marmara bölgesi geliyor. Biz bu verimli alanları Bolu’dan başlayıp Edirne’de hudut kapısına kadar niye betonlaştırıp fabrika ve binaya döndürdük?.

Yapılması gereken fabrikaları iç Anadolu’ya, doğuya kaydırmaktı oysa. Böylece;

  1. Batıya olan göçü engelleyecektik, batıdaki şehirler göç almadan önceki mevcut nüfusu tarımsal ürünler fazlasıyla besleyebilecektir.
  2. Doğuda bazı bölgelerde (Erzurum, Kars, Ağrı) yaklaşık 6 ay sert kış yaşanmakta. Bu dönemde yaşayan nüfusun çalışma ortamı kapalı alanlar olmalı. Fabrikalar bu anlamda iyi bir mekân.
  3. Doğudaki işsiz gençlerin iş sahibi olması hayatın kıymetini anlaması terörün engellenmesinde en büyük etken olacaktır. Şu noktada itirazları olanlar olabilir; Teröristler sabote ederse? Ben de zaten çok riskli bölgeleri kastetmiyorum. Teröre yüz vermeyen Erzurum, Erzincan, Elâzığ, Kars, Adıyaman, Urfa vb.)
  4. Deniz kıyısı, ulaşım vs. itirazları gelebilir. Çağımızda artık uçakla bu işlemler rahatlıkla halledilebileceği gibi demiryolları da bu konuda daha sağlıklı çözüm sunuyor, sunacaktır.
  5. Gelir dağılımındaki ve şehirleşmedeki eşitsizliği ortadan kaldıracaktır.

Meseleyi fazla dağıtmadan asıl konuya geleyim. İhaleyi kaybeden bir şirketin sahipleri arkadaşlarımdı. Bir gün aradım Antalya’dalarmış. “Hayır ola?” dedim. “İhale sonrası için hazırladığımız akçeyle buranın kırsalında geniş bir arazi aldık ve akıllı tarım yapacağız” dediler. Akıllı tarım vasıtasıyla toprağın nemini, bitkilerin gelişimini, gübrelemeyi uzaktan kontrol edeceklermiş. Nitekim öyle de yaptılar. İşin başına Antalya’dan ayarladıkları bir ziraat mühendisini bıraktılar. Bütün işleri kendileri Ankara ve İstanbul’dan komuta etmeye başladılar.

Topraklarımız maalesef çok homojen değil. Öyle ki aynı dekarın içinde dahi toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapısı değişkenlik gösterebiliyor.

Akıllı tarım, tarımsal verimliliğini artırmak için toprak ve ürün yönetimini, kaynakların daha ekonomik kullanımı ile çevreye verilen zararın en aza indirilmesini sağlayan tekniktir. Akıllı tarımın amacı tarımsal üretimde uygulanan girdilerin, ihtiyaç duyulduğu yerde, zamanda, miktarda kullanılmasıdır. Akıllı tarım, geliştirilmiş bilgi ve kontrol sistemlerinin kullanımıyla kaynak israfının önüne geçmeyi, ürünün brüt getirisini artırmayı ve üretimden kaynaklanan çevresel kirliliği en aza indirmeyi sağlar.

Akıllı tarım teknikleri, toprak işlemeden hasada kadar bitkisel üretimin hemen her döneminde kullanılabilmektedir.

Akıllı tarımın en büyük yararı, hangi toprağa ne tür ve ne miktar gübre ilavesi yapılacak noktasında olacaktır. Maalesef kimyasal gübre bu ülke topraklarına gireli beri topraklarımız adeta kimyasal mezarlığa dönüştü. Uzmanların söylediklerine bakılırsa topraklarımız boş bırakılsa dahi 30-40 yılda kendisini zor temizler. Akıllı tarımın hedefleri arasında gübre ve ilaç gibi kimyasal giderlerinin azaltılması; bu kullanımların azaltılarak çevrenin korunması, yüksek miktarda ve kaliteli ürün sağlanması; işletme ve yetiştiricilik kararları için daha etkin bir bilgi akışının sağlanması ve tarımda kayıt düzeninin oluşturulması yer almaktadır.

Akıllı tarım için nesnelerin İnternetinden (IoT) den yararlanmak gerekiyor. Bunlara bağlı sensörler vasıtasıyla uydu ve diğer iletim ortamlarından birçok veriye anında ulaşılıp değerlendirme ve anında müdahale imkânımız olacaktır. Bunun için de iyi bir yönetim platformuna ihtiyacımız olacaktır ki bu konuda Türkiye’de azımsanmayacak yerel yazılım firmaları ve birikimlerimiz mevcut. Bu programlar sayesinde bölgelere ve ürünlere göre özel yetiştiricilik, Tarım Bakanlığı’nın destekleri, meyve sebzenin hal ve borsa da güncel ederleri, tarımsal haberler, güncel meteorolojik durum ve benzeri bilgiler gerek bilgisayarınıza gerek se akıllı telefonlarınıza yönlendirilmesi mümkün.

Yetiştiriciler, bölgelerine ve ürünlerine özel yetiştiricilik, tarım bakanlığı tarımsal hibe desteklemeleri, piyasa (hal ve borsa) fiyatları, güncel tarımsal haberler, hava durumu ve meteoroloji uyarılarını anlık olarak akıllı telefonlarından takip edebilir.

Yine akıllı tarım sayesinde yerin belli bir mesafesine kadar toprağın sıcaklığını ve nemini yine havanın sıcaklığı ve nemini, bağlı nemi ölçebilmek mümkündür. Toplanan bu veriler i IoT teknolojisiyle alınıp veri tabanına anlık aktartılabilir.

Bir diğer özelliği de tarlalarınızı uydu üzerinden görüntü ve haritalarını, istatistiksel analizini elde etmeniz mümkün. Son yıllarda Tapu Kadastro Genel müdürlüğünün e-devlet üzerindeki “TAKBİS” (1) uygulamasıyla da tarlalarınızın lokasyon ve harita bilgisini alabilirsiniz.

Anında ve sürekli sonuç alabileceğiniz toprak analiz cihazını ve tarımsal bilgi birikimini kullanarak değişken oranlı gübre uygulamasını gerçekleştirebilirsiniz. Tarlanızdaki farklı alanların potansiyellerini analiz etme imkânınız da akıllı tarımla mümkün.

Sadece verimlilik açısından değil tarla ve bahçenizdeki zararlı popülasyonu yoğunluğunu belirlemek ve ekonomik zarar eşiğini tespit etmek mümkündür. Yaprak ve dallar üzerinde belirlenen zararlı popülasyonlar fotoğraflanıp veri merkezine aktarılır.

Tam emekliliğimde ben de toprağa dönmeyi planlıyorum. Kızılcahamam’daki boş yatan arazilerimizi analizini yaptırıp, çalışmaya başlamayı düşünüyorum.

  1. https://www.tkgm.gov.tr/tr/sayfa/tapu-ve-kadastro-bilgi-sistemi-takbis