ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ 6676 SAYILI KANUN İLE ARTACAK

Döner sermaye gelirlerini düşüreceği korkusuyla göz ardı edilen kanun: 6676 sayılı "Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun"

Akademisyenlere; Üniversite-sanayi işbirliği kapsamında araştırma ve geliştirme, tasarım ve yenilik projeleri ile faaliyetleri sonucunda elde ettikleri gelirlerin yüzde 85’i herhangi bir vergi kesintisi yapılmaksızın kendilerine ödenmesine ilişkin, 2016 yılı içerisinde 6676 sayılı "Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun" yayınlandı.

Kanunun tam metni şöyle: 6676 sayılı "Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun"

MADDE 5- 2547 sayılı Kanunun 58 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"k) Üniversite-sanayi işbirliği kapsamında araştırma ve geliştirme, tasarım ve yenilik projeleri ile faaliyetleri sonucunda elde edilen gelirler döner sermaye işletmesinin ayrı bir hesabında toplanır. Bu gelirlerden (b) fıkrası uyarınca yapılacak olan kesintiler de dahil herhangi bir kesinti yapılmaz. Bu kapsamda görev yapan öğretim elemanına ödenecek gelirin yüzde 85'i, herhangi bir vergi kesintisi yapılmaksızın ilgili öğretim elemanına ödenir. Kalan tutar, (b) fıkrasında belirtilen işler için kullanılır. Bu kapsamda değerlendirilecek proje ve faaliyetlere, öğretim elemanının müracaatı doğrultusunda, üniversite yönetim kurulunun izni ile karar verilir."

Kanuna göre akademisyen, Ar-Ge faaliyetleri, danışmanlıklar, tasarım faaliyetleri gibi konularda sanayiye yönelik bir iş ve işlem gerçekleştiriyorsa, elde edeceği gelirden Döner Sermaye yüzde 15’ten fazla bir kesinti yapamaz.

Anladığım kadarı ile yapılan bu düzenleme, üniversitelerde yer alan akademisyenleri öncelikle Üniversite-Sanayi İşbirliği konusunda teşvik etmek üzerine gerçekleştirilmiş. Başka bir sebep ise üniversitelerde yer alan akademisyenleri, araştırmaya yönlendirmek. Ayrıca döner sermaye üzerinden ek ücret alan akademisyenleri, araştırma faaliyetlerine yönlendirmek.

Kanun gayet açık bir şekilde, bu düzenlemeden nasıl faydalanılacağı konusunu açıklamakla birlikte, üniversite döner sermayelerinin, bu konuya bakış açıları hiç de olumlu değil.

Peki neden?

Tıp Fakültesi olan bir kamu üniversitesi üzerinden bir örnekle neden bu kanunun uygulanmaktan kaçınıldığını anlatmaya çalışayım. Tıp fakülteleri eğitim görevlerinin yanında, hasta bakım işlemleri de yürütüyorlar. Bu kapsamda her bir vatandaş, ilgili hizmet karşılığı, hastanelere bir ücret ödüyoruz ve bu ücret ilgili hastane veya fakülte veya üniversite döner sermayesinde toplanıyor. Toplanan bu gelirler, hastane, fakülte veya üniversitenin ihtiyaçları doğrultusunda kullanılıyor.

Bu şu anlama geliyor, üniversitelerde bir akademisyen sadece eğitim vermesi halinde bile bu olanaklardan faydalanıyor. Döner sermaye gelirlerinin büyük kısmının, araştırma faaliyeti yapan akademisyenler üzerinden elde edildiğini düşünür isek, hiçbir yönetici bu gelirlerin düşmesine olumlu bakmıyor. Dolayısı ile üniversite-sanayi işbirliği faaliyeti yapan akademisyenler de döner sermaye düzeninin çarklarına girmek zorunda bırakılıyor.

Hemen bu durumu somut bir örnek ile açıklamaya çalışayım. Bir dönem içerisinde 10 Milyon TL’lik bir Ar-Ge çalışması gerçekleştirilmiş olsun. Normal şartlarda Döner sermaye bu gelirden yüzde 55’e yakın bir kesinti yapar ve geriye kalan kısmı akademisyene öder. 6676 Sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun 5. Maddesinin “k” fıkrasına göre bir işlem gerçekleştirildiğinde, Döner Sermaye 10 Milyon TL’lik bu kazançtan sadece yüzde 15’ini kesinti yapıp geriye kalan kısmını akademisyene öder.

Aradaki yüzde 40’lık payın araştırma geliştirme faaliyeti yürüten akademisyene ödenmesi, ilgili akademisyeni motive ediyor olsa da üniversite yönetimlerini veya fakülte yönetimlerini rahatsız ediyor.

Biz eğer Üniversite-Sanayi İşbirliği faaliyetleri artsın istiyor isek, bu kanunu bütün fakültelerimizde hayata geçirmek zorundayız. Akademisyenleri araştırmaya yöneltmek zorunda isek bu kanunu uygulamak zorundayız. Araştırma yapmayan, yapamayan akademisyenleri motive etmek istiyor isek bu kanunu uygulamak zorundayız. Akademisyenlerin kayıt dışı danışmanlık yapmalarını engellemek istiyorsak bu kanunu uygulamak zorundayız.

Sanayicilerimizin üniversitelerimizden daha fazla faydalanmalarını istiyor isek bu kanunu uygulamak zorundayız. Sanayicimizin daha sağlıklı hizmet almasını istiyor isek bu kanunu uygulamak zorundayız. Sanayicimizin maliyetlerini azaltmak istiyorsak bu kanunu uygulamak zorundayız.

Not:

İskenderun Teknik Üniversitesi Teknoparkı açılıyor. Başta İSTE Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli olmak üzere bütün emeği geçenleri kutluyorum. Ayrıca Hatay Sporumuza Süper Ligde başarılar diliyorum.