Umut koynunda mutluluklar mayalanır.
Çolpan Ana omzunda yeşil şalı, bembeyaz elbisesi ve elinde feneri ile bir tepenin üstünde etrafında toplanan ahaliye seslenmek için kalabalıktaki kıpırdanışların son bulmasını bekliyordu. Kafası biraz karışık olmakla birlikte bunu onlara hissettirmemek için içsel bir mücadele veriyordu. Sağında Aydora solunda Vera… Dokuz tuğun göğe selam durması gibi Dokuz maddelik bir öz verecekti her birinin zihnine. En son bu konuşmayı veba salgınında yapmıştı. Kireç kuyularına dönen evlerin dibinde yakılan cesetlerin hemen ötesinde dingin, kendinden emin ve korkusuzca söze başladı yine Çolpan Ana:
İki durumla aynı anda mücadele etmek zorunda olduğunuzu biliyorum. Bunlardan ilki, salgından kendinizi ve yaşadığınız çevreyi korumak, ikincisi ise; korku ve endişelerden kendinizi korumak ve gelecek odağınızı yitirmemek zorundasınız.
Umuda sarıl sana geleceği anlatır: Geleceğin bütün acıları nasıl etkisiz kıldığını oraya bakarken nasıl dertlerin anlamsızlaştığını ve yüreğinin nasıl yenilmez olduğunu anlatır sana. Hani o kapkaranlık gecelerde korkudan titreyen bir başına çocukların kimsesizliğinde sarıldıkları ana varya kimi zaman ileride doğacak çocuklarının ismini düşündürüp bütün kötü düşünceleri kovan anadır umut koynunda mutluluklar mayalanır.
Endişe batağına batma: Önce eylem vardı unutma, kötünün kurgusunu yapmaktansa harekete geç kendini daha iyi hissetmene yarayacak eylemlerde bulun. Kötü düşüncelerin zihnine girmesine engel olamazsın, ancak üzerinde düşünmeyi bırakabilir ve sorunları çözmek için harekete geçmeyi deneyebilirsiniz. Endişelenmek ve problem çözmek arasında büyük farklar var. Zihnin seni endişelendirmeye çalıştığında yemi yutma… Anksiyete sizi birçok “ya olursa” sorusuyla tuzağa düşürmeye çalışacaktır. Cevap vermeyin “yemi yutmayacağım” deyin. Unutmayın; “Taşları sürekli dönen değirmendir kafa dediğiniz arasına bir şey koymadınız mı kendi kendini öğütür.” Değirmen taşlarının arasında bir şey olsun ve bu bir şey gelecekteki başarı ve huzurunuzun teminine yardımcı olsun… Atlı ve göçebe kültürün mirasçıları çok hızlı problem çözer. Sadece problem cümlesini doğru tanımlayın, Sisteme girdi yaptığınız cümleler yakınma ve mızmızlanma içermesin. “Ben bu sorunun üstesinde nasıl gelebilirim” cevabını hızlıca üretebileceğiniz sistemi çalıştıracak bir cümledir.
Üretken olun: Üretken olmanın faydalarını her zaman gördük, Şimdi de üretken olmaya odaklanın ama sorun değil çözüm üretmek olsun odağınızda…
Mesafe koyun: Medya ile ekranlar ile aranıza mesafe koyun. Manşetlere taşınan acıların ardında devşirilmeye çalışılan büyük kazançlar vardır. Duygularınız sizin duygularınızdır, onlar organizmanın ateşleyici ve harekete geçirenidir. Bu önemli yakıtı kendiniz ve sosyal çevreniz için kullanın. Çözemeyeceğiniz problemlerin aktarıldığı sizi ve enerji kaynaklarınızı doğrudan kullanımını hedefleyen dizi ve programları takip etmeyin. Belki de dijital detoks için en güzel günler ne dersiniz.
Mesafe koyun ama sosyal mesafe değil fiziksel mesafe koyun, mevcut gönül bağlarınız hassasiyetle koruyun, yenileri içinde duygu bankanızdan krediler açın, insan bir diğeri için bir şeyler yaptığında mutlu unutmayın…
Zor günler zor günlerdir: Zor günler yaşanırken olağan beklentiler içinde olmak çılgınlıktır. Yetişkin, netliği kaybolmuş bir dünyada yaşamayı başarabilen demektir. Çocuk çizgi filmlerindeki netlikler o döneme has rahatlatıcı görseller yetişkin dünyasında kafa dağıtmak için vardır. Yetişkinin gerçeği kaotik bir süreçte de olsa amaç yönelimini yitirmemek üzerine kurulur.
Mevcut olanlara odaklan: Ölüm, hayatın tek demokratik gerçeği, bütün önemli şeyleri eriten sıfır çarpanı, anlamları yeniden şekillendirendir. Kaçınılmazdır, ne zaman geleceği bilinmeyendir ve vardır. Pandemilerle birlikte varlığını bize hissettirmeyen bu gerçek görünür olur. Ancak, hep vardır ve var olacaktır. Ölümsüzlüğün sırrı ayak izlerimizdedir. Karbon ayak izini değil eser ayak izini artır. Bak yeterince vaktin var…
Fiziksel belirtilere odaklanmayın: Bu geçiş mevsimlerinde milyonlarca kez öksürdünüz, aksırdınız ama atlattınız. Bu seferde atlatacaksınız. Her öksürük her aksırık covid değildir. Aramayı bırakın. Eski gündem maddeleriniz odağınızda kalmaya devam etsin. Hastalık hayat hedefi değildir, mücadele edilecek bir şeydir.
Söylenti terörüne odaklanma: Beynini de mideni de neyle doldurduğunun hassaten önem arz ettiği günlerdesin. Neyle besleniyorsun dikkat et. Söylentiler gerçek değildir. Doğru düşünmekten seni alıkoyar odağını değiştirir. Okuyun kaliteli besinlerle besleyin zihninizi…
Ve inançlı olun: Bilim tanrısının kendi sınırları ile yüzleştiği pandemi süreçlerinde, “insan ne ile ve nasıl yaşar?” Sorusu hep sorulur. İnsan insanla ve inançla yaşar. Kendine ve ötekine karşı nazik ol... Kendine inanmaya devam et ve seni senden daha çok sevene sığın…