E-TİCARET ve PANDEMİ ETKİSİ

İletişim teknolojilerinin son 20-30 yılda gösterdiği hızlı gelişim sonrası yaşam biçimimiz, dolayısıyla tüketim alışkanlıklarımız da değişti. Artık bir ürünü almadan önce mutlaka akıllı telefonlar üzerinden ufak bir araştırma ve karşılaştırma yapıyoruz.

Eğer ticari bir girişimde bulunacaksak da mutlaka internet üzerinden satış opsiyonlarını da düşünüyoruz. Artık mağazalardan ziyade, şehir girişlerinde ürünlerin depolanıp kargolanacağı lojistik merkezler yaygınlaşmaya başladı.

E-ticarete yeni nesil ticaret yapma ve tüketim şekli de diyebiliriz. Tam bir tanımlama yapacak olursak; internetin küresel çapta kullanmaya başlanmasıyla birlikte ortaya çıkan ticaret faaliyetlerinin elektronik ortamlar üzerinden yapılmasıdır.

Her yazımda olduğu gibi geçmişe gitmeden önce bugünden, kendi evimden bir örnek verecek olursam; Liseye giden oğlum artık çoğu alışverişini internet ortamında yapıyor. Hafta da en az bir kargocu evimizi ziyaret ediyor. Öyle ki pandemi sürecinde maskeleri bile internet üzerinden getirtiyoruz.

Henüz internetin olmadığı yıllar; 1960’ların ortaları 70’lerin başı. Babam Zonguldak’ta çalışırken biz ise yazları okullar kapanınca köye annemizin yanına Bayındır’a gelirdik. Orası neresi mi? Ankara-İstanbul otoban güzergahında giderken yaklaşık 80. Km’de solunuzda kalan ve Ankara’nın içme suyunun %70’ini karşılayan baraj sahası. Maalesef Çamlıdere’nin en güzel köyünü Ankaramız için feda ettik. Asıl anlatacağım konuya gelecek olursak, yazları babama sipariş yazardık. Köyün minibüsü haftanın 5 günü Ankara’ya sefer yaparken 1 günde Zonguldak’a gider gelirdi. Köy minibüsü bizim adeta kargomuzdu. Siparişlerimiz genellikle mevsimlik sebzelerden ibaret olurdu; 2 kilo patlıcan, 3 kilo domates, 2 karpuz/kavun, mevsimine göre şeftali, dolma/sivri biber vb. Köyün arabası cumartesi günü Zonguldak’a geçer, Pazarda yolcusunu ve yükünü alıp dönerdi. Ama gider gitmez siparişleri ilgili kişilere iletmesi gerekir ki ertesi gün boş dönerse en azından kargo ücretiyle benzin parasını çıkartsın. Babam gelen siparişi pazarcı esnafına okuttuktan sonra, sebze sandığına aldıklarını doldurup üzerini de kapatıp bize yollardı. Pazar akşamı köye dönen minibüs, tek tek siparişleri eve bırakır biz de babamız neler yollamış diye sandığın kapağını heyecanla açardık. Kısacası bir nevi M-Ticaret (Minibüs Ticareti)

E-ticaret halihazırda son yıllarda özellikle akıllı telefon kullanan, evde bilgisayarı olan gençler tarafından kullanımı bir hayli artmıştı. Bugünkü olağan üstü durum -Pandemi Süreci- elektronik ticaretin pik yapmasına sebep oldu. Sokaklar artık paket dağıtan kargo araçları ve motosikletli kuryelerle doldu.

E-ticarette ürün ya da hizmetin sorunsuz müşteriye ulaştırılması yetmiyor, hızlı ulaştırmakta çok önemli.

Mevcutta iyi bir altyapı ve geniş bir kullanıcı ağı oluşuyor. Bu ağ içinde bireylerin yanı sıra, büyük firmalar, KOBİ’ler, kamu kurumları, bankalar, perakende satış noktaları, market zincirleri, ikinci el eşya satıcıları, eğitim kurumları, eğlence, gıda, giyim sektörleri bu hizmetten yararlanıyorlar.

En büyük artısı dünya ölçeğinde sınır tanımazlığı, yani mağaza nerede olursa olsun bir tık mesafesi uzaklıkta. Bir diğer avantajı kişi keşinin beğendiği an alabilmesine imkân vermesi. Yani satış potansiyeli çok yüksek ve hızlı. Klasik satış yöntemleri yerine dijital ortamda her gün yeni bir strateji geliştirebilirsiniz.

Müşteri açısından bakacak olursak artık mağaza mağaza mukayese için dolaşmaya gerek yok. Dijital ortam da tüm mağazalar parmağınızın altında. İlgili siteyle bağınız var ise indirim mesajları, kampanya bilgileri size bilgilendirme amaçlı gelebilir. Lokasyon, yani sınır mevhumu tamamen ortadan kalkıyor. Mağazalar 365 gün 7 gün 24 saat açık. En çok tercih edilen en popüler ürünleri bulma imkânı mevcut.

Satıcıların E-ticarette avantajları ise alıcılarınkine çok benzer. Alışveriş alışkanlığı kazanmış, internet kullanımını iyi bilen bir genç kitle var. Ürünleri her gün farklı formatta ve dikkat çekici bir şekilde sunma imkânı pazarlama/satış fırsatlarını sonsuz bir alana yayabiliyor. Çok lüks ve kira bedeli yüksek yerlerde mağaza açmanıza gerek kalmıyor. Küçük ve orta ölçekli işletmeler için e-ticaret başlangıç çok az sermaye gerektiriyor.

Ne tür e-ticaret yapılmakta? Şirketler arası, firmadan tüketiciye, tüketiciden firmaya, firmadan çalışanlara şeklinde olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemizde ilk ikisi daha yaygındır.

Eğer ürünlerinizi veya hizmetlerinizi mevcut kurulu bir e-ticaret sitesi üzerinden yapacaksanız bunların vasıtasıyla satış, sipariş, ödeme işlemlerini, teslimat, takibi ve satış verileri gibi hizmetleri de kullanabilirsiniz. Bu konuda ülkemizde de bir hayli profesyonelleşmiş firmalar var; N.11, Trendyol, Gittigidiyor, Hepsiburada vb. Dünya da ise en ünlü birkaç firma; Amazon ve Aliexpres’i sayabiliriz. Bu arada küçük kızım ve eşi de Amazon firmasının ihtiyacı doğrultusunda çalışmak için Londra’ya taşınacaklar .

Ama kendi sitenizi kurmak istiyorsanız bir domain adı belirlemelisiniz. Ki bu ad, yaptığınız işi basitçe tanımlamalı (örneğin Gittigidiyor). Altyapınız bir hayli güçlü olmalı, bunun içinde sunucularınız yeterli ve güçlü olmalı. Müşterilere farklı seçenekte ödeme imkanları sunmalısınız (Kredi kartı, banka kartı, kapıda ödeme vb.) En önemlisi de güvenlik sertifikası, müşterilerin güvenliği için SSL sertifikaları alınmalı. E-ticarete dair istatistikleri ve dünya eğilimlerini değerlendirip iyi okumalar yapmalıyız ki yeni yatırımlarımızı şekillendirebilelim.

Dünya’nın önde gelen araştırma şirketi Nielsen’in pandemi sonrası yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de e-ticaret geçen yılın aynı dönemine göre %159 artış gösterdi. Kuaförlerin, berberlerin kapalı olması bu dönemde kişisel bakım ürünlerinin satışlarını yükselmesine sebebiyet verdiği gibi dışarıda kahve içme kültürümüzden kaynaklanan alışkanlıklarımızı da bırakmadığımızı rakamlar gösteriyor. E ticaret gıda satışı hususunda kahve satışlarında da ciddi artışlar söz konusu. Kısacası pandemi süresince kendimize baktık, temizlik yaptık ve çokça kahve tükettik [1]

 

[1] https://www.marketingturkiye.com.tr/haberler/koronavirus-sonrasi-tuketimde-hangi-trendler-bizleri-bekliyor/)