BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ STRATEJİSİ

Geçen ayki yazıda Türkiye’nin bir bilgi ve iletişim teknolojileri strateji dokümanının gerekliliğinden ve daha önceki yıllarda böyle çalışmalar olduğundan fakat son dönemde bu çalışmaların devamının gelmediğinden, böyle bir doküman olmadan da sektörün ne yazık ki bazı kişisel tekil başarılar olmasına rağmen ulusal bazda standart ve sürekli bir başarı seviyesine ulaşılmasının mümkün olamayacağından bahsetmiştik. Böyle bir strateji belgesinin hazırlanması gerekliliğinin tartışılacak bir yanı yoktur. Günümüzde kalkınmış veya kalkınmakta olan birçok ülke, ekonomiye kaldıraç görevi gören en önemli sektörler arasında olan bilişim ve iletişim sektörlerini kalkınmada öncelikli, kritik ve desteklenmesi gereken sektörler arasında görmekte ve bu konuya özellikle önem vermekteler. Bu alanda çalışmalarını yıllar öncesinden başlatmış ve uygulama seviyesine geçmiş birçok ülke var. Hatta yeni gelişmeler karşısında strateji belgelerini her sene revize edip daha verimli ve kullanışlı hale getiriyorlar. Mesela İngiltere’nin hazırladığı strateji belgesine https://www.gov.uk/government/publications/uk-digital-strategy adresinden ulaşılabilir. Singapur ise stratejisini yapay zekâ üstüne kurmuş, tüm detaylar https://www.aisingapore.org/about-us/ sitesinden görülebilir. Yine aynı şekilde Fransa da yeni nesil bilgi teknolojileri stratejisini yapay zekâ teknolojilerinin toplum yararına nasıl daha iyi kullanılabilir fikri üstüme kurmuş, detaylar bu linkten görülebilir: https://www.aiforhumanity.fr/pdfs/MissionVillani_Report_ENG-VF.pdf. Bizde de olmasını istediğimiz stateji belgesinde bu ve daha başka yeni teknoloji yaklaşımları da olmalı fakat bizim dijital teknoloji kullanım seviyemiz Avrupa Birliği ülkeleri ve dünyanın diğer gelişmiş devletleri arasında çok gerilerde olduğu için öncelikle temel sorunları öne çıkaran, kaynakları daha çok temel dijital dönüşüm ve uygulamalar seviyemizi yukarı çekecek eylemlere yönelmekte fayda olacaktır. Biz ekonomik büyüklük açısında dünyanın ilk 20 ülkesi arasındayız ama dijital gelişmişlik açısından durumumuz çok iyi değil, IDESİ indeksine göre son sıralardayız ne yazık ki.

IDESİ, International Digital Economy and Society Index, Avrupa Birliği tarafından geliştirilmiş, 28 Avrupa Birliği üye ülkeleri ile 17 Avrupa dışı gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeyi kapsayan, ülkelerin dijitalleşme seviyelerini belirlemek üzere kullanılan 24 göstergenin belirli ağırlıklarla toplanmasından oluşan bir indeks. Bu indeksin hesaplanmasında kullanılan göstergelerin iyileştirilmesi de olmasını istediğimiz strateji belgesinin hedeflerini belirlerken topluma ve ekonomiye doğrudan etki edebilecek önemli eylemlerin de belirlenmesine faydalı olacaktır.

DESİ indeksi 5 ana kısımdan oluşuyor. Birinci kısım altyapıya yönelik, genişbant bağlantı sayısı ve bağlantının kalitesi ile ilgili göstergeler. İkinci kısım insanların dijital okur yazarlığı, altyapının sunduğu dijital ortamlardan yararlanabilmeleri için gerekli olan bilgi seviyesi ile ilgili göstergeler. Üçüncü kısım, dijital altyapıya ve yeterli bilgiye sahip kullanıcıların dijital ortamı nasıl kullandıkları, nasıl faydalandıkları ile ilgili göstergeler. Dördüncü kısım iş dünyasının temel süreçlerinin dijitalleşmesi ve dijital dünyaya ne kadar uyum sağladıkları ile elektronik ticaret dünyasının gelişimiyle ilgili göstergeler. Son kısım ise dijitalleşmenin kamu kurumları tarafından hangi ölçekte ve ne kadar verimli kullanıldığını kapsayan göstergeler. Genel olarak bakıldığında tüm kısımlar çok anlamlı görünüyor. Biz Türkiye olarak 55 ülke içinde 47 puanla sondan bir önceki sıradayız, sadece Brezilya’nın üstündeyiz. Burada bir miktar sorun bu verilerin toplanması ve objektif şekilde değerlendirilmesinde oluşabilir, bazı eksik verilerin tamamlanmasında kullanılan yöntemlerde olabilir. Ama sonuçta hiçbir süreç, istatistikleri ölçülmeden iyileştirilemez. Yapılması zaruri olan dijitalleşme strateji belgesi hazırlanması sürecinde bu çalışmaların mutlaka ve acil olarak yapılması gerekir. Ülkemizde dijitalleşmenin sorumlusu veya yetkilisi olarak kendini addeden kurumların bu işi ciddiye almalarını ve bir an önce işe koyulmalarını bekliyoruz. Bu çalışmada üniversiteler ve sivil toplum örgütleri de mutlaka sürece dahil edilmeli, görüşleri alınmalı, belgenin geliştirilmesine katkıda bulunmaları sağlanmalıdır, böylece belge sektörün hamisi olarak kabul edilen küçük bir kesimin görüşünden ziyade tüm toplumu kapsayan ve dolayısı ile tüm kesimlerin sahipleneceği ve kabul edeceği uygulanabilir ve başarısı bir yerde garantilenmiş bir belge olur.