Bülent TAŞ bulent.tas@yeniekonomi.com.tr
Nazmi KARYAĞDI nazmi.karyagdi@yeniekonomi.com.tr
Bilindiği üzere 5/12/2019 tarihli ve 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 1 ila 7. maddelerinde düzenlenen dijital hizmet vergisi, aynı Kanunun 52. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre 1 Mart 2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Verginin Konusu
Kanunun 1. maddesine göre Türkiye’de;
· Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetlerinden,
· Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin (bilgisayar programları, uygulamalar, müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzerleri dâhil) dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetlerden,
· Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetlerinden (kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetin satılmasına veya satılmasının kolaylaştırılmasına yönelik sunulan hizmetler dâhil)
elde edilen hasılat dijital hizmet vergisine tabidir.
Yukarıda sayılan hizmetlere yönelik dijital ortamda dijital hizmet sağlayıcıları tarafından verilen aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat da mezkûr maddeye göre dijital hizmet vergisine tabidir.
Verginin Mükellefi
Kanunun 3. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, dijital hizmet vergisinin mükellefi, dijital hizmet sağlayıcılarıdır.
Dijital hizmet sağlayıcılarının, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu bakımından tam mükellef olup olmamasının, dar mükellef olmaları halinde söz konusu faaliyetleri Türkiye’de bulunan iş yeri veya daimî temsilcileri vasıtasıyla gerçekleştirip gerçekleştirmemesinin dijital hizmet vergisi mükellefiyetine tesiri bulunmaz.
Buna göre, dijital hizmet sağlayıcısının Türkiye’de gelir veya kurumlar vergisi yönünden mükellef olup olmamasının, dijital hizmet vergisi mükellefiyetine etkisi yoktur.
Muafiyet ve İstisnalar
Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasında, ilgili hesap döneminden önceki hesap döneminde, 1. maddede sayılan hizmetlere ilişkin, Türkiye’de elde edilen hasılatı 20 milyon Türk lirasından veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon avrodanveya muadili yabancı para karşılığı Türk lirasından az olanların dijital hizmet vergisinden muaf olacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre yukarıdaki şartlardan herhangi biri gerçekleştiğinde muafiyet söz konusu olacaktır.
Verginin mükellefi kanunda geniş olarak tanımlanmakla beraber bu muafiyet maddesi önemli ölçüde sınırlandırmaktadır. Verginin konusunu oluşturan hizmetlerden Türkiye’de elde edilen hasılat 20 milyonu geçse bile dünya genelinde aynı hizmetlerden elde edilen hasılatın 750 milyon avroyu geçmediği durumda vergi mükellefiyeti doğmamaktadır. Bu çerçevede Türk şirketlerinin söz konusu verginin mükellefi olma olasılığı bu aşamada sınırlıdır. Asıl hedef Google, Youtube gibi uluslararası büyük cirolu işletmelerdir.
Ayrıca dijital ortamda yapılan aşağıdaki hizmetlerden elde edilen hasılat dijital hizmet vergisinden istisnadır.
· Hazine Payına Tabi Gelirler: 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 37. maddesi kapsamında üzerinden Hazine payı ödenen hizmetler
· Özel İletişim Vergisine Tabi Gelirler: 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 39. maddesi kapsamında üzerinden özel iletişim vergisi alınan hizmetler
· Bankacılık Faaliyetlerinden Elde Edilen Gelirler: 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 4. maddesi kapsamındaki hizmetler
· AR-Ge Sonucu Geliştirilen Ürünlerden Elde Edilen Gelirler: 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun 2. maddesinde tanımlanan Ar-Ge merkezlerinde Ar-Ge faaliyetleri neticesinde oluşturulan ürünlerin satışı ile münhasıran bu ürünler üzerinden sunulan hizmetler
· Ödeme Hizmetlerinden Elde Edilen Gelirler20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanunun 12. maddesi kapsamında yer alan ödeme hizmetleri
Verginin Hesaplanmasına Esas Olan Baz ve Oran
Dijital hizmet vergisinin bazı, verginin konusuna giren hizmetlerden elde edilen hasılattır. Hasılatın döviz ile hesaplanması hâlinde döviz, hasılatın elde edildiği tarihte geçerli olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden Türk parasına çevrilir.
Verginin matrahından gider, maliyet ve vergi adı altında herhangi bir indirim yapılamamaktadır. Dijital hizmet vergisi, fatura ve fatura yerine geçen belgelerde ayrıca gösterilmemektedir.
Dijital hizmet vergisi oranı %7,5’tir. Cumhurbaşkanı, bu oranı, hizmet türleri itibarıyla ayrı ayrı veya birlikte %1’e kadar indirmeye, iki katına kadar artırmaya yetkilidir.
Dijital hizmet vergisi, matraha oranın uygulanması suretiyle hesaplanır. Bu şekilde hesaplanan vergiden herhangi bir indirim yapılmaz.
Değerlendirme
Dijital hizmet vergisi 1 Mart 2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Verginin ödenmesi için Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilciliğin varlığı zorunlu değildir. Nitekim bütçe sonuçları bu verginin ödenmeye başlandığını ve önemli bir bütçe geliri sağlandığı anlaşılmaktadır.
Bütçe sonuçlarına göre aylar itibariyle 2020 yılında elde edilen gelirler milyon TL olarak aşağıdaki gibidir.
Nisan |
Mayıs |
Haziran |
Temmuz |
Ağustos |
Eylül |
Ekim |
Toplam |
67.627 |
73.144 |
169.502 |
105.529 |
137.832 |
102.011 |
144.191 |
799.836 |
Bu trend ile Dijital Hizmet Vergisinin 2020 yılı sonunda Bütçeye katkısının 1 milyar TL’ye ulaşması, 2021 yılında ise yıllık bazda 1,5 milyar TL’yi geçmesi beklenebilir. Nitekim 2021 yılı bütçesi B Cetvelinde öngörülen rakamlar da bu yöndedir.
Yıllık 1,5 milyar vergi tutarı ve %7,5 vergi oranı dikkate alındığında verginin konusunu oluşturan hizmetler için Türk insanının 20 milyar TL’si yurt dışına aktarılmaktadır. Bu 2,5 milyar dolar demektir.
Ayrıca söz konusu verginin ne kadarının uluslararası dijital hizmet tedarikçileri tarafından ne kadarı ülkemiz vatandaşları tarafından ödendiği de net değildir. Bu vergi fiyat mekanizması yoluyla tüketiciye yansıtılabilecek bir vergidir. Basına yansıyan bilgilerden anlaşıldığı kadarıyla Google, Türkiye'de yayınlanan reklamlar için fatura veya ekstrelere %5 Yasal İşletim Maliyeti eklemeye başlamıştır.