KAMU KURUMLARININ DMO ÜZERİNDEN YAPTIKLARI İHALE SÜREÇLERİ

Devlet kurumları birtakım ihtiyaçlarını karşılamak için mal ve hizmet alımları yapmakta ve bunlar ihale süreçleri işletilerek temin edilmektedir.

Kamu kurumları hizmet alımlarını sadece Kamu İhale Kanunu (KİK) hükümlerine uygun olarak ihaleyle temin ederken, mal alımlarında hem KİK hükümleri kapsamında hem de Devlet Malzeme Ofisi (DMO) üzerinden yine ihale yaparak alabilirler.

Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Devlet Malzeme Ofisinden Yapacakları Mal ve Malzeme Taleplerine İlişkin Yönetmelik ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarının İhtiyaçlarının Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğünce (DMO) Karşılanması Hakkında 2645 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı kamu kurumları açısından DMO üzerinden yapacakları alımların genel çerçevesini çizmektedir. Bu yasa çerçevesinde alımı tedarik edilecek teknoloji ürünlerinde yerli ve milli markaların tercih edilmesi yerli üretimin daha yüksek standartlarda olmasını sağlayacaktır. Haziran 2020 tarihinde yürürlüğe giren 2465 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı çerçevesinde kurumların DMO üzerinden marka belirterek alım yapma yolu açılmıştır. Kurumların bu inisiyatifi yerli markalar yönünde inisiyatif kullanması temennimizdir.

Kamu kurumları neden DMO üzerinden ihale yaparak mal tedariği yapmayı tercih etmektedir?

  • İhale süreci ve prosedürlerinin daha sade olması
  • İhale sürecinin çok daha hızlı sonuçlanması
  • DMO ihalelerinde alıcı tarafın marka tercihinde bulunabilmesi

DMO alımlarının alıcı taraf yani kamu kesimi açısından kayda değer tercih nedenlerinden biri marka tercihi serbestisi tanımasıdır.

  • Marka yazılması alımda rekabet koşullarının ortadan kalkmasına neden olabilmektedir.
  • Marka tercihi yapılırken yerli markalar yerine genelde yabancı markalar tercih edilmektedir. Bu nedenle yerli markalar DMO ihalelerinde bırakın rekabet etmeyi teklif dahi veremez duruma gelmektedir.
  • Kamu kurumları sıklıkla yabancı marka yazma konusunda bazı gerekçeler ileri sürmektedir. Özellikle “’ürün sürekliliği ve bakım personelinin bu ürünler konusundaki yetkinlikleri” nedenleriyle bazı yabancı markaların şartnamelerde yer aldığına şahitlik ediliyor. Bu durum daha çok teknoloji ürünlerinde, masaüstü ve dizüstü bilgisayar gibi bazı ürünlerde sıklıkla yaşanmaktadır. Ancak, bilişim sektörünün tüm taraflarınca da bilinir ki, bu tür ürünler çok karmaşık olmayıp, bilgisayar konusunda deneyimi olan bakım personeli tarafından rahatlıkla yerli ve yabancı bütün markaların bakım ve onarımları gerçekleştirilebilir.

Kamu kurumları için DMO kanalıyla alım süreçleri yeniden değerlendirilmeli, usul ve esaslar yerli sektörün gelişmesi ve genç endüstri tezinde de öngörüldüğü şekilde özellikle gelecek vaadeden teknoloji yoğun sektörlerin dış rekabete karşı belirli bir dönem korunması felsefesine uygun bir şekilde yeniden ele alınmalı ve revize edilmelidir.

Yerli bir markanın dışa bağımlılığının her zaman daha az olduğu ve bu çerçevede ürün sürekliliğinin de daha fazla olduğu da asla unutulmamalıdır.

Yerli ve milli kaynaklarla bir iktisadi kalkınma ve gelişme arzulanıyorsa, bu noktada ekonomik hayatta önemli bir aktör olan (kamu harcamaları vasıtasıyla) kamu sektörünün dağıtım-tahsis mekanizmasının önemli bir rolü olduğunu hatırlamak gerekiyor. Bu mekanizmanın ise tüm sektörlerimizi özellikle dış rekabete karşı koruyucu bir misyon yüklemesini bekliyoruz.

Devlet malzeme ofisi kamu alımlarında ülkemizde üretimi olan ürün gruplarında sadece yerli ürün şatı aranabilir. Yerli ürünler içinde sıkı kalite kontrol mekanizmaları geliştirilerek daha yüksek kalitede yerli üretiminin yapılmasını sağlayabiliriz. Yerli ürün zorunlu hale getirilmesi durumunda ve üretim aşamasında kalite standartları sıkı kontrollerden geçirilmesi sayesinde kaliteli yerli ve milli markaların oluşmasını sağlamış olacağız. Kamu alımları sayesinde iç pazarda büyüyen ve kaliteli ürün üretimi yapan yerli markalar uluslararası pazarda yer bulacaktır. Sadece Devlet malzeme ofisi alımlarında bile yerli ürünlerin tercih edilmesi durumunda bile çok sayıda yerli markaya sahip olabiliriz. Büyüyen yerli markalar sayesinde teknoloji ithal eden değil ihraç eden ülke konumuna gelebiliriz.

Çok basit yaklaşımla devlet malzeme ofisi üzerinden alımı yapılan masaüstü ve dizüstü bilgisayarlarında yerli markaları tercih etmesi durumunda birkaç yıl içinde dünya pazarına ciddi bir yere sahip markalarımız oluşacaktır. Diğer teknoloji ürünlerinde terli ürün tercih edilmesi durumunda her ürün grubu için en az dünya pazarında satış yapabilecek yerli markalarımız olacaktır.

Devlet olarak bizler kendi markalarıma sahip çıkamıyorsak bu markaların oluşup, büyüyüp uluslararası pazarda yer edinmelerini bekleyemeyiz. Yabancı markaları her tercih ettiğimizde cebimizdeki paraları alıp yabancı ülkelere verdiğimizi unutmamalıyız.