MEDYANIN YOL AYRIMI

Son yıllarda medyada görülen değişimler her geçen gün artarak devam ediyor. Sanki izleyiciler guruplara ayrılmış ve her kesimin bir medyası oluşmuş. Haberler ise hemen hemen her ekranda benzer formatlarda yayınlanmaya başlandı. Bu durumun aslında tüm haber medyasının kan kaybetmesine neden olduğunu söyleyebiliriz.

Küresel salgının hız kesmeden etkisini devam ettirmesi nedeniyle izleyicilerde bu sıkışmışlığı aşmak için yeni seçenekler aramaya başladı. Bu seçenekleri bulmanın en kolay yolu internet. İnternet üzerinden yapılan yayınları keşfetmek, ilginç ve farklı içeriklerle karşılaşmak izleyicilerin biteviye benzer yayınlar yapan majör kanallardan uzaklaşmasını beraberinde getirdi.

Bütün bu gelişmelere rağmen ulusal kanallar benzer içerikleri tekrar etmeye devam ediyor. Bu durum söz konusu yayın organlarının izleyiciler üzerindeki etkilerini git gide yitirmelerine neden olacak.

Süreç, televizyon kanallar için her geçen gün daha da kötüye gitmeye başladı. Sebepleri aslında çok karışık değil. TÜRKSAT uydularından yayın yapan irili ufaklı TV kanallarının sayısı azımsanmayacak kadar çok. Bu kanalların teknik kalitesi çözünürlükleri diğerlerinden hiçte az değil. Kısaca yayın arzının yüksek olduğu, sadık izleyici kavramının ise terkedildiği bir dönemdeyiz. İzleyiciler için içerik hangi kanalda kendisine hitap ediyorsa o kanalı tereddüt etmeden seçebiliyor.

Peki bu kısır döngüden nasıl çıkılır? Aslında sorun sadece ülkemiz sorunu değil. Diğer ülkelerde de benzer bir durum söz konusu. Bu sorunun cevabını izleyicinin tavrı iyi analiz edilerek bulunabilir.

Yayıncıların işi git gide zorlaşıyor. İzleyicinin eğitim durumu tartışılsa da eskisinden çok daha iyi hale geldi. Sorgulayan, eleştiren, seçen, mukayese eden, neden diyen ele avuca sığmayan yeni bir kuşak, klasik izleyicilerin yerini almaya başladı.

Yoksa bizler mi bu durumu dramatik hale getiriyoruz? Her alanda ileriye dönük projeksiyon yapmak, konusunda uzman olanlar için hayli keyifli olacaktır. Ancak gerçekleri de göz ardı etmemek lazım.

İzleyici analizinden bahsetmiştik. Yıllarca karasal yayınlardan TV izleyenlerin seçenekleri 1995’ten sonra uydudan yayın yapan çok sayıdaki kanalla arttı. Bu da izlenme konforlarını oldukça arttırdı. Günümüzde ise internetin yaygınlaşması, erişim sorunlarının azalması ve kullanım bedellerinin makul seviyeye gelmesiyle izleyici artık izlenmeyen karasal yayınları terk etmiş görünüyor. Uydudan yayın yapan benzer içerikleri ileten kanallar izleyiciyi farklı arayışlara itti. İnternet bu arayışlarda ilk adres oldu. İzleyici sayısız içeriğe kolayca ulaşmaya başladı.

Bundan sonraki süreç nasıl farklılaşacak? İzleyiciler yine eskisi gibi benzer şekilde televizyon izlemeye devam mı edecek? Yoksa yeni mecraları ya da internetin neredeyse sınırsızlığında kendi taleplerine cevap verecek içerikler mi arayacak.

Gelişen teknolojiler, ekran boyutlarındaki büyüme, 4K, 8K ve daha yüksek çözünürlük, içerik çeşitlenmesi ve erişim kolaylığı... Anlaşılan, izleyicilerin alışkanlıkları kısa süre sonra kökten değişecek. İzleyicileri bir arada, bir kanalda tutmak artık eskisi kadar kolay değil.