40 YILLIK İŞ HAYATIM: NETAŞLI YILLARIM

Bu yazımda ve sonraki aylarda yazacağım yazıların bazılarında geçmişe dönüş yapacağım. 21 yılımı verdiğim Netaş, geçen ay bir video hazırlamış “Zoru Başarmak: 10 Bin Kişinin Yolculuğu”[1]. 1987 sonunda başlayıp 2008 başına uzanan bir yolculuk benim Netaş maceram. Özetle o 10 bin kişinin içinde ben de vardım ve bunun gururunu ömür boyu yaşayacağım. anlamda ne mutlu bana.

Türk Telekom’da (PTT) çalışırken sanırım sayısal santrallerde görev yapan ilk mühendis olmuştum. Kavaklıdere santralinin açılışı ve sonrasında Türk Telekom (TT) tarafından tüm santral kabullerine gönderilmem bir yıl içinde gerçekleşti. DMS’lerde ilk kez test edilen BCS21 software’in birçok eksiklerini belirleyip Genel Müdür Yardımcımız Emin Başer’e rapor edince ortam biraz gerginleşti. Detayını TT anılarıma saklayacağım ama Netaş’tan sürekli teklifler almaya başladım. Netaş’ta İş yoğundu ama TT’den aldığım maaşın nerdeyse 3 katını alacak olmam, ayrıca iki kurulacak bölge müdürlüğünden Anadolu (Ankara) Bölge Müdürlüğü’nün teklif edilmesi ve prestiji Netaş’ın teklifini kabul etmemde etkili oldu.

Transfer işi gerçekleşti ve yoğun bir iş süreci başladı. Geçici olarak Ankara bölgeye bakan bir İngiliz arkadaşım vardı ki bana daha sonraları İngiltere için de iş teklifi yapmıştı. Bir yıl geçmişti ki ilk sürprizi bana haber verdi: “Zuhuri iyi niyetle çalışıyorsun ama ben gidince yerime senin değil de başka birini atayacaklar.” Duygusallık dönemimdi, tabii ki kızmıştım, ama yapacak çok fazla bir şey de yoktu. Dediği çıktı İstanbul’dan birini atadılar. Nedense benim üzerime biraz fazla geliyordu. İş aramaya başladım. Almanya’da Alcatel’den iş teklifi alınca Netaş’tan ayrılmak zorunda kaldım. Ama Netaş maceram bitmeyecekmiş. Almanya maceramın detayını sonraki yazılarıma sakladıktan sonra tekrar Netaş’a döneyim. Zamanın Genel Müdür Yardımcısı Said Bey pek sevdiğini, takdir ettiğini belli etmezdi ama bir telefon görüşmesi sonrası “Netaş’a hemen geri dön, başka bir bölüme vereceğim” deyince Netaş’ıma döndüm.

Santral işleri yavaş yavaş bitiyordu. Said Bey data grubuna verdi, iyi ki de öyle olmuş. Ekibe 1 yıl gecikmeli katıldım. Burada birçok projeyi yürüteceğimi kısa sürede anladım. İlk deneyim ve tecrübem Türk Telekom’da X.25 veri ağında “TURPAK”da oldu. Bu ihalenin alınış şeklini, detaylı şekilde yine bu dergide yazmıştım.

Daha sonra Merkez Bankası ağ kurulumu başladı: MERNET ve hemen ardından Bankalar Birliği’nin para transferleri için şimdi kullandıkları ağın altyapısı TICNET. Bu projeleri yürüten arkadaşlarım İstanbul’dan geliyor ben de onlara eşlik ediyordum. MERNET -yanlış hatırlamıyorsam- SWIFT[2] işlemi içinde önemliydi. TICNET ise şu an yapmış olduğumuz para transferleri bu veri ağı sayesinde yapılıyor.

Daha sonraki proje ise Milli Piyango İdaresi’nin açmış olduğu Sayısal Loto ihalesiydi. Bunun detayını daha önce anlatmıştım. Sonrasında Jokey Kulübü... Projelerin detayına girmeyeceğim ama kısaca değinecek olursam 1997 yılında iki büyük proje gerçekleştirdik; Türkiye’nin en büyük ve tek akademik ağı olan ULAKBİM ve emniyetin kapalı ağı POLNET. ULAKBİM Projesini yaparken ÖSYM Başkanı YÖK’den ricacı oldu ve internet üzerinden sonuçları yayınlama imkânı olsun diye 150 MB’lık bir bağlantı rica etti. ULAKBİM ağına bunu da ilave edince Türkiye’de ilk kez sınav sonuçları internet üzerinden yayınlanmış oldu.

Projeler sürekli geliyordu. Bu kez gelen projeler daha çok ISP projeleriydi. O sıra Northel Cisco yerine Bay Network’ü satın almış ve bu nedenle de beni İngiltere’ye eğitim amaçlı gönderdi. Dönüşte başta Superonline, İhlas Net, Turk.Net, İş Net gibi ISP adaylarının bazılarının kurulumunu, bazılarının ön testlerini yaptık.

Ankara’da olmam nedeniyle grup direktörümüz rahmetlik Refik (Arkut) bana “Zuhuri sen yurt dışı projelerinde çalışır mısın?” diye sorunca tereddütsüz kabul ettim.

İlk deneyimim Pakistan’da oldu. İhaleyi Northel’in Avusturalya’daki firması kazanmış ama elemanları Pakistan’da çalışmak istememiş. Bunun üzerine Pakistan’a ben gittim. Her hafta Avustralya ekibiyle toplantılar yapıp süreci anlatıyordum. Sona geldiğimizde ağın ismi tartışma konusu oldu. Ben de “PAKNET” olsun diye bir öneri de bulundum. Pakistanlılar hemen benimsediler bu ismi. Ve PAKNET ağını Pakistan’ın tüm şehirlerine kurduk.



İkinci sırada Özbekistan ağı vardı. Biraz uzun sürmesine rağmen Uzpak ağını tamamladık. Genel müdürümüz dahil herkes açılışa geldi. Aklımda yer eden proje tamamlandığında imza atılırken Özbekler beğenmediği için (YAMAN Özbekçe de kötü adam demekmiş) soy ismimi proje dokümanına yazamadım.

Savaş yeni bitmiş ve 4-5 ay sonra Bosna’ya Bosna Telekom’un veri ağını kurmaya gittim. BİHPAK’ı tamamlarken birçok güzel anılar da edinmiş oldum. En çok etkilendiğim de Boşnak mühendis arkadaşım Suat Sutroviç’in ısrarla beni babasının evine götürmesi. Suat’ın babası bana adeta evladı gibi sarılması duygusal bir andı. Suat’dan öğrendiğime göre babası ondan “O Türk’ü ne olur getir bir göreyim” diye ısrar etmiş. Yani tam bir Prof. Dr. Tufan Gündüz hikayesi.[3]

Netaş’ın Elçibey döneminde Azerbaycan’a kurmuş olduğu santrallerin parasının Elçibey sonrası alınamadı. Daha sonra Data ihalesine Uzanlar’ın Artel garantörlüğüyle girdik ve kazanmıştık. Ancak data ağının açılış törenlerinin yapıldığı Azadlık meydanına Haydar Aliyev teşrif etmeyince Cem Uzan’da nispet yaparcasına gelmedi, yerine Hakan Uzan’ı gönderdi.


Son yurt dışı projemiz Kazakistan’da idi. Almatı’da şubat ayında gitmemizde beni bir sürpriz bekliyordu. Erkekler için bayramları bu tarihe denk geliyormuş[4]. İlk defa kendimi bu kadar özel hissettim. Turpak ağını yaygınlaştırmak ve iletişimini kolaylaştırmak adına kiralık devre kurulması önerisi TT’a Tellabs tarafından yapılınca Netaş olarak Tellabs ile anlaşma yapıldı. Artık eğitim amaçlı İngiltere yerine rotamızı Finlandiya’ya çevirmiştik. Birçok bankanın altyapısı Tellabs’ın ürünleri ile sağlandı.

Daha sonra satış bölümüne geçtim. Netaş’ın bu bölümdeki anılarımı başka bir yazıma saklayayım. Özetle Netaş’ta çok güzel günlerim geçti. En büyük özelliği yapılan organizasyonlara aile fertlerini de dahil edilmesi. Bu durum, firmayı sadece benim değil çocuklar dahil eşimin de benimsemesi ve kendilerini Netaşlı olarak görmesini sağladı.

Her kim düşünmüşse bu organizasyon işlerini çok akıllıca yapmış. Netaş iş hayatı açısından -birkaç yöneticinin kişisel yanlışları dışında- Türkiye’ye örnek olacak bir modeldi bence.

Not: Netaş’taki iş hayatımın geri kalan kısmını da ikinci yazıma saklayayım.

 

[1] https://www.youtube.com/watch?v=kHh5jSSp-AU

[2] Yurt içi yada yurt dışındaki banka hesaplarına döviz olarak gerçekleştirilen tüm para transferleri SWIFT (Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication / Dünya Bankalar Arası Finansal Telekomünikasyon Derneği) sistemi aracılığıyla gerçekleştirilmektedir.

[3] https://www.youtube.com/watch?v=zkMaFbA6m7A

[4] II. Dünya savaşı bitince Sovyetler’de kadınların erkeklerin cepheden geri dönüşleri nedeniyle Erkek Bayramı ilan etmişler.