TÜRKİYE’DE İŞLETME ve KURUMLARIN BT YATIRIMLARI

Kişi başı BT tüketimi bilişim sistemleri gelişimi açısından önemli bir gösterge. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kaçır’ın IDC ile beraber yaptığı 11.05.2020 tarihli Türkiye BT pazarının görünümü konulu sunumundan alınan yukarıdaki grafiğe göre Türkiye’nin toplam BT harcaması 7,9 milyar dolar seviyesinde. Almanya’da ise 109 milyar dolar civarında. Almanya ile Türkiye’yi kıyasladığımızda Almanya’nın GSYİH’ı 46 bin dolar Türkiye de ise 8,9 bin dolar kaba bir hesapla Almanya’nın GSYİH’ı bizim 5 katımız. Burası zaten bildiğiniz bir gerçek fakat daha çarpıcı olanı ise Almanya’nın BT harcamaları ile bizim BT harcamalarımızın kıyasında. 2019 rakamlarına göre Türkiye’mizde toplam BT harcaması 7,9 milyar dolar Almanya da 109 milyar dolar ise kabaca bizim tam 13 katımız.

Yine bu rapordan aldığımız bilgiye göre harcamamızın önemli bir kısmı %50 si hane halkı tarafından yapılıyor. Almanya’da ise bu oran %15 yani bir başka deyişle kurumlarımız ve şirketlerimiz Almanya’daki kurum ve şirketlere oranla toplam ülke harcaması içinde 3’te 1 oranında daha az BT’ye yatırım yapıyor. Özetle kurum ve şirketlerimiz kabaca 4 milyar dolar Almanya’da ise kurum ve şirketler 75 milyar dolar para harcıyor BT yatırımlarına. Buradan baktığımızda ise fark 13 kattan 18 kata çıkıyor. Bir çarpıcı istatistikte bu harcamanın dağılımı biz paranın çok önemli bit kısmını donanıma yani dışarıdan ithal ettiğimiz BT mallarına harcarken Almanya yazılım ve hizmete ödüyor. Biz yazılıma %12 hizmetlere %15 harcıyoruz Almanya ise ikisine sırasıyla %36 ve 34 harcıyor. Yani bizde %27 onlarda %70 onlar kabaca 75 milyar dolar biz 2,4 milyar dolar. Sonuç olarak Almanya bizim tam 31 katımız yazılım ve BT hizmetlerine para harcıyor. İşi kurum ve şirketlere indirgersek kabaca biz 1,2 milyar dolar onlar 52 milyar dolar yani tam 62 katımız daha fazla yazılıma ve BT hizmetlerine para ayırıyorlar. Yıllardır BT’nin yazılımın, bilişimin ülkemizin petrolü olduğundan bahsediyoruz ancak görece olarak baktığımızda kurumlarımız ve şirketlerimiz bu sektöre harcamayı Almanya’dan tam 62 kat daha az yapıyor oysa GSYİH’ı bizden 5 kat fazla. Başka bir deyişle Almanya kurum ve şirketleri GSYİH’ları eşit olduğunu varsaydığımızda bizden tam 12 kat daha fazla yazılım ve bilişim hizmetlerine ehemmiyet veriyorlar. Bizden tam 12 kat fazla; bilişim önemlidir, yazılım değerlidir, katma değerlidir, ülkemizin geleceği bilişim de yazılımdadır, bu alanda nitelikli eleman istihdamındadır diyor ve uyguluyorlar. Bu durumda dünya ile nasıl rekabet edeceğiz? Söz gelimi Almanyayı nasıl yakalayacağız? Yine aynı rapordan hareketle Dünyada BT pazarının son on yıldaki genel görünümüne bakalım;

Dünya ekonomi istatistiklerine göre, dünya BT harcaması 2019 yılı için 3,5 trilyon dolardı (Gartner raporu). Türkiye’de TÜBİSAD verilerine baktığımızda (Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile BTK’nın proje veri ortağı olduğu TÜBİSAD bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü pazar verileri raporu) 26 milyar dolar. Bu 26 milyarın 4,1 milyar doları yazılım 2,2 milyar doları BT hizmetleri oluşturmakta. İhracatımız ise yine aynı dönem için 1,1 milyar dolar.

Dünyanın 2019 da ürettiği toplam değer 88 trilyon dolar. Türkiye bunun 788 milyar dolarını üretti yani %0,84’ünü ancak bilgi teknolojilerinde ise %0,74 oranında harcama yaptı.

Başka bir istatistiğe Bilgi Toplum Dairesin kamu kurumlarının resmî bilişim harcamaları rakamlarına bakalım;

Kamu BT yatırımlarımızın da dolar bazında 2015’e oranla 3’te 1 oranında azaldığını gözlemlemekteyiz. Tüm kamu yatırımlarımızın içindeki oranı ise 6,9’dan 4,8’e düştüğü görülmekte. İhale teknolojileri firmasının geçenlerde yayınladığı kamuoyuna açıklanan devlet harcamaları istatistiğine göre 2020 yılında Kamu 114,6 milyar TL harcama yapmış ve bu harcamayı %51 inşaat, %10 sağlık, %8 araç, %8 enerji, %5 gıda, %3 temizlik, %2 oranında bilişim sektörlerine yapmıştır.

 

 

Neresinden bakarsak bakalım bilişim sektöründe hem kamu tarafında hem şirket tarafında yatırımları artırmalıyız. Bilişim ihracatımız son 5 yıldır 1 milyar dolar seviyesinde nitelikli istihdam açığımız ise giderek büyümekte.

 

 

Sanayi ve teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kaçır’ın 11.05.2020 tarihli Türkiye BT pazarının görünümü konulu sunumundan aldığım yukarıdaki nitelikli bilişim elemanı ihtiyacı analiz grafiği durumu apaçık ortaya koymakta. Nitelikli eleman açığımız artıyor elimizde avucumuzda olan az sayıda nitelikli eleman yurtdışına gidiyor. Bu ortamda nasıl dünya ile rekabet edebiliriz. Gelin 2021 yılını bir milat yapalım. 2021 yılı kamu ödeneklerini akıllı bir şekilde kurumlara değer katacak ama sektöre de can verecek şekilde harcayalım. Proje odaklı, yerli yazılım odaklı, BT hizmeti odaklı kullanalım. Son dönemde Dijital Dönüşüm Ofisimiz (DDO) kuruldu. E-devlette güzel çalışmalar yapıldı. DDO ya göre 5000’nin üzerinde kamu hizmeti e-devlet üzerinden sunuluyor. Son zamanlarda başarılı girişimleri sorguladığımda birçoğunun TÜBİTAK Ar-Ge teşviklerinden yararlandığını gördüm bu çok önemli bir başarı. Bugün Anadolu’nun çeşitli illerine dağılmış vaziyette faal olarak 69 teknokentimiz bulunmakta. Bu teknokentlerimizde 2019 rakamlarına baktığımızda 58 bin civarı çalışanımız var. Özetle üniversite, teknopark altyapısı olarak, genç nüfus olarak, teşvik altyapısı olarak yeterli olmakla beraber sektörümüz diğer sektörlere nazaran hem kamu tarafında hem özel sektör tarafında yeterli ödenekleri alamıyor. Bunu değiştirmek, bilişim sektörünün son derece katma değerli olduğunu anlatmak biz bilişimcilere düşüyor. Diğer sektörlere yatırım yapan iş insanlarımıza, siyasetçilerimize, bürokratlarımıza sektörümüzün katma değerini yılmadan anlatmalıyız. Haydi, 2021 de bilişim çalışanları, şirketleri, kurumları, sivil toplum örgütleri özetle tüm sektör paydaşları olarak bilişim katma değeri konusunda kamuoyu oluşturmak için çaba sarf edelim.

Sözlerimi Muhyiddin Şekur’un güzel bir sözü ile bitirmek istiyorum. "Yolu doğru olanın yükü de ağır olurmuş." Ülkemizin bilişimle, yazılımla kalkınacağını düşünenler olarak yolumuz doğru ancak yükümüz ağır. Hep beraber omuz verelim…