İşletmeler kendi vizyonları çerçevesinde ve bulundukları sektör doğrultusunda kendilerini geliştirmeyi ve ortaya koydukları performansı her geçen gün artırmayı amaçlamaktadırlar. Bu amaç kapsamında dönemin getirdiği avantaj, dezavantaj ve ihtiyaçları doğru tespit ederek maksimum kâr elde etme güdüsüyle faaliyetlerini sürdürmektedirler. Fakat çoğunlukla, faaliyet gösterilen alan fark etmeksizin, gözden kaçırılan en önemli problem mevcut çalışanların birbirleriyle olan uyumları ve motivasyonlarıdır. Bir kişiden fazla insanın çalıştığı her işyeri için bu problemden bahsetmek mümkündür. Çünkü bireysel amaçlarımızın, çalıştığımız işletmelerin amaçlarıyla örtüşmesi büyük önem arz etmektedir. Günümüzde bireysel olarak görünen pek çok faaliyet ekip çalışması gerektirdiğinden, bireysel çalışmalardan ziyade grup çalışmalarına duyulan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Bu sebeple, personel istihdamlarında kişilerin bireysel olarak değerlendirilmesinin yanı sıra işletme içerisinde uyumlu davranmaya yatkınlıklarının da değerlendirilmesi gerekmektedir. İhtiyaç duyulan işin gerektirdiği yetkinlik farklı olabilir ancak yetkinlik ile birlikte mevcut insan kaynağına uyum sağlayabilecek kişileri tespit etmek de bir o kadar önemlidir. Çünkü istihdam işletmelerin kendilerine yaptıkları en büyük yatırımlardan biridir.

Personel mutluluğunu ve motivasyonunu sağlayamayan işletmeler elbet bir gün faaliyetlerine son vermek zorunda kalacaklardır. Uluslararası ve ulusal alanda faaliyet gösteren, tanınan işletmelere baktığımızda personel mutluluğunu ne kadar ön planda tuttuklarını görmekteyiz. Zira çalışırken mutlu olan kişiler iş yerlerine daha bağlı, işlerinde daha verimli ve yaratıcı olmaktadırlar. Bu aşamada, personelin fikirlerine önem vermek, söylediklerini dikkate almak, yaptıkları işi takdir etmek ve ödüllendirmek yöneticilerin payına düşen en önemli görevler içerisinde yer almaktadır. Çalışanlara bir takım olduklarını ve takımın en önemli oyuncuları olduklarını hissettirmek gerekir.

Bir takım ancak bireyler birlikte uyum içerisinde çalıştığında güçlüdür. Dolayısıyla işyerlerinde görev yönetiminin etkili bir şekilde yapılabilmesi için verimli takımlar kurmak şarttır. Pek çok proje ancak çalışanlar işbirliği halinde olduğunda başarılı olabilir. Verimli takımlar oluşturmak hem işletme için en iyi sonuçları, hem de işletme başarısı için çalışan, mutlu ve motivasyonu yüksek bireyler yaratacaktır. Performans kriterlerini belirlemeden önce personelin çalışma ortamının uygun ve ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde planlanması gerekmektedir. Temelde sorumlu olunan işe yönelik eğitim faaliyetlerinin yanı sıra birlikte çalışılacak insanlara uyum sağlamaya yardımcı olan eğitim faaliyetlerine de önem verilmesi elzemdir. Başlangıç olarak kusursuz bir program ortaya koymak elbet mümkün değildir. Gerçekleştirilen her eğitim ve ortaya çıkan her yeni ihtiyaç doğrultusunda esnek bir takım çalışması programı ortaya çıkabilecektir. Personelin öncelikle yöneticilerine güvenini tesis ettikten sonra birlikte çalıştığı insanlar ile uyumu sağlanarak huzurlu bir çalışma ortamı yaratılabilir.

Takım çalışmasının ana öğeleri; açıklık ve şeffaflık, güven ve dürüstlük, bilgi paylaşımı, zaman yönetimi, katılım sağlamak ve iş birliği yapmaktır. Etkili takım çalışmasının işletmelere sağlayacağı avantajlara bakacak olursak;

• Motivasyonu ve yaratıcılığı geliştirir.
• Yeni fikirler ve çözümlerin üretilmesini sağlar.
• Bir takımın güçlü ve zayıf yanlarını tanımlar.
• İletişimi geliştirir.
• Problem çözme yeteneğini geliştirir.
• Ortak hedef belirlenmesine yardımcı olur.
• Organizasyonel verimlilik ve etkinliği artırır.
• Sadakat ve güven duygusunu yükseltir.
• Kurum kültürünün beslenmesini sağlar.
• Liderlik ve ekip yönetimi gibi yetkinlikleri ön plana çıkarır.
• Personel profilinin tanınması ve potansiyel yönetici belirlenmesine dair havuz oluştur.
• Müzakere ve çatışma gibi durumlara bireylerin kendini geliştirmelerini sağlar.

Takım çalışmasının avantajları yukarıda bahsedilen maddelerden çok daha fazla anlam ifade etmektedir. İşletmelerde pek çok konu takım üyelerinin birlikte nasıl çalıştıklarına bağlıdır. İş yükü herkes için eşit olacak miktarda bölüştürüldüğünde, genel gelişim izlendiğinde ve takım üyelerinin birlikte çalışma uyumu denetlendiğinde daha da etkili sonuçlar alınması olasıdır.

Son dönemde özellikle iş hayatında insan faktörünün giderek önem kazandığını ve dünyadaki rekabet ortamında yeniliklerin yakından takip edilmesinin kaçınılmaz olduğunu göz önünde bulundurursak mutlu ve birbirleriyle kuvvetli iletişim kuran personelin işletmeler için ne kadar önemli olduğunu görebiliriz. Aidiyet duygusuyla hareket eden personel çalıştığı kurumu yöneticilerden daha fazla benimseyecektir. Mutlu olan insan mutlu etmek için elinden gelen her şeyi yapacak ve bu durum çevreye pozitif olarak yansıyacaktır. Unutmayalım ki teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin sonunda bunu başaran hep insan olacaktır.