İŞ YAPMA SÜREÇLERİNİN DİGİTALLEŞMESİ

Ankara’nın kuzeyindeki baraja feda ettiğimiz Bayındır köyümüzde sene 1966. Köyde bizim yakanın yegâne su kuyusu olan bahçemizdeki “Adalı’nın kuyusu”ndan suyu çıkarmak bir hayli zahmetli oluyordu. Bunun kolay bir yolu olmalıydı diye düşünürken köyün marangoz ustası olan ve farklı fikirlerinden dolayı “Deli Ahmet” lakaplı komşumuza danıştık. Tavsiyesi ile ufak bir mancınık benzeri bir sistem kurmaya karar verdik. “Y” şeklindeki kazığı yere iyice monte ettik, yine köyün demircisinden aldığımız uçları vidalanabilir demiri tutturmadan önce kuyuya doğru inip çıkacak bir kalası ortadan delip bu demiri geçirdik ve “Y” şeklindeki kazığın iki ucuna tutturduk. Şimdi kalasın bir ucuna zincirle bağlı bir su kovası diğer kısmında da içi taşla doldurulmuş ve ağzı iyice kapatılmış bir kova vardı. Artık su çıkarmak çok kolay olmuştu. Bu sistemi babam bir su tulumbası alana kadar kullandık.

İnsanlık tarihine bakacak olursak toplumlar ekonomik, sosyal, kültürel ve teknolojik değişimlere uğradığını görürüz. Doğal olarak ilk değişimler tarımsal alanda gerçekleşmiştir. Tekerin bulunması, hayvanların evcilleştirilmesi, sapan kullanımı ve diğer gelişmeler.

Sanayi devrimi ile insan hayatında birçok şey değişti. İngiltere’de ilk makineleşme süreci başlayınca şöyle bir düşünce hâkim olur: “Artık bundan sonra insanların çalışmasına gerek yok, zaman sıkıntısı çekmeyeceğiz.” Ama makineleşme ile birlikte insanlar daha üretken olurken iş sayısı ve hacmi ona paralel olarak artış gösterir. Sonuç; makineleşme öncesi insanlar daha az zaman sıkıntısı çekiyorlarmış gibi, tıpkı bugün dijitalleşme için konuşulanlar da olduğu gibi…

20. yüzyılın sonlarında bilgi teknolojileri çağı ya da endüstri 3.0 süreci başladı. Yeni teknolojik gelişmelerle birlikte sanayi ve hizmet üretiminin küresel ölçeğe yayılması, işletmelerin yönetim ve organizasyon yapılarının değişmesi ve üretimin tüketici talebine cevap verebilecek şekilde esnek hale getirilmesi, çalışma hayatında radikal değişiklikler yaptı.

Bilgi teknolojilerinin gelişimi dijital teknolojilerin ortaya çıkmasına imkân tanıdı. Günümüzde dijitalleşme olarak adlandırılan sayısallaştırılmış bilgi, iş geliştirme, iş süreçlerini hızlandırarak ve dönüştürerek yeni ve hızlı getiri sağlamasına neden olmuştur. Bu sayede değişen ve artan toplum ihtiyaçlarına daha hızlı karşılık verme, hizmette verimlilik, organizasyon yapılarında etkinlik sağlayan bütüncül bir dönüşüm sağlamıştır. Doğal olarak bu değişim çalışma yaşamımızı da hayli etkiledi.

İş yaşamındaki dijitalleşmeyle birlikte iyimser ve kötümser iki farklı görüş yer alır; İngiltere’deki sanayileşme örneğinde de bahsettiğim gibi konu istihdam çerçevesinde ele alındığında; dijitalleşme sürecinin bazı iş ve meslekleri ortadan kaldıracağı, ayrıca mal ve hizmet üretim süreçlerinde robotik teknolojilerin kullanılmasının emek istihdamını azaltacağı -hatta karamsar senaryolarda tamamen ortadan kaldıracağı- şeklindeki görüşlere karşın, yeni teknolojilerle birlikte dijital dönüşümün hızlanmasının yeni iş ve fırsatları ortaya çıkaracağı, bunun da istihdamı artıracağı fikri öne sürülüyor.

30 yıl önce bilgi toplumu ile ortaya çıkan ve giderek gelişen dijitalizasyon ile birlikte teknoloji ile iş arasındaki ilişki; iş organizasyonu, mesleki profillerin yeniden yapılandırılması, beceri ve öğrenme, insan kaynakları yönetimi, sosyal diyalog, yayılmanın ekonomik ve sosyal süreçleri ve yeniliklerin benimsenmesi gibi birçok faktörün karşılıklı etkileşimiyle belirlenir. Geldiğimiz nokta da çağımız büyük bir hızla dijitalleşirken bu trende ayak uyduramayan firmaların cevap vermesi gereken tek bir soru var; “tamam mı, devam mı?”

İnsan Kaynakları özelinde ele alırsak dijitalleşme desteğiyle İnsan Kaynakları kolay raporlama yapabilir, takip ve analiz süreçleri dijital ortamlarda yönetebilir. Bu süreçte tasarruf ettiği zamanı asıl görevi olan “Stratejik iş ortağı” olma yolunda harcayabilir. İşe alım süreçlerinin dijitalleşmesiyle İK departmanları aradığı adaya hızlıca ulaşırken zamandan %50 daha fazla tasarruf edebilmektedir. Artık birçok firma aday havuzlarını dijital ortamda kurgulayıp aday ile ilk mülakatı internet üzerinden yaparak günler, hatta belki haftalar kazanır hale geldi. En son Siemens’te çalışan damadım ve kızım ABD’deki firmanın (Amazon) internet üzerinden sınavına girerek İngiltere’ye yerleştiler. Ancak dijital ortamdaki sınav sanmayın ki yüz yüze olduğundan çok kolay. Aksine uzun ve yorucu bir sınavdan geçiyor ve skorlarınız sürekli diğer adaylar ile karşılaştırıyorlar.

Dijitalleşme süreçlerini sıralarsak;

· Süreçlerde dijitalleşme

· Çalışanlar arasında dijitalleşme,

Kullanılan donanımların, yöntemlerin dijitalleştirilmesidir.

· Ürünlerde dijitalleşmesi

· Pazarlamada dijitalleşme

Müşterilerde Dijitalleşme (Müşteri ya da takipçilerinizin dijitalleşmesi)

· Finansta Dijitalleşme

· Mekanlarda Dijitalleşme

Hayatta Dijitalleşme (İnovasyon, dönüşüm, değişim, dijitalleşmek).

Dijitalleşme sadece araçların değişimi ve dönüşümü demek değildir. Dijitalleşme yeni bir iş modeli yaratmaktır, yeni bir strateji kurmaktır, yeni bir başlangıç yapmaktır.

Bilgi işlem teknolojileri getirdiği esnekliğin sanal çalışmaya kayması sonucu; dijital göçebelik müşterilerin ve hizmet sunucularının internette buluştukları platform ekonomisinin bir parçası olarak “crowdworker”lardan oluşan ve aynı zamanda yeni bir iş modeli olarak adlandırılan kalabalık/kitlesel çalışma, dijital iş portalları ve çevrimiçi platformlar üzerinden çağrı üzerine çalışma gibi bir dizi yeni çalışma biçimini ortaya çıkmıştır.

Dijitalizasyon sürecinin bir etkisi de çalışma ortamının gözetim ve denetiminin dijital teknolojiler aracılıyla yapılmasıdır. İşyerleri ve ofislere yerleştirilen kameralar ve çeşitli sensorlar aracılığıyla çalışma ortamının gözetlenmesinin elbette ki güvenlik açısından yararları bulunmaktadır. Bu konuda gelinen son nokta, derilerinin altına çip taktırarak çalışanlarını takip ediyorlar olmasıdır. Bu çiplerle, el sallanarak işyeri binasının ana kapıları açılabilmekte, şirket arabaları çalıştırılabilmektedir. Ayrıca çalışanların sağlık bilgileri de yüklenebilmektedir.

Son pandemi döneminde “home office” kavramı ön plana çıkarken, sahil kasabalarındaki yazlıkların fiyatları da bununla orantılı bir hayli yükseldi. Yeni iş hayatımızda masaüstü bilgisayarın, kâğıt dosyalarla zaten çoktan vedalaştık. Bulut bilişim teknolojisiyle ihtiyacımız olan her bilgiye istediğimiz yerden ulaşabiliyoruz. Ülkemizde tüm firmalar böyle çalışıyor diyemiyoruz ama başta uluslararası firmalar olmak üzere hızla bu dönüşümü yaşıyoruz.

Pandemi sürecinde dünyanın hazırlıksız yakalandığına şahit olmaktayız. Pandemi sadece ekonomik zarar vermedi, şirketlerin bugüne kadar bildikler ve yapageldikleri pek çok iş yapma biçiminin demode kaldığını ve yanlış yapıldığını gösterdi. Her şeyden önce Covid-19 dijitalleşmenin şirketlerin hayatta kalabilmeleri adına ne kadar önemli olduğunu ortaya serdi. Birçok sektörde yatırımlar durdurulurken yakın zamanda paylaşılan PwC Covid-19 CFO Pulse Araştırması bu bağlamda dijital dönüşüm yatırımlarının hız kesmeden devam edeceğini gösteriyor. Dijital dönüşüm yatırımlarının ertelenmesi veya iptal edilmesi düşünülmüyor. Bununla birlikte CFO’lar teknoloji yatırımlarının (%63), dayanıklılık ve çevikliğin (%59), çalışma biçimi esnekliğinin (%57) ve müşterilere hizmet vermenin yeni yollarının (%57) şirketlerini uzun vadede daha iyi hale getireceğine inanıyor.