Mart ayı yazımda,
“Sağlıklı işleyen bir bilişim ve uzay sanayi ekosistemini nasıl yaratabiliriz?” sorusunu sormuştum. Bu yazımda ilgili soruya çözümsel yaklaşımla cevaplar arayacağım.
Fikrimin yettiğince çözüm önerileri ele alacağım. Elbette bu modellemenin eksik tarafları olacaktır. Bunu peşinen kabul ederek daha iyi önerenlerin çıkacağını umarım.
Amacım da zaten ekosisteme çözüm önerileri için bir İŞARET FİŞEĞİ yakmak.
Bilişim ve Uzay Sektörü Ekosistemi Yaratmak:
Uzay ile bilişimi bir sektör olarak değerlendirmemizin nedeni, her iki alanında birbirine entegre alanlar olmasıdır. Aynı zamanda diğer sektörlere olan çarpan etkileridir. Uzay sanayisinde attığımız adımlar henüz çok yeni olduğundan, bu alanı hukuk, insan kaynağı ve uluslararası boyut açılarından değerlendirmek, daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Ekosistemi 5 sac ayağı üzerine oturtabiliriz.
Bilişim sektöründeki yetişmiş personel açığını yazmayan ve duyamayan kalmadı. Duymayan iki yer var; Millî Eğitim Bakanlığı ve YÖK (Üniversiteler). Bazen duymalarına rağmen duyar gibi yaptıkları da oluyor!
Eğitim sistemimizin baştan aşağı değişmesi şarttır.
2000 sonrası doğan nesillerin hızına ne Millî Eğitim Bakanlığı ne de YÖK/Üniversiteler yetişebilmektedir. Farklı bir nesil. Öğrenmeleri, anlamaları, kavramaları, bilgiyi elde etme ve tüketmeleri, üretim anlayışları, adalet duyguları ve sorgulamalarıyla farklı bir nesil.
Mevcut eğitim yapısı, mevcut eğitimlerin içeriği, mevcut eğitim müfredatı… maalesef yeni çağın ihtiyaçlarına ve yeni neslin taleplerine cevap veremiyor. Pandemiyle beraber tüm bu sorunlar gün yüzüne çıktı. Bu başlıkta çözüm önerisi nettir. Artık mevcut durum sürdürülebilir değildir. Bu nedenle insan kaynağı ve eğitim planlaması baştan sona değiştirilmelidir.
İnsan kaynağı ve işgücü eğitim planlamasında; geleneksel mesleklerin ağırlık katsayısını azaltırken, dijital çağın mesleklerinin ağırlık katsayısını kademeli bir şekilde hızla arttırmalıyız. Örneğin meslek lisesi branş kategorilerinde marangozluk branşına 100 kontenjan, bilgisayar donanım branşına 10 kontenjan verilirken, bu katsayının hızlıca tersine çevrilmesi gerekir. Nerdeyse tüm üniversitelerde İktisadi İdari Birimler Fakültesi (İİBF) vardır. Bu fakülteler her yıl binlerce Maliye, Çalışma Ekonomisi, Ekonometri, Kamu Yönetimi mezunu verir. Mezunların %95’i hayallerindeki işe giremez. Şubat-21 ayında 15-24 yaş arası gençlerin %26,9’u genç işsiz statüsündedir. (Kaynak: https://tuikweb.tuik.gov.tr)
Bu planlamalarda öncelikli mesleklerin yeniden tespiti gerekmektedir.
Bu konunun çok detaylı işlenmesi gerekir bu nedenle çözüm için ana vizyonu önerdim.
Bu öneriler uzun vadeli ama uzun ömürlü çözümlerdir ve mutlaka hayata geçirilmelidir. Ancak kısa vadede sektörün insan kaynağı ihtiyacını giderecek çözümler de önemlidir. Bunun için İŞKUR diye bir kurumumuz var. Bu kuruma yüklenen görev skalası ve önceliklendirmelerinin değiştirilmesi gerekir. (İŞKUR sitesinde iş arama bölümünde geçerli meslekler arasında halen Nalbant diye meslek adı mevcut). İŞKUR yetkililerinin geleceğin meslekleri konusunda Fütüristlerle de yılda bir düzenli arama toplantıları yapmasını tavsiye ederim. Uluslararası geçerliliği olan meslek edindirme eğitim şirketleriyle iş birliği yapılmalı. Bu iş birlikleri teknokentler üzerinden hayata geçirilmelidir.
2. Hukuk:
Toplumda en büyük güveni her şeyin sonunda adil bir mahkemenin bulunabileceği inancı sağlar. Ekosistem için tesis edilecek hukuk sistemi, tüm kurum ve işleyişiyle tam da bu inancı sağlamalıdır.
ABD’nin ve Avrupa Birliği’nin bilişim hukuku ve uzay hukuk müktesebatı incelenerek, ülkemiz bünyesine uygun yeni bir bilişim ve uzay hukuk mevzuatı oluşturulmalıdır.
Bilişim hukukunda blockchain, dijital para, telif, patent, borsa işlemlerinde ülkemiz hukukuyla uyumlaştırmaların çok hızlı yapılmasında fayda vardır.
Bilişim alanıyla ilgili olarak ivedilikle “ihtisas mahkemelerinin” kurulması gerekmektedir.
Bu ihtisas mahkemeleri, İstanbul Tahkim Merkezi’ne (İSTAC) eklemlenerek, uluslararası hukukla bütünleşmeyi getirecektir.
Bu alanlarda hukuk uzmanlarının yetiştirilmesi elzemdir.
3. Regülasyon:
Bilişim ve uzay alanlarıyla ilgili olarak, ülkemizde birçok başlıkta regülasyon gerektiği, son yaşadığımız dijital para dolandırıcılık haberleri ile iyice gün yüzüne çıkmıştır.
- Blockchain ve kripto paralar:
TCMB’nın 16.04.21 tarihinde “Ödemelerde Kripto Varlıkların KullanılmaMAsına Dair Yönetmelik” yürürlüğe konulmuştur.
20.04.21 de Thodex kripto para dolandırıcılığı patlak verdi. 400.000 kişi Thodex coin kullanıcısının dolandırıldığı haberlerini okuyoruz.
Bildiğim kadarıyla kripto paralar için, TCMB’nin yeni yönetmeliği dışında hukuki bir düzenlenme yok. Kripto paranın bir mal mı, bir hak mı, bir değişim aracı mı olduğu belli değil. Bir güvence bulunmayan kripto para borsalarında kimin ne kadar yatırımı var, belli değil. Bu borsalar, genel hukuk mevzuatı dışında, özel bir mevzuata tabi değiller. Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler anlayışı hâkim. Oysa bu işin adam gibi bir regülasyonu olsa 400.000 kişi mağdur olmayacaktı. TCMB’nin yayınladığı yönetmeliğin aman aman olmadığı “Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik” adından belli. Yönetmeliğe göre kripto varlıklar ödemelerde kullanılmayacak sadece. Yani TCMB demiş ki; benim oyun alanıma girilmesin, dış mahallede ne olursa olsun.
Blockchain ve kripto paralar sektörünün hızlıca (yasaklayıcı olmayan) regülasyonuna tabi tutularak, bu alanda ülke olarak ön alabiliriz. Bu regülasyonun kuralları klasik bankacılık kurallarından bağımsız şekilde oluşturulmalıdır. Yeni şeylerin söylendiği bir mevzuat olacağından dolayı klasik bankacılık kanununun çok faydası olmaz.
Bu regülasyonun istihdama etkisi de yüksek olacaktır.
- Bilişim firmalarının değerlemesi (Yazılımların değeri, lisans SİCİL defteri, teminat olarak kabulü, teminat sicil takibi, kodların yedeklerinin saklanması):
Bu ülke mortgage sektörüne (konut finansmanı sektörü tut-sat) on yıllar sonra girerek, ekonomik açıdan çok şey kaybetmiştir. Bu sefer bilişim sektöründe bu hatayı yapmayalım.
Bilişim ve uzay sektörünün regülasyonu için yapılması gereken işlemler:
1- Bilişim firmaları için değer tespit sistemi kurulmalıdır. Uzman bilişim ve proje eksperliği kurumu tesis edilmelidir. (İstihdama doğrudan pozitif katkı)
2- Yazılımların değer tespit sistemi kurulmalıdır. Yazılım eksperliği kurumu tesis edilmelidir. (İstihdama doğrudan pozitif katkı)
3- Bu ürünlerin tescil edileceği, saklanacağı, kodların yedeklemesinin yapılacağı, blockchain tabanlı bir SİCİL bürosu tesis edilmelidir. (Dijital tapu kadastro)
4- SİCİL bürosuna bağlı, yazılımların, ürünlerin test edileceği, bir test müessesesi kurulmalıdır. (İstihdama doğrudan pozitif katkı)
5- Bu ürünlerin sigortalanmasına yönelik mevzuat yazılmalıdır.
(İstihdama doğrudan pozitif katkı)
6- Bu yazılımların, kredi verenlerce, krediye teminat olarak kabul edilme mevzuatı çıkartılmalıdır. (İstihdama doğrudan pozitif katkı)
7- Bilişim firmasının lisansları ya da yazılım ürününün kodları ya da başka dijital ürünü kredi teminat amaçlı olarak, blockchain tabanlı çalışan SİCİL Müdürlüğünde, kredi veren lehine ipotek tesis edilebilecektir.
8- Temerrüde düşen firmanın alacaklıları, siciline kayıtlı dijital varlıklara haciz, rehin işlemi yapabilecektir.
9- Bankalar, kanunların çizdiği sınırlar çerçevesinde kredi verirler. Bilişim sektöründe her şey o kadar hızlı gelişmekte ki, bu hızı mevcut kanunlar karşılayamamaktadır.
Bilişim sektöründe o kadar yeni icat vb. var ki, işte en son kripto paralar meselesi gibi. Bu paralara alacaklı bir banka, icra marifetiyle haciz koyabilir mi? İcra iflas kanunda böyle bir madde var mı? Ya da bankalar, bitcoin’i bankalar kanunu çerçevesinde teminat olarak rehin alabilir mi? Alsa bile nerde rehin edecek, bunu nasıl yapacak?
Bunlar net cevabı, mevcut mevzuat çerçevesinde olmayan sorular var.
Bu durumu bir örnekle açıklamak isterim:
Bankaya kredi için başvuran bir bilişim firması düşünelim. Bu firma teknokentte faaliyet gösteriyor. Firma oyun sektörüne yönelik kod yazıyor. Yani bir oyun geliştiriyor. Bu firmanın kredi talebi; bankalar tarafından mevcut mevzuata göre değerlendirildiğinde, maddi bir teminat talep edeceklerdir. (Diğer şartların tamamının yerine getirildiği ön şartı ile).
Oysa uzman bilişim ve proje eksperliği kurumuna (1 nolu kurum) başvurusunu yapan firma ya da banka, firmanın projesinin değerini, riskini, giderlerini, yazılan oyunun pazarda yer alıp alamayacağı gibi kritik değerlendirme noktalarında yaklaşık bir fikir sahibi olabilir. Bazı projelerde ise yaklaşık değer tahminleme işi daha net değerlere ulaşabilir (Bunun için sigortacılıktaki aktüeryal istatistiklerin tutulması gibi bu sektörde de öyle bir data tutulması gerekecektir. Sektör bilişim sektörü olduğu için bu işler yapay zekaya yaptırılır.)
Bilişim ve proje eksperliği kurumu tespit ettiği değeri ve raporu, blockchain tabanlı çalışan SİCİL bankasına yerleştirir ve bir sicil kayıt numarası verir. İlgililer bu rapora her zaman ulaşabilirler. Krediyi verecek banka yetkilisi ya da ileride yapay zekâ robot bankacılar kredinin değerlendirmesini bu rapor üzerinden yapabilir ve kredi verip vermeme konusunda bir karara varabilir. Kredi verme kararı olumlu ise, prosedürler işletilerek, yazılım eksperinin biçtiği değer üzerinden proje kodları sigortalanarak, SİCİL müdürlüğünde banka lehine blockchainle ipotek işlemi yapılacaktır. Projenin çıktısı olacak olan ürün lisansı ve yazılım kodları da SİCİL müdürlüğünde banka lehine rehin edilecek, kredinin ödenmesi sonrası rehin ve ipotekler, otomatik olarak herhangi bir işleme, merasime gerek kalmadan kalkacaktır.
Bazı okuyucularım için konu sıkıcı gelmiş olsa da bu regülasyon bilişim sektörü için çok önemlidir. Aksi halde bu sektör bankalara kendisini anlatamayacak, bankalar anlamayacak bu nedenle daha pahalı kaynaklarla girişimlerini realize etmeye çalışacaklardır. Ya da hiç realize edemeyeceklerdir.
Oysa REGÜLASYON’un devreye alınması bu işleri baştan sona başka bir boyuta taşıyabilir.
ABD’nin Silikon Vadisi var ise bizim de Blockchain Tabanlı SİCİL Müessesesi’miz (BTSM) var deriz artık.
- BTSM Borsa Endeksi:
Borsada bilişim ve uzay sektörü, mevcut borsa endeksinden ayrıştırılarak, “BTSM ENDEKSİ” adı altında takip edilmeye başlanacaktır. BTSM Endeksi bilişim ve uzay sanayi ekosistemi özel-kamu ya da KÖİ firmalarından teşekkül ettirilecektir. Bu sektörde faaliyet gösteren firmaların faaliyet raporlarının analizi, firma borsa kâğıt değerlemeleri de daha gerçekçi daha ayağı yere basan şekilde olacaktır. Spekülasyona karşı daha korunaklı, küçük yatırımcıların korunduğu bir endeks olabileceği düşünülmektedir. Çünkü analizler SİCİL kurumunun oluşturduğu raporlar üzerinden yapılacaktır.
4. Finans Kaynakları:
Üçüncü madde başlığında detaylandırdığımız REGÜLASYON’un yapılması bu sektörün, doğru finans kaynaklarına, doğru maliyetlerle ve doğru teminatlarla ulaşmasının önünü açacaktır.
Uzay Sektörünün bilişim ayağı da bu kaynaklara aynı şekilde ulaşabilecektir. Uzay sektörünü sadece uydu fırlatmak, uzaya gitmek olarak yorumlamamak lazım. Uzayda faaliyet gösteren ülkelerin uzay faaliyetlerine yönelik ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik tedariklerde bu sistemde değerlendirilmelidir.
Banka kaynakları dışında, borsada halka açılarak kaynağa erişmek daha reel ve daha verimli olacak, girişim sermaye fonlarına uygun şartlarda erişim imkanları oluşacak, kitle fonlama mevzuatı çerçevesinde uygun nitelikli kaynaklara ulaşmak, daha mümkün olacaktır.
5. Uluslararası Boyut:
Hem bilişim hem de uzay sanayii uluslararasına çok açık sektörlerdir. Birçok uluslararası örgüt ve regülasyona tabidirler. Uluslarası patent, yurdışı kullanıcılar, GDPR ve KVKK, OFAC, MASAK, Birleşmiş Milletlere bağlı kurullar, kanunlar ve mevzuatlar, Birleşmiş Milletler Dış Uzayın Barışçıl Amaçlarla Kullanımı Komitesi, Uluslararası Telekomünikasyon Uydu Örgütü… saymakla bitmez aslında.
İkinci başlıkta bahsettiğimiz Hukuk Sistemini doğru kurguladığımız takdirde, uluslararası boyuttaki ilişkilerde çok sorun çıkmaz. Dikkat ederseniz en önemli iki temel İnsan Kaynağı ve Hukuk Sistemi’dir. Diğerleri bu iki başlık üzerinde yükselebilmektedir. Evrensel değerlerle uyumlu, uluslararası sistemle entegre doğru bir hukuk sistemi her şeyi çözecek güçtedir.