Yeni ekosistemler yaratma serimize devam ediyoruz.
Mayıs sayısında “Bilişim ve Uzay Sektörü Ekosistemi” için “yeni model” önermiştim. Yeni bir sektöre yönelik istihdam yaratan yeni önerilerime çok olumlu tepkiler aldım.
Ülkemiz kısır tartışmalardan çok çekti ve çekmeye devam ediyor. Yeni şeyler söylemek lazım. Faydalı şeyler söylemek lazım. Bu ülkeden aldıklarımızı bu ülkeye bahşetmemiz lazım. Güzel ülkemize gücümüz yettiğince borcumuzu ödememiz lazım. Gelecek nesillere güzel bir ülke bırakmak için doğru şeyler önermek lazım kanaatimce.
Tüm bunlardan hareketle enerji sektörüyle ilgili yeni bir ekosistem oluşturulmasına yönelik bu yazıyı yazmaya karar verdim.
Evet, başlığı nasıl yorumladınız bilmem ama enerji denilen şey insanlığın efendisidir. Güneş enerjisi de enerji çeşitleri arasında elde edilme açısından en zararsız enerji türüdür. Üretim aşamasında nükleer enerji, termik santralleri ya da Hidro Elektrik Santrallerle (HES) kıyaslandığında, doğadaki canlıların ekosistemine en az zararı veren enerji türüdür.
Yukarıda yazdığım şeyler herkesin bildiği konulardır. Bundan sonra yazacaklarım ise yeni bilgi ve önerilerden oluşan, yeni bir Güneş Enerji Santralleri Ekonomi Sistemi (GESEKOS) modellemesi üzerinedir. Bu modelleme elbette eksik kalan kısımlar olacaktır. Her zamanki gibi tüm geribildirimlere açığım. Geliştirilebilir ve flexibıl bir model olduğu için problem yok.
Güneş Enerji Santralleri temelde iki farklı yapı ile çalışır. Bunlar fotovoltaik sistem ve termal sistemdir.
Fotovoltaik sistemde, güneşten gelen radyasyon, paneller vasıtası ile enerjiye çevrilmekte, elde edilen enerji inverter cihazı ile kullanıma uygun hale getirilerek kullanılmaktadır.
Termal sistemlerde özel aynalar vasıtası ile güneş ışınları belli bir noktaya iletilmekte, bu noktada bulunan yağ, su vb. sıvı ısıtılmakta, ısıtılan bu sıvı ile termik sistemlerde olduğu gibi buhar basıncı vasıtası ile mekanik enerji kinetik enerjiye çevrilmektedir.
Mevcut Durum:
Köy Verisi:
2010 verilerine göre 34.247 olan köy sayısı 2014 Türkiye yerel seçimleri ile yürürlüğe giren yeni Büyükşehir Yasası ile birlikte 18.335'e düştü.2
2020 itibariyle Türkiye nüfusu 83.614.000 kişi olup, il ve ilçe merkezlerinde yaşayanların ülke nüfusuna oranı %93, köy ve beldelerde yaşayanlarınki ise %7’dir. Yani 5.852.000 kişi köylerde yaşıyor. 34.347 adet köy olduğuna göre kaba ortalama ile köy başına 170 kişi düşüyor. Araştırmalarımda köylerdeki mevcut konut istatistiğine ulaşamadım. Bu nedenle köy ev sayısı hesabında köylere düşen nüfus adedinden basit hesapla yaklaşık bir sonuca vardım. Yani her köyde ortalama 170 kişi ve her hanede 3 kişinin yaşadığını kabul edersek her köyde minimum 50 hanenin olması gerekiyor. Bu durumda 34.247 adet köy x 50 hane= 1.712.000 adet evin olduğunu girdi kabul edebiliriz.3
Köy arazi büyüklüğü ve ne kadarının atıl arazi, dağ, bayır, tarımsal olarak kullanılamaz alan olduğu gibi bilgilere de herhangi bir datadan ulaşamadım. Bu arazilerin tespiti ancak fiili uygulama alanında mümkün olabilecektir. Aşağıdaki tablo Milli Emlak Müdürlüğü sitesinden temin edilmiş olup, en güncel bilgi aşağıdaki tabloda verilmektedir. Bu tablo tüm Türkiye tablosu olduğundan, köylere dair olabilecek olanlar: Tarla, Orta Malları, Bağ, Bahçe, Maden Ocakları ve Diğer Başlığı olanların toplamının belli bir oranı olabilir.
40’nın GES’e uygun olduğu varsayımıyla hareket edildiğinde 10.000.000.000 m2’lik bir alanın GES için girdi bilgisi olarak baz alabiliriz.
Sadece Hazine arazileri toplamının 10.000.000 km2’lik kısmı GES sahası olarak kullanılacaktır.
1.712.000 adet köy evinin de %30’unun GES için kullanılacağı öngörüldüğünde 500.000 adet de hane çatısına GES konulacaktır.
Bu veriler uygulama esnasında fiili olarak daha fazla da çıkabilir. Modellemede asgariyi baz alacağız.
Önermem: Türkiye’deki tüm köy evleri ve tarım dışı atıl arazilerinin üzerine kurulacak GES’lerle ülke enerji ihtiyacının …mW’lık ihtiyacının ...% oranını karşılayabiliriz.
Kurumlar:
Temel Araçlar:
Atıl köy ve Hazine arazileri 10.000.000.000 m2
Köy evleri 500.000 adet ev çatısı
Üretim Araçları ve Maliyet:
500 kW’lık bir GES için 10.000 m2 arazi yeterlidir.
Elimizdeki arazi miktarı olan 10.000.000.000 m2 /10.000 m2: 1.000.000 kW= 1.000 mW’lık GES inşa edilebilir. Bu kurulum için yaklaşık 4.000.000.000 TL’lik bir maliyet oluşmaktadır.
Her 100 m2 çatıya günlük üretimi 5 kW’lık GES kurulabilir. 500.000 hane: 100 m2= 5.000 adet çatı GES kurulumu X 5 kW= 25.000 kW elektrik gücü demektir. Bir evin aylık ortalama tüketimi 2 kW olup, 3kW’ını sisteme satabilecektir. Yani aylık üretimin 10.000 kW’ı kendi tüketimleri için, 15.000 kW’ı ise sisteme satılacaktır.
1 kWh (saatlik) tüketim maliyeti 01.01.2021 itibariyle meskenlerde 0,79 kuruştur. 1.000.000 kW tüketimin yıllık fatura tutarı 9.000.000.000-TL’dir. 1.000.000 kW’lık GES kurulum maliyeti olan 500 milyon USD’nin kur 10-TL’den hesaplandığında 5.000.000.000 TL’dir. Yani yatırım kendini tam bir yılda amorti etmektedir. (1 kW kurulum maliyeti 500 USD baz alınmıştır. Uygulamada bu maliyet çok aşağı çekilebilecektir.)
Kendisini 1 yıldan daha az bir sürede amorti edebilen yatırımların yapılması mantıklı mıdır? Konut yatırımının ortalama 10 yılda kendini amorti ettiği bir sistemde oldukça mantıklı bir yatırımdır.
O halde böyle bir yatırıma ülkemizde geç bile kalınmıştır diyebiliriz.
Şimdi esas kritik soru şu: Finansal kaynağı nasıl yaratacağız?
Burada üç ayrı kaynak yaratma modeli kullanılabilir:
GESKOS’ta ana hissedar Hazine Bakanlığı ve köy hane halkları olacağı için her üç kredi kaynağından ucuz kredi temin etmek sadece prosedürel bir konu olacaktır.
İşleyiş:
Modelleme daha da detaylandırılabilir. Ben genel hatlarını yazdım. Böyle bir oluşuma karar verildiğinde mevzuat çok detaylı çalışılıp yeni bir ekosistem oluşturulabilir.
Modelin faydaları:
Yap-işlet-devret modelli altyapı projelerine verdiğimiz Hazine garantili kredi kaynaklarını bu tarz gerçek gelir yaratıcı projelere kanalize etmeliyiz. Bu projeler belli bir süre sonra marjinal etkisi çok yüksek kaynak yaratabilen projelere dönecektir. Ülke ekonomisine YİD modelli yapılan otobanlardan ya da havalimanlarından daha çok fayda sağlayacağı kesindir. En azından yolcu garantisi gibi garantiler olmayacağından, Hazine kasasından kullanılmayan kapasite için para da çıkmayacaktır.