Bu yazımda hepimizi yakından ilgilendiren bir konuya değinmek istiyorum: Eğitim… Eğitimci olduğumuzu iddia ederek bu meseleye değinmiyoruz. Sadece sektörümüzün ihtiyaçları doğrultusunda konunun önemine dikkat çekmek istiyoruz…
Anayasamızda eğitim bir hak olarak düzenlenmiş ve bu hakkın gerçekleştirilmesi bakımından devlete bir dizi sorumluluklar yüklenmiştir. Eğitim hakkını düzenleyen Anayasa’nın 42. Maddesi şöyledir: “Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz. İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır. Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir. Devlet, maddi imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır. Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez. Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası andlaşma hükümleri saklıdır.”
Söz konusu Anayasa maddesinde işaret edildiği gibi eğitim, devletin en önemli sosyal görevlerin başında yer alıyor. Meseleye iyi niyetle baktığımızda devletimizin de en iyisini yapmaya çalıştığını kabul ediyoruz. Lakin “Bu yeterli midir?” diye sorulduğunda mevcut şartlarda buna kolayca “evet” cevabı verilemeyeceğini de görebiliyoruz.
Yaşadığımız yüz yılın yükselen yıldızı bilgi iletişim yani ICT sektörü. Bu sektördeki değişimi yakalamak istiyorsak Türkiye olarak nitelikli eğitim vermeli veya nitelikli eleman yetiştirmemiz gerekiyor. Hükümet, devlet imkanlarını kullanarak geçtiğimiz yıllarda 1 Milyon yazılımcı yetiştirme konusunda aksiyon aldı. Şimdi bunun eğrisini doğrusunu tartışmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Ancak asıl sorgulanması gereken kurumların üniversiteler olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Eskiden üniversiteden mezun olan gençlerimize vasıflı derken, bunun günümüz koşullarında eksik kaldığını görüyoruz. Peki o zaman ne olması gerekiyor? Mezunların mümkünse vasıflı ve nitelikli olması çağımızın en önemli ihtiyacı olarak karşımızda duruyor…
Türkiye’nin gelecek on yılda en önemli sıçrama tahtası ICT sektörü olacaktır. ICT sektörünün kalbi ise teknokentlerde atacaktır… Lakin teknoketlerin sürdürülebilir bir yapıya dönüştürülmesi gerekiyor. Bu kurumların şirketlere sadece vergi ve teşvikler üzerinden sağladığı desteklerin yeterli olmadığını da görmek gerekiyor. Bu alanda sürdürülebilirliği temin etmek için nitelikli insan kaynağını yetiştirecek mekanizmaların tesis edilmesi şart. Gerekiyorsa teknokentlerin inisiyatif alarak süreci doğru yönetmeleri gerekiyor.
Peki “Nitelikli eğitim nedir?” diye sorduğumuzda ise karşımıza şöyle bir cevap geliyor: “Hem bireyin gelişim ihtiyacına hem de toplumun ihtiyaçlarına cevap veren davranışları en üst düzeyde değiştirmektir… Hem bireyin, hem de o bireyin yakın çevresinin, ailesinin ve içinde yaşadığı toplumun gelişmesine katkıda bulunmaktır. Genel olarak bu şekilde ifade edildiğini görüyoruz. Ancak bu nitelikli eğitimin bir de sürdürülebilirlik kısmı olması gerekiyor. Aslında eğitim ile ekonomi bu süreçte birbirini destekliyor olmalı… Ez cümle Refah, Yenilikçilik ve Üretkenliğin eğitimle mümkün olduğunu bilmemiz lazım…
Bu sayıda; son yılların en popüler konusu kripto paralar ve finansal teknolojileri masaya yatırdık. Ayın konusu dosyamızda sektörün önde gelen isimlerinin değerlendirmeleri ve gelecekle ilgili öngörülerini okuyacaksınız. Ayrıca Türksat A.Ş. Genel Müdürü Hasan Hüseyin Ertok ile Türksat’ın faaliyetlerini konuştuk. Sektörün nabzını tutan haber ve yazarlarımızın değerli yorumlarının yer aldığı yeni sayımızı ilgiyle okuyacağınızı umuyorum…