Hiçbir savaş insanların geleceğinden ve mutluluğundan daha önemli olamaz ancak bir millet düşünün, çocukları doğuştan kendisini asker kabul eden, bir ordu düşünün dünyanın en müşfik ve şefkatli ordusu… Tarih boyunca gittiği coğrafyalara barış ve huzur götürmüş bir ordu…
Mazlumların beklediği milletin ordusu… Tarihin en eski düzenli ordusu ve günümüz askeri sistemin temellerini atmış taarruz ve savunma sistemleri geliştirmiş bir ordu…
İkinci Dünya Savaşı’nda Almanların şifrelerini kırmak için geliştirilen enigma şifre çözücü ile yazılım sektörünün temelleri atıldı. Kapalı devre elektronik haberleşmeler, yayıncılık teknolojilerindeki gelişmeler ve nihayetinde internetin kullanıma girmesi teknoloji tarihinde birer milat oldu. Malum artık savaşlar sadece tankla, tüfekle yapılmıyor.
ICT sektörünün gelişmesi ve yazılım endüstrisinin belirgin şekilde savunma alanında da kullanılıyor olması milli savunma sanayimizin yerli ICT ürünlerini de etkin kullanmasını zorunlu kılıyor. Yerli savunma sanayii için, yerli ve üreten ICT sektörünün desteği çok önemli. Ülkemiz özellikle son dönemlerde gizli veya açık bir saldırı altında. Ülkemizi ve geleceğimizi korumak için bağımsız savunma sanayiimizi oluşturmak zorundayız.
Yine bir seçim atmosferine girmiş bulunuyoruz. Bu seçimle Türkiye’de hükümet etme modeli değişmekte… Yeni sistem oylanacak ve 25 Haziran günü ülke olarak yeni modelin yürürlüğe girdiği güne merhaba diyeceğiz. Bu seçimin ardından Türkiye olarak toparlanma, silkinmeye başlayacağız. Ekonomide üretim temelli bir modelin oluşturulması şart olacak. ICT sektörü de bu süreçten olumlu olarak etkilenecektir.
Ülke olarak özellikle ICT sektöründe donanım ve siber güvenlik ürünlerinde yoğun bir şekilde ithalat söz konusu, yani dışa bağımlıyız. Hiçbir hasisliğe kapılmadan ve farklı mülahazalara dayanmadan bir konuyu gündeme getirmemiz gerekiyor. Çinli firmaların özellikle de birinin sektörü domine etmesi ve pazara neredeyse tek başına hâkim olması kanaatimizce çok ciddi bir sorun… ICT cihaz alımlarında kamu ve Türk Telekom’un bir stratejisi olurdu, hiçbir zaman tek bir firmaya veya ürüne bağlı kalmaksızın alternatifli teminleri olurdu. Gelinen noktada sektördeki paydaşların neredeyse tamamı bu konudan şikayetçi olmasına rağmen bu firma her alanda kendini göstermekte. Kimse bu firmaya bu kadar ciro yapıyorsun ama üretimle ilgili burada hiç teşebbüsün yok dediğini duymadık, görmedik… Bu öneri sadece bu firma için geçerli değil. Bu ülkede iş yapıp bu kadar ciro yapan hangi firma olursa olsun, hepsi için üretim konusunun gündeme getirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Donanım konusunda iddialı konuma gelmemizin ciddi bir zaman gerektireceği aşikardır, ancak bu zamanı yazılım tarafında kapatmak mümkün.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürlüğü’nün Barcelona’da imzalamış olduğu ONF protokolünü çok önemsiyoruz. Donanım bağımsız yerli yazılımların, çözümlerin aktif bir şekilde teşvik edilmesi ve uluslararası pazarlara sunulması firmalarımızı motive edecektir. Buradaki sürecin bir strateji çerçevesinde, odaklı çalışılarak götürülmesi faydalı olacaktır.
Türk Telekom’dan açıklanan son çeyrek verilerine bakıldığında Türk Telekom hakkında yapılan spekülasyonların geçmişte kalmaya başladığını görüyoruz. Doğru yönetilmesi halinde sektörün önemli lokomotifi olan Türk Telekom bu yılı daha iyi rakamlarla kapatacağı öngörülebilir. Türk Telekom’un öncülüğünde, daha doğrusu Dr. Paul Doany’nin vizyonu ile ortak altyapının paylaşım konusunda önümüzdeki günlerde güzel haberler çıkacak gibi gözüküyor. Mutabakatlar sağlanması halinde kangren hale gelen fiber altyapının ortak kullanımı seçimlerden önce çözülüyor olacak.
Birleşmiş Milletler’in en eski kurumu ITU (Dünya Telekomünikasyon Birliği) yaklaşık 150 yıl önce kuruldu. Kurucuları arasında Türkiye de (Osmanlı Devleti) bulunuyor. Her dört yılda bir buranın komisyonu seçimlerle yenileniyor. 3-4 dönemdir bu komisyona zor bir bölge olan Avrupa bölgesinden seçilerek giriyoruz. Bu yıl yine ITU’da seçim olacak ve Türkiye olarak bu komisyona adayız ve komisyonda Türkiye’nin varlığı hepimizi gururlandıracaktır.
Bu sayıda; yaklaşık bir yıldır SAP Türkiye’nin başında bulunan Uğur Candan ile dijitalleşme üzerine yaptığımız röportajı bulacaksınız. Ayın Konusunda “Savunma Sanayinde Yerli ve Milli ICT Çözümleri”ni ele aldık. Sektörün önemli isimleriyle birlikte uzmanların konuyla ilgili görüş ve önerilerini büyük bir dikkatle okuyacağınızı ümit ediyoruz.